Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Türkiye'den erişim engeli nedeniyle yeni adresimiz: turkcetoplulugu.weebly.com

Nar Ağacı
Nazan Bekiroğlu
(%25 İndirimle)
Beyaz Türkler K.
Alev Alatlı
(%25 İndirimle)
turkcetoplulugu.weebly.com Topluluğumuzun yeni adresi
Kendini Açma
B. Çetinkaya

    YASAK AŞKIM

    avatar
    01001100064


    Mesaj Sayısı : 1
    Kayıt tarihi : 18/12/10
    Yaş : 31
    Nerden : SAMSUN BAFRA

    YASAK AŞKIM Empty YASAK AŞKIM

    Mesaj  01001100064 Perş. Ara. 23, 2010 2:05 pm

    YASAK AŞK
    Antakya’da yaşıyordum. Küçük bir çiftlikte;aslında her şey burada gerçekleşmişti.Oysa bizi ne mutlu günler beklemekteydi.Adım Yağmur annem babamın koyduğunu anlatırdı hep.Babam yıllar önce bizi bizi terk ettmişti.Anem Fatma dedem Ali ve dayım Murat ile yaşıyorduk.Çiftlik çok zor durumdaydı.Her gün bir alıcaklı kapımızdaydı.Biri gidip biri geliyordu.Buda babamın çok ağırına gidiyordu.Zorluklarla başa çıkamayacağını düşünerek bizi yüz üstü bırakıp gitti.Bu annem üzerinde derin izler kalmasına neden oldu.Tek sebep bu değildi tabi annem hamileydi ve bir erkek kardişim olmuştu.Ne yazık ki kardeşim doktorların bile anlayamadığı bir şekilde öldü.Herşeyin üstüne kardeşimin ölümü babam için kaldırılamayacak kadar ağır gelmişti.Artık bizi babamsız ve zor günler beklemekteydi.Ona bunu yaptığı bizi yüz üstü bırakıp gittiği için içten içe gittikçe büyüyen bir öfke taşımaktaydım.Ondan artık evde bahsedilmiyor adı bile anılmıyordu.Ama annemde ona kızmsına rağmen içten içe hala beklediğini ne yaparsa yapsın bir gün dönerse boynuna sarılacağından emindim.Dedem ise hiçbir zaman affetmiyeceğini her haliyle belli ediyordu.
    Fatma:İhtiyar nasılsın bugün.
    Ali:Her yerim ağrıyor.Yaşlandım artık işe yaramayan biri oldum kaldım.
    Fatma:Öyle konuşma baba senin varlığın yeter.Çay iste misin için ısınır bölye soğuk yerde oturuyosun.
    Ali:Zahmet olmasın kızım sana oh o adam yok mu seni bi başına bırakıp gitti buralarda.
    Fatma:Öyle söyleme baba gelir bir gün.
    Deyip içeri girdi beş dakika sonra elinde bir bardak sıcak çayla yaptığı nefis kekten bir dilim alarak dışarı çıktı.
    Ali:Sağol kızımsende olmosan kimsenin bakacağı yok.
    en çıkarıyodu. Dedem :Aneemi kaybettikten sonra dünyadan soğudu.Artık eski şen şakrak dedem gitmişti adeta sürekli annanemi sayıklayıp duruyodu.Bu da onda değişikliklere neden olmuştu.Sanki yanlızlığının acısını bizd Sürekli bir sinirlilik hali vardı üzerinde.Ama annemin yeri onun için ayrıydı.Ona kıyamazdı hiç taki bu sabaha kadar uyundığımda yer yerinden oynuyordu resmen kendimi yataktan nasıl attığımı bilmiyorm.Bağrış çağırış kıyamet gibiydi etraf.Analadım ki dedem yine bir şeylr karıştırmıştı.bu böyle gitmemeliydi artık her şeyi göze almıştım ne olursa olsun.Dedemle konuşmanın vakti gelmişti artık.Yanına gittim içimden planlıyordum biz sana ne yaptık ki bizim suçumuz ne diye ama yanına yaklaştığımda Deniz’i gördüm ve aklımdan her şey uçuverdi bir anda Deniz

    Ah Deniz.. İsmi gibi alıveriyodu, beni götürüyordu uzaklara kendimi kaybediyordum, onu görünce sanki.Dedemin yanında ona yardım ediyordu.Göz göze geliyorduk sürekli.Biliyordum benden hoşlandığını.Bir gun bahçede karşılaştık ve bana yamaçtaki nehrin kenarına gelmemi istedi.Allahım ne yapmalıydım bilmiyordum gitmelimiydim yoksa gitmemelimiydim çok kararsız kalmıştım.En sonunda kararımı verdim sonuçta ben denizi deliler gibi seviyordum.Gitmesezsem olmazdı.Yola koyuldum artık her adımda daha kararlı olduğumu hissediyordum.O olmalıydı hayatımda bir başkasına yer olmamalıydı.En sonunda nehirin kıyısında buldum kendimi karşımda duruyordu ne yapmalıydım yada ne yapmamalıydım bilmiyordum her şeyi oluruluruna bıraktım. Beni bekliyordu.Gülümsüyordu karşımda yanına yaklaştım heycandan titriyordum.Birden elimi tuttu ve benden hoşlandığını söyledi.Bende ona boş değildim hatta çok seviyordum dayanamayıp bende ona karşı olan hislerimi söyledim. Artık her gün herkesten gizli bir şekilde buraya geliyorduk.Kimseye belli etmemek için çiftlikte yanyana gelmemeye