Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Türkiye'den erişim engeli nedeniyle yeni adresimiz: turkcetoplulugu.weebly.com

Nar Ağacı
Nazan Bekiroğlu
(%25 İndirimle)
Beyaz Türkler K.
Alev Alatlı
(%25 İndirimle)
turkcetoplulugu.weebly.com Topluluğumuzun yeni adresi
Kendini Açma
B. Çetinkaya

    KÜÇÜK HAYATLARIN BÜYÜK ZORLUKLARI

    avatar
    01001100044


    Mesaj Sayısı : 1
    Kayıt tarihi : 20/12/10

    KÜÇÜK HAYATLARIN BÜYÜK ZORLUKLARI Empty KÜÇÜK HAYATLARIN BÜYÜK ZORLUKLARI

    Mesaj  01001100044 C.tesi Ara. 25, 2010 3:15 pm

    KÜÇÜK HAYATLARIN BÜYÜK ZORLUKLARI

    Gözlerimi açtığım andan itibaren ,umutluydum hayattan.Hiçbirşeyin farkında değil iken hep mutluluk bekliyordum.Çocukça bir beklenti işte, hep mutlu olacağımı sanmıştım.Ama hayat acımasız ya, ne küçük tanıyor, ne büyük…Kızgın bir boğa gibi önüne geleni ezip geçiyor.Zorluklarla baş etmeyi öğretirken; mutluluğu paylaşmayı da öğretiyor.

    İşte bir zorluk ve zorluklarla birlikte bir umut…
    Büyüdükçe zorluklara göğüs germeyi, zorluklarla birlikte yaşamanın ne kadar zor olduğunu öğrendim.Daha 12 yaşında iken hayatın taa içinde buldum kendimi.Ne kadar küçük görünsemde, çok büyütmüştü hayat beni…Etrafımdaki insanlara her baktığımda kendime acıyordum.”Şükretmelisin” deseler de bi yere kadar…Olmuyordu.Benim akranlarım çocukluğunu yaşarken ben hastane köşelerinde lösemi ile boğuşuyordum.Onlar okul önlüklerini giyip, okula giderken, ben ameliyat önlüklerini giyip, ameliyatlara gidiyordum.Çocukluğumu yaşayamadan, ölüm ne zaman gelecek diye bekliyordum.Kimse söylemiyordu hastalığımın ciddiyetini.Fakat ben birgün babam ile doktorumun konuşmasına şahit oldum.Babam, doktorun karşısında hıçkırıklar içinde gözyaşı döküyordu…Buna alışmıştım belki… Ama bu sefer çok farklıydı, babamı ilk defa böyle kötü görmüştüm.
    -Doktor amca “hiçbir umudumuz kalmadı artık. Biz elimizden geleni yaptık” dediğini duydum. Ve bunu duyduğum günden itibaren hep bekledim… Kim ,ne zaman, nerede bana bir açıklama yapacaktı…Bilmiyormuşum gibi davranıp herkese gülümsüyordum.

    Babam yanıma geliyor, kıpkırmızı gözleriyle beni teselli etmeye çalışıyor, bana gülümseyen gözleriyle bakıyordu her defasında… Annem ise arada bir uğruyor , kalan zamanlarda annemin işe gittiğini iş yerinden arada bir izin alabildiğini söylüyorlardı. Bir dediğimi iki etmiyorlardı .Bana ne kadar söylemeseler de, ben hepsinin benimle birlikte eridiğini görüyordum.Doktor amca bir gün yanıma geldi ve yüzünde umutsuz bir tebessümle…
    _” İyileştin küçük hanım,seni taburcu edebiliriz.Evde istirahat edeceksin artık” dedi.Ben biliyordum iyileşmemiştim aslında,herkese yaptığım gibi doktorun yüzüne de gülümseyerek;
    _” Çok şükür doktor amca” dedim.doktor amca” gitmeden görüşelim bak küçük hanım” diyerek yanımdan ayrıldı.

    Ertesi gün evime gidebilecektim.Artık herkesle birlikte olabilecektim.Acaba bu kez nasıl gizleyebileceklerdi daha fazla hastalığımın ciddiyetini…

    Sabah oldu ve babam gerekli çıkış belgelerini tamamladıktan sonra doktor amca ve Ezel hemşire ile vedalaşıp, evimizin yolunu tuttuk.

    Ablam ben hastanede yatarken yanıma pek fazla uğramazdı ve ben her soruşumda, okula gidiyor deseler de ben inanmıyordum.Meğer ablam benden gizleyemeyeceğini bildiği için uğramıyormuş.Eve vardığımda ablam beni görür görmez hıçkırıklara boğulmuştu.Ben yine onu görmezden gelip odama geçtim.Hiç kimseye belli etmiyordum bildiğimi.Gülüyordum yine her zamanki gibi…Fakat içten içe de çok üzülüyordum,en yakınlarım bana gerçek durumumdan bahsetmeyip;benden saklamaları çok zoruma gidiyordu. Ama hep içimde bir umutla yaşıyordum; sanki iyileşecekmişim gibi...Bu da hastane arkadaşım Ahmet sayesinde olmuştu.O da lösemi idi.Her zaman benim tek teselli vericim Ahmet idi.Çünkü o diğerleri gibi yalancı tebessümleriyle beni kandırmaya çalışmıyordu.Çok samimi arkadaşım olmuştu fakat o benden önce taburcu olup gitti ve gittiğinden beri hiç arayıp sormamıştı.Ben çıkacağı gün telefon numarasını istedim, Ahmet ise benim numaramı aldı ben sana ulaşırım demişti; fakat hala aramamıştı.Bu yüzden de ona bir yanım kırgındı.İlk arayışında hesap soracaktım, aramasını dört gözle bekliyordum.

    O gün okul arkadaşlarım ziyaretime geldi.Bütün sınıf arkadaşlarım,öğretmenim hepsi vardı.Ne kadar da özlemiştim…Onları görünce çok mutlu olmuştum.Özellikle en yakın arkadaşım Ezgi’yi ve öğretmenimi çok özlemiştim.Onlar ben hastanede iken yanıma gelemiyorlardı.Çünkü yaşları küçük olduğundan ve bulaşıcı hastalıkların bulunduğu bir bölümde yattığımdan dolayı içeri alamıyorlardı.

    Geldikleri saat okuldan çıkış saatimiz idi.Hepsinin önlüklü gelmesi gerekirken, hiçbirinde önlük yoktu.Bilerek sordum;en yakın arkadaşım Ezgi’ye;
    _”Ezgiciğim!Okuldan çıkış saatimiz,peki siz neden önlüklü değilsiniz?”dedim.Ezgi yüzünü yere eğdi ve kısa bir sessizlikten sonra;
    _”Esracığım, bugün okula gitmedik ki, senin yanına gelmek için”dedi.
    Ve o da herkes gibi kıpkırmızı gözleri ve umutsuz tebessümü ile beni teselli etti aklınca…Öğretmenime;
    _”Öğretmenim, ben iyileşmişim biliyor musunuz?”dediğimde, başını kaldırmadan;
    _”Evet Esracığım.iyileştin elbette!”dedi, ağlamaklı bir sesle.

    Hepsi kendi aralarında birbirlerine bakışıyorlardı, kıpkırmızı ve yaşlı gözleri ile…Hastalığım dolayısıyla benim; saçlarım, kirpiklerim, kaşlarım dökülmüştü…Sanki bu yüzden; kimse yüzüme bakmak istemiyor gibi hissediyordum…Sanki” sen eski Esra değilsin” der gibi hissediyordum,onlar bakışlarını yere her eğişinde…Daha da bir üzülüyor ve daha da çok kırılıyordum bu yüzden.

