Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Türkiye'den erişim engeli nedeniyle yeni adresimiz: turkcetoplulugu.weebly.com

Nar Ağacı
Nazan Bekiroğlu
(%25 İndirimle)
Beyaz Türkler K.
Alev Alatlı
(%25 İndirimle)
turkcetoplulugu.weebly.com Topluluğumuzun yeni adresi
Kendini Açma
B. Çetinkaya

    HERŞEYE RAĞMEN

    avatar
    1001060066


    Mesaj Sayısı : 2
    Kayıt tarihi : 16/12/10

    HERŞEYE RAĞMEN Empty HERŞEYE RAĞMEN

    Mesaj  1001060066 Ptsi Ara. 20, 2010 7:51 am

    Güzel bir yaz sabahı her zaman olduğu gibi Hami Bey işe gitmek için evden çıkmıştı.Eşi Fatma Hanım da kahvaltı sofrasını kaldırıyordu.Bursa bu sabah bir başka güzeldi sanki.Hava ılık ılık ,efil efil esiyor insana yaşama sevinci veriyordu.Zehra da odasının camından içeri vuran güneşle uyanmıştı.Gözlerini ovalayarak kalktı,pencereyi açtı ve temiz havayı içine çekti.Dışarıdan geçen ‘’Simit simit isteyen var mı?’’diye bağıran Cemil abiyi görünce parayı kaptığı gibi aşağıya indi.Simitçi Cemil’den simit alan birisi daha vardı .Aslında Zehra’nın her gün gördüğü fakat hiç bu kadar yakından görmediği birisiydi.Zehra da cemil’in yanındaki delikanlı gibi 1 simit istedi,parayı uzattı ;ama hala gözleri gördüğü delikanlıda takılı kalmıştı.Paranın üzerini alarak koşa koşa eve çıktı.Doğru mutfağa giderek çayını doldurdu simitini yemeye başladı.Hem yiyor hem düşünüyordu ne kadar da yakışıklıydı.Zehra’ya yavaş yavaş bir şeyler oluyordu sanki.Yüzünde bir gülümseme oluştu.Tam bu sırada Fatma Hanım içeri girdi.
    -Hayırdır kızım ne bu mutluluk?
    Zehra: -İçimden geldi anneciğim,diyerek geçiştirdi.Mutfaktan çıkarak odasına gitti.
    Zehra liseye gidiyordu o yıllar.Okulun bitmesiyle rahatlamıştı çünkü son sınavlar onu epey yormuştu .Zehra çalışkan bir öğrenciydi.Her zaman en iyisini yapmaya çalışırdı.Okul tatile girince boş vakitlerinde kitap okuyor,arkadaşlarıyla vakit geçiriyordu.Zehra evin tek çocuğuydu.Anne ve babasının üzerine titredikleri bekli de tek şey Zehra’ydı.Her anne baba gibi kızlarının okuması onlar için en büyük mutluluk olacaktı.Zehra da inşallah yüzlerini kara çıkarmayacaktı.Tek çocuk olmasına rağmen gayet olgun ,akıllı,çevresi tarafından sevilen bir kızdı Zehra. Fatma Hanım ise ev hanımıydı . Hami Bey’e en güzel yemekleri yapar , onu en güzel şekilde ağırlamaya özen gösterirdi.Hami Bey bir fabrikada satış sorumlusu olarak çalışıyordu.Kendisini bildi bileli o fabrikada çalışmış ve çalışmaya devam ediyordu.Bursa’da oturdukları yer çok güzeldi.Evin karşısında anayol ,yolun ortasında ağaçlar , çiçekler harika bir görüntü oluşturuyordu.Aşağıya ve yukarıya doğru uzanan yollar ve geçen bir sürü araba . Gayet hareketli bir yerdi orası.Zehra çok seviyordu burayı.Balkona çıkıp manzarayı seyretmekten zevk alıyordu.
