Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Türkiye'den erişim engeli nedeniyle yeni adresimiz: turkcetoplulugu.weebly.com

Nar Ağacı
Nazan Bekiroğlu
(%25 İndirimle)
Beyaz Türkler K.
Alev Alatlı
(%25 İndirimle)
turkcetoplulugu.weebly.com Topluluğumuzun yeni adresi
Kendini Açma
B. Çetinkaya

    beklenen aydınlık

    avatar
    1001030062


    Mesaj Sayısı : 1
    Kayıt tarihi : 24/12/10

    beklenen aydınlık Empty beklenen aydınlık

    Mesaj  1001030062 Cuma Ara. 24, 2010 9:49 am

    BEKLENEN AYDINLIK
    Karanlık…
    Karanlık öyle çok şey ifade ediyordu ki Ayşegül için… Ona göre her şey her yer her zaman karanlıktı… Gökyüzüne baktığında yıldızları ve ayı göremiyordu o…
    Karşıda eski yatak odasından kalma eski, kırık bir dolap sağda çalışma masası solda kitaplık ve kitaplıktaki kitaplara rağmen yerde orda burda her yer de yığınla kitap… Her gün bir yenisi eklenen YGS ve LYS kitapları… Dolap üzerinde ve duvarlarda onlarca dağınık yapıştırılmış kimisi çok eski kimisi çok yeni fotoğraflar…
    Ve en çok sevdiği şey odada tabi ki yatağı ve yatağın önünde çalışma masası olduğu halde odada ki ikinci masa… Aslında kazanılması için çoğu şey düşünülmüş yani… Bunların dışında kağıt asılabilecek her yerde motive edici yazılar, programlar ve dualar…
    Ve tabi ki kilitlenince kızılan arada çalınmadan açılıp ders çalışıp çalışılmadığını kontrol edilen odanın kapısı… Arkasındaki askıya belki de elli tane kıyafet asılmıştı…
    Hep planlar var akılda… Her gün değişen planlar… Sınav yaklaştıkça daha da ağırlaşan ne kadar yapılsa da bir türlü hayata geçirilemeyen planlar…
    Yaklaşık iki yüz gün var sınava…
    Günler öyle yorucu ve dolu ki… Hafta içi her gün okul Salı akşam sınav Cuma etüt hafta sonu dershane dersleri…
    Ne okul ne dershane ne ders istemiyordu hiç birsey…
    Kalem kağıt a,b,c,d,e şıkları ,testler ,sınavlar ve sınav sonucunun açıklanacağı günler mide bulandırıcı idiler artık…
    Telefona mesaj geldi Aslıdan…
    ¬¬-Canım Perşembe günü kızlarla bize geliyorsunuz sen de sultana haber ver olur mu?annem anneni de davet ediyor canım
    -Okulu mu ekeceğiz?
    -Ekeriz ya ne var
    -Kız ikinci dönem sınav yaklaşınca kullanırız devamsızlıkları ne ekmesi ya
    -Aman Ayşegül problem çıkarma işte konuştuk kızlarla
    -Bilmem ki
    -Seneye çok özleriz ararız bu günlerimizi ne var bir gün yani
    -Tamam bir söyleyeyim inşallah izin verirler
    -Sen istersen izin alırsın Ayşegül oynama bana şimdi
    -Vermezlerse suç benim mi yani ben ne yapim
    -Tamam izin almaya çalış bakalım ondan sonra konuşalım
    -Tamam canım ben sana mesaj atarım
    -Bekliyorum canım
    -Görüşürüz
    -Görüşürüz tatlım
    Düşünüyordu doğruydu aslında haklıydı seneye çok istense toplanılmaya çalışılsa da hiç tam kadro olunamazdı.
    Aslında çok bir kayıp olarak da düşünülemezdi. Zaten çokta sevmezdi hiç birini…Ama vefa derlerdi ya hani onca şey paylaşılmıştı dört yıl boyunca
