Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Türkiye'den erişim engeli nedeniyle yeni adresimiz: turkcetoplulugu.weebly.com

Nar Ağacı
Nazan Bekiroğlu
(%25 İndirimle)
Beyaz Türkler K.
Alev Alatlı
(%25 İndirimle)
turkcetoplulugu.weebly.com Topluluğumuzun yeni adresi
Kendini Açma
B. Çetinkaya

    MEHMET'İN HAYAT SERÜVENİ

    avatar
    01001030070


    Mesaj Sayısı : 1
    Kayıt tarihi : 24/12/10

    MEHMET'İN HAYAT SERÜVENİ Empty MEHMET'İN HAYAT SERÜVENİ

    Mesaj  01001030070 Cuma Ara. 24, 2010 5:39 pm

    MEHMET’ İN HAYAT SERÜVENİ

    Anadolunun küçük, şirin bir kasabasında yaşayan bir aile vardır. Kasaba küçük ama sıcak kanlı iyi kalpli bir halka sahipti. Bu aile küçük bir aile idi, bir de küçük erkek çocukları vardır. Ailenin reisi Ahmet idi. Ahmet dürüst, saygılı, gayretli biriydi. Kasaba içerisinde sevilir sayılır kişiler arasındaydı. Ahmet’in karısı ise Ahmet’e yakışır dürüst namuslu bir anadolu kadınıydı. Çocukları yani Mehmet daha dört yaşındaydı.

    Ahmet geçimini çiftçilik ve hayvancılık yaparak sağlıyordu. Çok fazla olmasa da babasından kalma beş on dönüm tarlası ve yaklaşık yirmi otuz tane küçükbaş hayvanları vardı. Düşe kalka olsa da geçimlerini sağlıyorlardı. Ahmet yazın bu işlerle uğraşıyordu ama kış geldiğinde yapacak bir iş bulamıyordu. Tabi geçim derdi daha da artıyordu. Bazı günler ise çarşıya bile çıkamıyordu. Çünkü kahveye gitse verecek çay parası bile yoktu cebinde. Ahmet bu duruma çok üzülüyordu. Sürekli eşe dosta sorup bir iş arıyordu ama o dönemde iş bulmak o kadar da kolay değildi. Eskilerinde dediği gibi ‘ ekmek aslanın ağzındaydı.’ Şehri de olan bir arkadaşıyla görüşmüştü. Arkadaşı inşaatlarda işçilik yapıyordu. Ahmet’te onun yanında çalışmak istediğini söylemişti ve ondan haber bekliyordu.

    Yine kocaman yaz bitmişti ve kış gelmişti. Eve kömür erzak alınacaktı ama hiç paraları kalmamıştı. Çünkü sonuçta Ahmet bir çiftçiydi. Ekip kaldırıyordu ama mazot, tohum, gübre parası derken sezon sonu elde avuçta bir şey kalmıyordu. Ahmet bu hallerine üzülüyordu ama yapacak bir şey yoktu. Arkadaşını tekrar aradı ve arkadaşı birkaç güne haber vereceğini söyledi. Böyle bir iki gün geçmişti ve arkadaşı aradı, yanında çalışacak bir işçi gerekli olduğunu söyledi ve Ahmet i çağırdı yanına. Ahmet gidecekti ama ailesi burada kalacaktı. Neyse ki kayın babasının evi yakındı, onlar olduğu için içi rahattı. Bütün kış çalışmıştı. Ailesini aç bırakmamıştı. Ailesi artık gözünde tütüyordu ve bir an önce onların yanına dönmek istiyordu. Kış bitmişti ve bahar yüzünü göstermeye başlamıştı. Ahmet in özlemi sonunda bitecekti çünkü kasabaya dönecekti artık.

