1
Emma bu sabah fazlasıyla sinirliydi.İşinde de bu sinirini oldukça gösteriyordu.Bir gün önce yine David’le kavga etmişlerdi çünkü.David Kanada’da doğup büyümesine rağmen oraya hala tam anlamıyla bağlanamamış,göreneklerini sindirememişti.Birçok şey ona çok yabancı geliyordu orada.David müslüman bir ailenin çocuğuydu.35 yaşına kadar o da müslümandı,sonradan çevresinin de etkisiyle yahudi olma kararı almıştı.Ama tam olarak bir Yahudi değildi.Bazen çok kıskanç,bazen ise çok uysal,sessiz olabiliyordu.Bazen çok tutucu,bazen de çok geniş oluveriyordu.Emma David’in bu huyunu hiç sevmiyordu haklı olarak.Tartışmaları da hep bu konudan çıkıyordu.Emma’David’e her şeye rağmen bağlı kalmaya çalışıyordu,ona iyi davranıyor,yaptıklarını sineye çekiyordu.Çünkü Alice’in üzülmesini hiç istemiyordu.Alice David’le Emma arasındaki tek güzel şeydi belki de.
Alice daha 2 yaşındaydı fakat Emma ile David’in her tartışmasının farkındaydı.Onlar tartışırken o da hemen ağlamaya başlıyordu.Son zamanlarda kavgalarının artmasıyla Alice iyice huysuzlaşmaya başlamıştı.Artık çekilmez hallere giriyordu o da.Emma da yine böyle bir günde David’in aşırı kıskanç bir haline denk gelmişti.Aslında bu kadar abartacak bir şey yoktu belki ama David’in gerçekten psikolojik sorunları vardı.Kendi halindeyken sağlıklı düşünemiyordu.
Emma işi gereği bir yemeğe davetliydi.David’le birlikte gittiler oraya.Alice’i de bakıcısıyla evde bıraktılar.Emma,bir bankada genel müdür olarak çalışıyordu.David ise sıradan bir devlet çalışanıydı.Emma,vaktinde onun o anlamlı bakan yeşil gözlerine tutulmuştu.Ama onunla yaşadıkça anlamıştı ki birbirlerine göre değillerdi.Çok fazla kişilik farlılıkları yaşıyorlardı.Emma hayatta bir tek Alice için mücadele ediyordu ve o akşam da öyle oldu.Emma’nın iş arkadaşları hep birlikte bir masaya oturmuş Emma ile David’i bekliyorlardı.onlar da gelince yemeği isteyip sohbete başladılar.Emma iş arkadaşlarıyla işlerden,toplantılardan konuşuyordu.David de bu arada ilgisiz tavırlarla yemeğini yiyordu.Emma işine kendini o kadar kaptırmıştı ki David’in oradaki varlığını bile unutuvermişti.David bu durumdan fazlasıyla rahatsız olmuş ve çok sert bir ifadeyle ---Konuşmanız bittiyse gidelim artık
Emma bir anda bembeyaz kesilmiş,donup kalmıştı adeta.O anda hemen ayağa kalkıp David’i yanına çağırdı ve
--Bu akşamı mahvettiğin için çok teşekkür ederim.
Emma cümlesini bitirir bitirmez David’in yanından uzaklaşıp,masaya geri döndü.David adına herkesten özür dileyip evde çocuğunun beklediğini ve onu merak ettiğini söyleyerek masadan kalkmıştı.David de onu dışarıda arabada bekliyordu.Emma hiçbir şey olmamış gibi arabaya bindi.Yol boyunca tek kelime bile etmediler.Evin önüne geldiklerinde Emma hemen kapıyı açıp eve Alice’nin yanına koştu.Sanki uzun yıllardır görüşmemişler gibi Alice sıkı sıkı sarıldı onu öpüp kucakladı.David de arkasından eve girip kapıyı hızlıca kapadı ve odaya girdi.Alice kapı çarpmasından korkup ağlamaya başladı.Emma da David’e sinirlenip hızlı adımlarla odaya girdi.Alice’i de bakıcısıyla salonda bıraktı.Emma David’E o kadar sinirliydi ki eline hakim olamadı veDavid’e bir tokat attı David de şaşkın ve boş bir ifadeyle Emma’nın yüzüne baktı.Emma
--Her şeyine katlandım,çok sabrettim,bunu seni sevdiğim için değil,Alice için yaptım
Ama benden bu kadar artık devam edemeyeceğim,beni herkes içinde rezil ettiğinde çok mu mutlu oldun merak ediyorum.
David Emma’ya hiç itiraz etmedi,direnmedi bile.
--Nasıl istiyorsan öyle olsun.
Emma’ya.Emma da Alice’i alıp salonda uyumaya çalıştı.Ağlamaktan gözleri şişmişti ama Alice’e hiçbir şey belli etmek istemiyordu.Onu gördükçe daha da kötü oluyordu,morali bozuluyordu.Emma David’den uzak olmak için elinden geleni yapıyordu.Akşamları eve geç geliyor,sabahları da erkenden çıkıyordu.
Emma iş için gittiği İstanbul’u çok beğenmişti ve uzun süre aklına orada yaşamayı koymuştu ama David’den ayrıldıktan sonra Alice’de alıp Türkiye’ye taşındı.Bu arada Alice de 7 yaşına gelmişti.Alice her şeyin yeni yeni farkına varıyordu.David’i görmeyeli çok olmuştu,babasını çok özlüyordu.Alice’in İstanbul’u sevmesi için Emma elinden gelen her şeyi yapıyordu neredeyse.Onu sürekli gezdiriyor,güzel yerlere götürüyordu.Alice de eğleniyordu ama bir yanı hep buruktu.Kanada’yı çok özlüyordu.Bütün akrabaları orada kalmıştı.Ama İstanbul’a da alışmaya çalışıyordu.
Küçük,bahçeli,iki katlı bir ev tuttular.İstanbul’da deniz manzarası ve boğaz keyfi bir arada muhteşem görünüyordu evin terasından.Emma İstanbul’un boğazına aşık olmuştu gördüğü ilk günden beri.O yüzden orada ev tutmak istemişti.Alice ile bahçeyi süslüyorlar,güzel,yeni çiçekler dikiyorlardı.Evi dekorasyon ederken Emma her şeyi Alice de soruyor,onun da fikrini alıyordu.Alice de şimdilik hayatından memnun gibi görünüyordu.Bir çocuğu mutlu etmek kolaydı.Emma da bunu biliyordu ve ona göre davranıyordu.
Alice 7 yaşında kendine göre kocaman bir kız olmuştu.Artık okula başlama telaşı Emma ve Alice’i sarmıştı.Emma evlerine 100m kadar uzaklıkta bir okulu çok beğendiğini söyleyerek Alice’i oraya yazdırdı.Alice ilk günler hemen alışamamıştı okula.Biraz zaman almıştı onun için.Arkadaşları arasında bir yabancı gibi duruyordu.Konuşması,hareketleri Türk olmadığını hemen hissettiriyordu.Alice de bu ortama girmek için özel bir çaba sarf etmiyordu.Kendi halinde bir köşede oturup etrafı izliyordu.
Emma İstanbul’daki işinde bir ayı doldurmuştu bile.Kariyerindeki başarılarından dolayı İstanbul’daki Elmas bankasında da genel müdürlükte çalışıyordu.İş arkadaşları gayet sevecen,iyi niyetli bir o kadar da rekabetçiydi.Herkes terfi peşinde Emma’ya yalvarıyordu.Emma Türk insanını pek tanımıyordu.Onlarla anlaşmasına iyiydi ama bazı hareketleri onu çok şaşırtıyordu.Dini bayramlar,dini törenler ona çok yabancı geliyordu.Bazen Kanada’yı, eski hayatını özler gibi olduğunda hemen bu fikri kafasından atıp,başka şeyler düşünmeye çalışıyordu.Onu mutlu edecek şeylerin peşindeydi.Neyseki doğru bir kente gelmişti.İstanbul’da onu mutlu edebilecek çok şey bulabilirdi.Geliri de iyi olduğu için bu açıdan pek sorun yaşamadı Emma.Sadece Alice için kaygılanıyordu.Onun geleceğini,onun isteklerini,onun ideallerini…
2
Emma bugün işten erken çıktı.Eve gidip biraz dinlenmek istiyordu.Alice’in odasına gitti,masasına,yatağına bakındı.Çekmecesine yanlışlıkla üstündeki ceketin kolu takıldı.Çekmecenin düşmesiyle her şey yere saçıldı.dökülenleri toplarken Emma’nın gözüne bir defter takıldı.Emma Alice’in yatağına oturup bu defteri okumaya başladı. Defterin üzerinde Alice’in günlüğü yazıyordu.Emma’nın ilgisini çekmişti bu defter.Merakla sayfaları çeviriyordu.Bu günlüğe İstanbul’a taşındıktan sonra başlamıştı.
“Bugün İstanbul’a geldik.Annem güzel bir ev tutmuş.Hava alanından eve doğru arabayla geldik.Yolda etrafa bakındım.Değişik ağaçlar,sahil,çocuklar gözüme çarptı.Hava gerçekten çok sıcaktı.Kanada’da yazın bile bu kadar sıcak olmuyordu.Annemle alışverişe çıktık.Ev için yeni araç gereç,bana da kıyafet falan aldık.Yeni evimizde odam baya büyüktü.Oyuncaklarımı bir köşe dizdim.Aralarında babamın doğum gününde aldığı ayıcık da vardı.Onu en öne koydum.Her baktığımda onu görebilmek istiyordum.Onu çok çok özlüyorum.Anneannemi,dedemi.babaannemi,komşularımızı hepsini çok özledim.’’
Emma’nın gözleri doldu okurken bu günlüğü.Onu üzdüğü için kaygılanıyordu.Bir kenara bıraktı defteri,daha okuyamayacak kadar güçsüz kalmıştı adeta.Kendini tutamamış dolu dolu ağlamaya başlamıştı.Bir hata yapıp da onu üzmekten korkuyordu.Alice okul bitince servisiyle eve geldi.Emma ona en sevdiği kürabiyeli pastalardan yapmıştı.Yanında Kanada çayıyla birlikte yediler.Emma Alice’e
--Okulun nasıl gidiyor?
Alice sesini bile çıkarmıyordu.Bu Emma’yı daha da üzüyordu.
Emma sabah erken kalkıp Alice’i okula hazırladı,sonra da arabasıyla işe gitti.İş yeri İstanbul’un göbeğinde büyük,lüks bir holdingti.Aslında Kanada’daki işinden daha iyiydi.Odası daha büyük,çalışanları daha fazla ve en kötüsü de çalışma saatleri ok daha yoğundu.Emma bu yüzden Alice’i ihmal ediyordu istemeden.Emma işinde çok başarılı olduğu kadar özel hayatında da çok bakımlı ve çok güzel bir kadındı.Uzun kumral saçları,gözlerindeki daha deniz mavisi daha belirginleştiriyordu.Yüzü duru ve pürüzsüzdü.Bu güzelliği iş arkadaşlarının da dikkatini çekiyordu.Onunla ilgilene çok erkek vardı.Emma David’den sonra bir erkeğe daha tahammül edebileceğini pek sanmıyordu.David onun içindeki sevgiyi,yaşama isteğini alıp götürmüştü adeta.Ruhu yaşlanmış,biriyle kavga etmekten,birine bağırmaktan yorulmuştu artık.Hayatında sadece huzur istiyordu.Bu huzuru da Alice’de buluyordu.Alice onu hayata bağlıyor,yaşama sevincini ona aşılıyordu.
3
Alice günler geçtikçe okula alışmaya başlamıştı.Artık 5.sınıfta başarılı bir öğrenci olmuştu.Emma da Alice’in iyi olduğunu gördükçe iyi oluyordu.Alice tıpkı annesi gibi sarışın ve ela gözlü çok güzel bir çocuktu.Artık eskisi gibi zorluk çekmiyor,sosyal ilişkilerinde gayet iyi davranıyordu.Spor faaliyetlerine katılıyor,kendini geliştiriyordu.Emma onu konservatuara,baleye,modern dans gibi sosyal aktivitelere yazdırıyordu.Alice’in her konuda çok başarılı olmasını istiyorum.Yaşadıkları sıkıntıları böylece yavaş yavaş aşmaya çalışıyorlardı.Artık Alice de Kanada’yı çok az düşünüyor,eski hayatını özlese bile yeni hayatında çok daha mutlu olduğunu gösteriyordu hareketleriyle.
