Yazarı: Ahmet Turan ALKAN
Basım tarihi:
1. Basım-1992
9.Basım-2007
Yayınevi: Ötüken Yayınevi
ALTINCI ŞEHİR
Yazar bu kitabında Sivas şehrini anlatıyor.Çeşitli anılar,olaylar,komik hikayelerle anlatımı güçlendiriyor.Diğer kitaplarının aksine bu kitabında dili sadedir.Kitap dört bölümen oluşuyor ve her bölüm kendi içinde başlıklara ayrılıyor.Bölümlerden seçmeler:
ŞEHRİN ÖNSÖZÜ
Yazarın bu kitabı yazmadan önce Mithat Enç’in Antebi anlattığı “Uzun çarşının Uluları” kitabından etkilendiğini ayrıca A. Hamdi Tanpınar’ın Beş Şehir’i okuduktan sonra anlatılan şehirler (İstanbul, Konya,Erzurum, Bursa, Ankara) arasında Sivas’ın olmadığını ve bir eksiklik hissiyle yazdığını belirtiyor.
BİR ŞEHRİ SEVMEK
Yazarın Sivas’a nasıl aşık olduğunu, nasıl özlediğini, orada olmasa da bir çocukluk özlemiyle yandığını belirtiyor. ” Ankara’dan veya İstanbul’dan Sivas’a döneceğimiz zaman daha otobüse adım atar atmaz bir rahatlama duyarsınız, artan bir sabırsızlıkla kilometre levhalarını izlersiniz.” diyor.
GEÇMİŞ ZAMAN SİNEMALARI
Sinemanın hayatımızdaki yerini, bilet kuyruklarındaki ezilme tehlikeleriyle toplumun nasıl bağımlı olduğunu gözler önüne seriyor.
Mesela, Ahmet Tarık Tekçe, Fatma Girik’e saldırmaya kalkışsa cümleten yuh çekilir, rahmetli Ayhan Işık kır atıyla sevgilisini bu alçak heriften kurtarmaya gelince salon alkıştan kopardı.
Rahat durmayan seyircilere sürekli yapılan anonslardan:
“Ulan sayın seyirciler! Balkondan cigara içüp kesmüklerini aşşağı atıyorusnuz. Altta oturan beylerin değirmi tengürşenklerine düşüp yakıyor. Eşşekliğin lüzumu yoktur.Teşekkür ederiz.”
KARAKIŞ, ZEMHERİ,GÜCÜK
Sivas’ın kışlarının nasıl sert geçtiğini anlatan şair bu kitabında yaşamdan kesitler sunar.Bunlardan biri:
59. Tümenden bir askerin ailesine yazdığı mektup:
“Sevgili anneciğim. Sivas’ın üç ay yazı olduğunu söylüyorlar. Ben on bir aydır buradayım hala yaz gelmedi.” Ayrıca halk arasında da:
“Kış Erzurum’da konaklar, Sivas’ta oturur.”derler.
BİR ZAMANLAR SİVAS ÇARŞISI
Sivas esnafının nasıl çalıştığını, işine ne kadar bağlı olduğunu anlatan yazar kitabında yine örnekler verir.
Sivas çarşısında dükkan dediğinin, sabahın köründe açılırdı. Namaz üç çarşı camisinden birinde (Meydan, Paşa ve Hocaimam) kılınır, ortalık iyice ışıyana kadar “İbrahim Ağa” kahvesinde zehir- zıkkım kahveler yudumlanarak kepenkleri açılırmış.
KADINLAR HAMAMI
Yazar Sivas üzerinden eskinin hamam geleneğini kitabında gözler önüne seriyor.
“Sadece on iki kere baş sürdürdüğü ve dört kere keselendiği için gelinini çekiştiren kaynanalara daima rastlanırdı.”diyor yazar.
Erkek çocuklarını hamama getiren ve büyüdüğünün farkına varamayan annelere hamam kadınları:
“Vah anam, senin oğlanın gözleri fıldır fıldır dönmeye başlamış. Günaha yetiyorsun. Oldu olacak gişini( kocanı ) da hamama getireydin bari!”