    Odada başımı kaldırıp, şöyle bir göz gezdirdim ve annemlerin olmadığını gördüm.
    _”Annemler nerede?”dediğimde; Semra Öğretmen yüzüme bakmadan, ağlayarak dışarı çıktı.Ezgi;
    _”Oda kalabalık olduğu için dışarı çıktılar sanırım Esracığım.Gelirler şimdi merak etme sen”dedi.Meğer daha sonradan öğrendim ki, ablam fenalaşmış onu hastaneye kaldırmışlar.Kendimden çok ablama üzülüyor, ona can sıkıyordum.Konuşmak istesem yanıma gelmiyordu, konuşmak istesemde ne konuşacaktım ki zaten…Benim hastalığımın ciddiyetini, bilmediğimi sanıyorlardı…Aradan biraz geçti.Annemler geldi ve ablama sakinleştirici yaptırdıklarını öğrendim.Arkadaşlarım ve öğretmenim;” gitme zamanı geldi”diyerek ayaklandılar ve hepsiyle teker teker sarılıp, vedalaştık.En son Öğretmenimle vedalaştım, Öğretmenim tam kapıdan çıkarken;
    _”Semra Öğretmenim!” diye seslendim.Bana doğru döndü;
    _”Efendim Esracığım”dedi.”Öğretmenim ben okula ne zaman gelebileceğim.Ben sizleri,okulumu çok özledim”dedim.Semra Öğretmenin gözleri doldu.Ağlamaklı bir sesle;
    _”Annenlerin de izni olursa; yarından itibaren başlayabilirsin Esracığım”dedi.
    _”Tamam Öğretmenim sizi çok seviyorum.Tekrar teşekkür ederim geldiğiniz için”dedim.
    _”Tamam Esracığım. Bende seni çok seviyorum unutma!Yarın bekliyoruz seni okula.Hoşçakal.”dedi ve odadan çıktı.Annem yanıma geldi.
    _”Esracığım, canım kızım benim hastalığını ne kadar atlatmış olsanda henüz dinlenemedin; yarın başlamasan okula diyorum bebeğim ne dersin?”dedi.
    Artık dayanamayacaktım, hastalığımdan bu yana ilk defa annemin karşısında ağlayarak;
    _”Yeter artık!İyileştin demeyin, kandırmayın beni. İyileşmediğimi,ölümümü beklediğinizi biliyorum.Günlerdir bana ne zaman söyleyeceksiniz diye bekliyorum,herkes beni yalancı tebessümlerle,donuk gözlerle teselli etmeye çalışıyor.Tam bir yıl oldu.Yarın doğum günüm benim,doğduğum günü dahi kimse hatırlamıyor.Benim öleceğimi bekliyorsunuz hepiniz…Beni kandırmayın,daha doğrusu kandırmaya çalışmayın.Yeter artık!Herşeyin farkındayım ben.”dedim.Ve ilk isyanımla hıçkırıklara boğuldum.Annem bana sarıldı.Konuşamıyordu bile ağlamaktan.
    _”Ben iyileşeceğim anne.Ne kendinizi ne de beni üzmeyin artık. Siz üzüldükçe,ben bunu hissettikçe daha da çok üzülüyorum.Siz de destek verin bana, biraz olsun moral verin.Artık ben iyileşmek istiyorum.Ağlamanızı anlıyorum; ama bu kadar yapmayın, doktor amca konuşurken duydum.Benim hastalığım; ne ilaçlarla, ne de ameliyatlarla düzelecek bir hastalık değilmiş,moral gerekiyormuş.Siz benim yanıma gelip;kıpkırmızı gözlerinizle, umutsuz tebessümlerle, bana moral mi verdiğinizi sanıyorsunuz .Evet belki çok küçüğüm daha,ama bu hastalık beni büyüttü anne”dedim.Ve anneme sımsıkı sarıldım.Annemin gözyaşlarını sildim.
    _”Kendine gel Anneciğim!Haydi babam ve ablamla birlikte dışarıya çıkıp gezelim ,açılırım biraz hiç olmazsa…Hayat bize yeni başlıyor.”dedim.Annem;
    _”Yavrucuğum benim.Sana bu konuşmaları bizim yapmamız gerekirken , bize sen söylüyorsun…Canım kızım benim , bu hastalık seni gerçekten de farkında olmadan ne kadar da büyütmüş.Tamam yavrucuğum benim, artık hepimiz sana destek olacağız.Hepimiz dimdik ayakta durup, bu hastalığını yeneceğiz inşallah canım kızım benim.”dedi.Daha sonra birbirimize sımsıkı sarıldık.Annem;
    _”Haydi hazırlanıp dışarı çıkalım kızım.Ben baban ve ablana da söyleyeyim çıkalım hep birlikte canım kızım benim. Kalk haydi sende hazırlan.”dedi ve yanımdan ayrıldı.Sanki yepyeni bir hayata başlıyordum, içimde iyileşeceğime dair daha fazla bir umut peydah oldu.
    Biraz sonra babam ve ablam yanıma geldi.Bu kez gerçekten ikisininde gözlerinin içi gülüyordu.Gerçekten iyileştim gibi hissettim kendimi,tabi bu kadar kolay olmayacağını biliyordum yine de…Bana sarıldılar ve babam;
    _”haydi canım kızım,çıkalım.Artık hayatımıza yepyeni bir sayfa açma zamanı geldi sanırım pinokyom benim “dedi, gülerek…

    Hep birlikte dışarı çıktık gezdik, yarın doğum günüm olduğunu unuttuklarını sanmıştım.Yanılmışım.Doğum günüm için alışveriş yaptık, bana hediyeler aldılar.Akşam geç saatte eve geldik.Çok uzun zaman olmuştu, ailemle birlikte böyle gezmeyeli.Bu bana çok iyi gelmişti.Eve geldik, hep birlikte güldük, eğlendik.Eskiden olduğu gibi hep beraber film izledik.Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar eğlendiğimi hissettim ve ilk defa uzun zaman sonra bana yalancı gözlerle teselli verilmediğini gördüm.Bu beni çok mutlu ediyordu.Hastalığım hakkında hiç konuşmadık çok mutluydum , huzur dolu bir gün geçirdim.

    Annem tıpkı eski günlerdeki gibi ;
    _”Sabah okula gideceksin kızım ,haydi bakalım bitanem yatağına!Geç olmadan uyu ki, sabah erkenden uyanıp, okuluna gidesin yavrucuğum”dedi.Bende hep yaptığım gibi biraz mızmızlandım ve hepsini öpüp odama geçtim.Çok rahattım, eski günlerimi yaşıyordum uzun zaman sonra.Gönül rahatlığıyla yatağıma yatıp ,derin bir uykuya daldım.