Emma bugün işte Ali’yi gördü.Ali uzun zamandır Emayla ilgileniyordu.Emma da Ali’ye karşı çekimser davranıyordu.Ali çok iyi niyetli,saygılı biriydi.Emmayla aynı iş yerinde patrondu.Tipik bir Türk erkeği esmer saşları ve kahverengi gözleri vardı.Emma’nın her derdine koşuyor,ona çok yardımcı,anaç tavırlarla yaklaşıyordu.Alice’de çok ilgili davranıyordu.Alice’i çok seviyor, ona güzel oyuncaklar hediyeler alıyordu. Alice de onu seviyordu ama hiç bir şeyin farkında değildi. Ali’nin Emma’dan hoşlandığını, aralarında bu tarz bir duygunun olduğunu aklında bile geçirmiyordu. Sadece onu bir iyi ağabey gibi görüyor, birlikte zaman geçirmekten mutlu oluyordu. Emma Aliyle Alice’in ilişkisini görünce Ali’ye de sıcak bakıyordu. Aslında o da Ali’den hoşlanıyordu ama Alice için kaygılıydı. Alice’inde onu sevdiğini, onunla iyi vakit geçirdiğini gördükçe Ali’ye daha yakın davranmaya başlamıştı. İşte sürekli birlikte vakit geçiriyorlar,birlikte akşam yemeklerine çıkıyorlardı.Artık iş arkadaşlığı hayat arkadaşlığına dönüşmeye başlamıştı yavaş yavaş.Ali David’e göre çok daha saygılı,centilmen ve Emma için yaşanabilecek biriydi.Bu yüzden Emma Ali’den hoşlanmaya hatta Ali’yi sevmeye başlamıştı.Ama tam olarak duygularının farkında değildi sadece.Emma masasında oturmuş bunları düşündüğü sırada Ali içeri girdi.
--Bu akşam benimle yemeğe çıkar mısın?
Emma bu yemeğin bir evlilik teklifini de beraberinde getireceğini anlamıştı.
--Olur,çıkalım.
Ali İstanbul’un en şık,en gözde restoranında yer ayırtmıştı.Emma’yı saat tam 19.00’da evinin önünden alıp buraya getirdi.Restorantta çok az kişi vardı.Ali’nin çok romantik biri olduğunu restorandan içeri girer girmez fark etmişti.Masanın üzerinde güller döşeliydi.Kemancılar o akşam sadece onlar için çalıyordu o akşam.Önce yemeği istediler.Beyaz şarap eşliğinde somon füme…Emma yemeğe koyuldu.Bu sırada Ali’de Emma’nın gözlerinin içine anlamlı anlamlı bakarak şöyle dedi:
--Emma hayatıma girdiğin ilk günden beri beni çok değiştirdin ve çok etkiledin.Geri kalan hayatımı seninle geçirmek istiyorum.Benimle evlenir misin?
Emma olayı daha önce yaşamış gibi gayet sakin,soğukkanlılıkla ve hiç şaşırmadan
--Sen de benim için çok özelsin.Hayatıma bir çok güzellik kattın.Teklifini kabul ediyorum.
Emma bir yandan verdiği bu kararın beraberinde neler getireceğini düşünüyor,bir yandan a küçük bir genç kız gibi heyecanlanıyor,kalbi küt küt atıyordu.Emma bu sefer aradığı mutluluğu Ali’de bulacaktı.Ali onun için çok iyi bir eş ve sadık bir dost olacaktı.Alice için de iyi bir baba…
Ali Emma’nın kendi evine taşınmasını teklif etti Emma’ya.Ancak Emma bunu kabul edemeyeceğini söyledi üzgün bir ifadeyle.Emma
--Yeni bir düzen kurduk,Alice de çok alıştı yeni evimize,şimdi bu kurulu düzeni bırakıp yeni bir macera aramayalım derim ben.Senin için de uygunsa bana taşın.Benim evde birlikte yaşayalım.
Ali Emma’nın çaresizce bakışlarını sezer gibi oldu ve haline üzülmeye başladı.Emma’nın teklifini kabul etti Ali.
--Tamam,eğer sen böyle mutlu olacaksan benim için sorun değil
Ertesi gün Ali’ye yardım için Emma Ali’nin evine gitti.Eşyalarını taşımasına yardım etti.Alice de tuhaf ama seviniyordu Ali’nin ailelerine katılmasına.Çok seviyordu Ali’yi.Başta biraz zorluk çeker diye düşünmüştü Emma ama Alice çok uyumlu bir çocuktu.Emma’ya hiç zorluk çıkarmadı.Hatta gayet de mutluydu Ali’nin geldiği için.Önce eve taşındı Ali sonra da nikah işlemlerie başladılar.Emma’nın dini inancına göre böyle yapılıyormuş bu işler.Ali de ona saygı duydu,hiç itiraz etmedi,Emma ne derse onu yaptı.Ve büyük gün geldi onlar için.Emma bembeyaz,saf ipekten gelinliğiyle adeta bir prensesi andırıyordu.Yüzü o kadar berraktı ki tıpkı yeni doğmuş bir bebek gibi saf ve temiz görünüyordu.Saçlarını bukle bukle yaptırmıştı Emma.Gözleriyse maviliğini belli eden bir makyajla dolduruldu.Ali o gün Emma’ya bir kez daha aşık olmuştu.Ali de Emma kadar şık,sade ve yakışıklıydı.Saçlarını geriye doğru taramış,siyah takım elbisesiyle göz dolduruyordu.Ali Emma’nın koluna girerek birlikte salona çıktılar.Bütün konukların alkışları eşliğinde evlilik dansıyla başladılar.Bu arada Alice de annesi gibi mini bir gelinlik giymişti.Pembe,süslü,küçük bir tuvalete benziyordu.tıpkı annesi gibi sevimli ve güzel olmuştu Alice de.Danstan sonra sıra nikaha geldi.Nikah memuru bile Emma’nın güzelliğine hayran kalmıştı.O klasik soruyu sordu memur.Ali müthiş bir coşku ve mutlulukla
--evet
Emma da Ali’ye göre sakin görünen fakat çok heyecanlı bir ifadeyle
--evet ,sonsuza kadar
Nikah bitiminde kutlamalar oldu,havai fişekler ardı ardına patladı.Ali ile Emma 2.baharlarında o kadar mutluydular ki gözleri hiçbir şey görmüyordu.Alice de alıp arabaya bindiler.Ali arabayı kullandı,eve gitmeden önce boğazda bir-iki tur attılar.İkisi de mutluluktan sürekli gülüyorlar,ağızları kulaklarında konuşuyorlardı.Alice de çok mutluydu.Emma o akşam Alice’i bakıcısında bıraktı ve Aliyle eve gittiler.Emma çok yorgun ve aç olduğunu söyledi Ali’ye.Birlikte üzerlerini değişip dışarı çıktılar.Emma kırmızı bir Grand tuvaletiyle yine göz dolduruyordu.Ali şık bir balık lokantasına götürdü Emma’yı.Romantik bir akşam yemeğinden sonra saat bir hayli geç olmuştu.Artık eve gitmek için yola koyuldular.Eve gittiklerinde sabah oluyordu neredeyse.Birlikte terasta güneşin doğuşunu izlediler ve orada uyuyakaldı ikisi de.
4
Bu sabah Alice ilk kez yalnız uyanmıştı.İstanbul’a geldiğinden beri hep annesiyle yatıyordu.İlk kez yalnız hissetmişti kendini.”Acaba bundan sonra hep böyle mi olacak?”diye düşünüyordu kara kara.Üzülüyordu bir yandan da.Babasının özleminin yanına bir de annesi eklenirse ne yapardı.Yanında bir tek Emma kalmıştı,bu koca şehirde.Onu da kaybederse ne yapacağını bilemiyordu.Bu sabaha kadar Alice için her şey yolundaydı hatta halinden çok da memnundu.Evlenmelerini o da çok istiyordu.Ama bu sabah yalnız uyanmak,yalnız olduğunu düşünmek onu korkutmuştu.Hemen eve gitmek istiyordu.Sabah bakıcısı Alice’i eve götürdü.Emma kapıyı açtığında Alice’in üzgün olduğunu gördü.Alice’in üzülmesine hiçbir zaman dayanamıyordu.O yüzden Ali’yi evden gönderip bütün gününü kızına ayırdı.Gün boyunca birlikte oyun oynadılar,İstanbul sokaklarında dolaştılar,alışveriş merkezini gezdiler.Alice’in keyfi yerine gelmişti eve gittiklerinde.Emma Alice’i karşısına alıp sanki büyük bir arkadaşıyla konuşur gibi anlattı Alice’e her şeyi.
—Alice,sen benim hayattaki en değerli parçamsın,senin üzülmene asla izin verem ve seni üzecek bir şey de asla yapmam.O yüzden yalnız kalmaktan korkmana gerek yok.Seni asla yalnız bırakmam ben.Senden ayrılamam,ben hep senin yanındayım kızım.
Alice de son derece annesine güvenli
—tamam,bir an için bir korku yaşadım ama geçti.Bunu biliyorum zaten beni bırakmayacağını ,hiçbir zaman ihmal etmeyeceğini.
5
Alice ilkokulu bitirince aynı okulda devam etti.Orta okulu da yine o okulda okudu.Okulundan gayet memnundu.Hayatında bu aralar çok yenilikler yaşamıştı.Hem kendi hayatında hem de annesinin hayatında.Bu yenilikler güzel şeyleri de beraberinde getirdi.Alice sınıfındaki Mehmet’i seviyordu.Mehmet ilk defa bugün Alice’in yanına gidip bir şeyler konuşmaya çalışır gibi
--nasılsın bugün Alice?
Alice çok şaşkın bir şekilde
--iyiyim Mehmet sen nasılsın?
Alice bunu hiç beklemiyordu.Mehmet hep uzaktan seviyordu çünkü.Mehmet pek ilgilenmiyor gibi görünüyordu.Okul bitince Mehmet Alice ile birlikte yürüyüp Alice’i evine bıraktı.Alice ilk kez bu duyguyu yaşıyordu.Mehmet’e aşık olmuştu.Mehmet Alice’in evinin iki sokak aşağısındaki villada oturuyordu.Ailesi muhafazakar bir Müslüman aileydi.Çocuklarının Yahudi bir arkadaşının olduğunu duyunca çok kızacaklarına emindi Mehmet.Bu yüzden ailesine Alice’den hiç bahsetmiyordu.Okulda Mehmet’in varlığıyla daha mutlu olmaya başlamıştı Alice.Artık okula birlikte gidip geliyorlardı.Alice her sabah bir heyecanla uyanıyordu.Mehmet için hazırlanıp heyecanla okula gidiyordu.Okul artsı ona daha güzel görünmeye başlamıştı.Emma da Alice’i böylesine mutlu görünce gururlanıyordu.Kendini daha iyi hissediyordu.
6
Mehmet’in babası Tevfik mali müşavir,annesi Sakine ise başarılı bir mimardı.Çocuklarını dinlerine bağlı,saygılı ve vatansever bir Türk vatandaşı olarak yetiştirdiler.Mehmet’in iki abisi vardı ama kardeşlerinden çok farklıydı.Ailesinin dini konulardan asla taviz vermediği durumlara rağmen Mehmet bunları o kadar önemsemiyordu.Ailesi asla bir gayrimüslimle konuşmaz, hatta görünce bile başlarını çevirirlerdi.Onlara göre bu son derece günah bir durumdu.Tevfik önceki sene hacılığa gitmişti karısıyla.Biraz da bu yüzden dinine daha ha bağımlıydı.Mehmet doğduğundan beri İstanbul’da yaşadı ailesiyle.Aslen Diyarbakırlı bir ailenin çocuğuydu Mehmet.Maddi durumları gayet yerindeydi.Parasal açıdan hiçbir sorunları yoktu.İstanbul’un en güzel semtlerinde daireleri vardı.Mehmet daha çok küçük yaşındandan beri özel hocalardan Kur’an kursu alıyordu.Arapçayı anadili gibi biliyor ve yakınlarının mevlitlerine gidiyordu. Ailesinden aldığı eğitimle oldukça mütevazı bir coçuktu.
Uzun,düz saçlarının altındaki yemyeşil gözleri kendine baktırıyordu.Mehmet hem dış görünüşü itibariyle hem de karakteri açısından çok sağlam ve dört dörtlük bir çocuktu.Alice de Mehmet’in bu yönüne aşık olmuştu.Mehmet’in duyguları da Alice’inkinden farklı sayılmazdı.Mehmet hiç belli etmese de bu konularda biraz çekingen davranıyordu.Alice hem çok seviyor hem de ona bunu hiç belli etmek istemiyordu.Mehmet’in Alice’de etkilendiği şeyse onun çok farklı ve güzel oluşuydu.İnsan hep zor olanı seviyordu.Mehmet için de Alice öyleydi.Alice onu sevdiğini bilmiyordu.Bu aşka platonik gibi bakıyordu.
7
Yıllar geçtikçe biraz daha yaşlandığını hissediyordu Emma.Ali’yle mutluydu evliliği.Hiç kavga etmiyorlardı.Evleneli 5 yıl olmuştu ama ilk günkü gibi birbirlerini seviyorlardı.Emma için Alice halen bir çocuktu.Oysaki Alice çok büyümüştü.Artık liseli bir genç kız olmuştu.Liseyi Beşiktaş kolejinde okudu Alice.Mehmet ise Kadıköy Anadolu lisesini kazanmıştı.Orta okuldan sonra Mehmet’le bir daha hiç karşılaşmadılar.Birbirlerinden adeta kopmuşlardı.Nasıl bu kadar kolayca birbirlerini unuttuklarına şaşırıyordu Alice.İlk zamanlar onu özlüyordu ama görmeye görmeye alışmıştı yokluğuna.Okulda yeni yeni arkadaşları oldukça daha kolay oluyordu unutması.