    Sonunda karısına ve çocuğuna kavuşmuştu Mehmet’te artık büyümüştü daha okul çağına gelmemişti ama babası onu okula göndermeye karar vermişti. Mehmet hiç istekli değildi. O zamanlarda çocukların okula gitme yaşı çok önemli değildi. Çocuk biraz gelişti mi, okuyacak seviyeye geldiğinde hemen okula yollarlardı. Ahmet okula gidip okul müdürüyle görüştü. Mehmet’i okula yazdırmaya karar verdiğini söyledi. Okul müdürü de Mehmet i göndermesini bir denemeleri gerektiğini söyledi. Çünkü okula gitmek için daha yaşı dolmamıştı. Okullar açıldı ve babası Mehmet i okula götürdü Mehmet okulu hiç sevmedi. Her çocukta olduğu gibi okula gitmek istemiyordu. Okul daha bitmeden ağlayarak kaçtı gitti eve. Eve vardığında annesi bahçede çamaşır yıkıyordu. Annesi onu görünce. Kıyamadı ve ‘tamam gitme’ okula dedi. O arada babası geldi çarşıdan Mehmet’e sordu neden geldin okuldan diye kızdı. Mehmet eve gitmeyi çok arzuluyordu. Çünkü bayağı acıkmıştı. Eve vardıklarında annesi sıcacık yemekler yapmıştı. Yemeklerini yediler ve bir gün daha sona ermişti. Mehmet artık tatilini bitirmek üzereydi. Okul hazırlıklarına başlayacaktı. Tatilin bitmesine çok üzülüyordu ama okulun açılmasını da çok istiyordu. Çünkü okulu çok sevmişti. Bir gün babası ile şehre gittiler. Ders kitaplarını ve defter, kalem, silgi gibi ders araç ve gereçlerini aldılar.

    Okullar açılmıştı ilk gün Mehmet çok hevesli, heyecanlı şekilde koşarak gitti okuluna. Okul tatil derken Mehmet okulunu yani ikinci sınıfının da ilk yarı dönemini bitirmişti. Tatilde yine gezmek şehre gitmek istiyordu. Ama kış nedeniyle hava çok soğuktu ve kardan dolayı ulaşım zorluğu vardı. Bunun için babası göndermiyordu. Mehmet’te köydeki arkadaşlarıyla karda oynayarak tatilini geçiriyordu. Tabi babasıda yine çalışmak için gitmişti şehre. Mehmet dört gözle bekliyordu. Çünkü babası karnesi çok iyi olduğu için hediye alacağına söz vermişti. Ne yazıkki tatil bitmişti okullar yeniden açılıyordu. Yoğun ve tempolu bir okul hayatı devam edecekti. Okula başladı ve aradan bir iki ay sonra babası dönmüştü. Ona karne hediyesi olarak çok güzel bir mont almıştı. Mehmet çok sevindi.

    Aradan uzun zaman geçti. Mehmet artık altıncı sınıfa başlayacaktı. Artık önlük yerine ceket, kravat, gömlek giyecekti. Çok heyecanlıydı. Artık çok iyi arkadaşlıklar kurmuştu. Tatil boyunca arkadaşları ile değişik oyunlar oynayarak, babası ile tarlaya giderek bitirdiler. Ve artık altıncı sınıfa başlamıştı okulu öğlen başlıyor ve akşama kadar sürüyordu sonbaharda oldukları için günler kısalmıştı. Mehmet ve arkadaşları karanlığa aldırış etmeden oynuyorlardı. Biraz daha zevkli oluyordu. Çünkü karanlıkta tam olarak göremiyordu topu. Biraz karışsa da daha zevkli oluyordu. Sınıf arkadaşlarının birçoğu ile evleri yakındı. Sabah hemen okul arkadaşlarıyla buluşup maç yaparlardı ya da bilye oynarlardı. Okul vakti gelince de hemen evlerine giderle yemeklerine yerler ve okulun yolunu tutarlardı. Okulda Mehmet matematik ve beden eğitimi dersini çok seviyordu. Derslerinde başarılıydı. Okulun ilk haftası bitmişti. Hafta sonu dedesi ve babası tarla hazırlayacaklardı çünkü tarlalara buğday ekme zamanı gelmişti. Mehmet küçüklüğünden beri heves ediyordu traktör kullanmayı, tarla sürmeyi. Sürekli tarlaya gitmek istiyordu. Hafta sonu tarlaya gittiler. Mehmet tarlalarının civarında dolaştı, gezdi. Bir süre sonra babasının yanına traktöre bindi ve babası tarlayı bitirinceye kadar yanında oturdu. Çok seviyordu böyle işleri. Arada sırada bir anda uykuya dalıyordu ve traktörün sarsılmasıyla bir anda uyanıyordu. Tarlayı hazırlamayı bitirmişlerdi. Havanında kararmasına bir iki saat kalmıştı ve köye döneceklerdi artık. Akşam yemeğini dedelerinde yiyeceklerdi çünkü anneannesi yemek hazırlamıştı ve çağırmıştı. Köye vardılar ve yemeği yedikten birkaç saat sonra Mehmet uyuklamaya başladı. Annesiyle eve gittiler.