    Sabah babam geldi uyandırmaya…Babam;
    _”Kalk hadi Esracığım geç kalacaksın okula,daha üstünü giyinmedin,kahvaltı yapmadın,Hadi yavrucuğum”dedi ve beni uyandırdı.Hemen kalktım.Babama sıkı sıkı sarıldım.Daha sonra babam damdan çıktı.Bende formamı giyinmek için yatağımdan çıktım.Ne kadar da özlemiştim bu telaşı, bu formayı giyinmeyi…Hemen kahvaltıya gidip,alelacele kahvaltımı yaptım.Annem yine kahvaltıya ballı süt koymuştu.Önceden de hep böyle yapardı… Ballı sütü sevmediğimi bile bile illaki o ballı sütü içirirdi bana.Anneme;
    _”Yine içmeyeceğimi bile bile biliyorsun, niye koyuyorsun anneciğim anlamıyorum seni “ dedim.Yine her zamanki gibi kendi elleri ile bardağı ağzıma dikip içirmişti…Hemen kalktık, beni her zamanki gibi babam okula götürdü.Çok heyecanlıydım,sanki yeni başlıyordum okula…Okula en son geçen yıl gitmiştim, aradan tam bir yıl geçti…Neyse ki okula vardık.Okulun bahçesine girdim.Şöyle bir göz gezdirdim.Ne kadar da çok özlemiştim okulumu.Gözlerim sınıf arkadaşlarımı arıyordu ve nihayetinde buldum. Onların bulunduğu yere doğru koştum.Yanlarına gittim ve;
    _”Merhabalar!Ben geldim”dedim.Hepsi döndü ve benim olduğumu görünce koşarak bana doğru geldiler.Hepsi ile sımsıkı sarıldım.Andımızı okuyup sınıfa geçtik.Öğretmenim sınıfa geldi.
    _”Hoş geldin bakalım, sınıfımızın en çalışkan, en dirençli öğrencisi de geldi, sınıfımız tamamlandı sonunda.”dedi.Ben;
    _”Teşekkürler öğretmenim”dedim.Ezgi’yi görememiştim o hep geç kalırdı, şimdi gelir diye de kimseye sorma gereği duymamıştım.Ders başlayacaktı neredeyse; hala ortalarda yoktu Ezgi.Öğretmenime;
    _”Öğretmenim, Ezgi hala gelmedi.Bi haberiniz var mı?Gelmeyecek mi acaba?”dedim.Öğretmenim;
    _”Biliyorum,birtanem o benden izin istedi”dedi,gülerek…Ben, öğretmenimin gülmesine bir anlam verememiştim, tam da bunu düşünürken kapıya vuruldu ve Ezgi geldi.Ezgi;
    _”Öğretmenim arkadaşlarımızı yan sınıfa alabilir miyiz?”dedi.Ben şaşkınlıkla;
    _”Niye kiii!”dedim.Öğretmenim;
    _”Tabiki!Haydin çocuklar yan sınıfa gidelim.”dedi.Ben merak etmiştim doğrusu, öğretmenim elimden tuttu ve yan sınıfa gittik.Ben bugünün, doğum günüm olduğunu tamamiyle unutmuştum.Bir de baktım ki sınıf süslenmiş.Her yerde “Hoşgeldin Esra”ve”İyiki doğdun Esra” yazıları asılmıştı.Hiç beklemiyordum.Bu yüzden baya da şaşırmıştım.Ve ben şaşkınlık içinde;
    _ “İnanmıyorum, ben tamamen unutmuştum.Sizlerinde hatırlayacağını hiç sanmıyordum.Çok teşekkür ederim, beni çok mutlu ettiniz.Hepinize çok teşekkürler!”dedim.Öğretmenim ve Ezgi başta olmak üzere;bütün arkadaşlarımla teker teker sarılıp doğum günümü kutlamışlardı.Çok mutlu olmuştum.Bugünü hatırlayacaklarını hiç sanmıyordum.Şaşkınlık içinde gülüyordum sadece…Büyük bir pasta almışlardı.Üzerine de 13 tane mum dikmişlerdi.Mumların hepsini Ezgi ile birlikte söndürdük.Sınıftan;
    _ “İyiki doğdun Esra!” sesleri yükseliyordu..Yine uzun bir zaman sonra çok mutlu olmuştum.Arkadaşlarımla uzunca bir süre vakit geçirdik, hepsiyle hasret giderdik.Öğretmenim beni günün sonunda;
    _”Eve ben bırakmak istiyorum seni bugün Esracığım.”dedi.Birlikte bizim eve gittik.Annem öğretmenimi eve davet etti fakat annesinin merak edeceğini, bu yüzden de giremeyeceğini söyledi.Öğretmenimle vedalaştım, tekrar teşekkür ettiğimi söyledim.Sonra annemle birlikte, öğretmenimi geçirdikten sonra, annemle eve geçtik.Bizimkilere günümü anlattım büyük bir mutluluk ve heyecanla.Annem;
    _”Bizde unutmadık yavrumuzun, doğum gününü.Unutur muyuz hiç?” dedi annem gülerek.Ablam elinde pasta ile salona geldi, yine hepsi;
    _”İyi ki doğdun Esra”diyorlardı.Bunu bugün ne kadar da fazla duymuştum.Tek bir burukluk vardı üzerimde; geçen yıl doğum günümden bir gün sonra başlamıştı hastalığım.Bana bir yerde onu hatırlattı bu doğum günüm.Annemler de hatırlamıştı belki ama onlarda benim gibi belli etmemeye çalışıyorlardı.Çok korkuyordum…Sanki yine bir şey olacak gibi geliyordu.Neyse ki kafamı dağıtıp kendime geldim.Tekrar hepsinin gülümsemelerini izledim ve mumu söndürdüm.

    Biraz sonra zile basıldı.Ablam kapıyı açmaya gitti.Bir de baktık ki doktorum ve Ezelhemşire gelmişti.Benim doğum günümü kutlamaya. Çok mutlu olmuştum, onları görünce. Bana sarıldılar, doğum günümü kutladılar. Hep birlikte eğlendik. Gecenin sonunda doktorum dedi ki;
    _ “Esracığım seni çok iyi gördüm ama yinede bir muanehane beklerim seni bir bakalım hastalığını tamamen anlatabilmiş misin? ‘ dedi. Benim gülen yüzüm, biranda solgunlaştı ve doktoruma ;
    _ “Tamam gelirim ama lütfen bana iyileştin gibi cümleler kurmayın. Ben hastalığımın ciddiyetinin farkındayım.”dedim. Ortam sessizleşti, herkes birbirine bakıyor, “ne diyebiliriz?” diyorlardı gözleriyle… Doktorum ;
    _ “Tamam Esracığım!”Seni anlıyorum fakat bizim işimiz bu. Sana hastalığının ciddiyetini söylemememizdeki tek neden,senin psikolojini olumsuz etkilemesinden korktuğumuz için söylemedik.Bunu bir tek sana yapmadık yani Esracığım.Bunu biz doktorlar ciddi hastalığı olan hastalarımıza söylemiyoruz, yakınlarına söylüyoruz.Sana karşı yapılan bir şey değil.Tamam, anlıyorum elbette seni ama yapılan bir yanlış yok ortada.Hastalığın moral ile düzelecek bir hastalık Esracığım.O yüzden moralini bozmadan yola devam.Ama şunu söyleyeyim ki, gerçekten seni çok iyi gördüm.Bir hafta sonra yanıma gel, tekrar bir muayene edelim.Tamam mı Esracığım?”dedi.Ben;
    _”Tamam doktor amca “dedim.Doktor amca ;
    _”İyi akşamlar.Biz artık kalkalım , yarın Esra’da okula gidecek.”dedi ve bana döndü ve gülerek;
    _”Uyu da okula geç kalma tamam mı küçük hanım?”dedi.Bende gülümseyerek;
    _” Tamam doktor amca teşekkür ederim her şey için.Size de iyi geceler.”dedim.Hep beraber onları geçirdik.Annemleri öpüp odama geçtim.Onca iyi şeyden sonra; bugünkü hastalık muhabbetlerini düşünmek istemiyordum.Sadece bugünkü güzel anlarımı düşünerek uykuya dalmak istiyordum.Yatağıma geçtim.Sadece bugün yaşadığım olumsuzlukları çıkarıp; iyi olan bütün günümü düşünerek uykuya daldım…

    Sabah olmuştu bile; erkenden uyandım.Bu sabah kimse uyandırmadan kendim uyandım ilk defa…Daha evde herkes uyuyordu.Erkenden okul formamı giyindim, çantamı hazırladım.

    Aynanın karşısına geçtim.Şöyle bir baktım kendime aynadan…B undan bir yıl öncesinde, upuzun saçlarım vardı.Artık onların olmadığını fark ettim.Önceleri aynanın karşısında, saatlerce saçlarımla uğraşıp vakit geçirirken; şimdi ise saçlarım o kadar kısa ki taramaya dahi gerek kalmıyordu artık…Daha yeni yeni uzamaya başlamıştı.Bunu ilk defa fark ettim…Ağlamaya başladım, gerçekten çok üzülmüştüm.Daha sonra düşündüm kendime geldim.Neyse ki kimse uyanmadan toparladım kendimi.Ağladığım belli olmasın diye; hemen elimi yüzümü yıkadım.Odaya girdikten hemen sonra babam geldi yanıma.Ağladığımı belki fark eder diye, hemen dolabımla uğraşıyormuş gibi göründüm.Babam;
    _”Aaa bak sen bizim Pinokyo’ya hele erkenden kalkmış bu sabah.Neye borçluyuz acaba?Günaydın dünya tatlısı kızım benim.”dedi.Gözlerimi görüpte ağladığımı anlamasın diye, hemen arkamı dönüp babama sarıldım.Babam da bana sımsıkı sarılıp başımı okşadı,
    _”Canım kızım benim.”dedi.Neyse ki anlamamıştı ağladığımı.Babam;
    _”Hadi Pinoyom benim kahvaltıya gecikme , gel hemen.Annen kahvaltıyı hazırlıyor.Hadi meleğim benim”dedi.Ben;
    _”Tamam canım babacığım benim, geliyorum hemen”dedim.Yanımdan çıktı, hemen arkasından indim bende kahvaltıya.Yine her zamanki gibi kahvaltımı yaptım, okuluma gittim.