    Sınıfı öyle garipti ki kızlar ve erkekler diye iki guruptu ve bu iki gurup geçmişteki bir tartışmadan dolayı küslerdi. Bir tek Ayşegül konuşurdu erkeklerle… Kızların erkeklere erkeklerin kızlara bildirmesi gereke bir şey olduğunda hep arada Ayşegül gidip gelirdi.
    Sevilirdi Ayşegül sınıfında... Çok konuşurdu. Belki de içinde ki karanlığı hüznü bastırmak için yapardı bunu kim bilir…
    Sınıfında ki çoğu işiyle dershanede de aynı sınıftaydı…Haftanın yedi günü anneden babadan kardeşten çok sınıftakilerle birlikteydi.
    -Anne Perşembe günü kızlar Aslılarda toplanıyorlarmış ben de çağırıyolar
    -Okul yok mu perşembe günü
    -Var ama devamsızlıktan kullanalım diyorlar zaten önemli dersler de yok
    -Siz bu devamsızlıkları sınava doğru kullanmayacak mıydınız?
    -Anne bir gün bir şey olmaz
    -Ben bilmem babandan izin al
    -Üff anne madem babana sor diyeceksin niye söyletiyorsun beni
    -Güzel konuş benimle
    -Tamam anne ya
    -Kime diyorum ben
    -Tamam tamam izin verir mi ki babam
    -Ne bilim en içini mi okuyorum adamın
    -Sana da bir şey sorulmuyor ben gidim de bir sorayım o zaman
    -Babacım
    -Efendim
    -Baba Perşembe günü kızlar aslılara gidiyorlarmış ben de gidebilir miyim?
    -Perşembe günü okul yok mu?
    -Var ama önemli dersler yok
    -Yoklama alınmıyor mu?
    -Alınıyor ama baba bir günden bir şey olmaz
    -Yavrum sene sonunda kullanmayacak mısınız siz bu devamsızlıklar? Ne olacak sene sonu yaklaşınca karşıma geçip ağlayacak mısın?
    -Niye ağlayayım baba ya
    -Soyadı ne bu kızın?
    -Algül
    -Şu köyde oturan kız mı?
    -Evet baba
    -Nasıl gidip geleceksiniz?
    -Araba varmış baba hem tek değilim sonuçta
    -Tamam git hadi
    -Teşekkür ederim baba
    .
    .
    -Anne Perşembe günü gidiyorum
    -Hadi gözün aydın
    -Bu arada Fatma teyze seni de çağırmış
    -İşim var benim gelemem
    -Tamam gelme
    -Selam söylersin
    -Aleyküm selam anne tamam söylerim
    .
    .
    -İzin aldım canım
    -Hmm peki annen de geliyor mu ?
    -Hayır tatlım o müsait değilmiş
    -Peki canım bekliyorum o zaman
    -Tamam canım inşallah
    -Ayşegül bu arada fotoğraf makinanı kimseye verme getirirsin gelirken şirin suya gideriz tamam
    -Tamam canım getiririm
    -Yarın görüşürüz o zaman canım
    -Görüşürüz tatlım iyi geceler
    -iyi geceler
    Bugün de düzgün ders çalışamamıştı.Çalışmayınca her şey daha da kötü oluyor içinden çıkılamaz ir hal aldığını biliyor ve günden güne psikolojisi daha da bozuluyordu
    İnşallah güzel olur diye düşünüyordu.Yarın için hazırlık yapacak sonra da yatacaktı.Her geçen gün gibi bugün de ayrı bir zor geçmişti…
    O gece de geçmişti geçen bir çok gece gibi okul dershane derken öyle çabuk geçiyordu ki günle gerçekten akıl almıyordu…
    Herkes ayrı bir öğüt veriyordu sınav için..Bilen bilmeyen herkes konuşuyordu…Nasılsın iyi misin den sonra hep sınav soruluyordu
    Dershaneden gelirken Hilal ablasıyla karşılştı
    -N e yapıyorsun Ayşegül?
    -Çok şükür abla evden okula okuldan eve derken geçiyor günler…Sizler ne yapıyorsunuz nasılsınız?
    -Bizler de iyiyiz inşallah okul nasıl gidiyor?
    -İdare eder abla