çalışıyorduk. Annem kızım sende bir değişiklik var ama çözemedim deyip duruyordu.Bende, bahardandır bahardandır deyip geçiştiriyordum.Her sabah erken kalkıp Deniz’in çifliğe gelişine bakıyordum.Ama bir sabah, saat sekiz olmasına rağmen gelmedi.Her gün sekizde gelen çocuk saat ilerlmesine rağmen gelemedi bir türlü.Ne yapmalıydım bilmiyordum.Artık son çare olarak dedeme söylemem gerekiyodu.Gittimde ağzını arayarak Deniz’in neden gelmediğini öğrenmeye çalıştım.Anladım ki annesi hastalanmış onu hastaneye götürmek için şehire inmiş.Bende dururmuyum hiç arabaya atladığım gibi hastaneye gittim ama hiçte hoş olmayan sonuçlarla karşılaştım.Onu hiç böyle görmemiştim beti benzi atmış adeta kireç gibi bembeyaz kesilmşti.Annesini acil ameliyata almaları gerekiyormuş.Saatler geçmesine rağmen doktorlardan ses seda çıkmıyordu.Az sonra doktor kapıda göründü yüzü gülüyordu.’ Sevinebilirsiniz ameliyat başarıyla sonuçlandı.’ dedi Onu hiç bu kadar mutlu görmemiştim.Aslına onun yanında omak kadar mutluluk verici bişey olmamalı diye düşünüyordum artık bu daktorun yüzünü hayatım boyunca unuymayacağımdan emindim.Aradan bir hafta geçti ve annsinin taburcu olacağı gün geldi.Artık Deniz çiftliğe gelicekti.Her şey yoluna giricekti.Artık evlenmeye bile karar vermiştik.yıne her sabh olduğu gibi çiftliğe geldi.Ben yine pencedeydim. Ona bakıyordum maalesef dedemde bana bakıyormuş maalesef yakalanmıştım.Ne yapıcağımı bilmiyordum.Dedemin gözüne görünmemek için elimden geleni yapmalıydım.Artık dedemle konuşmuyor bişey anladımı diye düşünmekten kendimi almıyordum.Korktuğum olmuştu ama dedemden değil dayım olacak o odamdan.Bir değişiklik vardı ogun dayım bizi görmüş ve Deniz’i kovmuştu.Bir daha gelmiyecekti.Onu bir daha göremiyecektim çiftlikte.Böyle bir zaman da olamamlıydı.Bir gün benden habersiz Deniz dayımın karşısına çıkmış benimle evlenmek istediğini söylemiş.Tabiki dayım karşı çıkmış.Denizi tehdit etmiş eğer kasabayı terk etmezse beni öldüreceğini ve bunu yaparken hiç tereddüt etmeyeceiğini söylemiş.Sadece söylemekle kalsa iyi olurdu büyük bir kavgada etmişler.Deniz’i o şekilde gördugumde çok ama çok korkmuştum.Nasıl olduğunu sorduğumda önce anlatmak istemedi ama sıkıştırınca söylemek zorunda kaldı elbette.
    Yağmur:Ne oldu aşkım sana.
    Deniz:Bir şeyim yok canım küçük bir yara işte.Ben iyiyim beni boşver sen nasılsın peki.
    Yağmur:O yaptı değil mi?Bunu nasıl yapabilir nerden buluyo bu cesareti anlamıyorm
    Deniz:Yağmurum ben gidiyorum.
    Yağmur:Nereye?Hayır Deniz beni bırakamazsın.
    Deniz:Gitmek zorundayım.Bizim için bunu yapmalıyım.Anlaman lazım beni
    Yağmur:Anlayamıyorum,anlamak istemiyorm ben ne yaparım bura sen olmadan bunu bize yapma.
    Deniz:Sadece ikimiz için bunu yapmalıyım.
    Yağmur:Peki nereye gideceksin?
    Deniz:İstanbul’a gidicem orda amcamın yanında işe giricem.
    Yağmur:Sen çoktam kararını vermişsin diyecek bir şeyim yok…….
    Bilmeliydim bunun bir vazgeçiş olduğunu artık beni Denizin olmadığı günler bekliyordu.Böyle olamalıydı aradan uzun bir zaman geçmesine rağmen hala bir haber alamamaktaydım ne yapıcağımı bilmiyordum.Sonunda bir karar verdim. Denizin peşinden gidecektim.Herşeyi planladım anneme arkadaşımda kalıcağımı söyleyip evden erken saatte çıktım.Kendimi otogarda buluverdim.Herşeyi giride bırakıpta gidiyordum sevdigim çocuğa bu doğrumuydu bilmiyorum ama kendimi bunu yapmak için hazır hissediyordum.Otobüste geldi sonunda
    Artık her şeyi geride bırakmak için bir adım yeterliydi ve o adımı atmak benim için hiçde kolay değildi. Bol bol düşünmek için vaktim vardı.Acaba beni görünce ne yapacaktı.Sevinecek mi yoksa üzülcek miydi?Ama ondan önce amcasının iş yerini bulmam lazımdı, nasıl yapcaktım allahım bana yardım et diyordum içimden sürekli.Yanıma genç bir kadın oturdu.Ağlamaklı bir sesle “merhaba” dedi.Bende ona merhaba dedim.Nereye gidiyorsun dediğimde İstanbul cevabını almam bana içten içe bir güç verdi. Galiba bir arkadaş buluğumu sanınıyordum.. Birden sorular sormaya başldı.Adının Ayşe olduğunu ve eşinin yanana gittiğini anlattı.