    Artık ders işliyorduk okulda.O sıralarda oturup öğretmenimi dinlemeyi ne çok özlemişim.Hastanedeki o havayı solumak ne kadar iğrenç bir durummuş.Artık kendi akranlarımla birlikteyim bende.Herkes gibi ders işliyor,formamı giyip okuluma geliyorum,bende onların arasından biri olabilmiştim artık…

    Hiç kimse hastalığımdan bahsetmiyordu;ne evde,ne okulda kimse tek bir şey demiyordu.Aradan bir hafta geçmişti.Doktorumun muayenehanesine gitme zamanı gelmişti.Günlerdir tek bir şey konuşulamamıştı hastalığım hakkında.Annem,babam,ablam;hiçbiri gün boyunca muayene hakkında bir şey söylememişlerdi.Ben yine her zamanki gibi odama geçip uyudum.
    Sabah babam kaldırdı, her zamanki gibi.Zaten benim her zamanki alışkanlığımdır; kendimi bildim bileli beni hep babam uyandırır.Annem uyandırmaya geldiğinde çok zor kalkarım fakat babamın “günaydın kızım” demesi dahi beni uyandırmaya yeter.Babamın sesi her zaman beni sakinleştirir kendime getirir.Kendimi bildim bileli bu böyledir bende…Yine bu sabah yanıma geldi,yanağıma bir öpücük kondurmasıyla hemen uyandım.Babam;
    _”Günaydın Pinokyom benim.Nasılız bakalım bu sabah?”dedi.Ben;
    _”Çok iyiyim canım babam benim, sana da günaydın.”dedim.Babam;
    _”Tamam canım kızım benim, buna sevindim.Biliyorsun ki bugün kontrole gideceğiz bitanem hazırlan kahvaltımızı yapıp çıkalım.Olur dünya tatlısı?” dedi.Ben;
    _”Tamam canım babam inşallah her şey yolunda gider.”dedim. Babam;
    _”İnşallah kızım.Ben inanıyorum ki öyle de olacak; her şey yoluna girecek yavaş yavaş.Sen sıkıntı etme meleğim yeter ki!”dedi.Ben;
    _”Tamam babacığım sen merak etme ben sıkıntı etmiyorum hastalığımı, artık anladım ki her şey olacağına varıyor babacığım.”dedim.Babam;
    _”Evet benim akıllı kızım aferin sana.Ne kadar da güzel düşünüyorsun.Haydi bakalım hazırlan da geç kalmadan gidelim Vedat Bey bizi saat 10:00’da bekliyor.Bekletmeyelim.”dedi.Ben ;
    _”Tamam babacığım hemen hazırlanıp geliyorum.”dedim.Babam aşağı indi, bende hemen hazırlanıp arkasından indim.Annem kahvaltıyı hazırlayıp çoktan iş yerine gitmişti bile.Bizde, hemen kahvaltı yapıp çıktık.

    Babam ile birlikte, arabaya doğru ilerlerken; bir tane amca seslendi.Sesin geldiği tarafa yöneldim.Amca;
    _”Esra, yavrucuğum,sen yaşıyorsun demek!”diyerek bana sarıldı.Bu amcayı tanıyordum.Hastanedeki arkadaşım Ahmet’in babası; Levent amca.Babam yanıma geldi, o da tanımıştı, Levent amca’yı…Bir de babamla sıkı sıkı sarıldı, gözyaşları içinde.Ben bakıyordum öylece.Neden ağlıyordu acaba…!Aklıma türlü türlü şey geliyordu.Babam;
    _”Ne oldu, Levent Bey hayırdır?”dedi.Levent amca, hıçkırıklar içerisinde;
    _”Ahmet’imi aldı Rabbim benden.Esra’yı görünce kötü oldum.Ahmet’im onunla görüşemeden gitti çok istiyordu görüşmeyi”dedi.

    Ben çok kötü olmuştum, tahmin ettiğim gibiydi;Ahmet vefat etmişti.Çok büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordum.Bilmiyordum Ahmet’in öldüğünü.Ben neden aramıyor derken neler gelmişti Ahmet’in başına.Hıçkırıklar içinde ağlıyordum.Ne kadar da çok özlemiştim, ona çok ihtiyacım vardı benim. Birbirimizi kardeş bilmiştik biz onunla, çok seviyorduk birbirimizi.Ne planlarımız vardı onunla.Ahmet de 12 yaşında idi ve o da benim gibi lösemi hastası idi.O da bu hastalığı bir buçuk yıldır çekiyordu.Beynimden vurulmuşa dönmüştüm.Biz Ahmet ile her türlü hayalimizi kurmuştuk; çok çalışıp ikimizde Konya Fen Lisesi’nde okuyacaktık ve birbirimizden hiç kopmayacaktık, arkadaşlığımızı bir ömür boyu sürdürecektik.Daha sonra da aynı üniversiteyi kazanıp birlikte okuyacaktık, üniversiteyi de aynı yerde okuyacaktık.En büyük hayali bir doktor olabilmekti, benim ise bir eczacı olmaktı.O doktor olup hastalarına benim eczanemi önerecek, birlikte çalışıp para kazanacaktık.Ama olmadı, Ahmet ölmüştü ya!Nasıl olabilirdi, böyle bir şey, nasıl inanacaktım buna ben?Çok üzülmüştüm.

    Babam da çok kötü olmuştu, Levent amca ile konuşuyordu …Gözyaşları içinde ,Levent amca’ya teselli veriyordu.Levent amca bana döndü.Ağladığımı görünce;
    _”Kızım ağlama!İnşallah sen kurtulursun.”dedi.Ben ;
    _”Nasıl?Nasıl böyle bir şey olabilir?Ahmet nasıl ölebilir?Nasıl oldu Levent amca?Ahmet çok iyiydi.”dedim.Levent Amca;
    _”Sakin ol kızım.Ömrü vefa etmedi işte, ölüm vakti geldi mi, hiçbirşey engel olamaz.Anlatayım kızım;Ahmet vefat etmeden bir gün önce ‘Esra’nın sesini duymak istiyorum’ dedi.Bizde tamam dedik ama senin numaranı bulamadık be kızım; Ahmet kaybetmiş senin numaranı, aradık o kadar bulamadık.Yerini yurdunu da bilmiyorduk.Ahmet kahrolmuştu, çok istiyordu seninle konuşmayı.Son çare, dedim oğlum, sen üzülme ben yarın gider hastane kayıtlarından buldururum numarasını dedim.Neyse, ertesi gün oldu, sabah erkenden hastaneye geldim, numaranı almak için.Danışmadan numaranı aldım, hastaneden yeni çıkıyordum; telefon çaldı,evden arıyorlardı.Ben büyük bir mutlulukla telefonu açtım, numaranı bulduğuma sevinecekti Ahmet…Telefonun karşısında ağlar bir ses ;ben hemen ‘ne oldu?’ dedim.Bana Ahmet’in vefat ettiğini söylediler…Dünya o anda başıma yıkılmıştı.Ben sinir krizi geçirdim, daha sonra hemen ardından; Ahmet’in cenazesini kaldırmadan felç olmuştum.Tam bir ay yoğun bakımda kalmıştım.Oğlumun cenaze namazına dahi katılamamıştım, ne kadar kahredici bir durum anlatamam.Büyük bir sarsıntı yaşadım ve hala kendime gelemedim be Mustafa kardeşim”dedi babama dönerek.Babam, gözyaşlarına tutulmuştu.Ben ise babamdan farklı bir durumda değildim.Çok kötü olmuştum…Canım arkadaşım benim, ne kadar da çok özlemiştim onu ya…Hala inanamıyordum Ahmet’in vefatına…

    Ben çok kötü olmuştum.Ahmet geldi gözümün önüne…Onunla konuşmalarımız geldi gözümün önüne bir an…“İyileşeceğiz Esra!Bunun başka yolu yok.Baksana ailemizde perişan oldu”deyişini hiç unutamıyorum.Ne kadar da ümitliydik iyileşeceğimize.O ümitlendirmişti, o diriltmişti, iyileşeceğime o inandırmıştı beni…Ben ümitsizken, ölümümü beklerken, o çıkmıştı benim karşıma…Onun ümit dolu konuşmaları ile hayata tutunmuştum ben.O kadar içten duyguları ile konuşmuştu ki benimle, iyileşeceğimize ikimizde o kadar inanmıştık ki…Ama o bırakmıştı beni…Şimdi yapayalnız kalmıştım.Onun yaşıyor olması bile beni umutlandırıyordu.Şimdi ben kiminle umutlanayım.Hayata küsmüşken, gözlerimi açan insan yoktu artık…Ahmet hastaneden çıkarken bana dönüp;”Seni hiç unutmayacağım Esra, canım arkadaşım” diyerek bana sarıldığını, ağlayarak ayrıldığımızı nasıl unutabilirdim…Daha dün gibi ya, nasıl inanabilirdim!