Bir gün Alice okuldan çıkmış arkadaşlarıyla yürürken uzaktan gelen bir çift gördü.Kız çok güzel görünüyordu.Upuzun sarı saçları güneşte parlıyordu.Yanındaki çocuğu da tanır gibi olmuştu Alice.Çocuk yaklaştıkça tanıdı ki bu Mehmet’ti.Alice çok şaşırmıştı onu bir kızla el ele görünce.Göz yaşlarına hakim olamadı.Ne kadar unutsa da birden o eski günler geldi aklına ve çok üzüldü Alice.Ve o günden sonra Mehmet’i hayatından çıkardı.Çünkü ondan hiç beklemediği bir davranışta bulunmuştu Mehmet.Alice’in yüzüne bile bakmadan yanından geçip gitmişti.Alice çok üzülmüştü başta ama sonra fazla da kafasına takmadı.
Alice kendine yeni bir sayfa açmıştı artık.Yepyeni bir okul,yepyeni arkadaşlar ve yepyeni bir hayat.Mehmet’e karşı hiçbir şey yoktu içinde.Kin,öfke ya da aşk,sevgi…Unutulanlar listesine eklenmişti artık Mehmet.Alice için hiçbir önemi yoktu bundan sonra.Yaşananları yaşanmamış kabul edip,Mehmet’i de yok sayacaktı artık.Başta kabullenmesi çok zor olmuştu ama kendini hep avutmaya çalışıyordu.Zaten birbirimize uygun değildik,ailelerimiz denk değil deyip duruyordu içinden hep.Alice yeni okuldaki hayatına çabuk ısındığından olacak ki okulda günlerin nasıl geçtiğini hiç anlamıyordu.Çok eğlenceli bir arkadaş ortamı vardı.Yani arkadaşlarını da çok seviyordu ayrıca.Eski okulundan birkaç arkadaşı da bu okuldaydı.İlk günlerde onlarla takılıyordu Alice de sonradan yeni insanlarla çevresi daha da genişlemeye başlamıştı.Dersleri de iyi gidiyordu Alice’in.Sınıf ortalamasına göre gayet güzeldi notları.Hocaları iyi bir üniversite garantisi veriyordu,sürekli motive ediyordu Alice’i.
--Sen bizim gururumuzsun Alice,başaracaksın.
8
Ali bu sabah Emma’ya bir sürpriz yapma telaşındaydı.Bu gün Emma’nın doğum günüydü ve birlikte kutlayacakları ilk doğum günüydü.Bunun Ali için anlamı çok büyüktü.Ali çok güzel,büyük ve ihtişamlı bir parti planı yapıyordu.Evleri parti için uygun olduğundan partiyi evde yapmaya karar verdi.Ali Emma’nın çok şaşıracağı ve çok mutlu olacağı bir parti olmasını istiyordu.Bir daha hayatı boyunca unutamayacağı türden bir gün yaşatmak istiyordu ona.Ali uyanmış,yatakta oturmuş bunları düşünürken Emma hala uyuyordu yanında.Ali sürprize sabahtan başlayıp akşama kadar Emma’yı mutlu etme peşindeydi.Aşağı mutfağa inip Emma’ya kahvaltı hazırladı Ali kedi elleriyle.Domatesli omletler,reçeller,ballar bir tek kuş sütü eksikti masada.Sıra Emma’yı uyandırıp aşağı indirmeye gelmişti ki Ali Emma’nın o masum,güzel uykusunu bölmek istemedi.Bir süre orada öylece durup Emma’yı izledi.Onunla evlenmekle ne kadar gurur duyduğunu düşünerek,Emma’ya anlamlı anlamı,güzel bakışlarla baktı.Sonra kıyamadı onu uyandırmaya,aşağı indi.Bir tepsiye kahvaltılıkları omleti,ekmeği,çayı dizip yukarı çıkardı Ali.Emma kapı sesine uyandı ve
--Günaydın hayatım
Emma şaşırmış gibi görünüyordu.İlk defa Ali’nin elinden bir şeyler yiyecekti.
--Ali Bey bunu neye borçluyuz
der demez aklıma geldi ki
--bugün doğum günümdü benim değil mi ?
--Bu yüzden mi bu kadar hazırlık hayatım çok teşekkür ederim
.Ali de
--Dur bakalım daha hazırlıklara başlamadık bile bu daha başlangıç.
Emma’nın yanına gidip oturdu.Birlikte kahvaltı ettiler,boğazın o eşsiz manzarasına bakarak.Hava da çok güzeldi Emma’nın şansına.Deniz adeta parlıyordu parıl parıl.Güneş gülümsüyor,martılar uçuşup,bülbüller şarkı söylüyordu.Bu gün Emma’nın tatil günü olduğu için dışarı çıkmak istediğini söyledi.Ali’ye
--Nasılsa bu gün Pazar,çalışmıyoruz,şöyle bir gezelim İstanbul’u
Ali de
--tamam,kahvaltını bitir,çıkarız,dolaşırız biraz.
ama Ali’nin evde daha yapacak çok şey vardı. O yüzden son anda Emma’yı ekmek zorunda kaldı.
--Hayatım benim bügün evde kalıp işlerimi halletmem lazım,tamamen aklımdan çıkmış kusura bakma,benim evde kalmam lazım.
Emma da üzülmüş gibi suratını asarak evden çıkı,arabaya bindi.Alice’i baleden alıp kızıyla biraz dolaştı.Alışveriş merkezine gittiler birlikte.Alice annesine belli etmeden ona güzel bir doğum günü hediyesi elbise aldı.Akşam vermek için çantasının içine attı.Sonra birlikte çıktılar,arabaya binip biraz boğazda dolaştılar.Ali,Alice’i aradı ve
--evde işim biraz uzun sürecek Alice uzun sürecek,anneni biraz daha oyala
ve kapattı.Emma durumdan işkillenir gibi
--kim aradı,ne oldu
diye art arda sorular sormaya başladı.Alice de
okuldan bir arkadaş notlarımı istedi.
Emma sakinleşmiş gibi oldu.Meraklı görünmemeye çalıştı.Ali evde süslemeler,canlı müzik ve yemeklerle uğraşıyordu.Tüm konukları tek tek arayarak bizzat gelmelerini rica etti.Ali her şey için o kadar özenmişti ki Emma’nın partiye bayılacağına emindi.Neyseki hazırlıkları tamamladı,konukları çağırdı.Sıra asıl davetliyi Emma’yı çağırmaya gelmişti.Alice’e haber verip çaktırmadan bir iki saat sonra eve gelmelerini,hazırlıkların bittiğini söyledi.Alice alışveriş merkezinde Emma’yı biraz daha oyaladıktan sonra annesini alıp eve götürdü.Ev tıklım tıklımdı ve çok coşkulu,heyecanlı insanlar vardı dört bir yanda.Herkes dört gözle Emma’nın gelmesini bekliyordu.Ali ışıkları kapattı.Konuklar yerlerine saklandı ve Emma anahtarıyla kapıyı açtı ve ardından da ışığı.Herkes
--sürprizzz
--iyi ki doğdun,mutlu yıllar
çığlıkları ardı adına koptu.Emma başlangıçta bir sürpriz bekliyordu ama bu kadar insanı,bu kadar kalabalığı ve coşkuyu hiç beklemiyordu.Birden mutluluktan gözleri doldu,ağlamaya başladı.Ali hemen koşup Emma’nın yanına geldi ve sıkı sıkı sarıldı.
—İyi ki doğdun bir tanem,iyi ki varsın.
Emma da
—Sen de iyi ki varsın,çok teşekkür ederim hayatım.
Pastasındaki mumları üflemek için masaya doğru adımlar attı.Bir anda bütün mumları üfleyip kahkaha atmaya başladı.
--Bu gün en mutlu günüm hepinize çok teşekkür ederim.
Herkes birden
--Happy birthday to you
şarkısını söylemeye başladı.Alkışlarda ardından gelmeye başladı.İnsanlar alkışlamaktan yorulup,sessizlik oluğunda Alice Emma’ya sarıldı.
--Anneciğim doğum günün kutlu olsun
hediyesini verdi.Tam da Emma’nın zevkine uygu elbise almıştı Alice annesine .Emma da odasına çıkıp Alice’in aldığı elbiseyi giydi ve misafirlerin yanına indi tekrar.Pastayı keserek içeceklerle beraber servis yaptı misafirlere.Herkese tek tek eliyle tabaklara koyup ellerine verdi.Sonra da Emma’nın arkadaşları hediyesini verdi.Hediyeler yığın yığın kule gibi oldu.Emma uzun zamandır ilk defa kendini bu kadar mutlu hissediyordu.Zaman bir hayli ilerlemişti partide.Gece yarısı olmuştu neredeyse.Misafirler yavaş yavaş kalkmaya başlamıştı.Herkese tekrar tekrar teşekkür edip,uğurladı misafirlerini Emma.Sonra Alice de odasına çıktı.Uykusu gelmişti ve yorgundu da.Bir an için annesini kıskanır gibi oldu Alice.Onun bu kadar mutlu olduğun u görünce gururlandı Ali ile.Sonra Ali ile Emma baş başa kaldılar herkes gidince.Emma Ali’ye çok mutlu olduğunu ve onu çok sevdiğini söyledi.Misafirlerde arta kalanları temizledi Emma .Sonra da hediyelerini odasına götürdü ve Ali’nin yanına gitti ve sonra da tekrar birlikte oturup film izlediler.Sonra da uykuları gelip yattı.
9
Sabah Alice okula gitmek için erken uyandı.Emma bu sabah Alice’i kaldırmayı unutmuştu.Alice de kendisi kahvaltısını hazırlayıp yedi ve servisine bindi.Emma hala uyuyordu.Gece geç yatmışlardı.Ali’yle o yüzden uyuyakaldılar.Emma işe de geç kalmıştı ama patron Ali olduğu için sorun olmamıştı onlar için.Emma uyandığında öğle olmuştu ve Ali’yle dışarı çıkıp kahvaltı yaptılar.Oradan da holdinge gittiler.İşler aynı rutininde gidiyordu.Akşam olunca eve geldiler.Alice doğruca odasına çıkmıştı ve ağlıyordu.Emma eve geldiğinde her yer karanlıktı.Alice’in çoktan eve gelmiş olması gerekirdi ama ortalıkta kimse görünmüyordu.Hemen Alice’in odasına çıktı ve ışığı açtı.Bir anda korkuya kapıldı Emma Alice’i bu halde görünce.Ağlamaktan gözlerinin altı şişmiş,derbeder görünüyordu.Aniden koştu Emma Alice’e sarıldı.
--Ne oldu kızım neyin var?
Alice hıçkırmaktan konuşamıyordu bile.Emma biraz bekledi,konuşacak dermanı yoktu Alice’in ama.Sonra odadan çıktı,
—sakinleş,birazdan konuşuruz Alice
Alice de onaylar gibi başını salladı.Emma gidince Alice eline eskiden çekilmiş bir fotoğraf aldı.Fotoğrafa hem gülümser gibi bakıyordu bir yandan da içi kan ağlıyor gibiydi.Fotoğraftaki Mehmet’ti.Bugün yolda karşılaşmıştı uzun zaman sonra Alice Mehmet’le.Mehmet’in yanında yine aynı kız vardı.Bu sefer Mehmet Alice’in yanına gidip
—merhaba Alice
Alice de uzun zamandır görmediği bir arkadaşını görünce duyulan şaşkınlıkla Mehmet’in gözlerine baktı.O an Mehmet’e tekrar aşık olmuştu.Yüzüne bakmaya kıyamıyordu bile.Mehmet
--Bak, bu kız arkadaşım.
Alice bunu tahmin etmişti ama Mehmet’in ağzından duymak onu kahretmişti.Mehmet’in yüzüne boş boş bakarak hiç kelime etmeden uzaklaştı yanından.Mehmet de Alice’i görünce çok etkilenmişti.Alice’in büyüdüğünü ve çok güzel bir kız olduğunu görünce şaşırmıştı.Alice’e o da aşıktı ama hayatında Nergis vardı.Nergis’le 2 yıldır çıkıyorlardı.Nergis Mehmet’le aynı lisede okuyordu ve onunla aynı kafadandı.Aileleri aynı Mehmet’inki gibi tutucu ve dindardı.Mehmet biraz da bu yönünü seviyordu Nergis’in.Aslında bu tip konulara pek önem vermiyordu ama ailesinin istediği gibi bir kızla evlenmek istiyordu.Kendini ailesine borçlu hissediyordu Mehmet.Borcunu böyle ödeyebileceğini düşünüyordu.Alice Nergis’e göre çok daha güzel ve bakımlıydı.Mehmet Nergis’i sevmiyordu sadece bunu görev gibi hissediyordu kendine.Nergis,Mehmet’i Çok seviyordu ama.Alice’den de haberi yoktu.O gün Alice’e selam vermese tanımayacaktı bile onu.Lise yılları Alice için artık çok zor gelmeye başlamıştı o günden sonra.Okula yolda Mehmet’i görme umuduyla gidiyordu hep ama hayal kırıklığı oluyordu onun için.Bir daha hiç görmedi Mehmet’i.Artık Alice son sınıfta olduğu için dersleri bir hayli yoğundu.Sınava hazırlanıyordu.Emma onu yakınlardaki iyi bir dershaneye yazdırmıştı.Tesadüfen Mehmet de o dershanedeydi.Mehmet’le aynı sınıftalardı.Bu Alice için çok daha zor gelmeye başlamıştı.Her an Mehmet’i ve sevgilisini görüyordu.Nergis Alice’i hiçbir şeyden haberi olmadığı için seviyordu.Onunla konuşmaya çalışıyordu orada hatta.Ama Alice ona çok soğuk davranıyordu.Arada Nergis olmadığı zaman Mehmet’le konuşuyordu.Mehmet her yanına geldiğinde Alice çok değişik duygular içine giriyordu.Kalbi hızlı çarpmaya başlıyor,heyecanlanıyordu.Mehmet de aynı duyguları yaşıyordu.Alice’in yanındayken.İkisi de birbirlerini seviyorlardı ama bunu bilmiyorlardı.Alice bunu söylemeye cesaret edemezdi çünkü Nergis vardı arada.Mehmet de Alice’in kendini sevdiğini bilmediği için bunu söylemeye cesaret edemedi.Alice onu hem unutma çabası içerisinde hem de sınava çalışma telaşındaydı.Dersleri iyi gidiyordu Alice’in.Çok başarılıydı.Mehmet de öyleydi.İkisi de birbirlerine kıyasla çok iyiydiler.Adeta aralarında bir rekabet yaşanıyordu.