    Ayşe:Peki sen neden gidiyorsun.Sanki bu soruyu bekliyordum.birden içimden geldiği gibi konuşmaya anlatmaya başladım.Anlattıkça içim rahatlıyor bütün sikıntılarımı atıyordum adeta içimden birden midemde bir bulantıyla doğruldum.O kadar bulanıyordu ki otobüsü durdurmak istedim.Kendimi nasıl lavaboya attığımı bilmiyorum.Başım dönüyordu gözümün öne karardı. Gözümü açtığımda hastanede yatıyordum.Başımda bir doktor iyisin diyordu.Bir an durdu ve hamilesin dedi.Şok olmuştum.Kalmana gerek yok dedi ve arkasını dönüp gitti.Toparlandım ve bir taksiye atlayıp İstanbulun yolunu tuttum.Aslında mutluydum.Deniz nasıl karşılıcaktı.İstanbula geldiğimde bir otele yeleştim yarın yorucu bir gün olucaktı.Nede olsa erken kalkmam gerekiyordu.Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi açtım.Elimde adres kağıdıyla yola koyuldum.Sonunda sevdiğime kavuşabilme heycanı tün benliğimi sarmıştı.En sonunda aradığım adrese ulaştım.Dar bir koridordan ilerleyerek iş yerinin kapısına ulaştım.Kalbim yerinden çıkıcak gibiydi.Tüm cesaretimi toplayarak içeriye girdim.O an hayatım boyunca unutamıyacağım bir manzarayla karşılaştım.Soluğum kesilmiş ne söyleyeceğimi bilemez bir haldeydim.İnamıyordum Deniz bir başkasını elini tutuyordu.Artık benim Denizim degildi.Kendimi zorla dışarı attım.Aklım,kalbim,düşüncelerim,duygularım hepsi birbirine girmişti nasıl davranıcağımı ne yapacağımı bilemez bir hale gelmiştim.Artık aklımla hareket etmiyordum.Rüzgara kapılmış bir yaprak misali sokaklarda savrulup duruyordum.Bir korna sesiyle kendime gelmem bir oldu.Hemen bir taksi çevirdim beni otele götürmesini istedim.Kapıdan içeri gelişimle kendimi odama atışım bir oldu.Ağlamaktam kendimi kaybetmiştim adeta artık ne gidecek bir evim nede bir kimsem kalmıştı.Nerden başlıcağımı bilmiyordum.Artık sadece bebeğim için yaşayacaktım.Kimse öğrenemeyecek Denizin bir çocugunun olucağını.Artık kararını vermişti genç kadın kendini hayatın akışına bırakmıyacaktı.Sürüklenmeyecekti ordan oraya.İş bulamya karar verdi ama neyaptıysa olmadı.Kapı kapı dolaştı, ama istediği işi bulamıyordu aranan elemanlar hep okumuş üniversite mezun,ingilizce bilen,güzel giyinimli olmalıydı ama bunların hiç biri onda yoktu.Pes etmemekte kararlıydı.Azimli,istediğini yapan ve çok güzel bir bayandı.Her girdiği yerde dikkatleri çekmeyi başarıyordu.Ama aklının bir köşesinde hep Deniz vardı.Bunu bana nasıl yapabildi.Diye kendini yiyip bitiriyordu bir yandan.Birden durdu gözüne eleman aranıyor yazan bir kağıt çarptı ve nbilmiyordu ki bu iş tam onun için olduğunu.Artık pes etmiş bir şekilde içeri girdi.Omzlarında bütün dünyanın yükü varmışcasına bezgindi.Ama dışarı çıktığıda sanki hiç bir şey olmamış gibi mutlu ve heyecanlıydı.Artık onunda bir işi vardı.Yalnız bir sorun vardı.Günden güne belli olan karnı.Babasız bir çocuk büyütmek istemiyordu.Bir gün iş yerinin sahibi Yağmur’un yanı geldi ve aralarında şu konuşma geçti.
    Yağmur:Buyrun oturabilirsiniz Ahmet Bey.
    Ahmet:Saol Yağmur sana bişey sorabilir miyim?
    Yağmur:Ne demek sorabilirsiniz.
    Ahmet:Beni yanlış anlamanı istemem ama benimle evlenir misin?
    Çok değişik şeyler hissediyordum.Ne yapmalıydım bilmiyordum.Gözlermi kapatıp birden evet dedim.Kendimde şaşırmıştım. Birden dondum kaldım.
    Ahmet:Sen nasıl istiyosan öyle olucak herşey merak etme.
    Herşey o kadar hızlı gerçekleşmişti ki kendimi evli buldum.Çok geçmeden çocuğumu kucağıma aldım.Ama o kadar Deniz’e benziyordu ki kendimi bir türlü toplayamayordum.Ama hep Ahmet aklıma geliyordu.Ona haksızlık yapmak istemediğim için kendimi tutuyordum.Tutmam gerekiyordu, en doğrusu buydu.İçinde ne fırtınalar kopuyordu.Bir yangının külleri yeniden alevleniyordu.Ahmete bunu yapamazdım.Onu çok sevdiğimi biliyordu.
    Bir gün kötü bir haber alıncaya dek.Ahmet iş yerinde çalışırken birden yere yığılmış.Apar topar hasteneye kaldırılmış. Haber geldiğinde oturduğum yerden kalkamamıştım.Ne yapacağımı bilemez bir hale gelmiştim.Kendimi hastaneye nasıl attığımı bilmeden kendimi orda buldum. Arkadaşları duruyordu onların yanına vardım. Durumu nasıl? Ne oldu? Nasıl oldu?Diye sorular sormaya başladım.Ameliyat o kadar uzun sürdü ki meraktan eli ayağım titriyordu.Birazdan bir doktor çıktı.
    Doktor:Hastayı kaybettik.
    Demesiyle dünyam başıma yıkıldı.Oturduğum yerde kaldım.Ne yapacağımı bilmiyordum.Artık ahmet yoktu.Olamazdı şimdi olmamalıydı.Ona okadr alışmıştım ki artık kendini onsuz düşünemiyordum.Ne olursa olsun onu son bir kez görmem lazımdı.Son kez……
    Üzerinde beyaz bir şey o kadar solgundu ki.Sanki benim yanına geldiğimi anlar bir şekilde gülümser gibiydi.Ona yakışmıyordu bu.Beni bırakıp ta gidemezdi, gitmemeliydi.Buz gibiydi,ona son kez dokunuyordum bu başka birşeydi.Ona o kadar alışmıştım ki onsuz yarım gibi olucaktım.Daha çok geçti.Kendimi toparlayamadan onu alıp morga götürdüler.O an içimden bir şeyler kopup gitti adeta.Elime koluma sahip çıkamıyordum.
