Anasayfa
Kitabın Adı:Ben ve İçimdeki Ben(Yansılar'dan Kalanlar 5)
Yazarın Adı:Cengiz DAĞCI
Yayın Yeri ve Yayıncı:İstanbul-Ötüken
Yayımlanma Tarihi:1994
Kaçıncı Baskı Olduğu:1.Basım
Sayfa Sayısı:106
Fiyatı:8 TL
ISBN:975-437-143-1
CENGİZ DAĞCI
Kırımlı yazar.Kırım'ın Yalta şehrinin Kızıltaş köyünde doğdu.Çocukluğu kıtlık, yoksulluk, deprem gibi tabii afetler yanında Rus emperyalizminin zulmü ve bütük baskılar altında geçti.Kırım Pedagoji Enstitüsü ikinci sınıfında iken İkinci Dünya Savaşı çıktı.1940 yılında Sovyet ordusunda subay olarak İkinci Dünya Savaşı'na katıldı.1941'de Ukrayna cephesinde Almanlara tank teğmeni rütbesi ile esir düştü.Almanların yenilmesi üzerine esir kampından kurtularak müttefik devletler safına sığındı.1946'da Londra'ya yerleşti.
Eserlerinde Kırım Türklerinin Rusların zulmü altındaki hayatını anlatır.Türk edebiyatının en güçlü yazarlarındandır.Hüzünlü bir üslubu vardır.Romanlarında Kırım Türklerinin 1928'den sonra Sovyet komünist emperyalizminin boyunduruğu altında çektiği acıları dile getirir, bir yurdun gasp edilişni anlatır.
Eserleri Varlık yayınları ve son yıllarda da Ötüken Neşriyat tarafından yayımlanmıştır.
YANSILAR 1,2,3,4,5
Cengiz Dağcı'nın hayatından, günlük tehassüs ve notlarından, Kırım'a, geçmişe olan hasretlerinden meydana gelmiş orijinal bir eser.Yansılar 1, Yansılar 2, Yansılar 3, Yansılar 4, Yansılar 5 olmak üzere eser beş ciltten oluşmuştur.
Ben ve İçimdeki Ben(Yansılar'dan Kalanlar) Yansılar 1-2-3-4 diye devam eden eserlerin sonuncusudur.
Yazarın eseri yazış amacı yansılar defterini kapattığında kendisini yalnız hissetmesi ve yazmadığında "ben"in onu terk ettiğini düşünmesidir.Ülkesine duyduğu özlemi dile getirmek istemesi de yazarın eseri kaleme almasının nedenlerinden sayılabilir.
Eser 106 sayfa ve 35 bölümden oluşmaktadır.Bölümlerde konular kısa kısa anlatılmıştır.
Yazar kitabında hatıralara yer vermiştir.Bunu annesine ve "ben"e seslenerek anlatmıştır.Ayrıca kitapta günlük hayattaki konuşmalara da yer vermiştir.eşi Regina ile sohbetleri de yazarın bölümlerde ele aldığı ayrı bir konudur.Yazar dışarı da gözlemledikleri olayları da okuyucuyla paylaşmıştır.Baharın gelişini simgeleyen çiçeklerin açışını penceresinden takip edişi gibi...
Yazarın genel olarak hüzünlü bir üslubu vardır.Yazar hiç Türkiye'ye gelmemiş olmasına rağmen kitabı okurken hiç zorlanmadım.Cengiz Dağcı eserinde Türkiye Türkçesini kullanmıştır.Bazı bölümlerde benzetmelere de yer vermiştir.Kitabın yaprakları saman kağıdındandır.Bazı insanlar sevmez ama ben saman kağıdını sevdiğim için bunu sorun yapmadım.
Yazar geçmişine özlem duyuyor ve gerçekten de korkuları var.Bu korkular yansılar defterine bir şeyler karalamayınca daha çok ortaya çıkıyor.Yani yazar yansılar serisine bayağı bağlanmıştır.Bu eseri çeşitli yerlerinde serinin önceki kitaplarını ve notlarını okuduğunu belirtiyor ve önceki eserlerden birkaç cümle alıntı yapıyor.
Anlatıcı esas olarak yazar,fakat anlatıcının değiştiği bölümler var.Mesela,yazarın doğumunu anlatan bölümde anlatıcı içimdeki ben.
Kitapta en çok hoşuma giden bölüm 17.bölüm.Yazar bu bölümde yine rüyasında bir tünele giriyor ve Gurzuf'a gidiyor.Yazar tünelin sonunda akşam karanlığına benzettiği bir siyahlık gürüp,Gurzuf'ta akşam olduğunu sanıyor.Fakat tünelden çıktığında akşam olmadığını,aslında bulutların karardığını,Gurzuf'un karardığını,denizin,doğanın nasılda kirletildiğini fark ediyor.Gurzuf'un geçmişteki bahçe ve bağlarıyla şimdiki halini karşılaştırıyor.