10
Sınav günü gelmişti.Alice çok heyecanlıydı ve korkak görünüyordu.Başaramama korkusu onu o sabah yiyip bitirmişti.Bu onun için çok önemliydi.Kendini ilk defa ispat edecekti.Kendi başına başarabileceği bir sınav çıkmıştı önüne.Bunu başaramazsa kendini çok aptal bir durumda hissedecekti.Alice sınav yerine Ali ve Emma’yla birlikte gitti.Emma Alice’e sarılıp ona güvendiğini gösterir gibi gülümsedi ve Alice yukarı,sınıfa çıktı.Sınav yerine oturduğunda kalbi çok hızlı çarpıyordu ve çok heyecanlıydı.Elleri titriyordu.O kadar stres yapmıştı ki soruları okumak ona çok zor geliyordu.Gözü kararıyor,yazıları bulanık görüyordu.Zaman hızla geçiyordu bu arada.Alice hala birinci soruda takılıp kalmıştı.Soruyu tekrar tekrar okuyor ama bir şey anlamıyordu.Kafası çok doluydu çünkü.Bin bir türlü şey düşünüyordu o anda ve zil çaldı.Alice toplam yirmi soru yapıp kağıdı verdi.Çıkışta Emma onu bekliyordu.Emma Alice’in yüzüne bakınca hayal kırıklığına uğradı.Ondan çok şey bekliyordu.Dersleri de çok iyiydi.Ama bu sınavı iyi geçmemişti anlaşılan.Alice o gün çok üzülmüştü.Tüm emekleri boşa gitmişti.O gün heyecanına yenik düşmüştü.Bütün gün ağladı.Emma onu ne kadar teselli etmeye çalışsa da Alice çok üzgündü hala.Dershaneye gitti sonra.Mehmet’i gördü yine.Mehmet de en az Alice kadar üzgündü.Onun da sınavı çok kötü geçmişti.Birbirlerini görünce biraz daha rahatladılar.
Artık koca bir yaz tatili ve öncesinde mezuniyet törenleri vardı ikisinin de.Alice o gün için arkadaşlarıyla alışverişe çıktı.Güzel bir gece elbisesi ve şık bir ayakkabı aldı.Sonra da kuaföre gidip saçlarını yaptırdı.Akşam sınıf arkadaşı Ahmet arabasıyla Alice’i aldı.Gece de Alice’in kavalyesi Ahmet’ti.Birlikte dans ettiler ve Alice’inde sınavdan sonra ilk defa yüzü gülüyordu.Çok mutlu görünüyordu Alice.Parti sabaha kadar sürdü.Sabah da Alice arkadaşı Elif’ler de kaldı o gün.Akşam eve geldi.Emma
--seni çok merak ettim,neredeydin?
--Elif’lerde kaldım.
Alice ve çok yorulmuştu odasına çıkıp uyudu.Alice’in önünde koca bir yaz tatili vardı.Mehmet’i artık daha göremeyecekti.Dershane de bitmişti.Onu çok özleyeceğini düşünüyordu.Yaz tatilinde Ali onları İspanya’ya götürdü.İki hafta orada kaldılar ve Alice de biraz stres attı.Sınav sonuçlarının açıklanacağı günden bir gün önce Türkiye’ye döndüler.Alice çok heyecanlıydı.Bilgisayardan sonuca baktığında inanamadı.Aslında bunu bekliyordu ama çok üzülmüştü yine de.Tercihlerini İstanbul’daki özel üniversitelere yaptı.Ve Bahçeşehir üniversitesini kazandı Alice.Dershaneye gidip haber verdiğinde Mehmet’i gördü.Mehmet’in de aynı üniversiteyi kazandığını duyunca çok sevindi.Mehmet kendini tutamadan Alice’i görünce boynuna sarıldı.
--Aynı okulu kazanmışız.
Alice’in keyfi bu sarılmadan sonra yerine gelmişti.O kadar mutlu olmuştu ki heyecandan o da sarıldı Mehmet’e.
--Çok sevindim.
bir o kadar heyecanla.Mehmet
—dışarı çıkalım mı?
Alice de onaylar gibi başını salladı.Bir cafede gidip oturdular.Eski günleri konuştular ve ikisi de komik anılarına kahkahalarla,katıla katıla güldüler.Alice Nergis’i sordu Mehmet’e.Nasıl başladığını merak ettiğini söyledi.Mehmet
—Nergis’le ayrıldık ama onu hiç sevmedim,benim kalbim bir başkasını seviyor.
Alice de heyecanla
--Kim acaba?
Bu sefer kendisini sevdiğini anlamıştı.
--Biliyorsun zaten kim olduğunu
İkisi de çok rahatlamış ve mutlu görünüyorlardı.Bundan sonra Mehmet Alice’in yanında olacaktı hep.Alice bunu düşündükçe daha da mutlu oluyordu.
Kafeye dost girip kafeden sevgili olarak çıktılar.El ele tutuşup yürüdüler daha sonra da.Sahilde de biraz daha oturup yine eskilerden konuştular.Konuşmaya dalmışken bir hayli geç olmuştu.Etrafta kimseler kalmamıştı.Mehmet Alice’i evine bıraktı ve yanağına bir öpücük kondurdu.Alice de heyecandan konuşamayacak durumdaydı.Hiç bu kadar mutlu olmamıştı daha önce.Elini sallayarak
--hoşça kal
Mehmet’e ve eve girdi.Emma ile Ali uyumuşlardı.Alice de televizyonu açıp karşısında oturdu biraz.Bu gün olanları düşünüyordu ve yaşadıklarına inanamıyordu.Sabah sınav yüzünden çok üzgündü ve dershaneye gitti.Dershanede Mehmet’i görmesiyle hayatı değişti resmen.Neredeyse intihar etmeyi düşünürken birden içine yaşama sevinci doldu..Mehmet’i çok seviyordu,Mehmet de aynı şekilde onu çok seviyordu.Artık okulları da aynıydı ,her an beraberlerdi.Sabah buluşuyorlar akşama kadar birlikte vakit geçiriyorlardı.Alice hayatında hiç olmadığı kadar çok eğleniyor ve mutlu görünüyordu.Mehmet’se uzun zamandır beklediği bir şeyi elde etmiş çocuklar gibi sevinçliydi.Ağzı kulaklarında geziyordu sürekli.Bu mutluluğu ailesinin de dikkatini çekmişti.Annesi bir gün
—bu ne neşe oğlum,hayırdır?
Mehmet bu soruyla anladı ki artık vakti gelmişti.Alice’i ailesiyle tanıştıracaktı.O anda bu soruya cevap vermeden çıktı Mehmet evden.Doğruca iki sokak aşağıdaki Alice’in evine gitti.Alice’i çağırdı ve onu ailesiyle tanıştırmak istediğini söyledi.Alice de o kadar heyecanlanmıştı ki hemen hazırlanıp çıktı dışarı.Kendine bir çeki düzen verdi ve Mehmetlerin evinden içeri girdiler.Mehmet içeri girer girmez annesinin yanına koştu ve --mutluluğumun sebebi işte bu
Alice’i göstererek.Alice’in birden yüzü kızardı,utanır gibi oldu.Alice hemen Mehmet’in annesinin elini öptü.Annesi de şaşkın şaşkın bakarak içeri buyur etti onları.Birlikte oturup çay içtiler.Alice’in heyecandan yine dili tutulmuştu.Konuşamayacak kadar aciz hissediyordu kendini o anda.Annesi de bu arada Alice’i süzüyordu.Mehmetlerin evi oldukça sadeydi.Duvarlarda ayetler asılıydı.Mehmet’in annesi de kapalıydı.Bu Alice’e çok yabancı ve değişik gelmişti.Alice’in giyinme tarzı da Mehmet’in annesine çok değişik gelmişti.Alice oldukça rahat giyinmişti.Tayt ve üzerine de yarı açık bir bluz giymişti.
Mehmet’in annesi pek ısınmamıştı Alice’e.Mehmet’e de çok şaşırmıştı.Böyle bir kız ailelerine uygun değildi,bunu bile bile nasıl olup da evine kadar getirdiğine şaşmıştı doğrusu.Alice ise bu düşüncelerden habersiz masum masum bir köşede oturuyordu.Annesi kin dolu bakışlarını Alice’e fırlatıyordu ama onun ruhu duymuyordu bile.Alice tam konuşacak gibi oldu ki Mehmet duruma müdahale etti ve -----Bu kadar oturmak yeter,biz artık çıkalım
.Alice de ayağı kalkıp Mehmet’in annesine doğru yöneldi ve elini öptü tekrar Tanıştığıma çok memnun oldum teyzeciğim.
kapıdan dışarı çıktı.Annesi hiçbir tepki vermeden Mehmet’e baktı sonra.Bu arada da Alice kapıda Mehmet’i bekliyordu.Annesi çok kızmış olacak ki
--Seninle sonra görüşeceğiz
--Burada bitmedi bu iş.
Mehmet çok kaygılanmıştı annesinin bu sözlerine.Çok üzülmüştü de.Hayatında ilk defa bu kadar mutluydu.Alice’i her şeyden çok seviyordu.Ailesini de öyle.Özellikle annesinin kararları onun için çok önemliydi.Annesinin Alice’e karşı bu yaklaşımına çok içerlemişti.Mehmet annesinden ayrılıp Alice’in yanına gitti ve birlikte dışarı çıktılar.Annesi onları karıya kadar bile uğurlamadı.Alice durumu fark etmiş olacak ki yüzünü asmaya başladı.Mehmet de üzülme der gibi Alice’in yanağını okşadı.
—Biz birbirimizi seversek,önümüzde hiçbir engel tanımayız,yeter ki beni sev Alice çok sev!
Mehmet acı dolu bakışlarıyla.Alice’in morali biraz daha yerine geldi.Hafif bir tebessüm belirdi yüzünde.
Sahilde yürüdüler birlikte.Bol bol düşünecek vakitleri vardı önlerinde.İkisi de daha on sekiz yaşındalardı.Hayata yeni yeni adım atıyorlardı.Evlenmek şimdilik onlara çok uzak görünüyordu.Hem fikren hem de ruhen.Daha birbirlerini tam olarak tanımıyorlardı bile.Alice Mehmet’i o kadar çok sevmesine rağmen hala bazı şeyleri tam olarak bilmiyordu.Mehmet ne sever,hangi takımı tutar,hangi sporla uğraşır,hobileri ne…Hiç biri hakkında bilgisi yoktu.Birbirlerini uzun zamandır tanımanın verdiği cesaretle götürmüştü Mehmet de evine zaten.Yoksa ilişkileri daha çok yeniydi.
Mehmet hukuk bölümünü kazanmıştı,Alice ise moda tasarım okuyordu.Bazen ders saatleri aynı olmasa da beraber okula gidiyor,birlikte takılıyorlardı sürekli.Mehmet ağzı iyi laf yapan,çok konuşan ve hakkını çok iyi savunan,tuttuğunu koparan bir gençti.Bölümü sanki onun için açılmıştı,tam ona göreydi.Ama Alice yüzünden bazı dersleri ekmek zorunda kalıyordu.Alice’in dersi olmayınca o da kendi dersine girmiyor,Alice’le vakit geçiriyordu.Mehmet’in sınıfındaki kızlar ona hayranlıkla bakıyorlardı.Mehmet’in bu kadar yakışıklı ve zeki olması kızları büyülemişti.Bir yandan da Alice’e gıcık oluyorlardı.Onu Mehmet’in yanında görmeye tahammül edemeyenler bile vardı.Alice hiçbir şeye kafasını takmıyordu.Kimseye art niyetle yaklaşmıyor,olumsuz olayları görmezden geliyordu.Mehmet de Alice’in en çok bu yönünü seviyordu.Çok saf,temiz,içinde bir tek kötü niyet bulundurmayan bir kızdı.
