Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Türkiye'den erişim engeli nedeniyle yeni adresimiz: turkcetoplulugu.weebly.com

Nar Ağacı
Nazan Bekiroğlu
(%25 İndirimle)
Beyaz Türkler K.
Alev Alatlı
(%25 İndirimle)
turkcetoplulugu.weebly.com Topluluğumuzun yeni adresi
Kendini Açma
B. Çetinkaya

2 posters

    GEÇERSİZ GÖNDERİ

    avatar
    1001060058


    Mesaj Sayısı : 3
    Kayıt tarihi : 30/11/10

    GEÇERSİZ GÖNDERİ Empty GEÇERSİZ GÖNDERİ

    Mesaj  1001060058 Cuma Ara. 24, 2010 10:02 pm

    GEÇERSİZ GÖNDERİ


    En son 1001060058 tarafından Paz Ara. 26, 2010 9:29 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 5 kere değiştirildi (Sebep : YANLIŞ GÖNDERİLDİ)
    avatar
    12345678


    Mesaj Sayısı : 1
    Kayıt tarihi : 08/12/10

    GEÇERSİZ GÖNDERİ Empty Geri: GEÇERSİZ GÖNDERİ

    Mesaj  12345678 Cuma Ara. 24, 2010 10:24 pm

    — Böyle uzun uzun ne yazıyorsun, Mehmet?
    Mehmet:
    — Şiir ,hikaye yazmayı çok seviyorum.Boş zamanlarımda bir şeyler yazıyorum işte.Serap Hoca beğenirse bunu yayımlatabileceğini söyledi.O yüzden daha bir özenerek yazıyorum,dedi. Kader mutlu bir ses tonuyla:
    — Aaa, ne güzel! Ben de yazıyorum; ama benimkiler acemice.Daha yayınlatacak kadar ilerleyemedim.
    Mehmet:
    — Öyle söyleme.Benimkiler de ustaca sayılmaz.Ama çok hevesliyim,ilerletmeye çalışıyorum.Bir ara bakarız ,yazdıklarımıza.Olur mu?
    Kader:
    — Tabii ki neden olmasın,dedi?
    Son iki derse gelinmişti.Ders başlayalı nerdeyse yarım saat olmuştu ama öğretmen gelmemişti.Daha sonra Kemal Bey geldi.Ders Öğretmeni’nin rahatsız olduğunu, gelemeyeceğini söyledi.Öğrenciler dünden razıymış gibi hemen dışarı çıkmaya başladılar.Aralardan” oh be sabahtan beri sıkılmıştım zaten,bugün de dersler çok ağırdı,iyi oldu Hoca’nın gelmediği” diye sevinenler çoktu.
    Mehmet sınıftan çıkmak üzere olan Kader’e seslendi:
    — Kader! beklesene
    — Ne oldu Mehmet?
    — Zamanın varsa, bahçede sıcak bir şeyler içelim mi?
    — Olur fakat
    — Fakat ne,dedi? Mehmet.
    — Ben ısmarlarsam,kabul ederim,dedi,Kader.
    Çaylarını alıp,üzeri karlarla kaplı çam ağacının altında ki banka oturdular.Oturalı daha beş dakika olmuştu ki Kader:
    — Ne kadar soğuk böyle,dedi.Mehmet de:
    —İstersen kalkalım,dedi.
    Kader:
    — Yok,tamam.Çaylarımızı içelim öyle kalkarız,dedi.
    Mehmet,hemen boynunda ki atkıyı çıkarıp Kader’in boynuna doladı.Tam bu sırada Okuldan çıkan Kemal bey ikisine doğru baktı ve gitti.
    Kader, Mehmet’in atkıyı boynuna dolamasına gülerek:
    — Ne yapıyorsun?Sen üşüyeceksin Alır mısın,şunu? diyerek tepki verdi.
    Mehmet:
    — Ya ben üşümüyorum.Lütfen tak, dedi.
    Yine Mehmet’in dediği olmuştu.
    Kader, teşekkür etti.İçinden ‘ne kadar iyi birisi ‘diye geçirdi.Böylesi iyiliğe hiç alışkın değildi.
    Çaylarını içtikten sonra yola çıktılar.
    Mehmet kısaca kendinden,ailesinden bahsetti.Kader’e dönerek:
    — Eee , seni dinleyelim biraz da ;ailen,kardeşlerin,ne bileyim işte;anlat biraz.
    Kader,aile sözü geçince yüzü bembeyaz oldu.Belli ki rahatsız olmuştu.Konuyu geçiştirip,kaçarcasına:
    — Sonra konuşuruz.Ben buradan ayrılayım.Görüşmek üzere,dedi ve gitti.
    Mehmet,Kader’in bir anda kaçarcasına gidişine anlam verememişti.Ailesinden bahsetmek istemediği belliydi.Kader’i üzen bir şey mi olmuştu acaba?,diye düşündü,durdu.