    Levent amca ile vedalaştık.Bana sıkı sıkı sarıldı ve;
    _”Kızım inşallah Rabbim seni annene,babana bağışlar.Allah’a emanet olun.”dedi, babamla da vedalaştı ve Levent amca yanımızdan ayrıldı.Yerimden kımıldayamıyordum.Babam kendini toparlamıştı, bana doğru yaklaştı;
    _” Haydi kızım kendine gel, evet çok üzücü bir durum fakat; hayat bize devam ediyor kızım.Haydi geç arabaya Esracığım, daha fazla geç kalmadan gidelim”dedi.Ben tek bir kelime bile edemiyordum.Arabaya geçtim, hala şoku üzerimden atlatamıyordum, inanmak istemiyordum, onun öldüğüne…Yol boyunca babam da etkilenmiş olacaktı ki; pek fazla konuşmadık.Yol boyunca Ahmet ile konuşmalarımız geliyordu gözümün önüne.Babam bir ara;
    _” Taziyeye gitmeliyiz Ahmetlere kızım,Annene de söyleyelim de yarın bir yemek yaptırıp ailesini bir görüp gelelim”dedi.Ben konuşamıyordum bile başımı salladım sadece…Benim psikolojim alt üst olmuştu.Acaba doktor amca Ahmet’in vefatını biliyor muydu?Ahmet’in doktoru da benim doktorumdu çünkü…

    Neyse ki doktor amcanın muayenehanesine gelmiştik.Babam ile birlikte bekleme odasında bekliyorduk.Doktor amca bizi çağırdı.Benim moralimin bozuk olduğunu görünce;
    _”Hayırdır Mustafa bey?Bir durum mu oldu?”dedi.Babam;
    _”Doktor bey, Esra’nın oda arkadaşı vardı Ahmet, lösemi hastasıydı.”dedi,Doktor amca;
    _”Ha evet hatırladım”dedi. Babam;
    _”İşte; onun babası ile karşılaştık da, vefat etmiş sizlere ömür”dedi.Doktor amca çok şaşırmıştı.Bana döndü;
    _” Esracığım; hani sana demiştim ya hastalığı psikolojik desteğe ihtiyacı olan hastalarımızın kendisine söylemiyoruz diye; işte Ahmet de bunlardan biri idi. Onun ölümü elbette seni etkileyecek ama Ahmet’in durumu baya kötüydü, senin hastalığın onun yanında daha yeni başlangıç sayılır Esracığım.Bu yüzden de kendini onun durumu ile eşdeğer sanma olur mu?Bunu sana tüm samimiyetim ile söylüyorum senin durumun moralini yüksek tuttuğun müddetçe kötü değil ve gerçekten iyileşebilecek durumdasın canım lütfen bunu bu şekilde düşün”dedi.Ben gerçekten çok kötüydüm, hiçbirşey söylemedim.Doktor amca;
    _”Eğer çok kötüysen bugün yapmayalım tahlilleri Esracığım”dedi.Ben;
    _”Yok yapalım doktor amca iyiyim ben”dedim.Doktor amca;
    _”Tamam.Öyleyse şurada yazılı olan tahlilleri yan taraftaki hastanede yaptırıp gelin.Daha sonra raporları değerlendirelim.”dedi.Babam;
    _”Peki doktor bey, görüşmek üzere”dedi ve doktor amcanın yanından ayrıldık.

    Babam ile tahlilleri yaptırmak için yan taraftaki hastaneye doğru gittik.Tahlilleri yaptırdık ve tahlil sonuçlarının yarım saat sonra çıkacağını söylediler.Babam ile tahlil sonuçlarını beklemek için yan taraftaki bir çay bahçesine gidip oturduk.Babam derin düşünceler içerisinde idi.Benim ile ne konuşuyor, ne de yüzüme bakabiliyordu.Sanki bana baksa ağlayacaktı.Bir ara gözlerinin dolduğunu gördüm.İçimde çok büyük bir sıkıntı peydah oldu.Acaba yine mi eski günlere geri dönüyorduk.Yine bana yalancı ve ümitsiz gözlerle teselli mi verecekler idi?Çok sıkılmıştım artık.Sanki her an bir şey olacakmış gibi bir korku vardı içimde…Tahlil sonuçlarının zamanı yaklaştıkça daha da çok korkuyordum.Acaba yine kötü bir sonuç mu çıkacaktı?Yoksa daha iyi bir sonuç mu?Keşke doktor amca,tahlil sonuçlarıma baktığı anda;”iyileştin”gibi ümit verici bir şey söylese diye düşünüyordum…Sürekli, doktor amcanın tahlillere baktığı andaki yüz ifadesini düşünüp, kendimi o ana hazırlamaya çalışıyordum.Ama sonuçlar kötü olursa da ne yapardım?Ahmet’in ölümünden sonra, ümit verici bir haber duymaya çok ihtiyacım vardı…Yine kötü derse; bu kez annem, babam, ablam bana karşı eskisi gibi olacak diye çok korkuyordum.Çünkü artık yanımda bana ümit verecek olan Ahmet’te yoktu…Böyle bir durumda ,artık yapayalnız kalacağımı biliyordum.Böylece derin düşüncelere dalmış iken tahlil sonuçlarını alma saati gelmişti… Babam hala sus pus duruyordu, derin düşünceler içerisindeydi…Seslendim;
    _”Babacığım haydi tahlil sonuçlarının saati geldi.Raporları alıp, doktor amcanın yanına gidelim”dedim.Babam bana döndü, ayağa kalktı;
    _”Haydi gidelim kızım”dedi.

    Tahlil sonuçlarını aldık ve doktor amcanın muayenehanesine doğru yol aldık.Çok heyecanlıydım, babam da çok heyecanlı ve aynı zamanda çok da stresli görünüyordu.Ne kadar belli etmemeye çalışsa da Ahmet’in ölümü babamı da çok etkilemişti.Biraz sonra, bir nevi hayatımın geri kalan zamanının nasıl geçeceğini öğrenecektim.Çünkü tahlil sonuçları beni ve ailemi çok etkileyecekti, bunu çok iyi biliyordum.Doktor amcanın yanına geldik fakat hastasının olduğunu bizi birazdan alacağını söyledi.Biz de babam ile bekleme salonuna geçtik.Çok beklemeden doktor amca bizi çağırdı.Odasına girdik.Benim yüzüme gülümsedi ve;
    _”Nasılız bakalım küçük hanım?”dedi.Ben;
    _”Daha iyiyim doktor amca”dedim. Babam tahlil sonuçlarını doktor amcaya verdi.Doktor amca masasına geçti ve tahlil sonuçlarını incelemeye başladı.Gayet sakin bir şekilde inceliyordu.Ben dikkat kesildim,doktor amcanın gözlerini takip ediyordum.Babam bir ara;
    _”Doktor bey, nasıl iyi mi değerler?”dedi.Doktor amca sessizliği ile devam etti raporları incelemeye.Doktor amca raporları bitirdi ve bana baktı;
    _”Esracığım, bak benim prensibimdir; normalde hiçbir hastamın yanında yakınına bir bilgi vermem.Fakat senin durumun farklı sırf sen ikna olasın diye senin yanında konuşacağım babanla iyi dinle kızım”dedi.Ben gülümsedim ve doktor amca babama dönüp;
    _”Mustafa bey, kızımızın durumu gerçekten çıktığındaki durumuna göre çok daha iyi.Birkaç tane normal olmayan değerler var fakat bunlar da Esra’nın bugün aldığı haber yüzünden moralini bozmuş olmasından dolayı düşük.Bunu da göz önüne aldığımız zaman Esra’nın durumu günden güne daha iyiye gidecek, bundan emin olabilirsiniz.”dedi ve bana döndü;
    _” Esracığım, durum bundan ibaret.Şimdi bütün iş sana düşüyor.Verdiğim ilaçlar zamanında içilecek ve moralimiz olabildiğince düzgün olacak.”dedi.Benim içime bir su serpilmişti.Ben;
    _”Tamam doktor amca. Teşekkür ederim her şey için.İnşallah düzgün tutmaya çalışacağım moralimi”dedim.Babamın yüzü gülmeye başlamıştı onu böyle görmek ne kadar da güzeldi.Doktor amca;
    _” Ve Esracığım bir şey daha!Her ay düzenli kontrolüne geleceksin.Sana vereceğim kontrol takvimine uyacaksın ve tekrar söylüyorum kii unutma sakın, moralini çok düzgün tutacaksın.”dedi.Ben;
    _” Tamam doktor amca, siz merak etmeyin”dedim.Doktor amca kontrol takvim kağıdımı verdi ve vedalaşıp yanından çıktık.