    Sinirlerim o kadar buzulmuştu akıl sağlığımı kaybetmemek için kendimi zorluyrdum.Yavaş yavaş hava kararmaya başlamıştı.Bebeği komşuma bırakmıştım.Eve gidip bebeği almam lazımdı.Şimdi ondan başka kimsem yoktu.Çiftlik desen onları yüz üstü biraktığım için konuşcaklarını zannetmiyorum.Hatta onların yüzlerine bakacak kadar cesaretim varmıydı onu bile bilmiyorum.Kendimi hasteneden zorla dışarı attım.Bir taksi çevirdim.Şoförün nereye gidiceksiniz demesıni bile duymamışım.İkinci sefer soruşuda pardon dalmışım diyip evin adresini verdim ve beni götürmek için yola koyuldu.Eve vardığımdakendimi bebeğimin yanında buldum.Onu okadar özlemiştim ki bir gün bir ay gibi geldi.Yarın hiç gelmese olmazmıydı.Onu toprağın altında görmeye dayanamayacaktım.Nasıl olucaktı bu kara toprağın altına yakışmıyordu.Gece oğlumla yattım.Ona doya doya sarıldım.Belli etmemeye çalışıyordum.Ama okadar huzursuzduki sanki o çocuk haliyele beni anlıyordu.Durmadan ağlıoyordu.Ne yaptıysam kar etmiyordu.Babasının yokluğunu hissetmiş gibiydi.Sonunda sustu ve bir melek gibi uykuya daldı.Gece hiç uyuyamadım başımı yastığa koyduğumda aklıma hep Ahmet geliyordu.Şimdi morgta olduğunu düşünmek bile tüylerimi ürpertiyordu.Sabah bir türlü olmuyor dakikalar geömiyordu bir türlü.Artık dayanamayıp kalktım birden oyana buyana yürümeye başladım evin içinde Her yerde bir hatırası vardı.Kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.O kadar ağlıyordum ki hıçkırık sesıme komşum Necla geldi.
    Necla:Sen iyi misin?
    Yağmur:Hiç iyi değilim ne yapacağımı bilmiyorum.
    Necla:Dayanmak zorundasın oğlun için.
    Yağmur:Zaten bi oğlum var başka kimsem yok ama olmuyor yapamıyorum nasıl dayancağımı bilmiyorum.
    Necla:Ben hep senin yanındayım bunu unutma sakın kardeşim.
    Yağmur:Sen olmasan ne yapardım bilmiyorum.
    Necla ile okadar iyiydiki aramız iki kardeşten farkımız yoktu benim iyiliğimi düşünüyordu hep ama benden habersiz yapacağı bu şey beni okadar etkileyecekti ki….
    Koltuğun üzerinde sızıp kalmışım.Sağ olsun Necla üzerimi örtmüş.Sabah oğlumun ağlama sesi üzerine sıçradım birden.Kalktım koltuğun üzerinden her yerimde aşırı bir ağrı vardı. Oğlumun karnını doyurup onu Neclaya verdikten sonra yola koyuldum.Defin işlemlerini yaptırmam gerkiyordu.
    Ne kadar açı bişeydi bu inanamıyordum hala buna.Beni bu hayatta en çok seven adamı kaybettiğimi kabullenemiyordum.Artık veda vakti gelmişti.Sonunda gömüldü.Tam düşüyordum ki başımı kaldırmamla annemi görmem bir oldu.İnanamıyordum hayelmiydi bu yoksa gerçek miydi illa bunun mu olması gerkiyordu onu görebilmem için.Ama anne yüreği dayanamayıp ta kalkıp gelmiş buraya beni yalnız bırakmamıştı.Tüm güçümle yanına vardım birden kollarına attım kendimi.Onu okadar çok özlemişim ki bunu farkettim.Annemdi sonuçta biricik kızıydım.Mezarın başından en son ben ayrıldım.Ayrılamadım desem daha iyi olur.Kendimi kaybetmişim.Gözümü açtığımda evimdeydim.Etrafta kimseler yoktu.Ama annem bir oyana bir bu yana gidip hazırlık yapıyordu.Yarın için yemek hazırlık yapıyordu.Bana o kadar yardımı dokunmştu ki her şeyle ilgileniyordu.Eve gelen gidenin haddi hesabı yoktu.Aslında herşeyi daha iyi anlıyordum.Ahmet’i o kadar insan seviyodu ki değerini daha çok anladım.Annem beni çiftliğe götürmek için zorladı.Bende burdaki işlerimi bahane ederek gitmek istemediğimi söyledim.Aslında işler yoğun değilde çiftlikte ki eski anılarımı hatırlamak korkusu ağır basıyordu.Annem sürekli oğlumun Deniz’e ne kadar benzediğini söylüyordu sürekli ben de öğle bişey olmadığı konusunda sürekli tekrarlıyordum.Yanlız ağzımdan yanlışlıkla bir şey kaçırdım.Bunu yapmamalıydım.Nasıl düzelticeiğmi bilmiyordum.Söylersem Ahmet’e haksızlık yapmaktan korkuyordum.Söylememeliydim kesinlikle.Dönmemeliyim de o çiftliğe çünkü her şey orada başlamıştı.Her şeyi tekrard
    an yaşayamazdım.Bunu oğluma yaşatamazdım.O ortamda büyümesine izin veremezdim.Ertesi gün sabah erkenden annemi otobüsle Antakya’ya gönderdim.Akşama doğru iş yerninden çıkarken bir tanıdık yüz gördüm.Uzaktan bana gülümsüyordu.O kadar tanıdık bir yüzdü ama çıkartamıyordum bir türlü.Bana doğru gittikçe yaklaşıyor daha fazla gülümsüyordu.En sonunda yanıma geldi.Elini uzattı.Uzun boylu gayet çekici bir kadındı.Merhaba dedi. Bende merhaba dedim.
    Yağmur:Sizi nereden tanıyorum.
    Genç kadın:Aslında siz beni tanımıyorsunuz ben sizi tanıyorum.
    Yağmur:Ama sanki sizi tanıyorum
    Genç kadın:Ben Deniz’in yanında çalışıyordum.Sizden çok bahsediyordu.Bana çok iyiliği oldu.
    Yağmur:Peki buraya neden geldin?
    Genç kadın:Başınıza gelenleri duydum.
    Ama ben bir anlam veremiyordum. Bunun burda ne işi vardı.Çota unutmuştum.Hatırlamak bile istemiyordum.Peki gerçekten başıma gelenleri duyupta mı gelmişti?Bilmiyordum aklım o kadar karışmıştı ki ne yapacağımı bilmez bir durumdaydım.Deniz ile e,le ele tutuşmaları geldi birden aklıma kendimi tuttum hiçbir şey söylememem gerekiyordu.Söylemedimde buna hakkım yoktu.
    Genç kadın:Peki bunu neden yaptın
    Yağmur:Neyi neden yaptım.