Emma bu sabah fazlasıyla sinirliydi.İşinde de bu sinirini oldukça gösteriyordu.Bir gün önce yine David’le kavga etmişlerdi çünkü.David Kanada’da doğup büyümesine rağmen oraya hala tam anlamıyla bağlanamamış,göreneklerini sindirememişti.Birçok şey ona çok yabancı geliyordu orada.David müslüman bir ailenin çocuğuydu.35 yaşına kadar o da müslümandı,sonradan çevresinin de etkisiyle yahudi olma kararı almıştı.Ama tam olarak bir Yahudi değildi.Bazen çok kıskanç,bazen ise çok uysal,sessiz olabiliyordu.Bazen çok tutucu,bazen de çok geniş oluveriyordu.Emma David’in bu huyunu hiç sevmiyordu haklı olarak.Tartışmaları da hep bu konudan çıkıyordu.Emma’David’e her şeye rağmen bağlı kalmaya çalışıyordu,ona iyi davranıyor,yaptıklarını sineye çekiyordu.Çünkü Alice’in üzülmesini hiç istemiyordu.Alice David’le Emma arasındaki tek güzel şeydi belki de.
Alice daha 2 yaşındaydı fakat Emma ile David’in her tartışmasının farkındaydı.Onlar tartışırken o da hemen ağlamaya başlıyordu.Son zamanlarda kavgalarının artmasıyla Alice iyice huysuzlaşmaya başlamıştı.Artık çekilmez hallere giriyordu o da.Emma da yine böyle bir günde David’in aşırı kıskanç bir haline denk gelmişti.Aslında bu kadar abartacak bir şey yoktu belki ama David’in gerçekten psikolojik sorunları vardı.Kendi halindeyken sağlıklı düşünemiyordu.
Emma işi gereği bir yemeğe davetliydi.David’le birlikte gittiler oraya.Alice’i de bakıcısıyla evde bıraktılar.Emma,bir bankada genel müdür olarak çalışıyordu.David ise sıradan bir devlet çalışanıydı.Emma,vaktinde onun o anlamlı bakan yeşil gözlerine tutulmuştu.Ama onunla yaşadıkça anlamıştı ki birbirlerine göre değillerdi.Çok fazla kişilik farlılıkları yaşıyorlardı.Emma hayatta bir tek Alice için mücadele ediyordu ve o akşam da öyle oldu.Emma’nın iş arkadaşları hep birlikte bir masaya oturmuş Emma ile David’i bekliyorlardı.onlar da gelince yemeği isteyip sohbete başladılar.Emma iş arkadaşlarıyla işlerden,toplantılardan konuşuyordu.David de bu arada ilgisiz tavırlarla yemeğini yiyordu.Emma işine kendini o kadar kaptırmıştı ki David’in oradaki varlığını bile unutuvermişti.David bu durumdan fazlasıyla rahatsız olmuş ve çok sert bir ifadeyle ---Konuşmanız bittiyse gidelim artık
Emma bir anda bembeyaz kesilmiş,donup kalmıştı adeta.O anda hemen ayağa kalkıp David’i yanına çağırdı ve
--Bu akşamı mahvettiğin için çok teşekkür ederim.
Emma cümlesini bitirir bitirmez David’in yanından uzaklaşıp,masaya geri döndü.David adına herkesten özür dileyip evde çocuğunun beklediğini ve onu merak ettiğini söyleyerek masadan kalkmıştı.David de onu dışarıda arabada bekliyordu.Emma hiçbir şey olmamış gibi arabaya bindi.Yol boyunca tek kelime bile etmediler.Evin önüne geldiklerinde Emma hemen kapıyı açıp eve Alice’nin yanına koştu.Sanki uzun yıllardır görüşmemişler gibi Alice sıkı sıkı sarıldı onu öpüp kucakladı.David de arkasından eve girip kapıyı hızlıca kapadı ve odaya girdi.Alice kapı çarpmasından korkup ağlamaya başladı.Emma da David’e sinirlenip hızlı adımlarla odaya girdi.Alice’i de bakıcısıyla salonda bıraktı.Emma David’E o kadar sinirliydi ki eline hakim olamadı veDavid’e bir tokat attı David de şaşkın ve boş bir ifadeyle Emma’nın yüzüne baktı.Emma
--Her şeyine katlandım,çok sabrettim,bunu seni sevdiğim için değil,Alice için yaptım
Ama benden bu kadar artık devam edemeyeceğim,beni herkes içinde rezil ettiğinde çok mu mutlu oldun merak ediyorum.
David Emma’ya hiç itiraz etmedi,direnmedi bile.
--Nasıl istiyorsan öyle olsun.
Emma’ya.Emma da Alice’i alıp salonda uyumaya çalıştı.Ağlamaktan gözleri şişmişti ama Alice’e hiçbir şey belli etmek istemiyordu.Onu gördükçe daha da kötü oluyordu,morali bozuluyordu.Emma David’den uzak olmak için elinden geleni yapıyordu.Akşamları eve geç geliyor,sabahları da erkenden çıkıyordu.
Emma iş için gittiği İstanbul’u çok beğenmişti ve uzun süre aklına orada yaşamayı koymuştu ama David’den ayrıldıktan sonra Alice’de alıp Türkiye’ye taşındı.Bu arada Alice de 7 yaşına gelmişti.Alice her şeyin yeni yeni farkına varıyordu.David’i görmeyeli çok olmuştu,babasını çok özlüyordu.Alice’in İstanbul’u sevmesi için Emma elinden gelen her şeyi yapıyordu neredeyse.Onu sürekli gezdiriyor,güzel yerlere götürüyordu.Alice de eğleniyordu ama bir yanı hep buruktu.Kanada’yı çok özlüyordu.Bütün akrabaları orada kalmıştı.Ama İstanbul’a da alışmaya çalışıyordu.
Küçük,bahçeli,iki katlı bir ev tuttular.İstanbul’da deniz manzarası ve boğaz keyfi bir arada muhteşem görünüyordu evin terasından.Emma İstanbul’un boğazına aşık olmuştu gördüğü ilk günden beri.O yüzden orada ev tutmak istemişti.Alice ile bahçeyi süslüyorlar,güzel,yeni çiçekler dikiyorlardı.Evi dekorasyon ederken Emma her şeyi Alice de soruyor,onun da fikrini alıyordu.Alice de şimdilik hayatından memnun gibi görünüyordu.Bir çocuğu mutlu etmek kolaydı.Emma da bunu biliyordu ve ona göre davranıyordu.
Alice 7 yaşında kendine göre kocaman bir kız olmuştu.Artık okula başlama telaşı Emma ve Alice’i sarmıştı.Emma evlerine 100m kadar uzaklıkta bir okulu çok beğendiğini söyleyerek Alice’i oraya yazdırdı.Alice ilk günler hemen alışamamıştı okula.Biraz zaman almıştı onun için.Arkadaşları arasında bir yabancı gibi duruyordu.Konuşması,hareketleri Türk olmadığını hemen hissettiriyordu.Alice de bu ortama girmek için özel bir çaba sarf etmiyordu.Kendi halinde bir köşede oturup etrafı izliyordu.
Emma İstanbul’daki işinde bir ayı doldurmuştu bile.Kariyerindeki başarılarından dolayı İstanbul’daki Elmas bankasında da genel müdürlükte çalışıyordu.İş arkadaşları gayet sevecen,iyi niyetli bir o kadar da rekabetçiydi.Herkes terfi peşinde Emma’ya yalvarıyordu.Emma Türk insanını pek tanımıyordu.Onlarla anlaşmasına iyiydi ama bazı hareketleri onu çok şaşırtıyordu.Dini bayramlar,dini törenler ona çok yabancı geliyordu.Bazen Kanada’yı, eski hayatını özler gibi olduğunda hemen bu fikri kafasından atıp,başka şeyler düşünmeye çalışıyordu.Onu mutlu edecek şeylerin peşindeydi.Neyseki doğru bir kente gelmişti.İstanbul’da onu mutlu edebilecek çok şey bulabilirdi.Geliri de iyi olduğu için bu açıdan pek sorun yaşamadı Emma.Sadece Alice için kaygılanıyordu.Onun geleceğini,onun isteklerini,onun ideallerini…
2
Emma bugün işten erken çıktı.Eve gidip biraz dinlenmek istiyordu.Alice’in odasına gitti,masasına,yatağına bakındı.Çekmecesine yanlışlıkla üstündeki ceketin kolu takıldı.Çekmecenin düşmesiyle her şey yere saçıldı.dökülenleri toplarken Emma’nın gözüne bir defter takıldı.Emma Alice’in yatağına oturup bu defteri okumaya başladı. Defterin üzerinde Alice’in günlüğü yazıyordu.Emma’nın ilgisini çekmişti bu defter.Merakla sayfaları çeviriyordu.Bu günlüğe İstanbul’a taşındıktan sonra başlamıştı.
“Bugün İstanbul’a geldik.Annem güzel bir ev tutmuş.Hava alanından eve doğru arabayla geldik.Yolda etrafa bakındım.Değişik ağaçlar,sahil,çocuklar gözüme çarptı.Hava gerçekten çok sıcaktı.Kanada’da yazın bile bu kadar sıcak olmuyordu.Annemle alışverişe çıktık.Ev için yeni araç gereç,bana da kıyafet falan aldık.Yeni evimizde odam baya büyüktü.Oyuncaklarımı bir köşe dizdim.Aralarında babamın doğum gününde aldığı ayıcık da vardı.Onu en öne koydum.Her baktığımda onu görebilmek istiyordum.Onu çok çok özlüyorum.Anneannemi,dedemi.babaannemi,komşularımızı hepsini çok özledim.’’
Emma’nın gözleri doldu okurken bu günlüğü.Onu üzdüğü için kaygılanıyordu.Bir kenara bıraktı defteri,daha okuyamayacak kadar güçsüz kalmıştı adeta.Kendini tutamamış dolu dolu ağlamaya başlamıştı.Bir hata yapıp da onu üzmekten korkuyordu.Alice okul bitince servisiyle eve geldi.Emma ona en sevdiği kürabiyeli pastalardan yapmıştı.Yanında Kanada çayıyla birlikte yediler.Emma Alice’e
--Okulun nasıl gidiyor?
Alice sesini bile çıkarmıyordu.Bu Emma’yı daha da üzüyordu.
Emma sabah erken kalkıp Alice’i okula hazırladı,sonra da arabasıyla işe gitti.İş yeri İstanbul’un göbeğinde büyük,lüks bir holdingti.Aslında Kanada’daki işinden daha iyiydi.Odası daha büyük,çalışanları daha fazla ve en kötüsü de çalışma saatleri ok daha yoğundu.Emma bu yüzden Alice’i ihmal ediyordu istemeden.Emma işinde çok başarılı olduğu kadar özel hayatında da çok bakımlı ve çok güzel bir kadındı.Uzun kumral saçları,gözlerindeki daha deniz mavisi daha belirginleştiriyordu.Yüzü duru ve pürüzsüzdü.Bu güzelliği iş arkadaşlarının da dikkatini çekiyordu.Onunla ilgilene çok erkek vardı.Emma David’den sonra bir erkeğe daha tahammül edebileceğini pek sanmıyordu.David onun içindeki sevgiyi,yaşama isteğini alıp götürmüştü adeta.Ruhu yaşlanmış,biriyle kavga etmekten,birine bağırmaktan yorulmuştu artık.Hayatında sadece huzur istiyordu.Bu huzuru da Alice’de buluyordu.Alice onu hayata bağlıyor,yaşama sevincini ona aşılıyordu.
3
Alice günler geçtikçe okula alışmaya başlamıştı.Artık 5.sınıfta başarılı bir öğrenci olmuştu.Emma da Alice’in iyi olduğunu gördükçe iyi oluyordu.Alice tıpkı annesi gibi sarışın ve ela gözlü çok güzel bir çocuktu.Artık eskisi gibi zorluk çekmiyor,sosyal ilişkilerinde gayet iyi davranıyordu.Spor faaliyetlerine katılıyor,kendini geliştiriyordu.Emma onu konservatuara,baleye,modern dans gibi sosyal aktivitelere yazdırıyordu.Alice’in her konuda çok başarılı olmasını istiyorum.Yaşadıkları sıkıntıları böylece yavaş yavaş aşmaya çalışıyorlardı.Artık Alice de Kanada’yı çok az düşünüyor,eski hayatını özlese bile yeni hayatında çok daha mutlu olduğunu gösteriyordu hareketleriyle.