    Babam mutluydu gözlerinin içi gülüyordu.Babam elimden tuttu ve arabaya doğru gittik.Arabaya geçtim, oturdum babam bir tanıdığına rastladı onunla konuşuyordu.Arabada biraz bekledim, babam geldi.Babamı mutlu görmek beni çok mutlu ediyordu.Benim için onca çektiği üzüntüden sonra onu böyle mutlu görmek beni sevindiriyordu.Bundan sonra mutlu olabilecek miydim bilmiyorum ama en azından onlar için bunu yapmalıydım.Benim için çok sıkıntı çekmişlerdi artık bunu onlara yaşatmamalıydım.Giderken babam ;
    _”Yavrucuğum, bak tahlil sonuçların da iyi geldi Allah’a şükürler olsun.Hiç sıkıntı, üzüntü olmasın tamam mı Pinokyom benim?Ahmet içinde şöyle düşün onunla kurduğunuz planlar vardı ya hani; işte o planları Ahmet için, onun anısına hepsini gerçekleştir ve arkadaşlığınızı bu şekilde yaşatmaya çalış canım kızım benim.Ahmet olsa emin ol o da böyle düşünür ve böyle yapardı meleğim emin ol!”dedi.Mantıklıydı aslında; gerçekten de Ahmet yaşasaydı o da böyle yapardı.Babamın dediğini yapacaktım; Ahmet ve benim arkadaşlığımın bitmemesi için en azından onu yaşatabilmek için çabalayacaktım elimden geldiği kadar bende yaşadığım müddetçe …

    Neyse ki eve gelmiştik.Annem ve ablam heyecanla bizi bekliyorlardı.Onlar da merak ediyorlardı sonuçları. Onlara da iyi olduğunu söyledik ve çok sevindiler.Benim hastalığım konusundan rahatsız olduğumu biliyorlardı hemen konuyu kapattılar.Her zaman ki gibi benim kafamı dağıtmak için yemekten sonra film izledik, güldük ,eğlendik hep birlikte keyifli zaman geçirdik.

    Ablam bu yıl üniversite sınavlarına girecekti, ben de seneye lise sınavlarına girecektim. Ablam çok stresliydi bu yıl.Dershaneden gelip dershaneye gidiyor hiçbir sosyal aktivitesi yoktu.Hastalığım dolayısı ile birazda geride kalmıştı.Hastalığımın iyi olduğunu öğrenince ertesi günkü girdiği denemesinin çok iyi geçtiğini öğrenmiştik.Benim hastalığımın iyiye gitmesi onunda deneme sınavlarının iyi gelmesi, bizi ailecek çok mutlu ediyordu.Artık bir şeyler yoluna girmeye başlamıştı.Çok mutluyduk benimde okul derslerim çok iyiye gidiyordu.Annemlerle birlikte hep beraber Ahmetlerin ailesine taziyeye gittik o akşam onun dışında hayatımızı kötü etkileyen bir durum yoktu.Artık her şey çok güzel gidiyordu.Kontrollerime gidip geliyordum ve her defasında daha da iyiye gittiğini söylüyordu.Artık saçlarım, kirpiklerim,kaşlarım da gün geçtikçe artıyordu.Yavaş yavaş uzuyorlardı ve ben çok mutlu oluyordum.Her geçen gün hayata daha çok bağlanıyordum.Artık hayat bana karşı gelmiyor, kimse sahte tebessümleri ile teselli vermeye çalışmıyordu.Yalancı gözler tamamiyle yok olmuştu bile…Çok mutluydum.Okul bitmişti artık ve yaz tatiline girmiştik.Her şey düzelmiş ve yoluna girmişti.Ablam sınavlarını başarı ile geçmişti ve istediği bölümü kazanmıştı.Ankara Hacettepe Üniversitesi, hemşirelik bölümünü kazanmıştı.Hedefine onca zorluklara rağmen ulaşabilmişti.Bu durum bizi çok mutlu etmişti.Artık sıra bendeydi; bu yıl lise sınavlarına girip bir başarı elde etmeliydim.Artık tamamen hastalığımı da atlatmıştım çok şükür, bu yüzden de hayata daha bi pozitif bakabiliyordum.

    Tatilimi güzel bir şekilde değerlendirip; kendimi sınav maratonuna hazırlamam lazımdı biran evvel…Kendimi daha iyi hissediyordum artık, mutluydum herşey yolunda gidiyordu.Tatile gireli bir hafta olmuştu.Artık sabahları erken uyanmıyordum.Annem ve babam işe gidiyordu ben ve ablam evde kalıyorduk.Gece geç saatlere kadar uyumuyor, film izliyor, oyunlar oynuyorduk…Sonra da sabah geç saatlere kadar uyuyorduk, uyanınca da ablamla birlikte evi temizliyor sonra da dışarı çıkıp geziyorduk, alışveriş yapıyorduk sinemaya gidiyorduk.Kısacası hayatım gayet yolunda gidiyordu.En yakın zamanda annem ve babam yaz tatili için iş yerinden izin alıp bir yaz tatili yapacaktık.Ama daha çok vardı tatilin bitişine doğru izin alabiliyorlardı ancak …Tatil günlerimi sabırsızlıkla bekliyordum, bi an evvel gelmesini istiyordum.Çünkü; artık onca sıkıntı ve stresten sonra güzel bir tatil yapma zamanı çoktan gelmişte geçiyordu bile…

    Neyse ki günler böyle geçip giderken, bir gün en yakın arkadaşım Ezgi aramış, bende yan komşumuz Zerrin teyzelere kadar gitmiştim.Ablam seslendi;
    _”Esracığım!Canım Ezgi arıyor,çabuk ol biraz seni bekliyor telefonda”dedi. Ben koşarak hemen eve geçtim.Hemen telefonu aldım.Ezgi;
    _”Canım ne yapıyorsun?Seni çok özledim ya!Yarın görüşelim mi bütün arkadaşları toplayıp?”dedi.Bende;
    _”Tamam canım. Bende seni çok özledim zaten, buluşalım.Saat kaç gibi buluşacağız peki?”Ezgi;
    _”Saat 12.00 gibi buluşalım canım ne dersin?dedi.Bende;
    _”Tamam canım olur.”dedim.Tam kapatacakken Ezgi;
    _”Ha canım dur kapatma sana bir de bir şey diyecektim.Hani demiştim ya bizim yeni komşunun oğlu var diye…?İşte o da gelecek sorun olmaz değil mi tanıştırmak istiyordum seninle hani?”dedi.Bende;
    _”Yok canım, daha neler niye sorun olsun.Gelsin, bekleriz.”dedim.Daha sonra konuşmayı bitirdik, telefonu kapattım.Ablam ile birlikte çarşıya çıkıp arkadaşları ile buluşacaktık,hemen hazırlanmak için odama geçtim.Ablam çoktan hazırlanmıştı bile.Neyse ki hazırdım artık.Birlikte çıktık ablamla.Günümüz çok eğlenceli geçmişti.Ablamın arkadaşları ile birlikte sinemaya gitmiştik.Güzel bir film ile günümüz baya bi renklenmişti.Bu güzelliğin ardından baya da bir yorulmuştum,eve gidip dinlenmeliydim.Yarın Ezgilerin yeni komşusu, Ahmet ile tanışacaktık.