    Zehra’nın içi içine sığmıyordu bugün .Sabah gördüğü delikanlı içine işlemişti bir kere.Uzun zamandır görüyordu onu aslında ; ama bu kez farklıydı,hiç olmadığı kadar fark etmiş,hiç olmadığı kadar içine bir şeyler olmuştu.Zehra yavaş yavaş tutuluyordu galiba orta boylu ,esmer,yağız bir delikanlıya.Bir görüşte olur mu ? demeyin aşk bu her an her şey olabilirİçindeki fırtına öncesi sessizlik bütün vücudunu kaplıyordu Zehra’ya bir şeyler oluyordu hem de kimsenin bilmesine imkan tanımayan gizli bir şeyler.O gün Zehra annesine yardım etti.Beraber evi temizlediler.Akşam için yemek hazırlığı yaptılar.Bu sırada ev telefonu çaldı.Arayan Ayşe’ydi.Ayşe:
    -Zehracığım bugünden beri evdesin annenden izin alıp bize gelirsen sevinirim.Zehra :
    -Tamam Ayşeciğim gelmeye çalışırım.
    Fatma Hanım Zehra’nın arkadaşı olduğunu tahmin etmişti . Direkt:
    -Gidebilirsin kızım , gelirken de ekmek almayı unutma sakın .
    Zehra üstünü değiştirdi,saçlarını taradı ve annesini öptükten sonra dışarıya çıktı.Fatma Hanım da geri kalan işlerine devam etti.
    Ayşe hemen iki sokak arkada oturuyordu.Evleri yakındı gidip gelmek için.Okula da beraber gidip geliyorlardı zaten Ayşe’yle.Ayşe Zehra’yı evlerinin kapısında karşıladı.
    -Keşke gelseydin .Sabahtan beri evdesin canın da sıkılmıştır senin .
    Zehra:
    -Yok canım bugün böyle olsun istedim ,hem anneme yardım ettim.Evde temizlik işleri vardı ,zamanın nasıl geçtiğini bile anlayamadım.
    Ayşe:
    -Hadi o zaman eve çıkalım.Sana çay demledim ,beraber içeriz. Evde kimsecikler yok , tam senin istediğin gibi.
    Zehra: -Seninle konuşmaya ihtiyacım var,hem de çok
    İkisi birlikte eve çıkarlar .Ayşe çayları koyar
    -Anlat bakalım ne oldu?Seni her zaman dinlemeye hazırım.
    Zehra:
    -Nasıl anlatılır bilmiyorum ama ben birini seviyorum galiba.
    Ayşe:
    -Kimmiş bu bakayım.
    Zehra:
    -Daha ismini bile bilmiyorum.Bu sabah simit alırken gördüm daha önce de markette görmüştüm orada çalışıyor sanırım.
    Ayşe:
    -Bir araştıralım,bakalım kimmiş.Sen üzülme belki onun da gönlü sendedir.
    -Bu anlattıklarım aramızda kalsın ,Ayşe.
    Zehra oradan ayrılır. Giderken ekmek almayı da unutmaz.Zehra saate bir bakar saat 6 olmuştur.Eyvah ,diyerek acele adımlarla eve doğru ilerler.Babası şimdi gelirdi.O gelmeden eve varmalıydı.Karanlık olmasa babası bir şey demezdi ; fakat karanlık bastırınca kızardı .Soluk soluğa da olsa eve vardı ,zile bastı annesi kapıyı açtı. Kapıda bekleyen Fatma Hanım:
    -Neler yaptın bakalım benim güzel kızım,Ayşe nasıl?
    -Biraz muhabbet ettik anne.Ayşe de iyi sana selamı var,diyerek odasına çekildi üstünü değiştirmek için.Üstünü değiştirdikten sonra sofrayı kurdular annesiyle beraber.Zehra içeri gireli 10 dk olmadan babası geldi.Hami Bey ellerini yıkadıktan sonra yemeğe geçtiler.O akşam eskileri anıp epey eğlendiler. Mutlu bir akşam yaşadılar.
    Ertesi gün Ayşe’yle Zehra yarım kalan konuyu okulda konuşmaya devam ettiler.
    Ayşe:
    -Zehra,ben o marketi biliyorum.Bir gidip araştırayım,adını öğrenirim en azından.Zehra birden atılarak :
