Anasayfa
Kitabın Adı:Ben ve İçimdeki Ben(yansılar'dan kalanlar)5
Yazarın adı:Cengiz DAĞCI
Yayın Yeri ve Tarihi:istiklal cad.Ankara han 99\3 80060 beyoğlu istanbul ÖTÜKEN
Yayımlanma tarihi:1994
Kaçıncı baskı:1.basım
Sayfa sayısı:106
Fiyatı:8TL
ISBN:975\437\143\1
Yazar 2.dünya savaşında esir düştükten doılayı memleketine hiç gidememiştir.Memleket özleminden dolayı bu kitabı yazmıştır.Hedef kitlesi tüm insanlıktır.Onun Türkiye'de yayınlanan eserleri sayesinde Türkiye de bir çok insan Kırımı ve Kırım Tatarlarının yaşantılarını öğrenmişir.Hedef kitlesi tüm insanlıktır ve hedefine başarı ile ulaşmıştır.
Kitabımızın indeks bölümü yoktur.Kitap bölümlere ayrılmıştır.Fakat başlıklar halinde değil de numara şeklinde.N umaralandırmayı konulara göre yapmıştır.Yani bir konudan farklı konuya gçişte numaralandırma yapmıştır.Kitabı yazar kendi ağzından(1.kişi olarak)yazmıştır.ÇÜNKÜ ANI YAZISI OLDUĞU İÇİN KENDİ DUYGU VE DÜŞÜNCELERİNİ KENDİSİ YAZMIŞTIR.Belli bir fikir akımı bu kitapta yoktur.görüşlerini tam olarak yansıtmıştır.Bir konudan başka bir konuya geçiş olduğu için akıcılığı biraz zayıflamıştır.
Dili sade ve anlaşılırdır.Hiçbir taplo,çizelge,grafik...yoktur.Düz anlatımı vardır.
Kitabın bu alana en önemli katkısı bize kendi memleketine duyduğu özlemi.insanın ançak memleketinden ayrılınca değerini anlayabileceği o zaman kıymetinin bilineceğini anlamış oluyoruz.Elindekinin kıymeti ançak gidince anlaşılır.Yazarın memleketine olan özlemini okurken çok rahatlıkla anlayabiliyoruz.
Kitabın ana fikri memleketine olan özlemidir.Yazar Türkiye'de yayınladığı eserler sayesinde Türklere Kırgız Türklerini tanıtmıştır.Amacına ulaşmıştır.İnsanın elindekenin değerini kaybedince anlaması sizce de öyle değil mi?sizin buna benzer bir manınız yada birinin size anlattığı böyle bir olay var mı?
Yazarımız yansılar serisinin son eseri olan yansılar'dan kalanlar 5'i yazıyor.Eseri bir türlü tamamlayamamaktadır.Sürekli düşüncelere dalar.Hep Gurzuf'u denizini, dağlarını,insanlarını hayal eder.Onu bu hayalden bazan hanımi Regina bazen de içindeki ses uyandırır.bazende içindeki ben onu hayallere götürür.İçindeki sesle bazan anlaşıyor çoğu zaman ters düşüyorlar ama yine de içinde ki ses olmadan huzurlu olamıyor.İçindeki ben ona çocukluğunu hatta doğunu anlatıyor.Annesini falan.Bir bölümde annasine 'şu gemide kaç kişi var anne 'diye sormuş annesi 100 kişi cevabını nverince çok şaşırır.O kadar küçük gemiye yüz kişi nasıl sığar diye düşünür.İler ki zamanda(6-7 yaşlarında) sevgilisine sorar, sevgilisi ise bin kişi var sözüne 'çildırtın sen oraya bin kişi nasıl sığar diye tepki verdin.O sana senin gözlerin küçük ondan sana öyle geliyor dedi.
Yine içindeki benle konuşurken ben ona boş yere yaşıyorsun demiş hayatının anlamı yok.Sadece hayatın yansılar ve su sözü ekledi:Herşeyin sonu var;günün son saati,yolun son noktası,yaşamın son aşaması...Nevar ki asıl son gelince sonu bekleyen göremez.Bu söz çok hoşuma gitti.
hanımı ona "her zaman başını öne eğip hayallere dalıyorsun.Ayasklarının ucuna Gurzuf'un denizini öreyim de her başını eğdiğinde onu orayıo hatırla."demişti
Sonuc olarak yazar özlemini dile getirmek için bu eseri yazmıştır VE YANSILARIN SON ESERİ OLAN BU ESERİ YAZMIŞTIR.Bizim tezimiz kitabın eleştirisini yapmaktır.