Emma bugün işte Ali’yi gördü.Ali uzun zamandır Emayla ilgileniyordu.Emma da Ali’ye karşı çekimser davranıyordu.Ali çok iyi niyetli,saygılı biriydi.Emmayla aynı iş yerinde patrondu.Tipik bir Türk erkeği esmer saşları ve kahverengi gözleri vardı.Emma’nın her derdine koşuyor,ona çok yardımcı,anaç tavırlarla yaklaşıyordu.Alice’de çok ilgili davranıyordu.Alice’i çok seviyor, ona güzel oyuncaklar hediyeler alıyordu. Alice de onu seviyordu ama hiç bir şeyin farkında değildi. Ali’nin Emma’dan hoşlandığını, aralarında bu tarz bir duygunun olduğunu aklında bile geçirmiyordu. Sadece onu bir iyi ağabey gibi görüyor, birlikte zaman geçirmekten mutlu oluyordu. Emma Aliyle Alice’in ilişkisini görünce Ali’ye de sıcak bakıyordu. Aslında o da Ali’den hoşlanıyordu ama Alice için kaygılıydı. Alice’inde onu sevdiğini, onunla iyi vakit geçirdiğini gördükçe Ali’ye daha yakın davranmaya başlamıştı. İşte sürekli birlikte vakit geçiriyorlar,birlikte akşam yemeklerine çıkıyorlardı.Artık iş arkadaşlığı hayat arkadaşlığına dönüşmeye başlamıştı yavaş yavaş.Ali David’e göre çok daha saygılı,centilmen ve Emma için yaşanabilecek biriydi.Bu yüzden Emma Ali’den hoşlanmaya hatta Ali’yi sevmeye başlamıştı.Ama tam olarak duygularının farkında değildi sadece.Emma masasında oturmuş bunları düşündüğü sırada Ali içeri girdi.
--Bu akşam benimle yemeğe çıkar mısın?
Emma bu yemeğin bir evlilik teklifini de beraberinde getireceğini anlamıştı.
--Olur,çıkalım.
Ali İstanbul’un en şık,en gözde restoranında yer ayırtmıştı.Emma’yı saat tam 19.00’da evinin önünden alıp buraya getirdi.Restorantta çok az kişi vardı.Ali’nin çok romantik biri olduğunu restorandan içeri girer girmez fark etmişti.Masanın üzerinde güller döşeliydi.Kemancılar o akşam sadece onlar için çalıyordu o akşam.Önce yemeği istediler.Beyaz şarap eşliğinde somon füme…Emma yemeğe koyuldu.Bu sırada Ali’de Emma’nın gözlerinin içine anlamlı anlamlı bakarak şöyle dedi:
--Emma hayatıma girdiğin ilk günden beri beni çok değiştirdin ve çok etkiledin.Geri kalan hayatımı seninle geçirmek istiyorum.Benimle evlenir misin?
Emma olayı daha önce yaşamış gibi gayet sakin,soğukkanlılıkla ve hiç şaşırmadan
--Sen de benim için çok özelsin.Hayatıma bir çok güzellik kattın.Teklifini kabul ediyorum.
Emma bir yandan verdiği bu kararın beraberinde neler getireceğini düşünüyor,bir yandan a küçük bir genç kız gibi heyecanlanıyor,kalbi küt küt atıyordu.Emma bu sefer aradığı mutluluğu Ali’de bulacaktı.Ali onun için çok iyi bir eş ve sadık bir dost olacaktı.Alice için de iyi bir baba…
Ali Emma’nın kendi evine taşınmasını teklif etti Emma’ya.Ancak Emma bunu kabul edemeyeceğini söyledi üzgün bir ifadeyle.Emma
--Yeni bir düzen kurduk,Alice de çok alıştı yeni evimize,şimdi bu kurulu düzeni bırakıp yeni bir macera aramayalım derim ben.Senin için de uygunsa bana taşın.Benim evde birlikte yaşayalım.
Ali Emma’nın çaresizce bakışlarını sezer gibi oldu ve haline üzülmeye başladı.Emma’nın teklifini kabul etti Ali.
--Tamam,eğer sen böyle mutlu olacaksan benim için sorun değil
Ertesi gün Ali’ye yardım için Emma Ali’nin evine gitti.Eşyalarını taşımasına yardım etti.Alice de tuhaf ama seviniyordu Ali’nin ailelerine katılmasına.Çok seviyordu Ali’yi.Başta biraz zorluk çeker diye düşünmüştü Emma ama Alice çok uyumlu bir çocuktu.Emma’ya hiç zorluk çıkarmadı.Hatta gayet de mutluydu Ali’nin geldiği için.Önce eve taşındı Ali sonra da nikah işlemlerie başladılar.Emma’nın dini inancına göre böyle yapılıyormuş bu işler.Ali de ona saygı duydu,hiç itiraz etmedi,Emma ne derse onu yaptı.Ve büyük gün geldi onlar için.Emma bembeyaz,saf ipekten gelinliğiyle adeta bir prensesi andırıyordu.Yüzü o kadar berraktı ki tıpkı yeni doğmuş bir bebek gibi saf ve temiz görünüyordu.Saçlarını bukle bukle yaptırmıştı Emma.Gözleriyse maviliğini belli eden bir makyajla dolduruldu.Ali o gün Emma’ya bir kez daha aşık olmuştu.Ali de Emma kadar şık,sade ve yakışıklıydı.Saçlarını geriye doğru taramış,siyah takım elbisesiyle göz dolduruyordu.Ali Emma’nın koluna girerek birlikte salona çıktılar.Bütün konukların alkışları eşliğinde evlilik dansıyla başladılar.Bu arada Alice de annesi gibi mini bir gelinlik giymişti.Pembe,süslü,küçük bir tuvalete benziyordu.tıpkı annesi gibi sevimli ve güzel olmuştu Alice de.Danstan sonra sıra nikaha geldi.Nikah memuru bile Emma’nın güzelliğine hayran kalmıştı.O klasik soruyu sordu memur.Ali müthiş bir coşku ve mutlulukla
--evet
Emma da Ali’ye göre sakin görünen fakat çok heyecanlı bir ifadeyle
--evet ,sonsuza kadar
Nikah bitiminde kutlamalar oldu,havai fişekler ardı ardına patladı.Ali ile Emma 2.baharlarında o kadar mutluydular ki gözleri hiçbir şey görmüyordu.Alice de alıp arabaya bindiler.Ali arabayı kullandı,eve gitmeden önce boğazda bir-iki tur attılar.İkisi de mutluluktan sürekli gülüyorlar,ağızları kulaklarında konuşuyorlardı.Alice de çok mutluydu.Emma o akşam Alice’i bakıcısında bıraktı ve Aliyle eve gittiler.Emma çok yorgun ve aç olduğunu söyledi Ali’ye.Birlikte üzerlerini değişip dışarı çıktılar.Emma kırmızı bir Grand tuvaletiyle yine göz dolduruyordu.Ali şık bir balık lokantasına götürdü Emma’yı.Romantik bir akşam yemeğinden sonra saat bir hayli geç olmuştu.Artık eve gitmek için yola koyuldular.Eve gittiklerinde sabah oluyordu neredeyse.Birlikte terasta güneşin doğuşunu izlediler ve orada uyuyakaldı ikisi de.
4
Bu sabah Alice ilk kez yalnız uyanmıştı.İstanbul’a geldiğinden beri hep annesiyle yatıyordu.İlk kez yalnız hissetmişti kendini.”Acaba bundan sonra hep böyle mi olacak?”diye düşünüyordu kara kara.Üzülüyordu bir yandan da.Babasının özleminin yanına bir de annesi eklenirse ne yapardı.Yanında bir tek Emma kalmıştı,bu koca şehirde.Onu da kaybederse ne yapacağını bilemiyordu.Bu sabaha kadar Alice için her şey yolundaydı hatta halinden çok da memnundu.Evlenmelerini o da çok istiyordu.Ama bu sabah yalnız uyanmak,yalnız olduğunu düşünmek onu korkutmuştu.Hemen eve gitmek istiyordu.Sabah bakıcısı Alice’i eve götürdü.Emma kapıyı açtığında Alice’in üzgün olduğunu gördü.Alice’in üzülmesine hiçbir zaman dayanamıyordu.O yüzden Ali’yi evden gönderip bütün gününü kızına ayırdı.Gün boyunca birlikte oyun oynadılar,İstanbul sokaklarında dolaştılar,alışveriş merkezini gezdiler.Alice’in keyfi yerine gelmişti eve gittiklerinde.Emma Alice’i karşısına alıp sanki büyük bir arkadaşıyla konuşur gibi anlattı Alice’e her şeyi.
—Alice,sen benim hayattaki en değerli parçamsın,senin üzülmene asla izin verem ve seni üzecek bir şey de asla yapmam.O yüzden yalnız kalmaktan korkmana gerek yok.Seni asla yalnız bırakmam ben.Senden ayrılamam,ben hep senin yanındayım kızım.
Alice de son derece annesine güvenli
—tamam,bir an için bir korku yaşadım ama geçti.Bunu biliyorum zaten beni bırakmayacağını ,hiçbir zaman ihmal etmeyeceğini.
5
Alice ilkokulu bitirince aynı okulda devam etti.Orta okulu da yine o okulda okudu.Okulundan gayet memnundu.Hayatında bu aralar çok yenilikler yaşamıştı.Hem kendi hayatında hem de annesinin hayatında.Bu yenilikler güzel şeyleri de beraberinde getirdi.Alice sınıfındaki Mehmet’i seviyordu.Mehmet ilk defa bugün Alice’in yanına gidip bir şeyler konuşmaya çalışır gibi
--nasılsın bugün Alice?
Alice çok şaşkın bir şekilde
--iyiyim Mehmet sen nasılsın?
Alice bunu hiç beklemiyordu.Mehmet hep uzaktan seviyordu çünkü.Mehmet pek ilgilenmiyor gibi görünüyordu.Okul bitince Mehmet Alice ile birlikte yürüyüp Alice’i evine bıraktı.Alice ilk kez bu duyguyu yaşıyordu.Mehmet’e aşık olmuştu.Mehmet Alice’in evinin iki sokak aşağısındaki villada oturuyordu.Ailesi muhafazakar bir Müslüman aileydi.Çocuklarının Yahudi bir arkadaşının olduğunu duyunca çok kızacaklarına emindi Mehmet.Bu yüzden ailesine Alice’den hiç bahsetmiyordu.Okulda Mehmet’in varlığıyla daha mutlu olmaya başlamıştı Alice.Artık okula birlikte gidip geliyorlardı.Alice her sabah bir heyecanla uyanıyordu.Mehmet için hazırlanıp heyecanla okula gidiyordu.Okul artsı ona daha güzel görünmeye başlamıştı.Emma da Alice’i böylesine mutlu görünce gururlanıyordu.Kendini daha iyi hissediyordu.
6
Mehmet’in babası Tevfik mali müşavir,annesi Sakine ise başarılı bir mimardı.Çocuklarını dinlerine bağlı,saygılı ve vatansever bir Türk vatandaşı olarak yetiştirdiler.Mehmet’in iki abisi vardı ama kardeşlerinden çok farklıydı.Ailesinin dini konulardan asla taviz vermediği durumlara rağmen Mehmet bunları o kadar önemsemiyordu.Ailesi asla bir gayrimüslimle konuşmaz, hatta görünce bile başlarını çevirirlerdi.Onlara göre bu son derece günah bir durumdu.Tevfik önceki sene hacılığa gitmişti karısıyla.Biraz da bu yüzden dinine daha ha bağımlıydı.Mehmet doğduğundan beri İstanbul’da yaşadı ailesiyle.Aslen Diyarbakırlı bir ailenin çocuğuydu Mehmet.Maddi durumları gayet yerindeydi.Parasal açıdan hiçbir sorunları yoktu.İstanbul’un en güzel semtlerinde daireleri vardı.Mehmet daha çok küçük yaşındandan beri özel hocalardan Kur’an kursu alıyordu.Arapçayı anadili gibi biliyor ve yakınlarının mevlitlerine gidiyordu. Ailesinden aldığı eğitimle oldukça mütevazı bir coçuktu.
Uzun,düz saçlarının altındaki yemyeşil gözleri kendine baktırıyordu.Mehmet hem dış görünüşü itibariyle hem de karakteri açısından çok sağlam ve dört dörtlük bir çocuktu.Alice de Mehmet’in bu yönüne aşık olmuştu.Mehmet’in duyguları da Alice’inkinden farklı sayılmazdı.Mehmet hiç belli etmese de bu konularda biraz çekingen davranıyordu.Alice hem çok seviyor hem de ona bunu hiç belli etmek istemiyordu.Mehmet’in Alice’de etkilendiği şeyse onun çok farklı ve güzel oluşuydu.İnsan hep zor olanı seviyordu.Mehmet için de Alice öyleydi.Alice onu sevdiğini bilmiyordu.Bu aşka platonik gibi bakıyordu.
7
Yıllar geçtikçe biraz daha yaşlandığını hissediyordu Emma.Ali’yle mutluydu evliliği.Hiç kavga etmiyorlardı.Evleneli 5 yıl olmuştu ama ilk günkü gibi birbirlerini seviyorlardı.Emma için Alice halen bir çocuktu.Oysaki Alice çok büyümüştü.Artık liseli bir genç kız olmuştu.Liseyi Beşiktaş kolejinde okudu Alice.Mehmet ise Kadıköy Anadolu lisesini kazanmıştı.Orta okuldan sonra Mehmet’le bir daha hiç karşılaşmadılar.Birbirlerinden adeta kopmuşlardı.Nasıl bu kadar kolayca birbirlerini unuttuklarına şaşırıyordu Alice.İlk zamanlar onu özlüyordu ama görmeye görmeye alışmıştı yokluğuna.Okulda yeni yeni arkadaşları oldukça daha kolay oluyordu unutması.