    Genç kadın:Ahmet Bey ile neden evlendin?
    Yağmur:Nasıl bir soru bu böyle onu sevdiğim için evlendim tabiki.
    Genç kadın:Bunun böyle olmadığını ikimizde gayet iyi biliyoruz.Sırf Deniz seni bırakıp gitti diye bunu yaptın.Ama Deniz sırf senin için bunu yaptı.Dayının seni öldürüceğini söylemesi üzerine gitme kararı aldı.Ama görüyorum ki Deniz’i unutman kısa sürmüş.
    Yağmur:Sen ne demek istiyorsun?
    Genç kadın:Ben kötü bir şey demek istemedim.Sadece o büyük aşkına ne oldu.
    Yağmur:Ben Ahmet’i seviyorum.
    Diyordum ama hala Deniz’i deliler gibi sevdiğimi kabul edemiyordum.Bunu kendime bile itiraf edemiyordum galiba.Çocuğumun babasıydı ama onunla el ele gördüm.Yanlış bir anlamadan buraya geldiğine inanamıyordum.Sadece onunla bir hayat sürdürmek istemiştim.Ama ona geri dönemem.Bunu Ahmet’in hatırasına yapamam.
    Genç kadın:Emin misin?
    Yağmur:Tabikide eminim.
    Yapmam gereken tek şey kalmıştı geriye oğlumu da alıp buralardan gitmeliyim.Oradan ayrılıp eve döndüm.Necla ile uzun uzun konuştum ve ona her şeyimi anlattım.Deniz’i oğlumun babasını onu hala çok sevdiğimi ve Ahmet’i hiçe sayamayacağımı ve en doğrusunun buralardan gitmek olduğunu anlattım.Bana hak verdi.Yarın ilk işim evi ve iş yerini satmak ve buralardan gitmekti .Beni Deniz’in bulamayacağı biryerle gitmek.

    Bütün gece durmadan plan yaptım.Her şeyi kararlaştırdım oğlumla güzel bir gelecek beni bekliyordu.İstanbul’dan gidicek bir sahil kasabasına yerleşecektim.Bahçeli bir evim olucak.Pastene sahibi olucam.Güzel güzel pastalar yapıcağım.Bunun bana iyi geliceği düşüncesine sahiptim.
    Erkenden eşyelarımı toplamaya başladım.Hala içim acıyordu.Ahmetten bir şey çıkıcak diye bir yerden.Ama kendimi toplamam gerekiyordu.Neclanında desteğiyle eşyelarımı toparladım.Yola koyulduk.Artık yeni bir hayat beni bekliyordu.Ama içimde korku yok desem yalan olur.Sonunda uzun bir yolculuk sonunda evime vardım.Etraf o kadar güzeldi ki kendimi Antakya’da hissettim bir an.Her yer yemyeşil doğa bana gülümsüyordu adeta.Her şey çok güzel olucak diyordu.Evim tam hayellerim deki gibi.Etrafta çocuk sesleri tam bir huzur kaynağıydı benim için burası.İlk geldiğim gün bana Fatma adında bir hanım yardım etti.Evimi bir düzene oturttum.Fatma ile başladık konuşmaya
    Yağmur:Ne kadar oldu evleneli
    Fatma:On sekizimde kaçarak evlendim.
    Yağmur:Peki neden kaçmıştın?
    Fatma:Çok seviyordum malum köy yerinde böyle.
    Yağmur:Peki şimdi ne yapıyorsun?
    Fatma:Evdeyim ne yapayım ki burada.
    Yağmur:Bu getirdiğin börekte çok güzelmiş.Hadi benimle pastanede çalış.Hakkın neyse vereyim.Ne dersin?
    Fatma:Bilmiyorum ki eşim ne der?
    Yağmur:Ne dicek aferim der heralde Osman ile ben konuşurum bişey olursa meraklanma bunun kadar doğal bir kadının elinin para tutması gibi güzel bir şey olabilir mi hiç.
    Fatma:Aklıma yatmadı desem yalan olur.
    Yağmur:Ne diyosun ortak mıyız?
    Fatma:Seni mi kırıcağım tabi ki ortağız.
    Çok mutlu olmuştum.Bana arkadaş olacak biri vardı artık.Hava iyiden iyiye kararmaya yüz tutmuştu.Yarın pastanenin ilk günüydü.Bunun için erkenden kalkıp hazırlık yapmam gerekiyordu.Heycandan içim kıpır kıpırdı.Kendi kendime şunu şöyle bunu böyle yapıcağım diyordum.O kadar güzel hazırlamıştık ki Fatma’nın yardımıyla pastaneyi.Uyuyamadım heycandan saatte beşi geçiyordu.Kalkıp pastaneye gittim.Pastalar kurabiyeler,kekler,börekler her şeyi yaptım.Saatin kaç olduğunun farkında değildim.Arkamdan Fatma sessizce yaklaşıp beni korkutmaya çalışıyordu kendince.Ama ben aynadaki yansımasından farkettin.Hiç bozuntuya vermeden;
    Fatma:O Yağmur hanıma da bakın erkenden kalkıp halletmiş bütün işleri ama bir şey söyliyim mi bunlar çok güzel görünüyo aslında aklımda bir şey var ama.
    Yağmur:Aslında aynı şeyi düşünüyoruz.
    Fatma:Yapalım mı?
    Yağmur:Durmamız hata
    İkimiz de ilk gün olduğu için her şeyi ikram etmek istedik.Bütün çocukları kadınları,erkekleri herkesi topladık.Hepsinin tadına baktırdık.Hiç bu kadar seviniceğim aklıma gelmemişti.Artık müşterilerimiz bile hazırdı.Sanki bütün sıntılrımı,üzüntülerimi bırakıp ta buraya gelmiştim.
    Bugün işlerimiz erkenden bitti.Kendimi sahilde buldum.Masmavi deniz gün batımı bir harika.Kendimi alamıyordum birtürlü.Yürüyorum hiç bitmeyecekmiş gibi sahil boyunca.Gözüme bir şey takıldı.Birden bir gürültüyle irkildim.Başımı çevirmeye kalmadan üzerime doğru gelen bir atın altında ezilmekten son anda kurtuldum.Korkudan elim ayağım titriyordu.Atın sahibi yanıma geldi.