    Ertesi sabah,okula girerken,Kemal Bey,Mehmet’i gördü ve yanına çağırdı.
    — Mehmet,teneffüste odama gel.Seninle biraz konuşalım,dedi.
    Mehmet,iyi şeyler duymayacağını sezdi.Kemal bey’in yüz ifadesinden bunu anlamıştı.Ders bitip,zil çalınca,yavaş adımlarla idareye doğru yöneldi.Kapıyı tıkladı ve içeri girdi.Kemal Bey koltuğunda oturuyordu.Mehmet’in geldiğini görünce:
    — Gel Mehmet,otur bakalım.Nasılsın Oğlum?Derslerin nasıl gidiyor?
    — Sağ olun Hocam.Derslerim için de elimden geleni yapıyorum.Önceye göre çok daha iyi.
    — Bak Mehmet, bu okulda senin yerine okumak isteyen pek çok öğrenci var.Bunun kıymetini bilmelisin.sadece derslerine odaklanmalısın.aklını başka şeylerle meşgul etme.Bu benden sana baba tavsiyesi.
    Mehmet bir an afalladı:
    — Hocam,bir yanlışım mı oldu?
    — Mehmet,ne demek istediğimi anladın,dedi.
    — Ben gerçekten hiç bir şey anlamadım.
    Kemal Bey ses tonunu yükselterek:
    Mehmet! Kader’den bahsediyorum.Kader’le senden bahsediyorum.Kader’e fazla yakınsın.Gönül işleriyle uğraşacağına derslerine ağırlık ver.Üstelik Kader,problemli bir öğrenci.Ailevi sorunları büyük.Uzak dur oğlum.
    Mehmet,ne diyeceğini bilemedi.Hem utanmış hem de şaşırmıştı.
    — Hocam,Kader benim sadece arkadaşım, diyebildi.
    — Bunları geç Mehmet.Seni yıllardır tanırım.Sınıfta hiçbir kızla böyle yakın olduğunu görmedim bugüne kadar.Şimdi dediklerimi anladığını varsayıyorum.derse daha fazla geç kalma,dedi
    Mehmet Kemal Bey’in odasından çıktı.Koridorda ki camın önüne gitti.Gözlerini kapattı.Derin bir nefes aldı.Demek ki Kader,bu yüzden ailesinden bahsetmek istememişti.Bunları düşünürken Serap Hoca’nın sesiyle irkildi.
    — Ne o Mehmet,yine dalmışsın.İyi misin?
    Mehmet:
    — Yok bir şey,iyiyim Hocam.
    Serap Hoca:
    — Peki öyle olsun,dedi ve Mehmet’in yanından ayrıldı.
    Sınıfa geldiğinde gözü Kaderi aradı.Kader,sırasına oturmuş,bir şeyler yazıyordu.Mehmet yanına gitti:
    — Ne yazıyorsun Kader?
    — Şiir yazıyorum.
    Mehmet:
    — Okuyabilir miyim?
    Kader,şiir defterini Mehmet’e uzattı.Mehmet,defteri alıp kendi sırasına geçti.Tam bu sırada öğretmen geldi ve ders başladı.Mehmet dersten çok şiir defteriyle ilgiliydi.Ders boyunca elindeki şiir defterini gizli,gizli okudu.Şu ana kadar okuduğu şiirlerde ortak bir tema vardı;o da anne sevgisiydi.Anneye özlem’in yanı sıra bazılarında öfke ve isyan vardı.Karar verdi.Çıkışta Kader’le konuşacaktı.
    Mehmet bugün ki derslerden bir şey anlamamıştı.Nasıl geçti farkında bile değildi.
    Çıkış’ta Kader’i yolda yakaladı.
    — Vaktin varsa biraz konuşabilir miyiz?
    Kader şaşkın bakışlarla:
    — Tamam,dedi.
    Mehmet hemen konuyu açtı.
    — Bugün Kemal Hoca beni çağırdı.Konuştuk.
    Kader lafını keserek,
    — Konu neydi?
    — Konu senle, bendim.Kemal Bey,bizim aramızda bir şeyler olduğunu söyledi.Birbirimize fazla yakın olduğumuzdan falan bahsetti.Ayrıca senin çok büyük ailevi problemlerin olduğunu ve senden uzak durmam gerektiğini söyledi.Kader bağışla beni ailevi konularına karışmaya hakkım yok ama merak etti, neler oluyor?
    Kader sustu kaldı.Ağzını açamadı.
    Mehmet:
    — Kemal Hoca’nın dediklerini kafaya takma,abartıyor.Sen benim sınıf arkadaşımsın.Bir problemin varsa sana yardımcı olmak isterim.Hiç kendinden bahsetmedin.Senin ailenle ne sorunun var Kader?