    Acaba benim canımdan çok sevdiğim,hastane arkadaşım Ahmet’e benziyor muydu?Ezgi’nin tarifine göre çok benziyordu hastane arkadaşım Ahmet’e.Ben isminin Ahmet olduğunu öğrendiğimden beri hep bu düşünce içindeydim…Çok merak ediyordum Ahmet’i ve gerçekten çok da heyecanlı idim.Yarının olmasını çok istiyordum.

    Çok yorgun olduğum için hemen uyuyup dinlenmek istiyordum.Önce duşa girdim daha sonra da yemeğimi yedikten sonra uyumak için odama geçtim.Ahmet’i o kadar çok özlemiştim ki onu düşünerek uykuya daldım.Sabah erkenden kalkacaktım.

    Ve sabah çoktan olmuş, güneş açmış, yeryüzünün tüm güzellikleri görünüyordu artık apaçık bir şekilde…Bu güzellikler beni bağlıyordu güzel şehrim Konya’ya…Havası,suyu,toprağı bambaşkaydı benim için bambaşka…

    Hemen kalktım, ablamı kaldırdım.Birlikte kahvaltı yaptık, evi temizledik derken saat çoktan 11.00 olmuştu bile.Hemen hazırlandım ve gerçekten çok heyecanlıydım.O gün en güzel elbiselerimi giyindim, en güzel şekilde saçlarımı yaptım ve artık gerçekten hazırdım.Sanki yeni tanışmış sevgilimle buluşacak kadar heyecanlıydım.İçim kıpır kıpır ediyordu.

    Neyse ki saat epeyce geçmiş ve 12.00’a yaklaşmıştı bekletmek istemezdim Ahmet’i, hemen evden çıktım.Dediğimiz gibi beni kültür parkında bekliyorlardı.Geç kalmıştım bile…Uzaktan Ezgi’nin yanında birinin olduğu görünüyordu fakat pek seçemiyordum.Yanlarına vardım önce Ezgi ile sarıldık.Ahmet; tamda tahmin ettiğim gibi hastane arkadaşım Ahmet’e çok benziyordu.Ezgi beni Ahmet ile tanıştırdı. Ben Ahmet’ten hastane arkadaşım Ahmet’teki samimiyetten ziyade daha farklı birşeyler hissettim.İlk defa böyle oluyordum, sanırım ilk görüşte aşk diye buna diyorlardı…Ben Ahmet’e bakakaldım öylece; Ezgi bana birşeyler söylüyordu fakat ben hiç onu bile dinlemiyordum.Ahmet’e bakıyordum öylece gözlerinde kaybolmuştum adeta.O da aynı şekilde bana bakakalmıştı en sonunda Ezgi;
    _ “Esraaa!Kendinde misin?”dedi ve bir an kendime geldim; ne yapıyordum ben ya.Kendime geldim ,sersemleşmiştim.Ahmet de kendine gelmişti utanmıştık ikimizde bir an.Ortam sessizleşmişti bir müddet hepimiz ayakta bekliyorduk.Ezgi bu durumun farkına varmış olacak ki yanında sınıf arkadaşımız Selin’ebakıp bakıp gülüyordu.En sonunda Ezgi sessizliği bozarak;
    _ “Haydi arkadaşlar ne bekliyoruz daha şu yukarıdaki kafeye çıkıp oturalım”dedi gülerek…Bende;
    _”Tamam Ezgiciğim elbette haydin çıkalım”dedim.Hep birlikte yürüdük kafeye doğru.Neyse ki kafeye vardık. Ahmet ile ikimiz karşı karşıya oturmuştuk.Ezgi ile Selin kendi aralarında gülüşüp duruyorlardı.Ahmet ile ben çok utanmıştık.Ortamdaki sessizliği garson bozdu.Yanımıza yaklaştı ve siparişleri aldı.Garson gittikten sonra Ahmet dersaneye yazılacağını söyledi.Ezgi’de bildiği birkaç tane iyi dersahane olduğunu ve burdan kalkınca gidebileceklerini söyledi.Ben de onlar konuşmaya dalmışken Ahmet’i daha yakından tanımaya çalışıyor,hastahane arkadaşım Ahmet ile benzer yönlerini bulmaya uğraşıyordum..Ahmet gelince aklıma farkında olmadan gözlerim dolmuş, Selin’in sesiyle irkildim birden;
    _”İyimisin Esracığım, neyin var?” dedi.Bende;
    _”İyiyim Selinciğim, merak etme sen”dedim. Ahmet’e baktım, o da bana bakıyordu, gözgöze geldik.Hemen gözlerimi kaçırdım.Garsonun siparişleri getirmesiyle rahatladım, çünkü şu anda onlara Ahmet’ten bahsetmek istemiyordum.Ahmet bi süre bana baktı,ona bakamasam da bana bakışlarını hissedebiliyordum.Daha sonra Ahmet;
    _”Hepimiz sıkıldık hadi bir an önce kalkalımda dersaneleri dolaşalım, hem havada almış oluruz” dedi.Gerçekten hava almaya çok ihtiyacım vardı.Ahmet’in bu düşünceli hali beni çok mutlu etmişti, gerçekten insanlara nasıl davranacağını bilen bir kişiliği vardı.Ahmet, bu davranışı beni daha çok etkilemişti.Ezgi;
    _”Tamam hadi kalkalım artık”dedi.

    Kafeden çıktık.Öyle gezdik biraz dersanelere falan baktık, görüşmelerimizi bitirdiğimizde daha saat çok erkendi.Selin;
    _”Bir tur atalım ya daha saat çok erken”dedi.Ben;
    _”Tamam bencede ya saat daha çok erken “dedim.Ahmet’e döndüm bana bakıyordu.Hiç istifini bozmadan yanıma yaklaştı;
    _”Esracığım yeni tanıştık evet ama bir sorunun falan mı var anlatmak istersen güvenerek anlatabilirsin”dedi.Ahmet’in bu yakınlığı beni çok şaşırtmıştı.Kısa bir sessizlikten sonra;
    _”Sağolasın Ahmetçiğim.Düşüncen için teşekkür ederim.Ama önemli bir durum yok merak etme”dedim.Aradan biraz geçti, yanyana yürüyorduk.Ahmet’e karşı olan ilgimi düşünüyordum hala bir anda nasıl gelişmişti bu durum?Düşüncelerden kendimi alamıyordum birtürlü.Ahmet’te benim gibi düşüncelere dalmıştı sanırım, hiç konuişmuyordu.Ben sessizliği bozmak istedim.Ahmet’e;
    _”Bizim okula yazılacağını duymuştum Ezgi’den.Ne yaptın kayıt işlerini halledebildin mi?”dedim.Ahmet;
    _”Evet Esracığım yaptırdım kaydımı, hatta aynı sınıftayız.”dedi, gülerek.Bende;
    _”Ayy gerçekten mii?Çok sevindim bak bu duruma.Artık sınıf arkadaşımızsın yani aynı zamanda, öyle mi?”dedim.Ahmet, güldü ve ;
    _”Evet öyle sınıf arkadaşıyız artık”dedi.Bende gülümsedim.Selin ile Ezgi önden gidiyorlardı.Bizi beklediler Ezgi;
    _”Geç oldu gidelim mi ne dersiniz?”dedi.Ahmet ile bakıştık bir müddet.Ben;
    _”Tamam nasıl isterseniz arkadaşlar benim için sorun değil”dedim.Ahmet;
    _”Esra, telefon numaranı verir misin?Artık sınıf arkadaşıyız yani demi ama, sınıf arkadşımın numarası olsun yani ne olur ne olmaz…”dedi gülerek.Bende;
    _”Elbette Ahmetciğim neden olmasın.Veririm tabiki de”dedim.Ezgi;
    _”Dur ya senin otobüs saatin geldi Esracığım, git hadi bu otobüsü kaçırma sonra geç kalacaksın.Sen git de ben veririm Ahmet’e numaranı bitanem.Geç kalma”dedi.Bende;
    _” Evet Ezgiciğim benim sağolasın. Sen ver numaramı ben geç kalmadan gideyim.”dedim.Ahmet’te başını salladı evet dercesine.Hepsi ile vedalaşıp otobüse bindim.Ahmet ben otobüse binerken;
    _”Mesaj atarım Esra.”dedi.