    Mehmet artık giderek büyüyordu. Hayata hazırlanıyordu.Yaz tatili de bitmek üzereydi. Yedinci sınıfa başlayacaktı. Okulun açılmasını çok istiyordu ama bir yandan da babası ile tarlaya gitmekten mahrum kalacağı için üzülüyordu ama yine de okulu seviyordu. Okul açıldıktan sonra hafta sonları hep tarlaya gidiyordu. Tarla işlerini ve traktör kullanmayı çok seviyordu.

    Artık o kullar açıldı. Mehmet okuluna gitti. Okulda arkadaşları ile birleştiler. İlk gün olduğu için daha dersler başlamamıştı. Hemen top oynamaya başladılar. O gün akşama kadar dur durak bilmeden top oynadılar. Gün bittiğinde Mehmet eve gitti. Yemeği yedikten sonra çok yorulduğu için bir köşede uyuyuverdi. Sabah erkenden kalktı kahvaltısını yaptıktan sonra dışarı çıktı. Okulları öğlen başladığı için arkadaşlarıyla beraber okul vaktine kadar oyunlar oynadılar. Artık okul vakti gelmişti hepsi evlerine gittiler çünkü okula gitmek için hazırlanacaklardı

    Mehmet ve arkadaşlarının en çok yaptıkları şey maç yapmaktı. Çünkü köy yerinde yapacak pek bir şey yoktu o gün okulda arkadaşları ile anlaştılar, akşam dışarı çıkacaklardı. Herkes tamam dedi, tabi Mehmet’ te. Ama Mehmet akşam evden nasıl çıkacaktı? Çünkü annesi ve babası akşamları kolay kolay dışarı salmazlardı. Ama arkadaşlarına söz vermişti. Okul bittikten sonra eve geldi. Evde sadece annesi vardı. Annesine söyleyecekti ama bir türlü beceremiyordu. Bu arada babasıda çarşıdan geldi biraz sonra yemek yiyeceklerdi. Mehmet babasına hiç söyleyemiyordu bu yüzden annesine mutfakta söylemeye karar verdi. Yemeği yedikten bir süre sonra babası çarşıya gitti ve Mehmet’te hemen annesinin yanına gitti. Annesine durumu anlattı. Annesi kızdı ve akşam vakti ne işin var dışarıda dedi. Ama Mehmet çok ısrar ederek bir şekilde çıkma izni aldı. Hemen üzerini giyindi, dışarı çıktı. Arkadaşlarıyla toplandılar ve bir oyun oynamaya karar verdiler. Sekiz kişilerdi. Hep beraber ıslıklı saklambaç oynamaya karar verdiler. Bu oyun güzel bir oyundu. İki gruba ayrıldılar. Bu oyun şöyle oynanıyordu; “ Bir grup saklanırken diğer grup duvara dönerek beklerlerdi. Saklanan grup uzaklaştıktan sonra ıslık çalarlardı. Bekleyen grupta ıslık sesine göre saklananları bulmaya çalışırlardı. Saklanan grup her yer değiştirdiklerinde ıslık çalmak zorundalar idi. ”