    — Benim sorunlarıma sen çözüm bulamazsın Mehmet.Seni aşan şeyler bunlar
    Mehmet:
    —Çözüm bulamasam bile anlatman seni rahatlatabilir.
    — Madem bu kadar ısrar ettin.İyi o zaman dinle.Yalnız aramızda kalacağına söz vermeni istiyorum?Aslında kimseye bahsedemeyeceğim bir konu;ama nedense sen bana güven veriyorsun.
    Mehmet kimseye bahsetmeyeceğine söz verdi.
    — Benim annem öldü Mehmet.daha doğrusu öldürüldü.
    Mehmet şaşkındı:
    — Ne diyorsun sen! Kim neden yaptı bunu.?
    — Babam,babam yaptı.Babam öldürdü.Tamamen dedikodudan ibaret olan bir namus meselesi yüzünden.Benim gözümün önünde oldu.Babamı da ben ihbar ettim.Şimdi cezaevinde.Bu yüzden amcalarım da benim peşimde.Baba,amca demek bile içimden gelmiyor.Lise birinci sınıfta bir zaman ara verdim.devam edemezdim.Şimdi yeniden başladım.
    Mehmet duydukları karşısında şok olmuştu, nerdeyse kulaklarına inanamadı.Öteden beri duyardı böyle haberleri. Yakınında tanıdığı birinin başına gelmesi daha başka bir kötü hissettirdi,Mehmet’i.
    — Peki şimdi nerede kalıyorsun,Kader?
    — İstanbul’da teyzemle kalıyordum.Ama amcalarım rahat bırakmadı.Biz de buraya taşındık.
    Babam kaçmak üzereyken ihbar ettim.Onlara göre kardeşi, namusunu temizledi.Benim annem ölmüş kimin umurunda.Sonum annem gibi olacakmış?Burada ki izimizi daha bulamadılar.bulurlarsa ne yaparım bilmiyorum.
    Kader bunları anlatırken gözlerinden yaşlar dökülüyordu.
    Mehmet:
    — Seni üzdüm.Affet beni.
    Mehmet:
    — Yok alıştım artık bu benim kaderim.
    Yol ayrımına,gelene kadar,Mehmet Kader’i teselli etmeye çalıştı.
    — Benim okumayı çok istiyorum.Yazar olmak istiyorum.İlk kitabımda bu yaşadıklarımı anlatmayı istiyorum.Eğer ben bunu yapamazsam; benim yerime sen yapar mısın?Yazdığın Hikayeler ,Şiirler çok güzel.Serap Hoca da destek oluyor sana.Ben olamasam da sen başaracaksın buna inanıyorum.
    Mehmet:
    — Yazarım yazmasına da,sen neden bu kadar ümitsizsin?Tamam illet bir durum ama.Bir şeyler yapabiliriz.Seni tehdit ettiklerini savcılığa bildirebilirsin?Ne bileyim bir çaresi vardır elbet.Olmalı,bunun bir çaresi olmak zorunda!. Böyle kaçmak nereye kadar?
    Kader:
    —Mehmet,bu dediklerin öyle kolay değil.Sen bizim aşireti bilmezsin.Karışık işler bunlar,boş ver, takma kafana.Kaçmaktan başka,çarem yok şimdilik.Neyse hadi buradan ayrılalım.Teyzem merak eder.
    — Dur eve ben bırakayım seni
    — Yok gerek yok,ben giderim.
    — Geç oldu ama.Bu karanlıkta tek başına gitmen iyi olmaz.
    — Her zaman gidiyorum.Bir şey olmaz.
    — Sen bilirsin o zaman.Bu arada bizim birbirimizde telefon numaramız bile yok Bir mahsuru yoksa verir misin?Kader,
    — Tamam vereyim.Sen numaranı söyle,çaldırayım.
    Numaralarını birbirlerine verdikten sonra.Mehmet:
    — Kendine çok iyi bak.İyi akşamlar Kader,dedi.
    —Sende Kendine iyi bak,Mehmet.İyi akşamlar
    Kader gecenin karanlığında yavaşça gözden kaybolmuştu.Mehmet arkasından öylece bakakalmıştı.
    Kader, yolda giderken,Mehmet ne kadar iyi birisi diye düşündü.Arkadaşlığı çok hoşuna gidiyordu.Yalnız bir yandan kendi belirsiz hayatını düşününce Mehmet’i de kendi kaderine ortak etmemek için uzak durması gerekiyordu.Mehmet’in onu evine bırakmasını bilerek istememişti.Evini öğrenmesini istemiyordu. Mehmet’i her ne kadar güvenilir görse de;kimsenin bilmemesi daha iyiydi.
    Mehmet,eve gelince üstünü çıkarıp yemeğini yedi.Annesi’ne Biraz Kader’den bahsetti.Sonra odasına çekildi.Kader’in hayatından çok etkilenmişti.İçinden bir ilham geldi.Bir şeyler yazmaya başladı.Aslında bu Kader’in hayaliydi.Yine de yazmak geldi içinden.Eğer Kader,yazarsa onun yazdığının yayınlanmasını isterdi.
    Günler geçip duruyordu.Dersler,sınavlar derken sene sonu yaklaşmıştı.Derslerini düzeltmişti.Kaderle arkadaşlığı da bazen Kader’in soğuk durmalarına rağmen güzel gidiyordu.Ona karşı normal arkadaşlığın ötesinde bir şeyler hissettiğinin farkındaydı.Okula ilk gittiğinde gözleri Kader’i arıyordu.
    Onun hayatını yazmaya devam ediyordu.Arada Kader’e bir şeyler soruyordu.İlerde yazarsam,daha çok şey bileyim ,diyordu.Yazmaya başladığından haberi yoktu ama.Bayağı da yazmıştı,bu kadar yazabileceğini tahmin etmiyordu.
    Kader’e gelince o da Mehmet’e özel bir şeyler hissettiğini fark etmişti.Her şey güzeldi,güzel olmasına da nereye kadar?diye düşünüyordu.Bu yüzden Kendini kaptırmamalıydı.Soğuk durmaları bu yüzdendi.Mehmet’in gözü çok karaydı.Hiç bir şeyi gözü görmez durumdaydı.Kader ne yapacağını bilmiyordu.