    -sen son sınıftın değil mi sınava gireceksin bu yıl?
    -Evet abla sına için uğraşıyoruz zaten
    -Hadi bakalım görelim seni
    -İnşallah abla
    -Güveniyoruz sana annene selam söyle
    -Aleyküm selam abla söylerim inşallah
    Yollardan da bıkmıştı artık senelerdir aynı yolları yürümekten bıkmıştı…Eminim yollarda bıkmıştı hep aynı insan tarafından çiğnenmekten…
    -Hoş geldin bayan
    -Hoşbuldum anne
    -Gel de bir yüzünü görelim
    -Anne bıktım artık şu sınav gelsin geçsin iyi ya da kötü gelsin geçsin şu sınav artık ya
    -O ne demek öyle sen elinden geleni yap Allaha bırak hkkında hayırlısı ne ise o olsun durup durup dert edinme kendine
    -Anne anlamıyorsun beni ya
    -Gazeteden numara aldım randevu alalım git bakalım şu ruh sağlığı merkezine
    -Anne deli miyim ben ya
    -Sadece deliler mi gider psikoloğa
    j-Anne git ya uğraşamam seninle
    -Git anlat işte bana anlatamadığın çok şey varmış ya git anlat rahatla
    -Anne tanımadığım insana ne anlatayım ben ya
    -Yavrum asıl tanımadığın insana anlatılır nasıl olsa tanımıyor anlat işte her şeyi
    -Tamam anne yapmadığım bir o kalmıştı onu da yapayım sayende deli de oldum
    -Sen zaten delisin
    -Sen de delinin annesi
    Aradan günler geçiyor konular da çoğalıyordu. Bir konu çalışıyorsa on konu ekleniyordu.Her geçen gün ilerleneceğine daha da çok geriye gidiliyordu…
    Olan deneme sınavlarının yanında bir de yazılılar yaklaşıyor sınav puanına etki edeceği için de ayrı ir sıkıntı oluşturuyordu.
    Pazartesi Kimya Salı Fizik Çarşamba analitik geometri ve matematik perşembe biyoloji ve ingilizce Cuma almanca ve trafik
    Yazılı mı çalışsa yoksa dershaneden verilen onlarca testi mi çözse yığınla biriken konuları mı halletseydi…
    Gün geçtikçe daha da karamsarlaşıyor hayaller kuramıyordu… Çevresindeki insanların o kadar eklentisine rağmen olmayacaktı bu yıl sanki…
    Bu zamana kadar son güne kadar hiç bir şeyden vazgeçmemişti aslında bundan sonra da vazgeçmeyecekti ama hani atalar demişler ye görünen köy kılavuz istemez diye…
    Bıkmıştı artık dersten kitaptan… Yeni bir şeyler öğrenmek ne kadar güzel olsa da birilerinin beklentisinden ya da bir şeylerin zorlamasıyla olmamalıydı bu…Değişik şeyler yapmak istiyordu… Değişik kurslara gitmek farklı insanlar tanımak hiç görmediği yerler görmek istiyordu… Bunalmıştı artık…
    Her şeye rağmen biliyordu ki bu ancak güzel ders çalışıp düzgün bir yeri kazanmakla olurdu… Başka türlü çıkamazdı bu ilçeden…
    Günlerden Cumartesi salonda bir karışıklık Allah’ım ne kadar çok seviyorum şu kardeşlerimi…
    -Ablacım yemek hazırmış
    -Tamam ablacım geliyorum
    -Ala kaçıyorum hadi beni yakala
    -Enes git başımdan
    -Hadi abla ya
    -Tamam hadi kaç bakalım
    .
    .
    -Geçen hafta sonu olan sınavın açıklandındı mı kızım
    -Ne bileyim baba asılmamıştı. Sınav sınav bıktım artık başka şeyler konuşulsun benimle…
    -Kazanana kadar böyle biz konuşmasak başkası konuşacak en doğrusu iyi çalış ilk yılında kazan kurtul
    -Yok ben kazanmak istemiyorum sanki ya ben doydum afiyet olsun