    -Sakın ha ,böyle bir şey yapmanı istemiyorum.Bizimkilerin kulağına giderse çok kötü olur.Beni değil okula dışarı bile çıkartmazlar.
    -Merak etme ben bir yolunu bulurum .Hiç kimsenin ruhu bile duymaz,deyip Zehra’yı rahatlatmaya çalışır. Ayşe ise son dersin bitimiyle doğruca eve gider.Yolda epey düşünür,sonunda markette annesinin bir arkadaşı olduğu gelir aklına.En iyi yol budur,ona sormalı diye düşünür. Üstünü değiştirdikten sonra evde eksik ne varsa bir listeye yazıp marketin yolunu tutar.Markette bir süre gezdikten sonra Halide Teyze’yi sonunda bulur.Halini hatrını sorduktan sonra Zehra’nın tarif ettiği delikanlıyı aynen anlatır. Halide Teyze: -Orta boylu, esmer … Haa tamam sen Ali’yi diyorsun .Bak işte orda diyerek uzağı gösterdi.Ayşe:
    -Aman teyze gösterme ,bizi duymasın .Geçende bir şey almıştım ona sorup, yanlış vermiş .Annemden de bir sürü azar işittim de o yüzden sordum
    -Bir karışıklık olmuştur mutlaka .Ali iyi çocuktur, hiç de yanılmazdı ama aksi şeytan
    Gerekli bilgiyi alan Ayşe sevinerek eve varır.Zehra’yı evlerine çağırır. 15 dakika sonra Zehra zile basar.Yukarı çıkar .
    -Ne oldu, adını öğrenebildin mi?
    -Tabii ki, adı ALİ
    -Demek Ali’ydi ha
    Zehra Ayşe’ye sımsıkı sarılır, teşekkür eder.Ayşe:
    -Rica ederim ,sen benim arkadaşımsın .Hem iyi birisi olduğunu da öğrendim . Hadi hayırlısı. 3 ay sonra
    Zehra okula başlar.Her sabah Ali’yle karşılaşır ve her defasında içinde ne fırtınalar eser de bunu Ali bilmez ya da bilir de o da söyleyemezdi.Bunu belli edecek tek şey zamandı.Zehra bakamazdı zaten Ali’nin yüzüne.Ama Ali öyle değildi.Onu görünce hiç olmadığı kadar neşelenir,adeta seni seviyorum,der gibi bakardı Zehra’nın yüzüne.Zehra da güzel kızdı hani..Büyüdükçe çok daha güzelleşmişti.Yavaş yavaş büyüyordu bu sevda ,derinlerde bir yerlerde kök salıyordu sürekli.Fakat olmamalıydı.Böyle şeyleri düşünecek vakti yoktu..Seneye sınava girecekti.İki arada bir derede kalıyordu Zehra, istemese de.
    Okulda toplantı tarihi gelmişti.Her zaman olduğu gibi toplantıya bu sefer de Fatma Hanım katılmıştı.Öğretmenler sırayla her öğrenciyi konuştular ve onlardan beklentilerini de dile getirdiler.Sıra Zehra’ya gelmişti.Fatma Hanım: -Kızımın dersleri nasıl hocam dedi.Öğretmenler: -İyi ; fakat son zamanlarda derslerde dalıp dalıp gidiyor.Bir sorunu mu var acaba diye merak ediyoruz annesi.Biz sorduk Zehra’ya ;ama bir şey söylemedi.
    Fatma Hanım’ın içine dert oldu bu durum .İçinden Zehra böyle değildi neyi var acaba diye geçirdi.Zehra’nın bir sorunu olmamıştı şimdiye kadar.Fatma Hanım eve geldi. Zehra , Zehra diye çağırdı.Zehra evde yoktu büyük ihtimalle dışarıdadır diye düşündü. Zehra az sonra geldi Ayşe’nin yanından
    -Kızım bir sorunun mu var ,yavrum.varsa eğer benimle paylaşabilirsin.
    -Yok anne ne sorunum olacak sadece okul,dershane derken yoruluyorum, gerçekten.Sen canını sıkma bir şeyim yok benim.Ne demeliydi annesine? Ben birini seviyorum hatta onunla evlenmeyi bile düşünüyorum demeyi mi ?