Yazar açıklamak istediğini güzel bir şekilde dile getirmiştir.Kitabı okuyan herkes bu özlemi rahatlıkla anlar.Yazar gayet nitelişkli bir eser yazmıştır.Amacına tam olarak ulaşmıştır.Hayallerinde Gurzuf'u anlatması boş zamanlarında hep memleketini hatırlaması onun bu özlemini anlamamızı kolaylaştırır.Sadece yazıda hayallere dalması konuda kopukluk yaratıyor.Başka şeyleri iyi yazmış ve anlatmış.OKUNMASINI TAVSİYE EDERİM.Memleket özlemi olanlar okusun
Cengiz Dağcı, (D. 9 Mart 1920 Gurzuf) Kırım Tatar roman yazarıdır. Pek bilinmemesine rağmen Kırım Tatarca şiirleri de vardır. Gurzuf'ta doğdu. Çocukluğu Kızıltaş (şimdiki adıyla Krasnokamenka) köyünde geçti. Cengiz Dağcı Türkiye'ye hiç gelmediği halde kitaplarını Türkiye Türkçesi ile yazmış, kitaplarının ilk redaksiyonunu da şair Ziya Osman Saba yapmıştır. Türkiye'de yayınlanan eserleri sayesinde Türkiye'de birçok insan Kırım ’ı ve Kırım Tatarları 'nın yaşantılarını öğrenmiş oldu. İlk ve orta öğrenimini köyünde ve Akmescit `te yaptı. 1938'de ortaokulu bitirdi . Kırım Pedagoji Enstitüsü ikinci sınıfında iken II. Dünya Savaşı çıktı. 1941`de Ukrayna cephesinde Almanlara esir düştü. Almanların yenilmesi üzerine esir kampından kurtularak müttefik devletler safına sığındı. 1946 Ekiminde eşi ve kızıyla birlikte önce Edinburgh'a geldi. 1947 yılı başında Londra'ya geçti. 1953'te Fulham Road'da bir lokanta açtı. 1974 yılında Londra'da Wimbledon yakınlarındaki Southfields'e yerleşti. Cengiz Dağcı, vatanından ayrıldığından bu yana hiç Kırım'a gitmedi. Eserlerinde Kırım Türklerinin Rusların zulmü altındaki hayatını anlatır. Hüzünlü bir üslûbu vardır. Hakkında İbrahim Şahin tarafından bir doktora çalışması yapılmıştır (Cengiz Dağcı'nın Hayatı ve Eserleri, Kültür Bakanlığı Yay.,1998). İsa Kocakaplan, Cengiz Dağcı hakkında 3 kitap yayınlamıştır: 1.Cengiz Dağcı'nın Dört Romanı (1992, 1998 MEB Yayınları), 2.Kırım'dan Londra'ya Cengiz Dağcı (1998 Damla Yayınları-Bu eserin ikinci bölümünü Cengiz Dağcı'nın Dört Romanı oluşturmaktadır.), 3.Kırım'ın Ebedî Sesi Cengiz Dağcı ( 2010, Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları)Romanları
Korkunç Yıllar (1956)
Yurdunu Kaybeden Adam (1957)
Onlar da İnsandı (1958)
Ölüm ve Korku Günleri (1962)
O Topraklar Bizimdi (1966)
Dönüş (1968)
Genç Temuçin (1969)
Badem Dalına Asılı Bebekler (1970)
Üşüyen Sokak (1972)
Anneme Mektuplar (1988)
Benim Gibi Biri (1988)
Yoldaşlar (1991)
Biz Beraber Geçtik Bu Yolu (1996)
Bay Markus Burton`un Köpeği (1998)
Bay John Marple`ın Son Yolculuğu (1998)
Oy Markus Oy (2000)
Rüyalarda Ana ve Küçük Alimcan (Bir Kırım Öyküsü) (2001)
Hatıraları
Yansılar 1 (1988)
Yansılar 2 (1990)
Yansılar 3 (1991)
Yansılar 4 (1993)
Ben ve İçimdeki Ben (Yansılardan Kalan 5) (1994)
Hatıralarda Cengiz Da¤cı (1998)
Regina (2000)
Yazarın adı:Cengiz DAĞCI
Yayın Yeri ve Tarihi:istiklal cad.Ankara han 99\3 80060 beyoğlu istanbul ÖTÜKEN
Yayımlanma tarihi:1994
Kaçıncı baskı:1.basım
Sayfa sayısı:106
Fiyatı:8TL
ISBN:975\437\143\1
Yazar 2.dünya savaşında esir düştükten doılayı memleketine hiç gidememiştir.Memleket özleminden dolayı bu kitabı yazmıştır.Hedef kitlesi tüm insanlıktır.Onun Türkiye'de yayınlanan eserleri sayesinde Türkiye de bir çok insan Kırımı ve Kırım Tatarlarının yaşantılarını öğrenmişir.Hedef kitlesi tüm insanlıktır ve hedefine başarı ile ulaşmıştır.