Bir gün Alice okuldan çıkmış arkadaşlarıyla yürürken uzaktan gelen bir çift gördü.Kız çok güzel görünüyordu.Upuzun sarı saçları güneşte parlıyordu.Yanındaki çocuğu da tanır gibi olmuştu Alice.Çocuk yaklaştıkça tanıdı ki bu Mehmet’ti.Alice çok şaşırmıştı onu bir kızla el ele görünce.Göz yaşlarına hakim olamadı.Ne kadar unutsa da birden o eski günler geldi aklına ve çok üzüldü Alice.Ve o günden sonra Mehmet’i hayatından çıkardı.Çünkü ondan hiç beklemediği bir davranışta bulunmuştu Mehmet.Alice’in yüzüne bile bakmadan yanından geçip gitmişti.Alice çok üzülmüştü başta ama sonra fazla da kafasına takmadı.
Alice kendine yeni bir sayfa açmıştı artık.Yepyeni bir okul,yepyeni arkadaşlar ve yepyeni bir hayat.Mehmet’e karşı hiçbir şey yoktu içinde.Kin,öfke ya da aşk,sevgi…Unutulanlar listesine eklenmişti artık Mehmet.Alice için hiçbir önemi yoktu bundan sonra.Yaşananları yaşanmamış kabul edip,Mehmet’i de yok sayacaktı artık.Başta kabullenmesi çok zor olmuştu ama kendini hep avutmaya çalışıyordu.Zaten birbirimize uygun değildik,ailelerimiz denk değil deyip duruyordu içinden hep.Alice yeni okuldaki hayatına çabuk ısındığından olacak ki okulda günlerin nasıl geçtiğini hiç anlamıyordu.Çok eğlenceli bir arkadaş ortamı vardı.Yani arkadaşlarını da çok seviyordu ayrıca.Eski okulundan birkaç arkadaşı da bu okuldaydı.İlk günlerde onlarla takılıyordu Alice de sonradan yeni insanlarla çevresi daha da genişlemeye başlamıştı.Dersleri de iyi gidiyordu Alice’in.Sınıf ortalamasına göre gayet güzeldi notları.Hocaları iyi bir üniversite garantisi veriyordu,sürekli motive ediyordu Alice’i.
--Sen bizim gururumuzsun Alice,başaracaksın.
8
Ali bu sabah Emma’ya bir sürpriz yapma telaşındaydı.Bu gün Emma’nın doğum günüydü ve birlikte kutlayacakları ilk doğum günüydü.Bunun Ali için anlamı çok büyüktü.Ali çok güzel,büyük ve ihtişamlı bir parti planı yapıyordu.Evleri parti için uygun olduğundan partiyi evde yapmaya karar verdi.Ali Emma’nın çok şaşıracağı ve çok mutlu olacağı bir parti olmasını istiyordu.Bir daha hayatı boyunca unutamayacağı türden bir gün yaşatmak istiyordu ona.Ali uyanmış,yatakta oturmuş bunları düşünürken Emma hala uyuyordu yanında.Ali sürprize sabahtan başlayıp akşama kadar Emma’yı mutlu etme peşindeydi.Aşağı mutfağa inip Emma’ya kahvaltı hazırladı Ali kedi elleriyle.Domatesli omletler,reçeller,ballar bir tek kuş sütü eksikti masada.Sıra Emma’yı uyandırıp aşağı indirmeye gelmişti ki Ali Emma’nın o masum,güzel uykusunu bölmek istemedi.Bir süre orada öylece durup Emma’yı izledi.Onunla evlenmekle ne kadar gurur duyduğunu düşünerek,Emma’ya anlamlı anlamı,güzel bakışlarla baktı.Sonra kıyamadı onu uyandırmaya,aşağı indi.Bir tepsiye kahvaltılıkları omleti,ekmeği,çayı dizip yukarı çıkardı Ali.Emma kapı sesine uyandı ve
--Günaydın hayatım
Emma şaşırmış gibi görünüyordu.İlk defa Ali’nin elinden bir şeyler yiyecekti.
--Ali Bey bunu neye borçluyuz
der demez aklıma geldi ki
--bugün doğum günümdü benim değil mi ?
--Bu yüzden mi bu kadar hazırlık hayatım çok teşekkür ederim
.Ali de
--Dur bakalım daha hazırlıklara başlamadık bile bu daha başlangıç.
Emma’nın yanına gidip oturdu.Birlikte kahvaltı ettiler,boğazın o eşsiz manzarasına bakarak.Hava da çok güzeldi Emma’nın şansına.Deniz adeta parlıyordu parıl parıl.Güneş gülümsüyor,martılar uçuşup,bülbüller şarkı söylüyordu.Bu gün Emma’nın tatil günü olduğu için dışarı çıkmak istediğini söyledi.Ali’ye
--Nasılsa bu gün Pazar,çalışmıyoruz,şöyle bir gezelim İstanbul’u
Ali de
--tamam,kahvaltını bitir,çıkarız,dolaşırız biraz.
ama Ali’nin evde daha yapacak çok şey vardı. O yüzden son anda Emma’yı ekmek zorunda kaldı.
--Hayatım benim bügün evde kalıp işlerimi halletmem lazım,tamamen aklımdan çıkmış kusura bakma,benim evde kalmam lazım.
Emma da üzülmüş gibi suratını asarak evden çıkı,arabaya bindi.Alice’i baleden alıp kızıyla biraz dolaştı.Alışveriş merkezine gittiler birlikte.Alice annesine belli etmeden ona güzel bir doğum günü hediyesi elbise aldı.Akşam vermek için çantasının içine attı.Sonra birlikte çıktılar,arabaya binip biraz boğazda dolaştılar.Ali,Alice’i aradı ve
--evde işim biraz uzun sürecek Alice uzun sürecek,anneni biraz daha oyala
ve kapattı.Emma durumdan işkillenir gibi
--kim aradı,ne oldu
diye art arda sorular sormaya başladı.Alice de
okuldan bir arkadaş notlarımı istedi.
Emma sakinleşmiş gibi oldu.Meraklı görünmemeye çalıştı.Ali evde süslemeler,canlı müzik ve yemeklerle uğraşıyordu.Tüm konukları tek tek arayarak bizzat gelmelerini rica etti.Ali her şey için o kadar özenmişti ki Emma’nın partiye bayılacağına emindi.Neyseki hazırlıkları tamamladı,konukları çağırdı.Sıra asıl davetliyi Emma’yı çağırmaya gelmişti.Alice’e haber verip çaktırmadan bir iki saat sonra eve gelmelerini,hazırlıkların bittiğini söyledi.Alice alışveriş merkezinde Emma’yı biraz daha oyaladıktan sonra annesini alıp eve götürdü.Ev tıklım tıklımdı ve çok coşkulu,heyecanlı insanlar vardı dört bir yanda.Herkes dört gözle Emma’nın gelmesini bekliyordu.Ali ışıkları kapattı.Konuklar yerlerine saklandı ve Emma anahtarıyla kapıyı açtı ve ardından da ışığı.Herkes
--sürprizzz
--iyi ki doğdun,mutlu yıllar
çığlıkları ardı adına koptu.Emma başlangıçta bir sürpriz bekliyordu ama bu kadar insanı,bu kadar kalabalığı ve coşkuyu hiç beklemiyordu.Birden mutluluktan gözleri doldu,ağlamaya başladı.Ali hemen koşup Emma’nın yanına geldi ve sıkı sıkı sarıldı.
—İyi ki doğdun bir tanem,iyi ki varsın.
Emma da
—Sen de iyi ki varsın,çok teşekkür ederim hayatım.
Pastasındaki mumları üflemek için masaya doğru adımlar attı.Bir anda bütün mumları üfleyip kahkaha atmaya başladı.
--Bu gün en mutlu günüm hepinize çok teşekkür ederim.
Herkes birden
--Happy birthday to you
şarkısını söylemeye başladı.Alkışlarda ardından gelmeye başladı.İnsanlar alkışlamaktan yorulup,sessizlik oluğunda Alice Emma’ya sarıldı.
--Anneciğim doğum günün kutlu olsun
hediyesini verdi.Tam da Emma’nın zevkine uygu elbise almıştı Alice annesine .Emma da odasına çıkıp Alice’in aldığı elbiseyi giydi ve misafirlerin yanına indi tekrar.Pastayı keserek içeceklerle beraber servis yaptı misafirlere.Herkese tek tek eliyle tabaklara koyup ellerine verdi.Sonra da Emma’nın arkadaşları hediyesini verdi.Hediyeler yığın yığın kule gibi oldu.Emma uzun zamandır ilk defa kendini bu kadar mutlu hissediyordu.Zaman bir hayli ilerlemişti partide.Gece yarısı olmuştu neredeyse.Misafirler yavaş yavaş kalkmaya başlamıştı.Herkese tekrar tekrar teşekkür edip,uğurladı misafirlerini Emma.Sonra Alice de odasına çıktı.Uykusu gelmişti ve yorgundu da.Bir an için annesini kıskanır gibi oldu Alice.Onun bu kadar mutlu olduğun u görünce gururlandı Ali ile.Sonra Ali ile Emma baş başa kaldılar herkes gidince.Emma Ali’ye çok mutlu olduğunu ve onu çok sevdiğini söyledi.Misafirlerde arta kalanları temizledi Emma .Sonra da hediyelerini odasına götürdü ve Ali’nin yanına gitti ve sonra da tekrar birlikte oturup film izlediler.Sonra da uykuları gelip yattı.
9
Sabah Alice okula gitmek için erken uyandı.Emma bu sabah Alice’i kaldırmayı unutmuştu.Alice de kendisi kahvaltısını hazırlayıp yedi ve servisine bindi.Emma hala uyuyordu.Gece geç yatmışlardı.Ali’yle o yüzden uyuyakaldılar.Emma işe de geç kalmıştı ama patron Ali olduğu için sorun olmamıştı onlar için.Emma uyandığında öğle olmuştu ve Ali’yle dışarı çıkıp kahvaltı yaptılar.Oradan da holdinge gittiler.İşler aynı rutininde gidiyordu.Akşam olunca eve geldiler.Alice doğruca odasına çıkmıştı ve ağlıyordu.Emma eve geldiğinde her yer karanlıktı.Alice’in çoktan eve gelmiş olması gerekirdi ama ortalıkta kimse görünmüyordu.Hemen Alice’in odasına çıktı ve ışığı açtı.Bir anda korkuya kapıldı Emma Alice’i bu halde görünce.Ağlamaktan gözlerinin altı şişmiş,derbeder görünüyordu.Aniden koştu Emma Alice’e sarıldı.
--Ne oldu kızım neyin var?
Alice hıçkırmaktan konuşamıyordu bile.Emma biraz bekledi,konuşacak dermanı yoktu Alice’in ama.Sonra odadan çıktı,
—sakinleş,birazdan konuşuruz Alice
Alice de onaylar gibi başını salladı.Emma gidince Alice eline eskiden çekilmiş bir fotoğraf aldı.Fotoğrafa hem gülümser gibi bakıyordu bir yandan da içi kan ağlıyor gibiydi.Fotoğraftaki Mehmet’ti.Bugün yolda karşılaşmıştı uzun zaman sonra Alice Mehmet’le.Mehmet’in yanında yine aynı kız vardı.Bu sefer Mehmet Alice’in yanına gidip
—merhaba Alice
Alice de uzun zamandır görmediği bir arkadaşını görünce duyulan şaşkınlıkla Mehmet’in gözlerine baktı.O an Mehmet’e tekrar aşık olmuştu.Yüzüne bakmaya kıyamıyordu bile.Mehmet
--Bak, bu kız arkadaşım.
Alice bunu tahmin etmişti ama Mehmet’in ağzından duymak onu kahretmişti.Mehmet’in yüzüne boş boş bakarak hiç kelime etmeden uzaklaştı yanından.Mehmet de Alice’i görünce çok etkilenmişti.Alice’in büyüdüğünü ve çok güzel bir kız olduğunu görünce şaşırmıştı.Alice’e o da aşıktı ama hayatında Nergis vardı.Nergis’le 2 yıldır çıkıyorlardı.Nergis Mehmet’le aynı lisede okuyordu ve onunla aynı kafadandı.Aileleri aynı Mehmet’inki gibi tutucu ve dindardı.Mehmet biraz da bu yönünü seviyordu Nergis’in.Aslında bu tip konulara pek önem vermiyordu ama ailesinin istediği gibi bir kızla evlenmek istiyordu.Kendini ailesine borçlu hissediyordu Mehmet.Borcunu böyle ödeyebileceğini düşünüyordu.Alice Nergis’e göre çok daha güzel ve bakımlıydı.Mehmet Nergis’i sevmiyordu sadece bunu görev gibi hissediyordu kendine.Nergis,Mehmet’i Çok seviyordu ama.Alice’den de haberi yoktu.O gün Alice’e selam vermese tanımayacaktı bile onu.Lise yılları Alice için artık çok zor gelmeye başlamıştı o günden sonra.Okula yolda Mehmet’i görme umuduyla gidiyordu hep ama hayal kırıklığı oluyordu onun için.Bir daha hiç görmedi Mehmet’i.Artık Alice son sınıfta olduğu için dersleri bir hayli yoğundu.Sınava hazırlanıyordu.Emma onu yakınlardaki iyi bir dershaneye yazdırmıştı.Tesadüfen Mehmet de o dershanedeydi.Mehmet’le aynı sınıftalardı.Bu Alice için çok daha zor gelmeye başlamıştı.Her an Mehmet’i ve sevgilisini görüyordu.Nergis Alice’i hiçbir şeyden haberi olmadığı için seviyordu.Onunla konuşmaya çalışıyordu orada hatta.Ama Alice ona çok soğuk davranıyordu.Arada Nergis olmadığı zaman Mehmet’le konuşuyordu.Mehmet her yanına geldiğinde Alice çok değişik duygular içine giriyordu.Kalbi hızlı çarpmaya başlıyor,heyecanlanıyordu.Mehmet de aynı duyguları yaşıyordu.Alice’in yanındayken.İkisi de birbirlerini seviyorlardı ama bunu bilmiyorlardı.Alice bunu söylemeye cesaret edemezdi çünkü Nergis vardı arada.Mehmet de Alice’in kendini sevdiğini bilmediği için bunu söylemeye cesaret edemedi.Alice onu hem unutma çabası içerisinde hem de sınava çalışma telaşındaydı.Dersleri iyi gidiyordu Alice’in.Çok başarılıydı.Mehmet de öyleydi.İkisi de birbirlerine kıyasla çok iyiydiler.Adeta aralarında bir rekabet yaşanıyordu.