    Mehmet akşamları eve daha bir neşeli geliyordu.Bu değişikliği fark eden annesi:
    — Oğlum sende bir değişiklik var.Şu son aylarda daha bir mutlu görünüyorsun.Neler oluyor,bana da anlatsana,
    — Anne senin gözünden de hiçbir şey kaçmıyor.Derslerimi düzelttim ondandır.
    Annesi muzipçe gülerek:
    — Sadece dersler mi? Ya Kader,Kader’le bir alakası yok mu,diyorsun sen şimdi?
    — Anne utandırıyorsun beni.Kader çok iyi bir kız,beni mutlu ediyor.Şimdilik arkadaşız,anne inan bana.
    Annesi:
    — Oğluna sarılarak senin mutlu olman beni de mutlu ediyor yavrum.Yalnız okulun daha önemli.Lütfen kendini bu kadar kaptırma.
    — Tamam,anne,sen merak etme.
    Mehmet Kader’in hayatından bahsetmemişti annesine.
    Ama artık saklayamazdı.Anne sana Kader’le ilgili bir şeyler anlatacağım.Hemen tepki verme sadece dinle lütfen.
    — Tamam oğlum.Seni dinliyorum.Neymiş anlat bakalım.
    Mehmet her şeyi annesine anlattı.Annesi dehşetle,Mehmet’i dinledi.Kader’e çok üzülmüştü ama oğlunu da düşünmeliydi.Bu yüzden Mehmet’e bu arkadaşlığı bitirmesi gerektiğini.Yoksa üzülebileceğini söyledi.Mehmet o kadar iyi niyetli bakıyordu ki.Annesiyle bu konuyu fazla tartışmadı.Dersim var deyip odasına çekildi.
    Günler sonra bir gün okula gittiğinde Kader’in okula gelmediğini fark etti.Ertesi gün olmuş hala Kader yoktu.Çok merak etmişti.Kimseye de soramıyordu.Kader kendisinden başka kimseyle de samimi değildi.Telefonunu aradı.bir süre cevap vermedi.Sonra bir telaşla açtı telefonu.Mehmet merak ettiğini neden gelmediğini sordu.
    — Kader bir şey olmadığını,biraz rahatsız olduğunu evde dinlendiğini söyledi.Merak etmemesini söyledi
    Mehmet:
    — Geçmiş olsun.Bir şeye ihtiyacın olursa;beni her zaman arayabilirsin,dedi ve kapattı telefonu.
    Akşam evde televizyon izlerken haberler de bir cinayet den bahsediliyordu.Töre cinayeti olduğu tahmin ediliyor denilince Mehmet’in gözleri fal taşı gibi açıldı.Öldürülen bir genç kızdan bahsediliyordu.Öncede olsa bu haberlere böyle dikkat etmezdi.Şimdi her an korkuyla izliyordu.Allah’tan Kader’in adı geçmemişti.
    Ertesi gün okula gittiğinde Kader yine gelmemişti.Dersler bitince Kader’i bir kere daha aramak istedi.Aradı ama ulaşılmıyordu.Akşam tekrar aradı yine kapalıydı.O gece meraktan gözünü uyku tutmadı.Sabah bir çırpı kahvaltısını edip okula doğru hızlı adımlarla gitti.Sınıfa girdiğinde Kader yine yoktu.Çıldıracak gibiydi.Birinci dersin zili çalar çalmaz Kemal Bey’in odasına gitmeye karar verdi.Kemal Bey’in odasına gitti ve durumu anlattı.Kemal Bey,Kader’in rapor veya izin almadığını bu şekilde gelmemesinin normal olmadığını söyledi.Hemen evini aradı.Telefon çalmıyordu.Acaba numarayı yanlış mı vermişti?Tekrar aradı.Yine aynı şey oldu.Kemal Bey bu numarayı,daha önce de evraklarla ilgili bir işlem için aramış olduğunu söyledi.
    — O zaman aradığımda teyzesi çıkmıştı,dedi.
    Mehmet,bunun üzerine,Kemal Bey’den ev adresini vermesini rica etti.Kemal bey bir an duraksadı sonra iletişime geçmek için başka çare olmadığını gördü.Mehmet’e adresi verdi.Sonra da Mehmet’e durumu kendisine de bildirmesini istedi.Kader’e bu şekilde devamsızlık yapamayacağını bildirmesini,söyledi.
    Mehmet Kemal Bey’in odasından çıkıp dalgın bir halde sınıfa doğru giderken, arkasından alaycı bir ses duydu.Bu hiç hoşlanmadığı,gıcık olduğu şımarık mı şımarık Sertaç’tan başkası değildi.Okulun ilk gününden beri yıldızı barışmamıştı bu çocukla..
    Sertaç :
    — Ne o seninki hala gelmedi mi?Gizemli mi gizemli bir kızdı hani.Hadi bizi geç İnsan bir seni düşünür,bu kadar merak ettirmezdi yahu,diyordu gülerek.
    Mehmet sakin olmaya çalıştı.Bu can sıkkınlığına bir de bu çıkmıştı.Öyle de doluydu ki sinirin, Sertaç’tan alması an! meselesiydi.
    Mehmet:
    — İşine bak Sertaç,uğraşma benimle.
    Sertaç sırıtarak,alaycı bir ifadeyle:
    — Halini görünce dayanamadım, ne yapayım,diyordu.
    Mehmet:
    — Kapa çeneni Sertaç,yeter artık canımı sıkma, dedi
    O sırada ders’in hocası geldi.“Ne bu gürültü” diye bağırmaya başladı.Mehmet’le Sertaç Hemen sınıfa girdiler.Sertaç hala sırıtarak bakıyordu Mehmet’e,
    Mehmet hoca’nın duymayacağı bir şekilde:
    — Seninle sonra görüşürüz,dedi.