Kitabımızın indeks bölümü yoktur.Kitap bölümlere ayrılmıştır.Fakat başlıklar halinde değil de numara şeklinde.N umaralandırmayı konulara göre yapmıştır.Yani bir konudan farklı konuya gçişte numaralandırma yapmıştır.Kitabı yazar kendi ağzından(1.kişi olarak)yazmıştır.ÇÜNKÜ ANI YAZISI OLDUĞU İÇİN KENDİ DUYGU VE DÜŞÜNCELERİNİ KENDİSİ YAZMIŞTIR.Belli bir fikir akımı bu kitapta yoktur.görüşlerini tam olarak yansıtmıştır.Bir konudan başka bir konuya geçiş olduğu için akıcılığı biraz zayıflamıştır.
Dili sade ve anlaşılırdır.Hiçbir taplo,çizelge,grafik...yoktur.Düz anlatımı vardır.
Kitabın bu alana en önemli katkısı bize kendi memleketine duyduğu özlemi.insanın ançak memleketinden ayrılınca değerini anlayabileceği o zaman kıymetinin bilineceğini anlamış oluyoruz.Elindekinin kıymeti ançak gidince anlaşılır.Yazarın memleketine olan özlemini okurken çok rahatlıkla anlayabiliyoruz.
Kitabın ana fikri memleketine olan özlemidir.Yazar Türkiye'de yayınladığı eserler sayesinde Türklere Kırgız Türklerini tanıtmıştır.Amacına ulaşmıştır.İnsanın elindekenin değerini kaybedince anlaması sizce de öyle değil mi?sizin buna benzer bir manınız yada birinin size anlattığı böyle bir olay var mı?
Yazarımız yansılar serisinin son eseri olan yansılar'dan kalanlar 5'i yazıyor.Eseri bir türlü tamamlayamamaktadır.Sürekli düşüncelere dalar.Hep Gurzuf'u denizini, dağlarını,insanlarını hayal eder.Onu bu hayalden bazan hanımi Regina bazen de içindeki ses uyandırır.bazende içindeki ben onu hayallere götürür.İçindeki sesle bazan anlaşıyor çoğu zaman ters düşüyorlar ama yine de içinde ki ses olmadan huzurlu olamıyor.İçindeki ben ona çocukluğunu hatta doğunu anlatıyor.Annesini falan.Bir bölümde annasine 'şu gemide kaç kişi var anne 'diye sormuş annesi 100 kişi cevabını nverince çok şaşırır.O kadar küçük gemiye yüz kişi nasıl sığar diye düşünür.İler ki zamanda(6-7 yaşlarında) sevgilisine sorar, sevgilisi ise bin kişi var sözüne 'çildırtın sen oraya bin kişi nasıl sığar diye tepki verdin.O sana senin gözlerin küçük ondan sana öyle geliyor dedi.
Yine içindeki benle konuşurken ben ona boş yere yaşıyorsun demiş hayatının anlamı yok.Sadece hayatın yansılar ve su sözü ekledi:Herşeyin sonu var;günün son saati,yolun son noktası,yaşamın son aşaması...Nevar ki asıl son gelince sonu bekleyen göremez.Bu söz çok hoşuma gitti.
hanımı ona "her zaman başını öne eğip hayallere dalıyorsun.Ayasklarının ucuna Gurzuf'un denizini öreyim de her başını eğdiğinde onu orayıo hatırla."demişti
Sonuc olarak yazar özlemini dile getirmek için bu eseri yazmıştır VE YANSILARIN SON ESERİ OLAN BU ESERİ YAZMIŞTIR.Bizim tezimiz kitabın eleştirisini yapmaktır.