    “ İyi misiniz?Atım huysuzlandı saahip çıkamadım elimden kaçtı birden.”dedi.
    Bende madem atınıza sahip çıkamıyorsunuz kalkışmayın o zaman bu işlere diye sert konuştum ve eve geri dönüş yoluna gittim.Peşimden gelip “Hala emin misiniz iyi olduğunuzdan sizi evinize kadar götürebilirim.”dedi.
    Ben ısrarla istemediğimi söylediysemde hala konuşmaya devam ediyordu.Bendeki ısrar üzerine “Siz öyle istiyosanız öyle olsun.” Deyip gitti.Bir anlam veremiyordum.Hiç arkama bile bakmadan yoluma devam ettim.O kadar çok yol almıştım ki geri dönüşüm zor oldu.Neden beni buluyordu bilmiyorum.Eve geldiğimde kendimi o kadar yorgun hissediyordum ki.Oğlumu yatırıp hemen kendimi yatağa attım.Hemen uykuya dalmışım.Sabah kendimi okadar halsiz hissediyordum ki pastane birden aklımdan çıkmış.Bir tıkırtı oldu kapıda birden kalktım yataktan gelen kimdi acaba bu saatte.Camdan dışarı baktığımda gelenin Fatma olduğunu gördüm.Bana sesleniyordu
    Fatma:Yağmur uyuyor musun?
    Yağmur:Uyandım ne oldu?Buyur içeriye gel.
    Fatma:Hiç bu saate kalmazdın sen ne oldu?
    Yağmur:Kendimi iyi hisstmiyordum da saate hiç bakmadım çok mu geç oldu ki.
    Fatma:Oldu ama gelmek istemiyosan ben açarım.
    Yağmur:Yok ben hemen hazırlanıyorum.Ama önce güzel bir kahvaltıya ne dersin?
    Fatma:Olur bacım.
    Yağmur:Ama çay sana ait.
    Fatma:Hemen hazırlarım ben
    Yağmur:Dün başıma ne geldi biliyor musun?
    Fatma:Ne geldi?n jmnj
    Yağmur:Pastanede işler bittikten sonra yürüyüşe çıktım ya o sırada bir at birden önüme çıktı.Az kalsın eziyordu beni.
    Fatma:Peki sahibi neredeymiş?
    Yağmur:Beni sinirlendirende bu ya sahibinin elinden kaçmış bende ata sahip çıkmasını bilmiyorsan ne alıyorsun ki eline diye azarladım.
    Fatma.Haklısın ama adamın ne suçu var ki
    Yağmur:Yok mu sence suçu.

    Fatma:Yok tabi.
    Yağmur:Bende okadar bağırdım ki adama aman neyse boş ver bizim çaylar ne oldu bu arada.
    Fatma:Demlendi bile
    Yağmur:Hızınıza yetişmek ne mümkün.
    Fatma:Saol canım.
    Pastanede işler bizi bekliyordu.Daha bir sürü pasta yapılacaktı.Neyse ki Fatma vardı.İş birliğiyle pastaları yaptık.Bir müşteri geldi;
    Yağmur.Buyrun.
    Müşteri:Ben doğum günü için pasta siparişi verecektim de.
    Yağmur:Nasıl olsun pastanız?
    Müşteri:Yirmi kişilik dikdörtgen ve çikolatalı olsun yalnız bu pastayı sizin getirmenizi isticem.
    Yağmur:Evlere servisimiz henüz yok.
    Müşteri:Ama okadar işimiz var ki gelipte pastayı almaya vaktimiz yok.
    Yağmur:Peki böyle olsun bu seferlik.
    Müşteri:O zaman yarın akşam sekizde bu adrese getirirseniz sevinirim.
    İlk siparişimizi almıştık o yüzden bu pastastayı çok güzel yapmamız gerekiyordu.Ne de olsa herkes birbirinden duyarak öğrenicekti.Bu gün buna benzer bir çok pasta siparişi aldık.Onun heyecanıyla kendimizi mutvağa attık bütün siparişleri yetiştirmek için işe koyuk.Kendimizi öyle kapyırmışız ki saatin kaç olduğunun farkına bile varamamışız.Fatma’nın eşi Osman çağırmasa hiç haberimiz bile olmayacaktı.İyi bir ikili olmuştuk.
    Artık vakit ikimiz için su gibi akıp geçiyordu.Bilemezdim bu kadar iyi anlaşacağımızı.Burası galiba bana iyi gelmeye başladı.Deniz’den uzaklaşmak bana iyi gelmişti.Çiftlik desem gitmek isteyeceğim en son yerdi.

    Sabah bütün siparişler hazırlanmıştı.Bütün gece durmadan yaptığımız pastalar kapış kapış gidiyordu.
    Oğlum günden güne büyüyor.Karşımda küçük bir Deniz görüyorum.Konuşmaları bakışı,gülüşü bile onun gülüşünün aynısıydı.
    Yılar okadar çabuk geçiyordu ki altı koskaca altı sene ne kadar da çabuk geçmişti.O kadar yorulmuştum ki her şeyden kendimi kırk yaş ilerlemiş gibi hissediyordum.Sanki artık her şeyden elimi eteğimi çekme vakti gelmiş gibi.Ama beni hayata bağlayan bir şey vardı.O da biricik aşkım olan oğlumdu.O benim her şeyimdi olmasaydı ne yapardım bilmiyorum.Her şey tam düzeldi diyordum ki pastanenin kasasında açık veriyorduk.Her gecen gün daha fazla oluyordu.Buna bir anlam veremiyorduk.Ne yapsak derken farkettik ki artık çok geç kalmışız.Bu gidişe bir dur deme zamanı gelmişti artık.Tüm şüphelerim en güvendiğim arkadaşım olan Fatma’da kilitleniyordu.Nasıl bir hayal kırıklığıydı bu.Hala inanmak istemiyordum.Onun böyle bir şey yapacağına.Bir sorunu mu vardı? Bilmiyordum.Öyle bir şey olsaydı bilirdim heralde söylerdi.Ondan şüphelenmekle yanılıyormuydum.Bir daha üzülmek istemiyodum.Her şeyimi onunla paylaşmıştım onu karşıma alıp kouştum;
    Yağmur:Fatma konuşmamız gerekiyor.