    Mehmet için şu an Kader önemliydi.Bu pislikle daha fazla meşgul olmak istemiyordu.
    Ders başlamıştı.Mehmet kendini derse veremiyordu.Sertaç meselesini falan unutmuş Kader’i merak etmeye devam ediyordu.
    Mehmet O gün ders çıkışı bu adrese gidecekti.Dersler bitmek bilmiyordu sanki.
    Nihayet dersler bitince,adresin bulunduğu yere doğru gitti.Bir apartman dairesinin ikinci katıydı.Adreste ki mahalleye geldiğinde,apartmanı görmüştü.İçinde büyük bir heyecanla ikinci kata çıktı.Zili çaldı,çaldı ama açan olmadı.Karşı dairede ki kadın da o sırada evine girmek üzereydi.Mehmet’in kapıda olduğunu görünce:
    — Oğlum o daire boş, içindekiler iki gün önce taşındılar,dedi.
    Mehmet heyecanlı bir şekilde,onları ne kadar tanıdığını,giderken nereye taşındıklarını,söyleyip söylemediklerini sordu?
    Kadın Nereye gittiklerini bilmediğini:
    — Zaten gidiş geliş yapmıyorduk.Apartman da kimseyle görüşmezlerdi,tuhaf birileriydi,dedi.
    Mehmet üzgün bir şekilde oradan ayrıldı.Kader’in dediği gibi yine kaçmak zorunda kaldıklarını tahmin etti.Demek ki izlerini bulmuşlardı.Ona bir şey olmasındansa böylesi daha iyiydi ama onu özlemişti.Çok da alışmıştı son günler de Kader’e.Annesi,Kemal Bey kaygılanırken ne demek istiyorlar şimdi daha iyi anlamıştı.Kader’in kader’i karanlıktı,onun bu denli çaresiz olması ne kötüydü.Kendi haline bir kere daha şükretti.Bu nasıl bir ilkellikti.Bu çağda böyle bir şey ne korkunçtu.
    Kırtasiyeye gidip bu akşam için izin isteyecekti.kendini iyi hissetmiyordu.Kırtasiyeye gittiğinde Nihat bey’e izin almak istediğini söyledi.Kemal bey:
    — Tamam oğlum,Yalnız ben bir yemeğe gideyim öyle çık olur mu?
    — Tamam,dedi Mehmet.
    Nihat Bey yemekten gelince hemen eve gitti.Kafası çok karışıktı.Uyumak istiyordu.Annesi gelene kadar uyudu.Annesi eve girdiğinde Mehmet’in geldiğini ayakkabılarından anladı.Mehmet’in odasına baktığında Mehmet yeni uyanmıştı.Annesi Mehmet’in bu saatte uyumasına alışkın olmadığı için,
    — Oğlum ne o, rahatsız mısın yoksa?
    Mehmet:
    — Yok değilim anne,biraz yorgundum sadece.
    Annesi:
    — İyi o zaman ben birazdan yemeği hazırlarım.
    Akşam yemeğini yerken,Mehmet’in durgunluğu annesinin gözünden kaçmamıştı.
    — Mehmet sen gerçekten iyi misin oğlum;?Bu ne durgunluk.Bir şey mi oldu?
    Mehmet:
    — Daha fazla gizlemeye gerek görmeden durumu anlattı.Annesi :
    — Vah yavrum Allah Yardımcısı olsun,çok üzüldüm.Sende üzme kendini bu kadar.Belki arar sonra seni.
    — Bilmiyorum,anne.Çok merak ediyorum onu.
    Ertesi gün okula gittiğinde ,teneffüs arası Kemal Bey’in odasına gidip durumu anlattı.Kemal bey’de şaşkındı.
    — Yazık kızcağızın dersleri de iyiydi.Okumayı da çok istiyordu.Böyle oradan oraya nereye kadar dayanacak bilmem?
    Mehmet derslerde dalgın dalgın duruyordu.Kader’in sırası boştu.Telefonu kapalıydı hala.Bu duruma alışmaktan başka çaresi kalmamıştı.Kader’i hiç unutmayacaktı.
    Mehmet Kader’in hayatını yazdığı romana da devam ediyordu.Öyle bir kuvvetle sarılmıştı ki yazmaya her boş vakit bulduğunda yazıyordu..Basılmasını da öyle istiyordu ki.Keşke Kader de yanında olsaydı da bir şeyler deseydi diye düşündü.Dün gece rüyasında görmüştü onu.Rüyasında beni merak etme,uzaklardayım ama seni unutmadım diyordu.Rüyada bile olsa onu görmek güzeldi.
    Günler geçmiş Mehmet okulun son senesine gelmişti.Bir üst sınıfa geçmişti.Yaşadığı onca üzüntüye rağmen Hocalarına verdiği bir söz vardı.annesini de üzmek istemiyordu.Bu yüzden derslerini dört elle sarılmıştı.
    Karnesini eline alıp annesine müjdeyi vermişti.Annesi de ona bu yaz tatilinde İstanbul’a teyzesinin yanına gitme müjdesini vermişti.Mehmet buna daha da sevinmişti.
    Bir gün internete girdiğinde mailini açtığında onu çok sevindiren bir şey oldu.Derslerin yoğunluğundan ne zamandır maillerine bakamamıştı.Gelen mail Kader’e aitti.Büyük bir heyecanla maili okumaya başladı.
    — Mehmet,sana haber bile veremeden gittiğim için özür dilerim.Amcalarım orda izimi bulmuşlar diye duymuştum.Kaybedecek vaktim yoktu.Dayılarım uzun zamandır yurt dışına gelmemden başka çarem olmadığını söyleyip duruyorlardı.Onların yardımıyla yurt dışına yerleştik teyzemle.Burada hem çalışıyor hem de okuyorum.Seni özledim.İnşallah bir gün görüşeceğiz, diyordu.
