Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Türkiye'den erişim engeli nedeniyle yeni adresimiz: turkcetoplulugu.weebly.com

Nar Ağacı
Nazan Bekiroğlu
(%25 İndirimle)
Beyaz Türkler K.
Alev Alatlı
(%25 İndirimle)
turkcetoplulugu.weebly.com Topluluğumuzun yeni adresi
Kendini Açma
B. Çetinkaya

    Ali ÇOLAK-Bir Bahçe Düşü-Şule UZUNDERE

    avatar
    0901110045


    Mesaj Sayısı : 11
    Kayıt tarihi : 13/10/09
    Yaş : 32
    Nerden : Giresun

    Ali ÇOLAK-Bir Bahçe Düşü-Şule UZUNDERE Empty Ali ÇOLAK-Bir Bahçe Düşü-Şule UZUNDERE

    Mesaj  0901110045 C.tesi Haz. 19, 2010 4:22 pm

    Kitabın Adı:Bir Bahçe Düşü
    Yazarın Adı:Ali Çolak
    Yayın Yeri ve Yayıncı:İstanbul-Ötüken
    Yayımlanma Tarihi:2007
    Kaçıncı Baskı Olduğu:2. Basım
    Sayfa Sayısı:176
    Fiyatı:9 TL
    ISBN:978-975-437-502-2

    ALİ ÇOLAK: 1965’de Nazilli’de doğdu. Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi’nde başladığı yüksek öğrenimini, Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde tamamladı (1988). Dergilerde deneme ve incelemeleri yayımlandı. 1989’da İzmir’de, edebiyat dergisi Kırkikindi’yi çıkardı. Bir süre Milli Eğitim’de edebiyat öğretmenliği yaptı. Bir özel öğretim kurumunda öğretmen ve yönetici olarak çalıştı. Yayımlanmış altı kitabı bulunan yazar, 1996’da Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) tarafından ‘yılın deneme yazarı’ seçildi. 1992’den bu yana Zaman gazetesinde yazan Ali ÇOLAK, halen bu gazetenin kültür-sanat sayfası editörlüğünü yürütüyor.
    Yazarın Yayımlanmış Kitapları; Mavisini Yitirmiş Yaşamak, Günlük Güneşlik Şarkılar, Periyi Uyandırmak, İnce Sözler, Günsarısı, Günün Ötesi.

    Amaç: Yazar, okuruna uçup gidenin, parlayıp sönenin değil, ışığı sürekli olanın peşine düşmeyi salık veriyor. Toplumun her kesimine seslenen yazar insanların günlük hayatın sıkıcılığından kurtarıp bahçe adı altında onların hayallerine sürüklüyor.

    İçerik: Yirmi sekiz denemeden oluşan kitap iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm daha çok, mevsimlerden, ağaçlardan, hayallerimizdeki bahçelerden bahsederken ikinci bölümde yazarın edebiyat ve yazı dünyasının güncel sorunları üstünde durduğu denemeler yer alıyor.Birinci bölümdeki denemeler gayet akıcı ve eğlenceli.Yazarın mevsimleri kişileştirmesi denemelere ayrı bir hoşluk katmış.Bu bölümde yazar birçok konudan bahsetmiş.Mesela Paris’teki aşık bir adamdan bahsediyor.Ressam olan Duez 2 yıllık sevgilisinden ayrılınca sokaklara “amour” yani aşkı yazmaya başlamış.Sokakları aşk sözleriyle renklendirmiş ve bu olay Parislilerin çok hoşuna gitmiş.Bir kişi hariç o da eski sevgilisi.Bir başka denemesinde hırsızlarından bahsediyor ki en çok güldüğüm bu denemesidir yazarın.2 kez evine girdikleri halde hırsızlara kızmıyor yazar.Çünkü iki kez girdiklerinde de yazar evde ve ona rahatsızlık vermeden alacaklarını alıp gidiyorlar.Bizimkinin ruhu duymuyor.Denemesinin sonunda da onlara bir mesaj veriyor. “Ha bu arada, Maltepe’den taşınıyorum, ama sana gideceğim yeri söyleyemem!” . Çolak denemesinin ikinci bölümünde yazı dünyasındaki sorunlara yer veriyor. Güzel dilimizin yozlaşmasından, insanlarımızın okumaktan kaçmasından, kolay şair olunmasından bahsediyor.Ayrıca bu bölümde Ziya Osman Saba,Cahit Zarifoğlu,Cengiz Aytmatov,İlhan Berk gibi yazar ve şairlerimizden de bahsediyor.

    Kitapta beğendiğim bazı cümleler var.Onları da paylaşmak isterim.
    “Yaz, geçiyor işte, yelkovan kuşları gibi döne döne göklerden.Ve bakıp kalıyoruz ardından, ağzımızda buruk tatlarla…” (Yazdan Dönüş)
    “Bir sabah sokakta,aniden boşalır güz yağmuru.Şaşkın,hazırlıksız; savunmasız bir çocuk gibi teslim olursun.En çok sonbaharda mı çocuk olur insan?” (Sonbahar Giysileri)
    “Eylül, insanın kendini zorlandığı zamanların adıdır.” (Yalnızlığı Tahsil Eyledik Biz)
    “İşte orucun bütün lezzeti ve keyfi burada; bu bir yudum suya ve bir kara zeytin tanesine duyulan hasrettir.” (Davula, Sahura, İftara Dair)

    Dil ve Üslup: Çolak denemelerinde doğal, akıcı ve anlaşılır bir dil kullanarak okuru sıkmıyor. Güzel betimlemeler kullanarak yazdıklarını gözümüzün önüne getiriyor.