    Fatma:Önemli bişeymi?
    Yağmur:Evet çok önemli.
    Fatma:Ne konuda konuşucağız peki.
    Yağmur:Pastane hakkında bu açık nereden kaynaklanıyormuş
    Fatma:Ne demek oluyor bu açarmısın konuyu
    Yağmur:Beni yanış anlamanı istemiyorum sonuçta arkadaşımsın ama senin de bilmen gerekir değilmi bana açık olmanı isterdim hep
    Fatma:Söyleyeceğim taman ben aldım ama ihtiyacım vardı.
    Yağmur:İhtiyacın olabilir tamam ama benden gizli niye böyle bişey yaptın hiç ummazdım bende kondurmamaya çalışıyorum
    Fatma:Ama
    Yağmur:Aması yok bunun. Seni bir daha görmek istemiyorum arkamdan iş yapıyorsun demek.
    Fatma: Dinlemiyecek misin?
    Yağmur:Dinleyecek ne var.Niye zamanında söylemedin ki?
    Fatma:Söyleyemedim işte.
    Yağmur:Söylemeliydin ben senin en yakın arkadaşın değilmiyim
    Fatma:Şimdi benimle konuşmıyacak mısın?
    Yağmur:Konuşuyorum gördüğün gibi ama senden bir açıklama bekliyorum dolğruyu söylemek gerekirse.
    Fatma:Açıklayacak bişey yok ki
    Yağmur:Öylemi düşünüyorsun.
    Fatma:Borcum borç ödedeyeceğim merak etme.
    Yağmur:Senden isteyen mi oldu.Sadece neden aldığını öğrenmekistedim neden.
    Fatma:Bizim çocuk hastalanmış doktora götürdük ameliyat olması gerekiyormuş.
    Yağmur:Bana hiç bahsetmemiştin.
    Fatma:Evet söylemedim bide buna üzülmeni istemedim.
    Yağmur:Demek bu kadar yakın hissediyordun beni.
    Fatma:Nasıl bir laf öyle
    Yağmur:Böyle bişeyi sakladığına inanamıyorum.Ama şimdi bunları konuşmanın ne vakti ne yeri.Yarın ilk işimiz Ali’yi hastaneye götürmek
    Fatma:Nasıl yani inanamıyorum gerçekten mi diyorsun?
    Yağmur:Tabikide bunun şakası olurmu hiç.
    Fatma:Benim sana yaptığıma bak sense hiç düşünmeden Ali’yi hastaneye götürüyorsun.
    Yağmur:Doslar ne günler içindir.
    Fatma:Bu iyiliğini hiç unutmayacağım.
    Yağmur:Sadece benden bir şey saklama yeterli.
    Fatma:Ne diyeceğimi bilemiyorum.
    Yağmur:Bende bir anneyim evladım için her şeyi yaparım o yüzden anlıyorum seni.
    O an Fatma’nın gözleri dolmuştu.Ağlamaya başladı.Bende kendimi tutamadan ardından ben de başladım.
    Yağmur:Biz kadınlar ne kadarda sulu gözüz ağlamadan da yapamıyoruz.
    Deyip ortalıktaki matem havasını birazda olsa dağıtmayı başardım.Fatmayı eve gönderdim.Bende pastaneyi kapatıp eve geçtim.Eve gidince doya doya oğluma sarıldım.Sabah Fatma’ları alıp hastaneye gittik.Doktor ameliyatın şart olmazsa büyümü geriliğine kadar ilerleyebileceğini anlattı.Bende ozaman kesinlikle ameliyatın olunması gerektiğini vurguladım.Bütün ihtiyaçları ben karşıladım.Ali’yi hemen ameliyata aldılar.Fatma o kadar endişeliydi ki onu sakinleştirmek kolay olmadı bir türlü bir türlü kendini toparlayamıyordu.
    Doktor:Sakinleştirici vuralım.
    Yağmur:Siz daha iyisini bilirsiniz.
    Doktor:Yatırın bayanı
    Dedi ve sakinleştiriciyi yaptı.Fatma artık sakinleşmiş görünüyordu.Ama hiçbir şeyin farkında olmadan uyuyordu.Ameliyat beklenendende uzun sürmüştü.Kimse çıkıpta bir şey söyleme gereği duymuyordu.Gittikçe meraklanıyorduk.Kötü kötü düşünceler aklımı karıştırıyordu.Ne yaptıysam kendimi alamıyordum.Ali’ye ne olmuştu?Bir oyana bir bu yana gidiyorduk.Kapı birden aralandı.Görünen bir hemşireydi.Koşarak yanına gittim.
    Yağmur:Ali’nin durumu nasıl?
    Hemşire:Şuan bir bilgi veremem kusura bakmayın.
    Yağmur:Nasıl oluyo ya bu böyle.
    Hemşire:Kurallar bunu gerektiriyor maalesef doktor bey birazdan çıkar ize gerekli bilgiyi o vericek.
    Yağmur:Peki ozaman yinede teşekkürler ama kötü bişey yok değilmi.
    Hemşire:Yok kötü bir şey yok içiniz rahat olosun
    Herkes derin bir oh çekmişti.Birazdan kapı bir kere daha aralandı.Bu sefer çıkan doktor beydi.Bizi doğru yaklaşıyordu.Yüzünde üzgün bir ifade vardı.Kısık bir ses tonuyla;
    Doktor:Biliyorsunuz ki uzun bir operasyon oldu.Bazı komplikasyonlar gelişti.Bunu daha önce belirtmiştim.Zorlu olacağını.
    Birden birbirimize bakmaya başladık.Şaşkın şaşkın ne oldumuştu içerde.Oysa ki biraz önce hemşire öneli bir şey olmadiğını söylemişti.
    Doktorn bu anlamsız surat ifadesine herkes şaşırmıştı.Biraz önce olanla şimdi farklı şeyler oluyordu.Susmuştu hiçbir şey söylemiyor yada söyleyemiyordu.