    Mehmet’in içine bir rahatlık gelmişti.Çok mutluydu.Kader’i göremese de iyi olduğunu bilmek yeterdi.Hemen cevabını yazdı.Ne kadar sevindiğini,duygularını dile getirdi.hemen annesiyle bu sevincini paylaştı.Annesi de oğlunun mutlu olmasına çok sevinmişti.
    O yaz dedikleri gibi İstanbul’a gittiler.Annesi ne zamandır çalıştığı için Hasan Usta ona izin vermişti bir süre.Teyzesini uzun zamandır görmemişlerdi.
    Günler güzel geçiyordu. Mehmet ilk defa İstanbul’a geliyordu.Görüp,gezdikçe, dedikleri gibi bir yer olduğuna karar veriyordu insan.Boğazıyla,doğal güzellikleriyle,çarşısıyla olsun insanı büyüleyen bir yerdi burası.Hele denizin o maviliği,insanın baktıkça bakası geliyordu.İlk defa deniz görmüş hatta girmişti bile.Teyzesinin Oğlu yüzebiliyordu.Ama Mehmet sadece kıyılarda oynamakla yetindi.Kafasına takmıştı havuzda da olsa yüzmeyi öğrenecekti.Fatma Hanım desen sadece ayağını sokabildi.Günler güzel geçiyordu burada.Mehmet, kimi gün hep beraber kimi gün teyzesinin oğluyla İstanbul’u geziyordu.Bu arada ki gece hayatı insanı hem çekiyor hem de ürkütüyordu.İstanbul’da yaşamak hem zor hem de keyifli görünüyordu.
    Fatma Hanım İstanbul’a gelmeden önce eşinin cebinde bulduğu adrese gitmeye karar vermişti.Daha önceden İstanbul’a bir çok kez geldiği için yabancısı değildi.Ablasına bir yalan uydurarak evden tek çıktı.Adresin bulunduğu semte geldiğinde merakı artmıştı iyice.Önce emin olamadı sonra bir sorsam iyi olur dedi.Semtte ki bir bakkala girip Nevin hanım’ı aradığını bu adreste oturduğunu,tanıyıp tanımadıklarını sordu.Şansı varmış ki bakkal biliyordu.Bahçe içinde tek katlı,pembe boyalı bir eve gelmişti.evin etrafı çitle çevrilmişti.Bahçe de bir de köpek vardı.Dışarıdan çok şirin görünen bir evdi.Abdullah’ın bu evle,Nevin hanım’la ne işi olabilirdi ki?Kafasında ki soru işaretlerine bir an önce cevap bulmak istiyordu.
    Bahçeden geçerek evin kapısına geldi.Bir an zili çalıp çalmama konusunda tereddüt etti.Kapıyı açan kişiye ne diyecekti.?Kendini nasıl tanıtacaktı?Bu sorular kafasından geçerken birden zile basıverdi.İçerden bir bayan sesi:
    — Kim o,dedi.
    Fatma Hanım:
    — Benim, ben Fatma diyebildi.
    Kapı açılınca Fatma Hanım kadını bir yerden hatırladığını fark etti.Kadın ona bakıyor, O kadına bakıyordu.Gayet hoş bir bayandı.Orta yaşlı olmasına rağmen güzelliğini yitirmemişti.Kadın:
    — Buyurun,kime bakmıştınız? dedi.
    Az sonra da “Anne,anne” diye gelen bir kız çocuğu,yanlarına geldi.Fatma Hanım kız çocuğunu görünce, karşısındaki kadını nerden tanıdığını hatırlayıverdi.O gün mezarlıkta yanına gelen kadındı bu.Aslında kadın,Fatma Hanım’ı tanımıştı.İçine bir şaşkınlıkla beraber bir korku girivermişti.Ne diyeceğini bilmiyordu.Nerden bulmuştu acaba burayı?
    Fatma Hanım,cesaretini toplayarak:
    — Sizi hatırladım,siz mezarlıktaki o bayansınız,dedi.
    Kadın:
    — Kekeleyerek,evet bende sizi hatırladım,dedi.Burayı nasıl buldunuz?Çok şaşırdım.İçeri buyurun lütfen.
    Fatma Hanım içeri girdi.ev’in içi sade ama güzeldi.Koltuğun birine oturdu ve konuya girdi.
    — Eşim vefat ettikten sonra cebinde bu adresi buldum.Adreste sizin adınız soyadınız yazıyordu.Merak ettim.Eşim benden bir şey saklamazdı diye bilirdim.Uzun zamandır kafama takılıyordu.Kimsiniz siz?Eşimin cebinde ne arıyor adresiniz?Sonra mezarlıktaki o ziyaretiniz, bu yakınlığınız,lise arkadaşı olmaktan öte bir şey gibi geldi bana.
    Kadın:
    — Daha fazla gizleyemeyeceğim anlaşıldı. Yıllar önceydi.Ben eşimden yeni boşanmıştım.Abdullah’la öteden beri birbirimizi tanırdık.Nasıl oldu bilmiyorum ama sekiz sene önce bir süre ilişkimiz oldu.Ben bir boşluktaydım.Yalnız, çaresizdim.Abdullah’ın bana çok desteği oldu.O zamanlar sizin orada Malatya’da yaşıyordum.Ben İstanbul’a çalışmaya geldiğimde ilişkimiz bir süre daha devam etti. Bu arada Bir de çocuğumuz olmuştu.Abdullah iki arada bir deredeydi.Sizi ,Mehmet’i düşünüyordu hep.Bir süre sonra ona ‘bu şekilde devam edemeyeceğimizi ya ben ,ya eşini seç’ dedim.Baktık olmuyor ayrıldık.Sizlerden vazgeçemedi.Zaten ben İstanbul’da ,O Malatya’da koptuk.Yasak bir ilişki yaşadığımız için ikimizde pişmandık.Ama olan olmuştu. Üstelik bir de çocuk vardı.Bağlarımız tamamen kopmadı ama ölümünden uzunca bir süre önce ayrılmıştık.Arada telefon açardı. En son ben senelik iznim de Malatya’ya gittiğimde görüşmüştük. O da çocuğumuzu görmesi içindi.