    Değerlendirme: Denemelerin kısa, dilin akıcı, konuların güncel ve renkli olması kitabı okunur hale getiren ögeler. Kitabın birinci bölümünü ikinci bölümüne göre daha zevkli okudum.Kitabın bana bir katkısı olduğunu pek düşünmüyorum ama iyi vakit geçirmek adına okunabilir.


    From: sule uzundere [mailto:sule_uzundere@hotmail.com]
    Sent: Monday, May 03, 2010 10:05 PM
    To: Ali Çolak
    Subject: bir hayranınız


    Merhaba Ali Bey,
    Ben Giresun'dan Şule UZUNDERE.Giresun Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünde okuyorum.Kitabınızla tanışmam ders hocamın Bir Bahçe Düşü adlı eserinizi derse sunmam için okumamla başladı.Sunumum için sizden kitabınızla ilgili birkaç yorum almak istiyorum aslında. Bu kitabı yazmadan önce neler düşündünüz?Bir Bahçe Düşü isminin kitabınızla buluşması nasıl oldu?Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum


    Selamlar...‏
    Kimden: Ali Çolak (A.Colak@zaman.com.tr)
    Gönderme tarihi: 04 Mayıs 2010 Salı 12:04:14
    Kime: 'sule uzundere' (sule_uzundere@hotmail.com)


    Giresunlu genç kıza mektup…
    Sevgili Şule merhaba,
    Yeni bir okurumla daha tanışmaktan mutlu olduğumu bildirmek isterim.
    Bir Bahçe Düşü’nün sevmene ben de sevindim.
    Dilerim sunumunu başarıyla gerçekleştirirsin.
    Benim yorumuma gelince:
    Bir Bahçe Düşü, bir anda, bütünlüklü olarak yazılmış bir kitap değil.
    Şimdi ben bile hatırlamakta güçlük çekiyorum.
    Sanırım 2003 -2005 yılları arasında; fakat benzer halet-i ruhiyeler içerisinde,
    Benzer duyarlıklarla yazdığım yazılardan oluşuyor.
    Bu bakımdan yazılarda ortak bir ruh ve duyarlık biçimleri vardır.
    O zamanlar, İstanbul’un Maltepe semtinde oturuyordum.
    Ve apartmanımızın karşısında iki katlı küçük bir evin çok
    da büyük olmayan bir bahçesi vardı.
    Yaşlı bir adamdı sahibi. Ama çok düzenli, çalışkan bir adamdı.
    O bahçeye öyle güzel bakıyordu ki…
    Arklar yapıyor, sebzeler ekiyor, ağaçları buduyordu.
    Hangi ağaçlar vardı? Şimdi sadece ayvaları hatırlıyorum.
    Haziranda ayvalar çiçek açardı. Güller de vardı..
    Ben balkona çıkar uzun uzun bu bahçeyi ve o adamı izlerdim.
    Sonsuz saadetler devşirirdim o bahçeyi izlerken. Böyle bir bahçem olmasını
    Ne çok isterdim! Bahçe bende takıntı derecesinde bir özlemdir.
    Benim kitaplarımı okuyanlar, ağaçlara tutkumu bilirler.
    O balkonda, o evdeki çalışma odamda, hep ağaçların düşünü kurardım.
    Beşinci katta, güneşli bir evdi bu. Mutlu günlerdi.
    Belki bundan, aydınlık bir kitaptır Bir Bahçe Düşü. Umutludur…
    Bahçelere, ağaçlara, gündelik hayata dair yazıların yanında,
    Edebiyata ilişkin yazılar da vardır Bir Bahçe Düşü’nde.
    Ben edebiyatı hayattan ayırmadım hiç. Yaşamam, hep yazıyla iç içe,
    Onun bir parçası, ona göre düzenlenmiş ya da onu düşünerek geçmiştir.
    Günümün çoğu zamanları bir yazıyı, bir şiiri, bir yazarı düşünmekle geçer.
    Bu yüzden, hayatla edebiyat ayrılmaz benim yazılarımda…
    Benim her yazım, her kitabım, yeryüzünün iyi insanlarına, namuslu insanlarına
    gönderilmiş bir mektuptur. Ben tanımam onların çoğunu, belki hiç tanışmayacağız. Sizinle olduğu gibi
    ama bizi birbirimize bağlayan sayısız sözcükler vardır. Sayısız güzel duygular… Sözcüklerim size, onlara
    ulaşıp ellerinize, gözlerinize değdikçe ben tarifsiz sevinçler duyarım. Kederlerim dağılır.
    Ve yaşamak için, yarını görmek arzusu duymak için kuvvet bulurum kendimde.
    Güzel insanların varlığı, dünyayı yumuşatır, aydınlatır, güzelleştirir.
    Edebiyatın yaptığı, insandan insana sözler taşıyarak dünyayı yumuşatmaktır.
    Bir Bahçe Düşü’nde, İnce Sözler’de, Günsarısı’nda, Bilmem Hatırlar mısın’da
    Yaptığım, yapmaya çalıştığım budur. Dünyadaki benzerlerime mektuplar göndermek,
    Kederlerimi hafifletmek için…
    Sizler, kelimelerime dokunduğunuzda, gözlerinizin ışığını onlara düşürdüğünüzde sevinçlere
    bürünürseniz, buruda ben de hüzünlü bahtiyarlıklar içinde gülümseyeceğim.
    Sevgili kardeşim, kelimelerin peşini bırakmayınız. Onlar sizi zengin etmez belki ama daima bahtiyar eder…
    Sevgilerimle…


    Ali Çolak
    Zaman Gazetesi

    Kültür Sanat

    Genel Yayın Editörü

    Tel:(212) 454 85 77
    Faks:(212) 454 14 96
    E-posta:a.colak@zaman.com.tr

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 1:20 pm