    Bu oyun özellikle akşamları zevkli ve güzel olurdu. Mehmet’te arkadaşları ile oynamaya başladılar ilk Mehmet’in grubu saklanacaklardı. Oyun başladı ve Mehmet’ in grubu bir saat saklandılar ve sonra sobelendiler. Sıra diğer grupta idi. Mehmet ve arkadaşları diğer grubu aramaya başladılar ve fazla vakit geçmeden buldular. Bu şekilde bayağı oynadılar. Saat artık geç olmuştu, eve gitmeleri gerekiyordu. Hepsi dağıldılar ve evlerine gittiler. Mehmet eve vardığında babası daha yoktu ama annesi Mehmet’i beklemişti. Annesi Mehmet’e biraz kızdı. Çünkü saat geç olmuştu ve Mehmet odasına gitti ve uyudu. Mehmet eve gitmeyi çok arzuluyordu. Çünkü bayağı acıkmıştı. Eve vardıklarında annesi sıcacık yemekler yapmıştı. Yemeklerini yediler ve bir gün daha sona ermişti. Mehmet artık tatilini bitirmek üzereydi. Okul hazırlıklarına başlayacaktı. Tatilin bitmesine çok üzülüyordu ama okulun açılmasını da çok istiyordu. Çünkü okulu çok sevmişti. Bir gün babası ile şehre gittiler. Ders kitaplarını ve defter, kalem, silgi gibi ders araç ve gereçlerini aldılar.

    Okullar açılmıştı ilk gün Mehmet çok hevesli, heyecanlı şekilde koşarak gitti okuluna. Okul tatil derken Mehmet okulunu yani ikinci sınıfının da ilk yarı dönemini bitirmişti. Tatilde yine gezmek şehre gitmek istiyordu. Ama kış nedeniyle hava çok soğuktu ve kardan dolayı ulaşım zorluğu vardı. Bunun için babası göndermiyordu. Mehmet’te köydeki arkadaşlarıyla karda oynayarak tatilini geçiriyordu. Tabi babasıda yine çalışmak için gitmişti şehre. Mehmet dört gözle bekliyordu. Çünkü babası karnesi çok iyi olduğu için hediye alacağına söz vermişti. Ne yazıkki tatil bitmişti okullar yeniden açılıyordu. Yoğun ve tempolu bir okul hayatı devam edecekti. Okula başladı ve aradan bir iki ay sonra babası dönmüştü. Ona karne hediyesi olarak çok güzel bir mont almıştı. Mehmet çok sevindi.

    Aradan uzun zaman geçti. Mehmet artık altıncı sınıfa başlayacaktı. Artık önlük yerine ceket, kravat, gömlek giyecekti. Çok heyecanlıydı. Artık çok iyi arkadaşlıklar kurmuştu. Tatil boyunca arkadaşları ile değişik oyunlar oynayarak, babası ile tarlaya giderek bitirdiler. Ve artık altıncı sınıfa başlamıştı okulu öğlen başlıyor ve akşama kadar sürüyordu sonbaharda oldukları için günler kısalmıştı. Mehmet ve arkadaşları karanlığa aldırış etmeden oynuyorlardı. Biraz daha zevkli oluyordu. Çünkü karanlıkta tam olarak göremiyordu topu. Biraz karışsa da daha zevkli oluyordu. Sınıf arkadaşlarının birçoğu ile evleri yakındı. Sabah hemen okul arkadaşlarıyla buluşup maç yaparlardı ya da bilye oynarlardı. Okul vakti gelince de hemen evlerine giderle yemeklerine yerler ve okulun yolunu tutarlardı. Okulda Mehmet matematik ve beden eğitimi dersini çok seviyordu. Derslerinde başarılıydı. Okulun ilk haftası bitmişti. Hafta sonu dedesi ve babası tarla hazırlayacaklardı çünkü tarlalara buğday ekme zamanı gelmişti. Mehmet küçüklüğünden beri heves ediyordu traktör kullanmayı, tarla sürmeyi. Sürekli tarlaya gitmek istiyordu. Hafta sonu tarlaya gittiler. Mehmet tarlalarının civarında dolaştı, gezdi. Bir süre sonra babasının yanına traktöre bindi ve babası tarlayı bitirinceye kadar yanında oturdu. Çok seviyordu böyle işleri. Arada sırada bir anda uykuya dalıyordu ve traktörün sarsılmasıyla bir anda uyanıyordu. Tarlayı hazırlamayı bitirmişlerdi. Havanında kararmasına bir iki saat kalmıştı ve köye döneceklerdi artık. Akşam yemeğini dedelerinde yiyeceklerdi çünkü anneannesi yemek hazırlamıştı ve çağırmıştı. Köye vardılar ve yemeği yedikten birkaç saat sonra Mehmet uyuklamaya başladı. Annesiyle eve gittiler.