Yazar açıklamak istediğini güzel bir şekilde dile getirmiştir.Kitabı okuyan herkes bu özlemi rahatlıkla anlar.Yazar gayet nitelişkli bir eser yazmıştır.Amacına tam olarak ulaşmıştır.Hayallerinde Gurzuf'u anlatması boş zamanlarında hep memleketini hatırlaması onun bu özlemini anlamamızı kolaylaştırır.Sadece yazıda hayallere dalması konuda kopukluk yaratıyor.Başka şeyleri iyi yazmış ve anlatmış.OKUNMASINI TAVSİYE EDERİM.Memleket özlemi olanlar okusun
Cengiz Dağcı, (D. 9 Mart 1920 Gurzuf) Kırım Tatar roman yazarıdır. Pek bilinmemesine rağmen Kırım Tatarca şiirleri de vardır. Gurzuf'ta doğdu. Çocukluğu Kızıltaş (şimdiki adıyla Krasnokamenka) köyünde geçti. Cengiz Dağcı Türkiye'ye hiç gelmediği halde kitaplarını Türkiye Türkçesi ile yazmış, kitaplarının ilk redaksiyonunu da şair Ziya Osman Saba yapmıştır. Türkiye'de yayınlanan eserleri sayesinde Türkiye'de birçok insan Kırım ’ı ve Kırım Tatarları 'nın yaşantılarını öğrenmiş oldu. İlk ve orta öğrenimini köyünde ve Akmescit `te yaptı. 1938'de ortaokulu bitirdi . Kırım Pedagoji Enstitüsü ikinci sınıfında iken II. Dünya Savaşı çıktı. 1941`de Ukrayna cephesinde Almanlara esir düştü. Almanların yenilmesi üzerine esir kampından kurtularak müttefik devletler safına sığındı. 1946 Ekiminde eşi ve kızıyla birlikte önce Edinburgh'a geldi. 1947 yılı başında Londra'ya geçti. 1953'te Fulham Road'da bir lokanta açtı. 1974 yılında Londra'da Wimbledon yakınlarındaki Southfields'e yerleşti. Cengiz Dağcı, vatanından ayrıldığından bu yana hiç Kırım'a gitmedi. Eserlerinde Kırım Türklerinin Rusların zulmü altındaki hayatını anlatır. Hüzünlü bir üslûbu vardır. Hakkında İbrahim Şahin tarafından bir doktora çalışması yapılmıştır (Cengiz Dağcı'nın Hayatı ve Eserleri, Kültür Bakanlığı Yay.,1998). İsa Kocakaplan, Cengiz Dağcı hakkında 3 kitap yayınlamıştır: 1.Cengiz Dağcı'nın Dört Romanı (1992, 1998 MEB Yayınları), 2.Kırım'dan Londra'ya Cengiz Dağcı (1998 Damla Yayınları-Bu eserin ikinci bölümünü Cengiz Dağcı'nın Dört Romanı oluşturmaktadır.), 3.Kırım'ın Ebedî Sesi Cengiz Dağcı ( 2010, Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları)Romanları
Korkunç Yıllar (1956)
Yurdunu Kaybeden Adam (1957)
Onlar da İnsandı (1958)
Ölüm ve Korku Günleri (1962)
O Topraklar Bizimdi (1966)
Dönüş (1968)
Genç Temuçin (1969)
Badem Dalına Asılı Bebekler (1970)
Üşüyen Sokak (1972)
Anneme Mektuplar (1988)
Benim Gibi Biri (1988)
Yoldaşlar (1991)
Biz Beraber Geçtik Bu Yolu (1996)
Bay Markus Burton`un Köpeği (1998)
Bay John Marple`ın Son Yolculuğu (1998)
Oy Markus Oy (2000)
Rüyalarda Ana ve Küçük Alimcan (Bir Kırım Öyküsü) (2001)
Hatıraları
Yansılar 1 (1988)
Yansılar 2 (1990)
Yansılar 3 (1991)
Yansılar 4 (1993)
Ben ve İçimdeki Ben (Yansılardan Kalan 5) (1994)
Hatıralarda Cengiz Da¤cı (1998)
Regina (2000)