    Kurtuluş yeriydi şu odası… İnsanlar ders çalışıldığını düşündükleri için rahatsız etmiyorlardı onu… O da bu durumdan fazlasıyla memnundu.
    Şu sınav öyle büyük bir sıkıntıydı ki onun için sanki dünyada onun kadar üzülen yıpranan yoktu… Henüz on yedi yaşında olmasına rağmen kendisini kırk yaşında gibi hissediyordu… Tüketmişti şu sınav onu…
    Arkadaşlarının çalıştığını görüyor daha da sinirleri bozuluyordu… Samimi olduğu arkadaşlarının hepsi deneme sınavlarından aldıkları puanlar kendisinden yüksekti… İnsan çalışmasa o kadar yüksek puanları nasıl alabilirdi ki… Şu dünyada ekilmeden biçilen ne vardı… Sorsan hiçbiri çalışmıyordu… Bu belki onlara göre ayrı bir yöntemdi…
    -Allah’ım yardım et ne zaman gündüz olacak ne zaman aydınlanacak beim dünyam…

    -Her sabah olduğu gibi bugünde erkenden kalktı. Gri eteğini beyaz gömleğini ve bordo hırkasını giydi. Kravatını taktı. Nefret ediyordu şu kıyafetten şu okul bir bitsin hiç birini görmek istemiyordu.
    Az kalmıştı zaten sabır sabır sabır
    -Hadi saat yediye geliyor çık da şu odadan iki lokma bir şey ye
    -Tamam anne gelim
    -Servis geldi Ayşegül çabuk ol
    -Tamam anne ya beklesin iki dakika
    -Bir şey de yemedin
    -Şu odanın haline bak fare eniğini kaybetse bulamaz
    -Komikleşme anne
    -Ben gittim hadi görüşürüz
    -Şunları alda yolda yersin
    -Anne çocuk muyum ben ya millete güldürecek misin beni ne bu çikolatalı ekmek
    -Kız şekerli zihnini açar işte
    -Of anne ya tamam ver görüşürüz
    .
    -Özür dilerim Baykan Amca
    -Ne özrü alıştık artık
    -Baykan amca sen yapma bari ya zaten her şey üstüme geliyor… Çok ararsın seneye beni…
    -Zaten yolcusun bu yıl gideceksin diye bir şey demiyorum
    -Bir bitseydi hayırlısı ile… Hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor…
    -Biter biter ben otuz yıldır bu okulun servisiyim ne bitmez diyenler çoluk çocuk sahibi şimdi…
    -Bitsin artık!
    (Gerçekten bitsin artık Allah’ım ne olur bitsin…)
    .
    .
    Sınıfta bağıranlar, ortada oynayanlar birbirlerine el şakası yapanlar , pencere kenarında dışarıyı izleyenler , kapı önünde hocanın gelmesini bekleyenler…
    İnsanlar nasıl da sıkıntısız mutlu görünüyorlardı… Belki de sadece görünüyorlardı dertsiz insan mı vardı şu dünyada…
    Kitapta okumuştu sıkıntısız hayat istenemezdi Muhammet ümmetiydik biz… O o kadar sıkıntı çekmişken peygamber olduğu halde biz dertliyim diyemez küçük şeyleri sıkıntı olarak göremezdik…
    Hocalar gelip gidiyor günler gelip geçiyordu… Dönemin son yazılılarına iki hafta vardı.Son yazılılar olduğundan dönemde işlenen bütün konulardan sorulurdu… Bu yüzden diğer sınavlarında daha iyi çalışmalıydı…
    Çalıştı da tabi yazılılar geldi geçti… Bütün notları çok iyiydi…
    Dönem bitmiş ara tatil gelmiş ders sınav derken o da su gibi gelip geçmişti…
    Dönüm noktası on iki nisandı… büyük sınav…
    O kadar az kalmıştı ki hem biran önce gelsin istiyor hem de korkuyordu…
    Sıkıntıdan stresten artık hiç kimseyi kaldıramıyor kim ne dese tersliyordu…O kadar çok arkadaşını kırmıştı ki
    Ya ailesi bir yıl boyunca onlarda Ayşegül ile yatıp Ayşegül ile kalkmışlardı. Sınav sonrasına sözler verilmiş bütün yapılacaklar sınav sonrasına ertelenmişti… Onlarda Ayşegül kadar stres yaşamıştı.
    Ve gelmişti sınav…
    On bir nisan akşamı her şey hazırlanmış hafif bir yemek yenmiş yatağına öpülerek yatırılmıştı Ayşegül…
    Çok az kalmıştı beklenen sona şimdi uyuyacak sabah uyanacak zaten sınava kadar her şey çok çabuk geçecek ve sınav gelip geçecekti….
    O gece çok geç saatlere kadar uyuyamayan Ayşegül sabah çok daha stresli ve heyecanlıydı…
    Her şeyi hazırdı… Ilık bir duş aldı kahvaltısını yaptı ve babasıyla yola çıkıldı…
    Sınava gireceği okul bahçesinde kendisinden yüzlerce vardı kimisi ağlıyor kimisi dua okuyor sınav salonlarına alınacakları o büyük anı bekliyorlardı…
    Sınav vakti geldiğinde abasına sarıldı ve gitti…
    Yüz atmış dakikanın ardından babası yine okulun önünde onun gelmesini bekliyorlardı…
    Sınav hiç de kötü geçmemişti… Güzel beklentiler içindeydi… Artık bitmişti her şey… Bundan sonra her şey çok güzel ve rahat olacaktı inşallah…
    O yaz tercihler yapıldı ve sabırsızlıkla beklendi…
    Sonuçlar açıklandı… Ayşegül Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği öğrencisiydi artık…
    Ayşegül Akdeniz’den Karadeniz’e bir yolculuk yaptı… Hayatı boyunca gizemli bulduğu bu yeri çok beğendi…
    Ayşegül şimdi yazılı anlatım dersi hocası olan Dursun Hocasının verdiği ödevi yapıyor ve şimdilik hayatından çok memnun…


      Similar topics

      -

      Forum Saati Cuma Nis. 26, 2024 5:22 pm