    Mehmet artık giderek büyüyordu. Hayata hazırlanıyordu.Yaz tatili de bitmek üzereydi. Yedinci sınıfa başlayacaktı. Okulun açılmasını çok istiyordu ama bir yandan da babası ile tarlaya gitmekten mahrum kalacağı için üzülüyordu ama yine de okulu seviyordu. Okul açıldıktan sonra hafta sonları hep tarlaya gidiyordu. Tarla işlerini ve traktör kullanmayı çok seviyordu.

    Artık okullar açıldı. Mehmet okuluna gitti. Okulda arkadaşları ile birleştiler. İlk gün olduğu için daha dersler başlamamıştı. Hemen top oynamaya başladılar. O gün akşama kadar dur durak bilmeden top oynadılar. Gün bittiğinde Mehmet eve gitti. Yemeği yedikten sonra çok yorulduğu için bir köşede uyuyuverdi. Sabah erkenden kalktı kahvaltısını yaptıktan sonra dışarı çıktı. Okulları öğlen başladığı için arkadaşlarıyla beraber okul vaktine kadar oyunlar oynadılar. Artık okul vakti gelmişti hepsi evlerine gittiler çünkü okula gitmek için hazırlanacaklardı

    Mehmet ve arkadaşlarının en çok yaptıkları şey maç yapmaktı. Çünkü köy yerinde yapacak pek bir şey yoktu o gün okulda arkadaşları ile anlaştılar, akşam dışarı çıkacaklardı. Herkes tamam dedi, tabi Mehmet’ te. Ama Mehmet akşam evden nasıl çıkacaktı? Çünkü annesi ve babası akşamları kolay kolay dışarı salmazlardı. Ama arkadaşlarına söz vermişti. Okul bittikten sonra eve geldi. Evde sadece annesi vardı. Annesine söyleyecekti ama bir türlü beceremiyordu. Bu arada babasıda çarşıdan geldi biraz sonra yemek yiyeceklerdi. Mehmet babasına hiç söyleyemiyordu bu yüzden annesine mutfakta söylemeye karar verdi. Yemeği yedikten bir süre sonra babası çarşıya gitti ve Mehmet’te hemen annesinin yanına gitti. Annesine durumu anlattı. Annesi kızdı ve akşam vakti ne işin var dışarıda dedi. Ama Mehmet çok ısrar ederek bir şekilde çıkma izni aldı. Hemen üzerini giyindi, dışarı çıktı. Arkadaşlarıyla toplandılar ve bir oyun oynamaya karar verdiler. Sekiz kişilerdi. Hep beraber ıslıklı saklambaç oynamaya karar verdiler. Bu oyun güzel bir oyundu. İki gruba ayrıldılar. Bu oyun şöyle oynanıyordu; “ Bir grup saklanırken diğer grup duvara dönerek beklerlerdi. Saklanan grup uzaklaştıktan sonra ıslık çalarlardı. Bekleyen grupta ıslık sesine göre saklananları bulmaya çalışırlardı. Saklanan grup her yer değiştirdiklerinde ıslık çalmak zorundalar idi. ”

    Bu oyun özellikle akşamları zevkli ve güzel olurdu. Mehmet’te arkadaşları ile oynamaya başladılar ilk Mehmet’in grubu saklanacaklardı. Oyun başladı ve Mehmet’ in grubu bir saat saklandılar ve sonra sobelendiler. Sıra diğer grupta idi. Mehmet ve arkadaşları diğer grubu aramaya başladılar ve fazla vakit geçmeden buldular. Bu şekilde bayağı oynadılar. Saat artık geç olmuştu, eve gitmeleri gerekiyordu. Hepsi dağıldılar ve evlerine gittiler. Mehmet eve vardığında babası daha yoktu ama annesi Mehmet’i beklemişti. Annesi Mehmet’e biraz kızdı. Çünkü saat geç olmuştu ve Mehmet odasına gitti ve uyudu.