10
Sınav günü gelmişti.Alice çok heyecanlıydı ve korkak görünüyordu.Başaramama korkusu onu o sabah yiyip bitirmişti.Bu onun için çok önemliydi.Kendini ilk defa ispat edecekti.Kendi başına başarabileceği bir sınav çıkmıştı önüne.Bunu başaramazsa kendini çok aptal bir durumda hissedecekti.Alice sınav yerine Ali ve Emma’yla birlikte gitti.Emma Alice’e sarılıp ona güvendiğini gösterir gibi gülümsedi ve Alice yukarı,sınıfa çıktı.Sınav yerine oturduğunda kalbi çok hızlı çarpıyordu ve çok heyecanlıydı.Elleri titriyordu.O kadar stres yapmıştı ki soruları okumak ona çok zor geliyordu.Gözü kararıyor,yazıları bulanık görüyordu.Zaman hızla geçiyordu bu arada.Alice hala birinci soruda takılıp kalmıştı.Soruyu tekrar tekrar okuyor ama bir şey anlamıyordu.Kafası çok doluydu çünkü.Bin bir türlü şey düşünüyordu o anda ve zil çaldı.Alice toplam yirmi soru yapıp kağıdı verdi.Çıkışta Emma onu bekliyordu.Emma Alice’in yüzüne bakınca hayal kırıklığına uğradı.Ondan çok şey bekliyordu.Dersleri de çok iyiydi.Ama bu sınavı iyi geçmemişti anlaşılan.Alice o gün çok üzülmüştü.Tüm emekleri boşa gitmişti.O gün heyecanına yenik düşmüştü.Bütün gün ağladı.Emma onu ne kadar teselli etmeye çalışsa da Alice çok üzgündü hala.Dershaneye gitti sonra.Mehmet’i gördü yine.Mehmet de en az Alice kadar üzgündü.Onun da sınavı çok kötü geçmişti.Birbirlerini görünce biraz daha rahatladılar.
Artık koca bir yaz tatili ve öncesinde mezuniyet törenleri vardı ikisinin de.Alice o gün için arkadaşlarıyla alışverişe çıktı.Güzel bir gece elbisesi ve şık bir ayakkabı aldı.Sonra da kuaföre gidip saçlarını yaptırdı.Akşam sınıf arkadaşı Ahmet arabasıyla Alice’i aldı.Gece de Alice’in kavalyesi Ahmet’ti.Birlikte dans ettiler ve Alice’inde sınavdan sonra ilk defa yüzü gülüyordu.Çok mutlu görünüyordu Alice.Parti sabaha kadar sürdü.Sabah da Alice arkadaşı Elif’ler de kaldı o gün.Akşam eve geldi.Emma
--seni çok merak ettim,neredeydin?
--Elif’lerde kaldım.
Alice ve çok yorulmuştu odasına çıkıp uyudu.Alice’in önünde koca bir yaz tatili vardı.Mehmet’i artık daha göremeyecekti.Dershane de bitmişti.Onu çok özleyeceğini düşünüyordu.Yaz tatilinde Ali onları İspanya’ya götürdü.İki hafta orada kaldılar ve Alice de biraz stres attı.Sınav sonuçlarının açıklanacağı günden bir gün önce Türkiye’ye döndüler.Alice çok heyecanlıydı.Bilgisayardan sonuca baktığında inanamadı.Aslında bunu bekliyordu ama çok üzülmüştü yine de.Tercihlerini İstanbul’daki özel üniversitelere yaptı.Ve Bahçeşehir üniversitesini kazandı Alice.Dershaneye gidip haber verdiğinde Mehmet’i gördü.Mehmet’in de aynı üniversiteyi kazandığını duyunca çok sevindi.Mehmet kendini tutamadan Alice’i görünce boynuna sarıldı.
--Aynı okulu kazanmışız.
Alice’in keyfi bu sarılmadan sonra yerine gelmişti.O kadar mutlu olmuştu ki heyecandan o da sarıldı Mehmet’e.
--Çok sevindim.
bir o kadar heyecanla.Mehmet
—dışarı çıkalım mı?
Alice de onaylar gibi başını salladı.Bir cafede gidip oturdular.Eski günleri konuştular ve ikisi de komik anılarına kahkahalarla,katıla katıla güldüler.Alice Nergis’i sordu Mehmet’e.Nasıl başladığını merak ettiğini söyledi.Mehmet
—Nergis’le ayrıldık ama onu hiç sevmedim,benim kalbim bir başkasını seviyor.
Alice de heyecanla
--Kim acaba?
Bu sefer kendisini sevdiğini anlamıştı.
--Biliyorsun zaten kim olduğunu
İkisi de çok rahatlamış ve mutlu görünüyorlardı.Bundan sonra Mehmet Alice’in yanında olacaktı hep.Alice bunu düşündükçe daha da mutlu oluyordu.
Kafeye dost girip kafeden sevgili olarak çıktılar.El ele tutuşup yürüdüler daha sonra da.Sahilde de biraz daha oturup yine eskilerden konuştular.Konuşmaya dalmışken bir hayli geç olmuştu.Etrafta kimseler kalmamıştı.Mehmet Alice’i evine bıraktı ve yanağına bir öpücük kondurdu.Alice de heyecandan konuşamayacak durumdaydı.Hiç bu kadar mutlu olmamıştı daha önce.Elini sallayarak
--hoşça kal
Mehmet’e ve eve girdi.Emma ile Ali uyumuşlardı.Alice de televizyonu açıp karşısında oturdu biraz.Bu gün olanları düşünüyordu ve yaşadıklarına inanamıyordu.Sabah sınav yüzünden çok üzgündü ve dershaneye gitti.Dershanede Mehmet’i görmesiyle hayatı değişti resmen.Neredeyse intihar etmeyi düşünürken birden içine yaşama sevinci doldu..Mehmet’i çok seviyordu,Mehmet de aynı şekilde onu çok seviyordu.Artık okulları da aynıydı ,her an beraberlerdi.Sabah buluşuyorlar akşama kadar birlikte vakit geçiriyorlardı.Alice hayatında hiç olmadığı kadar çok eğleniyor ve mutlu görünüyordu.Mehmet’se uzun zamandır beklediği bir şeyi elde etmiş çocuklar gibi sevinçliydi.Ağzı kulaklarında geziyordu sürekli.Bu mutluluğu ailesinin de dikkatini çekmişti.Annesi bir gün
—bu ne neşe oğlum,hayırdır?
Mehmet bu soruyla anladı ki artık vakti gelmişti.Alice’i ailesiyle tanıştıracaktı.O anda bu soruya cevap vermeden çıktı Mehmet evden.Doğruca iki sokak aşağıdaki Alice’in evine gitti.Alice’i çağırdı ve onu ailesiyle tanıştırmak istediğini söyledi.Alice de o kadar heyecanlanmıştı ki hemen hazırlanıp çıktı dışarı.Kendine bir çeki düzen verdi ve Mehmetlerin evinden içeri girdiler.Mehmet içeri girer girmez annesinin yanına koştu ve --mutluluğumun sebebi işte bu
Alice’i göstererek.Alice’in birden yüzü kızardı,utanır gibi oldu.Alice hemen Mehmet’in annesinin elini öptü.Annesi de şaşkın şaşkın bakarak içeri buyur etti onları.Birlikte oturup çay içtiler.Alice’in heyecandan yine dili tutulmuştu.Konuşamayacak kadar aciz hissediyordu kendini o anda.Annesi de bu arada Alice’i süzüyordu.Mehmetlerin evi oldukça sadeydi.Duvarlarda ayetler asılıydı.Mehmet’in annesi de kapalıydı.Bu Alice’e çok yabancı ve değişik gelmişti.Alice’in giyinme tarzı da Mehmet’in annesine çok değişik gelmişti.Alice oldukça rahat giyinmişti.Tayt ve üzerine de yarı açık bir bluz giymişti.
Mehmet’in annesi pek ısınmamıştı Alice’e.Mehmet’e de çok şaşırmıştı.Böyle bir kız ailelerine uygun değildi,bunu bile bile nasıl olup da evine kadar getirdiğine şaşmıştı doğrusu.Alice ise bu düşüncelerden habersiz masum masum bir köşede oturuyordu.Annesi kin dolu bakışlarını Alice’e fırlatıyordu ama onun ruhu duymuyordu bile.Alice tam konuşacak gibi oldu ki Mehmet duruma müdahale etti ve -----Bu kadar oturmak yeter,biz artık çıkalım
.Alice de ayağı kalkıp Mehmet’in annesine doğru yöneldi ve elini öptü tekrar Tanıştığıma çok memnun oldum teyzeciğim.
kapıdan dışarı çıktı.Annesi hiçbir tepki vermeden Mehmet’e baktı sonra.Bu arada da Alice kapıda Mehmet’i bekliyordu.Annesi çok kızmış olacak ki
--Seninle sonra görüşeceğiz
--Burada bitmedi bu iş.
Mehmet çok kaygılanmıştı annesinin bu sözlerine.Çok üzülmüştü de.Hayatında ilk defa bu kadar mutluydu.Alice’i her şeyden çok seviyordu.Ailesini de öyle.Özellikle annesinin kararları onun için çok önemliydi.Annesinin Alice’e karşı bu yaklaşımına çok içerlemişti.Mehmet annesinden ayrılıp Alice’in yanına gitti ve birlikte dışarı çıktılar.Annesi onları karıya kadar bile uğurlamadı.Alice durumu fark etmiş olacak ki yüzünü asmaya başladı.Mehmet de üzülme der gibi Alice’in yanağını okşadı.
—Biz birbirimizi seversek,önümüzde hiçbir engel tanımayız,yeter ki beni sev Alice çok sev!
Mehmet acı dolu bakışlarıyla.Alice’in morali biraz daha yerine geldi.Hafif bir tebessüm belirdi yüzünde.
Sahilde yürüdüler birlikte.Bol bol düşünecek vakitleri vardı önlerinde.İkisi de daha on sekiz yaşındalardı.Hayata yeni yeni adım atıyorlardı.Evlenmek şimdilik onlara çok uzak görünüyordu.Hem fikren hem de ruhen.Daha birbirlerini tam olarak tanımıyorlardı bile.Alice Mehmet’i o kadar çok sevmesine rağmen hala bazı şeyleri tam olarak bilmiyordu.Mehmet ne sever,hangi takımı tutar,hangi sporla uğraşır,hobileri ne…Hiç biri hakkında bilgisi yoktu.Birbirlerini uzun zamandır tanımanın verdiği cesaretle götürmüştü Mehmet de evine zaten.Yoksa ilişkileri daha çok yeniydi.
Mehmet hukuk bölümünü kazanmıştı,Alice ise moda tasarım okuyordu.Bazen ders saatleri aynı olmasa da beraber okula gidiyor,birlikte takılıyorlardı sürekli.Mehmet ağzı iyi laf yapan,çok konuşan ve hakkını çok iyi savunan,tuttuğunu koparan bir gençti.Bölümü sanki onun için açılmıştı,tam ona göreydi.Ama Alice yüzünden bazı dersleri ekmek zorunda kalıyordu.Alice’in dersi olmayınca o da kendi dersine girmiyor,Alice’le vakit geçiriyordu.Mehmet’in sınıfındaki kızlar ona hayranlıkla bakıyorlardı.Mehmet’in bu kadar yakışıklı ve zeki olması kızları büyülemişti.Bir yandan da Alice’e gıcık oluyorlardı.Onu Mehmet’in yanında görmeye tahammül edemeyenler bile vardı.Alice hiçbir şeye kafasını takmıyordu.Kimseye art niyetle yaklaşmıyor,olumsuz olayları görmezden geliyordu.Mehmet de Alice’in en çok bu yönünü seviyordu.Çok saf,temiz,içinde bir tek kötü niyet bulundurmayan bir kızdı.