Yazarın Adı:Cengiz DAĞCI
Yayın Yeri ve Yayıncı:İstanbul-Ötüken
Yayımlanma Tarihi:1994
Kaçıncı Baskı Olduğu:1.Basım
Sayfa Sayısı:106
Fiyatı:8 TL
ISBN:975-437-143-1
CENGİZ DAĞCI
Kırımlı yazar.Kırım'ın Yalta şehrinin Kızıltaş köyünde doğdu.Çocukluğu kıtlık, yoksulluk, deprem gibi tabii afetler yanında Rus emperyalizminin zulmü ve bütük baskılar altında geçti.Kırım Pedagoji Enstitüsü ikinci sınıfında iken İkinci Dünya Savaşı çıktı.1940 yılında Sovyet ordusunda subay olarak İkinci Dünya Savaşı'na katıldı.1941'de Ukrayna cephesinde Almanlara tank teğmeni rütbesi ile esir düştü.Almanların yenilmesi üzerine esir kampından kurtularak müttefik devletler safına sığındı.1946'da Londra'ya yerleşti.
Eserlerinde Kırım Türklerinin Rusların zulmü altındaki hayatını anlatır.Türk edebiyatının en güçlü yazarlarındandır.Hüzünlü bir üslubu vardır.Romanlarında Kırım Türklerinin 1928'den sonra Sovyet komünist emperyalizminin boyunduruğu altında çektiği acıları dile getirir, bir yurdun gasp edilişni anlatır.
Eserleri Varlık yayınları ve son yıllarda da Ötüken Neşriyat tarafından yayımlanmıştır.
YANSILAR 1,2,3,4,5
Cengiz Dağcı'nın hayatından, günlük tehassüs ve notlarından, Kırım'a, geçmişe olan hasretlerinden meydana gelmiş orijinal bir eser.Yansılar 1, Yansılar 2, Yansılar 3, Yansılar 4, Yansılar 5 olmak üzere eser beş ciltten oluşmuştur.
Ben ve İçimdeki Ben(Yansılar'dan Kalanlar) Yansılar 1-2-3-4 diye devam eden eserlerin sonuncusudur.
Yazarın eseri yazış amacı yansılar defterini kapattığında kendisini yalnız hissetmesi ve yazmadığında "ben"in onu terk ettiğini düşünmesidir.Ülkesine duyduğu özlemi dile getirmek istemesi de yazarın eseri kaleme almasının nedenlerinden sayılabilir.
Eser 106 sayfa ve 35 bölümden oluşmaktadır.Bölümlerde konular kısa kısa anlatılmıştır.
Yazar kitabında hatıralara yer vermiştir.Bunu annesine ve "ben"e seslenerek anlatmıştır.Ayrıca kitapta günlük hayattaki konuşmalara da yer vermiştir.eşi Regina ile sohbetleri de yazarın bölümlerde ele aldığı ayrı bir konudur.Yazar dışarı da gözlemledikleri olayları da okuyucuyla paylaşmıştır.Baharın gelişini simgeleyen çiçeklerin açışını penceresinden takip edişi gibi...
Yazarın genel olarak hüzünlü bir üslubu vardır.Yazar hiç Türkiye'ye gelmemiş olmasına rağmen kitabı okurken hiç zorlanmadım.Cengiz Dağcı eserinde Türkiye Türkçesini kullanmıştır.Bazı bölümlerde benzetmelere de yer vermiştir.Kitabın yaprakları saman kağıdındandır.Bazı insanlar sevmez ama ben saman kağıdını sevdiğim için bunu sorun yapmadım.
Yazar geçmişine özlem duyuyor ve gerçekten de korkuları var.Bu korkular yansılar defterine bir şeyler karalamayınca daha çok ortaya çıkıyor.Yani yazar yansılar serisine bayağı bağlanmıştır.Bu eseri çeşitli yerlerinde serinin önceki kitaplarını ve notlarını okuduğunu belirtiyor ve önceki eserlerden birkaç cümle alıntı yapıyor.
Anlatıcı esas olarak yazar,fakat anlatıcının değiştiği bölümler var.Mesela,yazarın doğumunu anlatan bölümde anlatıcı içimdeki ben.
Kitapta en çok hoşuma giden bölüm 17.bölüm.Yazar bu bölümde yine rüyasında bir tünele giriyor ve Gurzuf'a gidiyor.Yazar tünelin sonunda akşam karanlığına benzettiği bir siyahlık gürüp,Gurzuf'ta akşam olduğunu sanıyor.Fakat tünelden çıktığında akşam olmadığını,aslında bulutların karardığını,Gurzuf'un karardığını,denizin,doğanın nasılda kirletildiğini fark ediyor.Gurzuf'un geçmişteki bahçe ve bağlarıyla şimdiki halini karşılaştırıyor.