    Artık günler bir bir geçiyordu. Zaman çok çabuk ilerliyordu. Mehmet’in ilköğretimde son senesiydi sekizinci sınıfa başlamıştı. Bu sene çok çalışması gerekiyordu çünkü liselere giriş sınavına girecekti. Amacı iyi bir lisede okumaktı ama durumları çok iyi olmadığı için dersaneye gidememişti. Öğretmenleri ona birkaç kitap vermişlerdi, bu kitaplarla hazırlanması için. Mehmet elinden geldiği kadar çalışıyordu ve sınavda giderek yaklaşıyordu. Sınav günü gelmişti ve Mehmet babası ile şehre gittiler. Mehmet sınava girdi ve elinden geleni yaptı. Aslında sorular o kadar da zor değildi ama Mehmet’in elinden gelen buydu. O gün babası ile sınavdan sonra epey gezdiler sonra yemek için halasının evine gittiller günün kararmasına az bir zaman kalmıştı. Halasının evinden ayrıldılar ve otobüse doğru gittiler oradan da köye gideceklerdi.

    Mehmet artık lise yolunda adımlar atacaktı. Umudu ilköğretimde olduğu gibi çok başarılı olmaktı. İşte o büyük gün gelmişti ve sınav sonuçları açıklanacaktı. Mehmet hemen çarşıya koştu. Çarşıdaki bir eczaneden sonuçlarına bakacaktı. Eczaneye gitti ve sınav sonucunu öğrendi. Sonuç ne çok kötü ne de çok iyiydi. Biraz üzüldü bu duruma, sonra evine gitti. Evde annesi vardı ve annesine sınav sonucunu söyledi. Annesi çok fazla bilmediği için bir şey diyemedi. Birkaç saat sonra babasıda eve geldi. Mehmet babasınada söyledi sınav sonucunu. Babası hiç kızmadı Mehmet’e çünkü elinden geldiği kadar çalıştığını biliyordu. Babasının köyden arkadaşa bir öğretmen vardı. Şehirde öğretmenlik yapıyordu. Onu aradı ve durumu izah etti. Arkadaşı, bu puanla sadece civar ilçelerdeki belirli Anadolu liselerine gidebileceğini söyledi. Artık karar vermek zorundalar idi ve Mehmet dışarıda pek okumak istemiyordu. Köydeki öğretmenlere danıştılar ve köydeki lisenin iyi olduğunu burada okumasını istediler. Mehmet’te sevinmişti bu duruma. Eğer buradaki liseye kayıt yaptırırlarsa birçok arkadaşı ile beraber okuyacaktı.

    Yaz tatili bitmek üzereydi ve liselere kayıtlar başlamıştı. Mehmet’te babası ile giderek liseye kayıt yaptırdılar. Mehmet artık bir liseli olmuştu, çok heyecanlanıyordu. Çünkü dışarıdan göründüğü kadar lise çok farklı bir ortamdı. Okulun açılmasına çok az kalmıştı. Mehmet babası ile yine şehre gittiler. Okul için yeni üniforma birkaç ta gerekli malzeme adlılar daha sonra da köye döndüler. Evin oraya yaklaştıklarında arkadaşlarının toplandığını gördü hemen eve gitti, eşyaları koyduktan sonra arkadaşlarının yanına vardı. Arkadaşlarıyla biraz sohbet ettiler. İçlerinden bazıları liseye gidecek, bazıları da ya babasının yanında kalacak ya da şehirde sanayide çalışacaklardı. Sohbetin ardından top oynamaya başladılar yine. Öyle oynadılar ki saatler geçmişti. Sonra hepsi evlerine dağıldılar