    — İşte böyle Fatma Hanım,üzülerek de olsa durum bundan ibaret.
    Fatma Hanım şaşkınlıkla donmuş gibi bir vaziyet de dinlemişti.Kadın ağzından çıkan her kelimeyle bir kere daha yıkılı.Dünya başına yıkılmıştı sanki.Bir an tansiyonu düştü.Bayılacak gibiydi.Bunu fark eden kadın,bir bardak su getirdi.
    — İyi misiniz? Lütfen için,
    Fatma hanım suyu içtikten sonra ağlamaya başladı.Kadın özür diliyor,“beni affedin” diyordu.
    — Böyle olmasını hiç istemezdim.Ben de çok acı çektim.onca talihsizliklerimin üzerine böyle bir hata yaptım.Çocuğumun babasıydı o.Ölümü beni de çok yıktı.
    Fatma Hanım daha fazla dayanamadı.“ Sus! Yeter” diye bağırdı.Kadın’a tokat atmak üzere elini kaldırmışken çocuğun, “anne” diye sesiyle birden durdu ve elini indirdi.Çocuk ağlıyordu.Hem de hıçkıra hıçkıra.Fatma Hanım çocuğa şöyle bir baktı.Mehmet’in kardeşimiydi şimdi bu?Abdullah bunu nasıl yapabilmişti.Çıldıracak gibiydi.
    — Şu küçük kıza dua et.Yazıklar olsun sana,Abdullah’a dedi ve kadının yüzüne tükürüp oradan kaçarcasına çıktı,gitti.
    Fatma Hanım ağlaya,ağlaya sokaklarda dolaştı bir süre.Bir ara bir yerde oturdu.Şimdi ne yapacaktı,bunu Mehmet’e anlatmalı mıydı?Kararsız ve üzgün evin yolunu tuttu.Eve geldiğinde Mehmet yoktu.İçi çok doluydu.Dayanamadı,ablasına her şeyi anlattı.Ablası şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı nerdeyse!
    — Abdullah’tan böyle bir şey beklemezdim,demek o bunalımları içkiye başlamaları bundanmış .Ah Fatma ah.Ne kadersizmişsin be kardeşim.
    Kız kardeşine sarıldı.Mehmet gelene kadar dertleştiler.Ablasını sıkı,,sıkı tembihledi.Mehmet şimdilik bu durumu bilmemeliydi.Belki ilerde açıklayabilirdi ama şimdi bilmeyecekti.Kim bilir belki hiç diyemeyecekti.
    Tatilleri bitmiş evlerine dönme vakti gelmişti.Yakında okullar da açılıyordu.Mehmet olanlardan habersiz mutlu bir şekilde tatilin tadını çıkarmıştı.
    Eve dönünce hayatlarına kaldıkları yerden devam ettiler.Mehmet kırtasiyeye,Fatma Hanım işe gidip geliyordu.
    Yaz bitti.Okullar açıldı.Mehmet yine aynı okuldan işe gidip geliyordu.Hafta sonu tatilinde sinemaya gidiyor ya da arkadaşlarıyla takılıyordu.Fatma Hanım yaşadığı acıları kalbine gömmüş artık sırf Mehmet’in geleceği,mutluluğuna adamıştı kendini.Arada yaşadıklarını düşünüyordu.İstanbul’da ki Nevin denen kadının dediklerini hatırlıyor ,Abdullah’tan nefret ediyordu.Bazen de her şeyi unutuyor keşke o da yanımızda olsun istiyordu.Demek ki bu da başıma gelecekmiş diyordu, kendi kendine.Ne dese ne yapsa bir şeyi değiştiremezdi.Zaman acıları hafifletiyordu.
    Seneler geçmiş artık Mehmet’in okulu da bitmişti.Diplomasını almıştı. Üniversite sınavlarına girmişti. Yeni bir heyecan yeni bir sorumluluktu üniversite. Mehmet tüm gayretiyle üniversite sınavlarına hazırlanıyordu.İlk sene bir yere yerleşememişti.
    Kader’le arada yine haberleşiyorlardı.Önceki yaz Kader Türkiye’ye gelmişti.Ankara’da buluşmuşlardı.
    Mehmet için Kader’i görmek öyle mutlu edici bir şeydi ki.Görmeyeli daha da güzelleşmişti.Mehmet de daha bir yapılanmış,daha bir yakışıklı olmuştu.İkisi de bu arkadaşlığın özel bir yanı olduğunu hissediyor ama açıkça dile getiremiyorlardı.Bir arada olmaları öyle zordu ki.Kader Almanya’ da,Mehmet Türkiye’ de.Mehmet bunları düşündükçe,kendini kaptırmamaya çalışıyordu.Kader’de aynı duygularda,aynı çaresizlikteydi.
    Bu arada Mehmet romanını bitirmiş.Bundan Kader’e de bahsetmişti.Kader Almanya ‘da çalışma hayatının çok yoğun olduğunu söylüyordu.Hem çalışıp hem okuduğu için çok istediği yazarlık hayalini ertelemişti.Bu yüzden Mehmet’in bu haberine çok sevinmişti.Mehmet için ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hissetmesi Kader’i çok mutlu ediyordu.
    Mehmet romanını Serap Hoca’ya okuması için bırakmıştı.Serap Hoca merak edip neden, daha önceki başladığı hikayesini bitirmeden buna başladığını sordu?Mehmet Kader’in hikayesinin onu çok etkilediğini,Kader’in böyle bir isteği olduğundan bahsetti.
    — Bu konuyu yazmak daha içimden geldi hocam,dedi.
    Serap Hanım romanı aldı,ve okuyunca kendisine haber edeceğini söyledi.
    Serap hanım yaklaşık bir ay sonra,Mehmet’i çağırdı.Romanı okuduğunu beklediğinden daha iyi akıcı yazdığını söyledi.
    — Yalnız bazı yerlerin de düzeltmeler yapman gerekiyor.Ben oraları işaretledim.Onları düzelttikten sonra ben bir arkadaşıma bahsedeyim bakalım ne diyecek.