    Otobüse bindim yol boyunca Ahmet’i düşündüm.Diğer hastane arkadaşım Ahmet’e çok benziyordu fakat ona karşı hissettiklerimle bu Ahmet’e karşı olan duygularım çok farklıydı.Eve varmak üzereydim.Ahmet mesaj attı;
    _”Ne yapıyorsun?”dedi.Bende;
    _”Otobüsteyim.Eve varmak üzereyim.Sen ne yapıyorsun”dedim.Ahmet;
    _”Bende aynen eve varmak üzereyim.Yalnız seninle konuşmak istiyorum.”dedi.Damdan düşer gibi bir anda söyleyince şaşırdım. Biliyordum sanki, ne konuşacağını ama yine de merak ediyordum.Bende;
    _”Tamam konuşalım da ne konuşacağız?”dedim.Ahmet;
    _”Esra açık konuşmak istiyorum seninle.Ben sana ilk görüşte aşık oldum.Benimle çıkar mısın? Biliyorum sana saçma gelecek daha ilk günden diye, ama gerçekten ben bunu içimde saklayamayacağım…”dedi.Ben şok olmuştum gerçekten hiç beklemiyordum.Ne tepki verecektim şimdi…Hemen Ezgi’yi aradım anlattım olanları Ezgi;
    _”Ben biliyordum zaten senden hoşlandığını söyledi bana kafede otururken bana süylemişti.Sana bakışlarını görmedin mi yaa ne kadar çok belli ediyordu hoşlandığını…Biz Selin ile anladık o yüzden gülüyorduk size bakarak”dedi.Bende;
    _”Ezgi, bu Ahmet hastane arkadaşım Ahmet’e çok benziyor.Ben ona baktığımda Ahmet’i gördüm bugün o yüzden de ben asla kabul edemem.Doğrusu da bu değil mi Ezgiciğim?”dedim.Ezgi;
    _”Evet Esracığım en doğrusu bu.Ama sende ilk başlarda boş kalmadın sanki Ahmet’e karşı…”dedi.Bende;
    _”Evet haklısın ama sonradan düşündüm ben yapamam bu Ahmet’e baktığımdane kadar sevgi ile baksamda hastane arkadaşım Ahmet’i göreceğim,bunu biliyorum ve ben Ahmet’i hep bu yüzden kırarım ilgimi fazla belli edemem Ezgiciğim.Buyüzden de Ahmet’e aynen bunu söyleyeceğim.”dedi.Ezgi,
    _”En güzeli bu olur öyleyse bitanem”dedi.Bende;
    _”Tamam.”dedim, kapattım telefonu.Hemen ardından Ahmet’e aynı Ezgi’ye söylediğim gibi söyledim ve Ahmet sadece;
    _”Tamam Esra ama unutma ki seni sevmekten vazgeçmeyeceğim.”dedi ve bir daha da mesaj atmadı.

    Ben o günden sonra daha da kötü olmuştum artık hep hastane arkadaşım Ahmet’i düşünüyordum.Artık okulda Ahmet’in yüzüne bile bakamıyordum, birde üstüne üstük aynı dersanedeydik.Hep aynı ortamdaydık.Beni gördüğü zaman gözlerimin içine bakıyordu sadece…Ama ben gayet saf bir şekilde bir şey yokmuş gibi davranıyordum.Belki üzüyordum kırıyordum onu da, ama yapabileceğim başka ne vardı ki?Biz Ahmet ile mutlu olamazdık bu bariz belli idi.Ben ona her baktığımda kardeşim bildiğim hastane arkadaşım Ahmet gelecek ve onun öldüğünü düşündükçe deli olacaktım ve ona bu kadar çok benzeyen insan da benim sevgilim olacaktı ben asla bunu kaldıramazdım.En iyisini yapıyordum evet bunu Ahmet’i her görüşümde düşünüyordum ama pişman olacağım birey yapmamıştım diye düşünüyordum…

    Neyse ki günler böyle geçip gitti…Ahmet ne bana bir daha o konu hakkında bir konuşma yaptı ne de ben ona karşı hislerimi değiştirebildim…

    Fakat artık sınav zamanı gelmişti.Sınava tam bir hafta vardı.Bu hafta dersanelerimiz yoktu, zaten okuldan da izinliydik.Dersanade deneme sınavlarımız oluyordu ve biz sınavdan sonra hep birlikte yemek yedikten sonra, sınav değedlendirmesi yapıyorduk.Bütün hocalarımız bizden çok ümitli idiler.Beni kesinlikle fen lisesi olur diyorlardı, bunu kebdimden çok hastane arkadaşım Ahmet için istiyordum.Onunla olan hayallerimizi gerçekleştirmek için çok istiyordum bu sınav ile Konya Fen Lisesi’ne yerleşmeyi çok ama çom istiyordum.Hafta boyunca bu şekilde sıkı bir çalışma ile sınav için son rutuşlarımızı bitiriyorduk hepimiz.Birbirimizin eksik olduğu konularda yardımlaşarak güzel bir çalışma yapmıştık ve inşaallah da karşılığını alacaktık.Hepimizin de,deneme sınavı sonuçlarımız çok iyi geliyordu.

    Ve artık sınava kalan son bir günümüz…Bugün anlaşmamıza göre hep birlikte toplanıp önce; hepimizin sınav yerlerine gidip sınava gireceğimiz yerlerimizi görecek ve daha sonra da hep beraber birşeyler yapıp kafamızı dağıtacaktık sınav öncesinde.Neyse ki buluştuk ve aynen dediğimiz gibi de; önce sınava gireceğimiz okula gittik ve hepimizin de sınav yerleri çok uzakta idi.Anca hallettik okulları ve hallettikten sonra da bi yerlerde oturup birşeyler içtik ve hepimiz yarın sınavdan sonra görüşmek üzere ayrıldık.

    Ve artık sınav zamanına saatler kalmıştı.Annem ve babam benden daha da heyecanlıydılar.Ogün erkenden yattım ve bir an evvel sabah olsun istiyordum.Kendimi çok mutlu hissediyordum ve bir an evvel Ahmet ile olan hayallerimize ilk adımı atmak istiyordum.

    Sabah oldu ve erkenden sınava gireceğim okula gittik ailecek…Annem ve babam çok heyecanlıydılar elbette bende onlar gibi çok heyecanlıydım.Ama kendimden çok emindim bu sınav girecektim ve Ahmet ile hedeflerimize ulaşmak için ilk adımımızı atacaktım.Ve herkesi binaya almaya başladılar annemlerle vedalaşıp sınav binasına girdim.Heyecanlı da olsam bu sınav çok iyi geçecekti , çok emin girmiştim sınava…Sınav sonunda bütün soruları yaptım ve çıktım çok emindim kesin gelirdi Konya fen lisesi çıktım annemlerle görüştüm, onlara sıkı sıkı sarıldım onlar da çok mutlu olmuşlardı.

    Neyse ki bütün stres , sıkıntı her şey bitmişti, artık içim rahattı. Ahmet ile olan hayallerimizin ilk adımını atmış bulunmaktaydım.Arkadaşlarla dün anlaşitığımız gibi sınavdan sonra buluşup bunu kutlayacaktık , ben annemlere oraya gideceğimi söyledim ve yanlarından ayrıldım.Sanki çok uzaklara gidiyordum, sanki bir daha göremeyecektim içime öyle bir sıkıntı girmişti ki…Otobüse bindim ve otobüs aradan on dakika sonra kaza yaptı ve benim cesedim yerlere serilmişti. Bütün hayalim bitmiş, tükenmişti…Annemlere haber verildi ve onlar da per perişan olmuşlar ve dünya başlarına yıkılmıştı…Benden ve hastane arkadaşım Ahmet’ten geriye kalan tek şey; hayallerimizin ilk adımı olan sınav sonucumdu.Esra YILMAZ; Konya fen lisesi’ne birincilikle yerleşmişti…Fakat; Esra her şeyi, ama her şeyini Ahmet ile olan hayallerini dahi geri de bırakıp, Ahmet’in yanına gitmişti.Artık Ahmet ile olan hayallerinin yanında değil; Ahmet’in yanındaydı…



      Forum Saati Cuma Nis. 26, 2024 3:12 pm