    Mehmet bir yandan liseye gideceği için çok heyecanlanıyordu diğer yandan da arkadaşlarından ayrılacağı için üzülüyordu. O gün geldi okullar açıldı. Mehmet heyecanla gitti okuluna. Nedense okulda her şey garip geliyordu, ilköğretime göre çok farklıydı. Büyük sınıflar küçümsemeye çalışıyorlardı. O gün ders olmadığı için bahçede arkadaşları ile gezdiler, sohbet ettiler. Böyle birinci haftayı bitirmişlerdi. Artık Mehmet okula ısınmaya başlamıştı. İlk başlarda kimseyle kaynaşamamıştı ama gün geçtikçe sınıf arkadaşları ile tanışmaya, kaynaşmaya başlamıştı. Tabi sınıfta pek uslu durmuyorlardı. Eski okulları gibi sanıyorlardı ama öğretmenler hemen gelip susturuyorlardı. Ne olursa olsun lise güzeldi. Herkesin gözünde biraz daha büyüyordu insan. Mehmet çok cana yakın birisi idi. Herkesle kolay kaynaşıp anlaşabiliyordu. Okulda dersler başlamış günler ilerliyordu. Mehmet ilk dönemi çok iyi bir şekilde bitirmişti. Karnesi çok iyi değildi çünkü yeni dersler olduğundan pek başarı sağlayamamıştı.Tatilde yapacak pek bişey yoktu.Çünkü kış nedeniyle ne dışarı çıkabiliyorlardı ne de bir yere gidebiliyorlardı.Onun için sabahtan akşama kadar evde oturuyor televizyona bakıyordu.Ara sıra dedesine gidip orada oturuyordu.Havalar biraz düzeldi mi güneş yüzünü gösterdiğinde hemen dışarı çıkıp arkadaşlarıyla yollarda kayıyorlar yada top oynuyorlardı.Çünkü karda kaymak ve top oynamak çok zevkli geliyordu onlara

    Tatil bitmiş yine okullar başlıyordu mehmet çok hırslanmıştı çalışıp derslerini düzeltmeyi planlıyordu.Okul açıldığı gün arkadaşlarıyla kartopu oynadılar.Genellikle kızları kartopu yağmuruna tutuyorlardı.Karda oynamayı çok seviyorlardı,kartopu bitince maç yapmaya başlıyorlardı. 2. dönemide böyle tamamlamışlardı.Artık bahar geliyordu soğuklar nerdeyse bitmişti.Tabi sınavlarda yavaş yavaş başlıyordu.Mehmet çok çalışıyordu.Derslerini düzeltmeye kararlıydı.Sınavlara girmiş istediği sonuçları almıştı.Böyle 1.sınıfı bitirmiş hedefine ulaşmış karnesi çok başarılıydı

    Yaz tatilinde hep köyde kalmaya karar verdi.Tarlaya gidip pancar ve ekin sulamayı çok seviyor ve özlüyordu.Çünkü bu onun özünde ve çocukluğunda vardı.Mehmet tek çocuktu.Babasıda amcasından ayrı olduğu için işlerini tek başına yapıyor mehmette babasına yardım etmek istiyordu.Okul varken de bazen derslerden kaçıp tarlaya gidiyordu.Babasının tek başına çalışmsı onun içini acıtıyordu.Mehmet okumak istiyordu ama bu işleride çok sevdiği için vazgeçmeyecekti.Artık 2.sınıfa başlayacaktı.Heyecanlıydı çünkü hayatın her basamağını başarılıyla atlatıyordu.Artık mesleği için kendisine bir yol çizmenin vakti gelmişti.Bölüm seçecekti.Bu hayatında mesleğine yönelik ilk tercihti.Ailesinin ve öğretmenlerinin tavsiyesiyle sayısal bölümü seçmeye karar verdi.Lisede tanıştığı ve çok samimi olduğu ali ile ayrılmak istemedikleri için ali de bu bölüme geçti.Ali ile iyi anlaşıyorlardı.Ali biraz ağır başlı,hayatı bilen,başkasının lafı sevmeyen birisiydi.Hep canının istediğini yapardı

