Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Türkiye'den erişim engeli nedeniyle yeni adresimiz: turkcetoplulugu.weebly.com

Nar Ağacı
Nazan Bekiroğlu
(%25 İndirimle)
Beyaz Türkler K.
Alev Alatlı
(%25 İndirimle)
turkcetoplulugu.weebly.com Topluluğumuzun yeni adresi
Kendini Açma
B. Çetinkaya

    Osmanlıca Türkçe Uydurmaca (Objektif 1)

    avatar
    0901060006


    Mesaj Sayısı : 7
    Kayıt tarihi : 17/10/09
    Yaş : 32
    Nerden : bursa

    Osmanlıca Türkçe Uydurmaca (Objektif 1) Empty Osmanlıca Türkçe Uydurmaca (Objektif 1)

    Mesaj  0901060006 C.tesi Haz. 19, 2010 4:46 pm

    Kitabın adı: Osmanlıca Türkçe Uydurmaca (Objektif 1)
    Yazarın adı: Peyami SAFA
    Yayın yeri ve yayıncı: İstanbul - ötüken neşriyat
    Yayımlanma tarihi: 1999
    Sayfa sayısı:285
    Baskı sayısı: 4. Baskı
    Fiyatı: 14 TL
    ISBN: 975-437-028-1


    Yazarın dil konusunda ne kadar ceht sarf ettiğini ‘Kalemi elime aldığım günden beri Türkçenin müdafaası için yazdığım satırları birbirine eklesem İstanbul- Ankara şimendifer hattından daha uzun olur.’ Sözü özetlemektedir. Yazarın mezkûr bahislerinde geçtiği gibi Goethe’nin ‘Düşüncemi en iyi ifade eden kelime yabancıda olsa onu Almanca sayar kullanırım.’ Sözü ise yazarın bu dil davasını en iyi şekilde ifade etmektedir.

    Kitap yazarın 1937 yılından 1961 yılına kadar muhtelif gazetelerde yayımlanmış dil üzerine yazılan fıkralardan oluşmaktadır. Yazarımız 1932 yılından itibaren başlayan ve günümüzde ve uzun yıllar devam etmiş olan ve etkilerini hala yaşadığımız Türkçenin sadeleştirilmesi meselesine dair bu işin başlangıcından itibaren yapılan yanlışlıkları , eksikleri, kusurları dile getirmiş nadirde olsa bazı konuları tebrik etmiştir. Yazarımız dilin sadeleştirilmesi görevinin dil bilimcilere verilmesinin başta yarar sağlayacağını düşünmüş, fakat daha sonradan bu işin dil bilimcileri ve edebiyatçıların ortaklaşa yürütmesi gerektiğini defalarca zikrettiği halde, yazarımızın bu anlamlı tespiti çok geç anlaşılmıştır. Bu süreç içerisinde dili sadeleştirmek için, kullandığımız kelimeler sadece o kelimenin çıkış milliyetine bakılıp atılmaya çalışılmış bu sebepten dolayı dilimiz farkına varılmadan beklide kasıtlı olarak çok fakirleştirilmiştir. Günümüz itibariyle en milliyetçi Avrupalıların dahi kendi dillerindeki % 70 e varan yabancı kökenli kelimeler bulunmaktadır. Avrupalı medeniyetler bu kelimeleri kendi dillerinden atmaya çalışmamış bilakis benimseyerek ve bu kelimelere milli duygularını ekleyerek kullanmışlardır. Zaten bir dil içine aldığı yabancı bir kelimeye kendi milli değerlerini zamanla yüklemektedir ve o dile ait olmaktadır. Bizde yapılan dil devriminde ise, çıkarılması gereken yabancı kelimelerin ve uluslar arası birliğe varmak için alınması gerekenlerin dışında, fazlasıyla Türkçeleşmiş olan Milli kelimelerimiz atılmaya çalışılmış, bu kelimelerin uydurmaca karşılığı bulunamadığı takdirde bazen aşırıya gidilerek ortaya çıkan bu boşluğu Avrupa dilleriyle tamamlamaya çalışmışlardır. Bu kelimelerin uydurmacası türetilse dahi anlamlarını ne kadar karşılayabilir ve yaşatabilirler? Yazarımız dilimizin bu buhranlı zamanlarında var gücüyle dilimizi müdafaaya ve muhafazaya çalışmıştır.
    Ezcümle Cumhuriyetin ilanından sonra gelen gençliğin tarihinden ne kadar kopmuş olduğunu ve milli değerlerinden ve ecdadından ne denli uzaklaştığını hatırlamaya çalışırsak ve günümüze baktığımızda kendimizi ecdadımızla intisap edemiyorsak yazarımızın bu davada fazlasıyla haklı olduğunu anlarız, keşke zamanında yazarımız gibi düşünen daha çok aydınlarımız olsaydı deriz.

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 4:40 am