    Mehmet Serap Hoca’nın dediği gibi romanın son haliyle hazırladı.Serap Hoca da o ara arkadaşıyla görüşmüştü.Her şey yolunda gidiyordu.Serap Hoca’nın arkadaşı kitabı okumak istiyordu.Mehmet Serap Hoca’dan kitabını yollamış;büyük bir heyecanla sonucu bekliyordu.Adamın işleri çok yoğun olduğu için okuması uzun sürmüştü.Sonunda Serap Hoca Mehmet’e müjdeyi verdi.Kitabı basılacaktı. Yayınlayacak olan Murat bey’in yanına gittiğinde,
    Bunu sırf arkadaş hatırına yapmadığını özellikle belirtti.Kitabını gerçekten çok beğendiğini söyledi.
    — Aslında hepsinden önemlisi bu yaşta roman yazmak ayrıcalıklı bir şey.Anlatımın ,duyguları dile getirişin, yazım tekniğin yaşından beklenmeyecek kadar etkiledi beni.Zaten böyle olmasa ne kadar beğensem de yayınlamakta tereddüt edebilirdim.Çünkü piyasada kitabının satılmasını bekleyen o kadar yazar var ki.Bazıları ne kadar kaliteli olsa da satamıyorlar.Senin reklamını yaparken özellikle yaşına dikkat çekeceğim.Yaşanmış olması,bunu yaşayan genç kızın mücadelesi,seninle yaşadıkları dikkat çekecektir diye düşünüyorum.Umarım emeklerim boşa çıkmaz.
    Mehmet sevinçten uçacak gibiydi.
    — Çok teşekkür ederim.Ne kadar mutluyum bilemezsiniz,dedi
    — Dur bakalım daha bir şey yok.Bundan sonrası önemli.Bir satışlar başlarsa asıl sen o zaman gör,nasıl mutlu olacağını.
    Mehmet okulun son senesinde girdiği üniversite sınavlarında istediği yerleşememişti.O yüzden bu sene tekrar hazırlanıyordu.Sınavlara çalıştığı bir gün telefonu çaldı.Arayan Serap Hanımdı.
    — Seninle gurur duyuyorum, diye söze başladı.
    Arkadaşıyla görüştüğünü,Arkadaşının ona, satışların umduklarından daha hızlı olduğunu çok şaşkın olduğunu söylediğini,dedi.Murat’ dan önce müjdeyi ben vermek istedim,dedi.
    Serap hanım’ın peşine,Murat bey’de Mehmet’i aramıştı.
    Mehmet bu sevincini önce annesiyle,sonra Kader’le paylaştı.
    — Kader ben zaten inanıyordum sana.Yazdıklarını okuduktan sonra bunu hissetmiştim.Kutluyorum seni diyordu.
    Mehmet’e bunu telefonda kutlamak yetmez.Baş başa kutlamalıyız,diyordu.Fransa’ya gelmesi için tüm işlemleri yaptırabileceğini misafiri olmasını istedi,Mehmet’ten.Mehmet:
    — Seni görmeyi bu sevincimi birlikte kutlamayı çok isterim.Bakalım kısmet,dedi Mehmet.
    Aslında Kader, Mehmet’i bir ömür yanında istiyordu.Çünkü huzur içinde birlikte olabilmeleri için Mehmet’in, Fransa’ya yerleşmesi gerekiyordu.Kim bilir belki hayali gerçek olacaktı.Belki de ikisi ayrı hayatlarda sadece birbirlerine el sallamakla yetineceklerdi.Bunu zaman gösterecekti.
    Günler,aylar derken Mehmet’in roman satışları umduklarından da hızla arttı.Tüm çevresi Mehmet’i kutluyor.Özellikle annesi,hocaları,Kader onunla gurur duyuyordu.
    Mehmet’in yazarlık serüveni bu romanla kalmayacak.İlerleyen zamanlarda Mehmet’e birincilikler getirecek bir çok roman ve şiirlere imza atacaktı.
    Serap hanım olsun,yayıncı Murat Bey olsun,farkında olmadan ;geleceğin ünlü bir yazarının önünü açmışlardı.
    Mehmet bir yandan eğitimine de başarıyla devam etti.Ertesi sene tekrar girdiği sınavların da Türk Dili ve Edebiyat’ bölümünü kazandı.Eğitim hayatı sadece bu kadarıyla da kalmayacak ilerleyen yıllar da okuldan sonra,Amerika’da mastır yapmaya kadar devam edecekti.
    Kader’le ne olduklarına gelince, Kader’le, kaderleri Fransa’da birleşecek.Annesi,Mehmet ve Kader, bundan sonra ki hayatlarına Fransa da devam edeceklerdi.
    Aslında şu ana kadar olan gelişmelerin dönüm noktası Kader’le başlamıştı. Yeteneğinin yanı sıra içinde ki yazma tutkusunu hızlandıran Kader’in yaşadıkları olmuştu.
    Demek ki tanıştığımız insanlar,yaşadığımız acı tatlı olaylar bizlere hep bir şeyler katıyor. Bizi geliştiriyor,büyütüyor.Bu birikimlerimiz bazen de böyle, üretmemize katkıda bulunuyor.
    Mehmet de niceleri gibi sıradan bir hayat yaşarken ileride böylesine güzel gelişmeler olacağını tahmin bile etmiyordu. Kimi zaman acılar yaşadı,hayal kırıklıklarına uğradı,yoksullukla da tanıştı ama hiç pes etmedi.Önce istedi,emek verdi ve sonra da şansına bıraktı kendini.Gördü ki yıldızların arasında olmak hayal değil ve başarılı olan herkese açık bir kapı var.Asıl zor olan belki de bundan sonrasıydı. Bundan sonra ne mi olacaktı?Bundan sonra ki hedefin de, bulunduğu yeri korumak ve geliştirmek vardı.

      Forum Saati Cuma Mayıs 17, 2024 10:07 am