    Lise 2. sınıfa başladılar.Kasaba olduğu için pek fazla öğrenci yoktu okulda.Kimileri sınıfta kalmış,kimileride geleceğe yönelik hayalleri olmadığı için başarma umutlarını öğrenciler vardı.Zaten köyde bir çok gençte bu yüzden okulu bırakmışlardı.Sınıfta sadece 2 erkek öğrenci vardı.Biri mehmet diğeride Aliydi ve 3 tanede kız vardı.Mehmet için 2. sınıf biraz daha zor gelmişti.Ama başarmaya kararlıydı.çünkü geçmişten biliyordu.dersleri başarısızken,çalışıpta nasıl başarılı olduğunu biliyordu.Mehmet Aliyle daha çok samimi olmaya başlamış neredeyse tüm vaktini onunla geçiriyordu.Ali mehmete göre başarısızdı çünkü ali gezip tozmayı sever,okulla pek alakası olmayan birisiydi.Çünkü Ali çocukluğunda çok rahat büyümüştü.Ama mehmet için durum böyle değildi.Ali Mehmetide kendi hayatına çekmeye başlamıştı.Ali nereye giderse ne yaparsa Mehmette onu yapıyordu.Mehmet başarmaya karar verdiği hayallerini unutmuştu.neler yaptığının farkında bile değildi.Çünkü kendisini Alinin hayat rüzgarına kaptırmıştı.Bu onun derslerinede yansımaya başladı.Artık Mehmet için başarılı dönem bitmişti.Ailesi bu durumdan iyice rahatsız olmaya başlamıştı.Mehmete halini anlatıp ona nasihat verdiler.Mehmetin içinde küçükte olsa ders çalışma hevesi oluştu.bu yüzden çok fazla çalışmasada derslerine bazen çalışıyordu.Ama Alinin arkadaşlarıyla olan hayatınıda bırakamıyordu.şöyle böyle günler su gibi akıp gitmişti.

    Artık Mehmet ile ali 3.sınıfa başlıyordu.Ali babasının arabasını alıp geziyordu sürekli.Aliye mehmette katılıyordu.Geziyorlardı sürekli.Bir gün yine okul çıkışı arabaya binip geziyorlardı.yolda giderken bir kalabalık gördüler.İndiler arabadan,yolun kenarında kanlar içerisinde bir gencin cesedi vardı.ikiside şaşkındı.Bu güne kadar ölüm bu kadar akıllarına gelmemişti.Donuktu ikiside,suskundular.İkiside ölümü düşünüyorlardı.Morali bozuktu ikisininde.Mehmet Aliye kendisini eve bırakmasını söledi.Eve varıp hemen odasına geçip ölümü,hayatı düşündü.annesi geldi yanına Mehmette farklı bişeylerin olduğunu hemen hissetti.halini sordu iyiyim bişeyim yok diyip geçiştirdi annesini.uyuyakalmıştı yarın neler olacağından habersiz.sabah kalkıp okula gitti.Garipti bugün mehmet.Ders çıkışı yine aliyle birliktelerdi.Yalnız kalmak istiyordu aslında.eve yürüyerek gideceğini söledi.Ali gezelim arabayla sonra gideriz dedi.Kıramadı aliyi.Ali sürekli bişeyler anlatıyordu.Mehmet yola dikkat etmesini söyleyip uyarıyordu.Ali ne olacak diyip umursamıyordu Mehmeti.Ali arabanın hızını artttırmaya başladı bugün çılgınca süreceğim arabayı diyordu.Mehmetin bişey olacak yavaşla demesini dinlemiyordu.Dağa çıkalım dedi ali.Dağa doğru sürmeye başladı arabayı.tehlikeli uçurumlar vardı.Ali artık iyice havaya girmişti.Hızı arttırdıkça arttırdı.Arabayı artık kontrol etmek çok zordu.ilerde viraj vardı.Mehmet artık korkmaya başlamıştı yavaşla diye bağırıyordu.Saniyeler geçmedi araba virajı dönemeyerek uçuruma yuvarlanmaya başladı.Derenin içine kadar yuvarlanmıştı araba.Artık ikiside nefes almıyordu.Bir heves yüzünden iki hayat son buluştu.Artık geride dağlanmış, gözü yaşlı yürekler kaldı geriye.pişman olan gözü yaşlı yürekler...ama neye fayda..

      Forum Saati Perş. Mayıs 16, 2024 8:23 pm