    Ne olurdu söylese bize bu amaçsız bekleyişi vermese.Gözlerine bakıyorduk artık söylemesi için.Ne olursa olsun söylemeliydi.Birden başını kaldırıp ‘iyi olacak’ deyip oradan uzaklaştı.Fatma yanına koşup;
    Fatma:Ali’yi göremez miyim?
    Doktor:Şuan imkansız.
    Fatma:Ne demek imkansız ben onun annesiyim bunu yapmayın ne olur onun bana ihtiyacı var.
    Doktor:Peki haaydi gelin ama yalnız siz gelebilirsinz.
    Fatma:Sağolun ne diyeceğimi bilmiyorum.O kadar sevindim ki..
    Doktor:Daha fazlasını yapmak isterdim ama Ali’nin iyiliği için bu daha iyi olur.
    Fatma:Eminim bundan teşekkür ederim bir anna için bu o kadar önemli ki.
    Doktor:Buradan buyurun.
    Fatma Ali’nin yanına gitti.Çıktığınada ağlamamak için kendini zor tutuyordu.Yeniden ağlamaya başladı. Daha biraz önce sakinleştirici verilmişti.
    Doktor:Öyle beyaz bitkin görünmesinin sebebi ağır bir ameliyat geçirmesidir. Birkaç gün içinde kendini toplar merak etmeyin.
    Fatma:Ama o kadar beyaz ki ölü gibi duruyor.
    Doktor:Merak etmeyin dediğim gibi düzelecek.
    Aradan bir kaç gün geçti ve doktorun dediği gibi düzeldi.Herkes o kadar sevinmişti ki neredeyse kanat takıp uçacaktı.Akaşama doğru hemşire gelip ‘yarın taburcu işlemlerini yaptıra bilirsiniz’ dediğinde bu sefer derin bir nefes aldım.Ertesi gün Ali’yi çıkarttık.Eve götürdük.
    Yağmur:Fatma birkaç gün işe gelme.
    Fatma:Neden?
    Yağmur:Ali’nin sana ihtiyacı var onu yalnız bırakmaman gerekir.
    Fatma:Ben hala onu düşündüğün için zannetmiştim.Teşekkür ederim.Sende olmsan.
    Yağmur:Önemli değil arkadaşlar ne günler içindir.
    Fatma’ya izin vermiştim artık ne olursa olsun biraz ona olan güvenim kırılmıştı.Ona nasıl güveniceğimi bilmiyordum, bir daha ama bir yandanda anne yüreğiydi bu kim dayanabilirdi ki.

    Fatma bir anneydi sonuçta ama kabullenemiyordum.Bir daha yaparmıydı bilmiyorum.Aslıda hiçbir şey bilmiyordum.Her şeyi oluruna bırakmam lazımdı.Şimdi pastanede tek kalmıştım.Hangi işe koşacağımı bilmiyordum.Erkenden kalkıyor pastaları yapıyordum.Bütün gün işlerden oğluma vakit ayıramıyordum.Geçici bir süre için yanımda çalışacak bir eleman aramaya başldım.İlk olarak eleman aranıyor ilanıyla başladım işe ilk gün bir iki kişi geldi.Ama içime siner bir nitelikte olan yoktu.Ertesi gün genç bir kız geldi.
    Genç kız:Ben camdaki ilan için gelmiştim.
    Yağmur:Adın ne?
    Genç kız:Merve
    Yağmur:Memnun oldum.Peki neden lazım bu iş sana.
    Merve:Aslında ailemin haberi yok amacım kendi paramı kazanmak,kendi ayaklarım üzerinde durmak anlatabildim mi bilmiyorum ama…
    Yağmur:Neden ailenin haberi yok?
    Merve:Beni evlendirmek istiyorlar yapıcak başka bir şeyim yok.
    Yağmur:Peki nerede kalıyorsun?
    Merve:Şimdilik bir arkadaşımda kalıyorum.Ama ne kadar kalbilirim bilmiyorum.
    Yağmur:Peki seni işe alıyorum.
    Merve:Gerçekten mi?
    Yağmur:Evet bunda bu kadar şaşıracak ne var ki.
    Merve:Bazen o kadar çaresiz kalırsınız da bi umut parçası kalırya ona siz sebeb oldunuz.
    Merve içten,samimi,her şeyi söyleyen bir yapıya sahipti oğlumu bile ona hiç tereddütsüz bırakabilirdim.Geçektende kendini daha sonra da gösterdi.Artık emindim Merve’den.Bir gün sabah erkenden kapı çalıyordu.Birden kendimi yataktan attımamla kapının yanına koşmam bir oldu.
    Kapıda Merve vardı.Ağlıyordu ne olmuştu acaba?
    Onu çok merak ediyordum.
    Yağmur:Ne oldu? Niye ağlıyorsun?
    Merve:Evinde kaldığım arkadaşımla kavga ettim.Kapıyı çarptım çıktım evden.Şimdi gidecek yerim yok.Biliyorsun ki eve gitmiyorum sokakta kaldım anlıyacağın.
    Yağmur:Ne demek sokakta kaldım.
    Merve:Kaldım işte basbaya.
    Yağmur:Duymamış olayım sakın burası ne güne duruyo.Gelir yanımda kalırsın.
    Merve:Ben senin hakkını nasıl öderim bilmiyorum.
    Yağmur:Ne hakkıymış bende senin gibiydim ailem ile konuşmuyordum anladığım için seni benimle kalırsın.
    Merve:Tamam ben eşyalarımı toplayıp geliyorum.
    Artık Merve’de ailemizin bir parçası olmuştu. Her gün kahvaltımızı yapıp pastaneye gidiyorduk.Günler su gibi akıp geçmekteydi.
    Bir telefon sesi ile her şey değişti.Eski komşum Necla beni aramaktaydı.Denize tüm gerçekleri anlatmış ve Deniz buraya geliyormuş.Ertesi gün Deniz karşımdaydı.Ona tüm gerçekleri bir bir anlattım.Oda bana anlattı.Ama onunla olmayacağını söyledim.Onsuz bir hayat beni bekliyor artık.
    ………………………………………………………………….

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 5:10 am