MEHMET ÇAYIR
PDR/1-B
Basım tarihi:
1. Basım-1992
9.Basım-2007
Yayınevi: Ötüken Yayınevi
ALTINCI ŞEHİR
Yazar bu kitabında Sivas şehrini anlatıyor.Çeşitli anılar,olaylar,komik hikayelerle anlatımı güçlendiriyor.Diğer kitaplarının aksine bu kitabında dili sadedir.Kitap dört bölümen oluşuyor ve her bölüm kendi içinde başlıklara ayrılıyor.Bölümlerden seçmeler:
ŞEHRİN ÖNSÖZÜ
Yazarın bu kitabı yazmadan önce Mithat Enç’in Antebi anlattığı “Uzun çarşının Uluları” kitabından etkilendiğini ayrıca A. Hamdi Tanpınar’ın Beş Şehir’i okuduktan sonra anlatılan şehirler (İstanbul, Konya,Erzurum, Bursa, Ankara) arasında Sivas’ın olmadığını ve bir eksiklik hissiyle yazdığını belirtiyor.
BİR ŞEHRİ SEVMEK
Yazarın Sivas’a nasıl aşık olduğunu, nasıl özlediğini, orada olmasa da bir çocukluk özlemiyle yandığını belirtiyor. ” Ankara’dan veya İstanbul’dan Sivas’a döneceğimiz zaman daha otobüse adım atar atmaz bir rahatlama duyarsınız, artan bir sabırsızlıkla kilometre levhalarını izlersiniz.” diyor.
GEÇMİŞ ZAMAN SİNEMALARI
Sinemanın hayatımızdaki yerini, bilet kuyruklarındaki ezilme tehlikeleriyle toplumun nasıl bağımlı olduğunu gözler önüne seriyor.
Mesela, Ahmet Tarık Tekçe, Fatma Girik’e saldırmaya kalkışsa cümleten yuh çekilir, rahmetli Ayhan Işık kır atıyla sevgilisini bu alçak heriften kurtarmaya gelince salon alkıştan kopardı.
Rahat durmayan seyircilere sürekli yapılan anonslardan:
“Ulan sayın seyirciler! Balkondan cigara içüp kesmüklerini aşşağı atıyorusnuz. Altta oturan beylerin değirmi tengürşenklerine düşüp yakıyor. Eşşekliğin lüzumu yoktur.Teşekkür ederiz.”
KARAKIŞ, ZEMHERİ,GÜCÜK
Sivas’ın kışlarının nasıl sert geçtiğini anlatan şair bu kitabında yaşamdan kesitler sunar.Bunlardan biri:
59. Tümenden bir askerin ailesine yazdığı mektup:
“Sevgili anneciğim. Sivas’ın üç ay yazı olduğunu söylüyorlar. Ben on bir aydır buradayım hala yaz gelmedi.” Ayrıca halk arasında da:
“Kış Erzurum’da konaklar, Sivas’ta oturur.”derler.
BİR ZAMANLAR SİVAS ÇARŞISI
Sivas esnafının nasıl çalıştığını, işine ne kadar bağlı olduğunu anlatan yazar kitabında yine örnekler verir.
Sivas çarşısında dükkan dediğinin, sabahın köründe açılırdı. Namaz üç çarşı camisinden birinde (Meydan, Paşa ve Hocaimam) kılınır, ortalık iyice ışıyana kadar “İbrahim Ağa” kahvesinde zehir- zıkkım kahveler yudumlanarak kepenkleri açılırmış.
KADINLAR HAMAMI
Yazar Sivas üzerinden eskinin hamam geleneğini kitabında gözler önüne seriyor.
“Sadece on iki kere baş sürdürdüğü ve dört kere keselendiği için gelinini çekiştiren kaynanalara daima rastlanırdı.”diyor yazar.
Erkek çocuklarını hamama getiren ve büyüdüğünün farkına varamayan annelere hamam kadınları:
“Vah anam, senin oğlanın gözleri fıldır fıldır dönmeye başlamış. Günaha yetiyorsun. Oldu olacak gişini( kocanı ) da hamama getireydin bari!”
MEHMET ÇAYIR
PDR/1-B