    -Kızım nazara mı geldin acaba ? Dur,sana bir nazar duası okuyayım , gel yakınıma şöyle.Zehra annesinin dediğini yapar.Nazar duası bittikten sonra kapı çalar gelen Hami Bey’dir.Zehra kapıyı açar.Babasının yüzünden düşen bin parçadır.Annesiyle birbirlerine bakarlar .
    Fatma Hanım :
    -Ne oldu bey ? -Fabrikada parasal sıkıntılar var iflas olabilir ,her şeye hazırlıklı olalım .Bizi çıkaracaklar büyük ihtimalle . Hem Zehra hem Fatma Hanım çok üzüldüler ; fakat daha fazla can sıkmamak için belli etmemeye çalıştılar. O akşam herkes sessiz bir şekilde bir köşede oturdu.Şimdiden düşünmeye başlamışlardı olabilecekleri.Sorunlar üst üste geliyordu sanki, Zehra için.Bir tarafta Ali , bir tarafta ailevi sorunlar,diğer tarafta okul.Her zaman olduğu gibi bu gece de dua ederek uyudu.Her işin yoluna girmesi için.
    Ertesi gün tatildi Ayşey’le haberleştiler.Üzerine yeni kıyafetler almalıydı.Zehra annesinden parayı aldı ,Ayşe’yle buluştu.O dükkan benim şu dükkan senin epey gezdiler.Çünkü ellerindeki parayı en iyi şekilde değerlendirmeliydiler.İkisinin de ayaklarına karasular indi;ama sonunda aradıklarını buldular . Hem ucuz hem de kaliteli ürünlerdi .Zehra denedi Çok güzel olmuştu.Ne zamandan beri yeni kıyafet almamıştı Zehra iyiki geldik ,dedi Ayşe’ye. Poşetlerle beraber oradan ayrılarak pastaneye gittiler.Bugünün ödülü olarak birer de çilekli pasta aldılar Çok güzel vakit geçirdiler.Ayşe:
    -Ne oldu Ali meselesi?
    -Ne olacak ne o bana bir şey söylüyor ne de ben ona ayne n bildiğin gibi.Bir de babamın işlerinde bir terslik çıkmış ,dün akşamdan beri ona canımız sıkıldı. Dışarı çıkmasaydım fenalaşırdım evde herhalde.Ayşe:
    - Hami amcanın işinde ters giden neymiş?
    -Fabrika maddi sıkıntılar yaşıyormuş.
    İnşallah işleri düzelir,sen canını sıkma.Seni Ali’yle buluşturmak istiyorum ne zaman boşsun?
    -Nasıl olur bilmem ki .
    -Sen bana bırak.Bir çay bahçesine gideriz ben de gelirim.Ne zamana kadar saklayacaksın ki
    -Doğru söylüyorsun.Kısmet.Belki bir gün karşılıklı konuşuruz.
    -Anlaştık,işte böyle çekinerek olmaz ki.
    Zehra büyük bir sevinçle evin yolunu tutar.Eve gittiğinde babası henüz gelmemiştir.Annesi de sobanın yanındaki kanepede uyuya kalmıştır.Annesinin üzerine battaniyeyi örter.Ardından odasına giderek ders çalışmaya başlar.Akşam yemeği için babasını bekler;ama bir türlü gelmeyince annesini uyandırır.
    -Anne uyan,babam hala gelmedi. Saat 9 oldu
    -Kızım telaşlanma.Bir işi çıkmıştır belki,şimdi fabrikayı arayıp öğreniriz. Telefon numarasını bana getir çekmecedeydi.
    -Hemen getiriyorum .
    Zehra numarayı uzatır annesine .Fatma Hanım numarayı çevirir.
    -Alo Hami Karalar fabrikada mı acaba ?
    -Evet efendim müdür beyin odasındalar şimdi çıkarlar.Merak etmeyiniz,lütfen.

    -Teşekkür ederim,rahatsız ettim.
    -Rica ederim.İyi akşamlar.Anne ve kız rahat ederek iki kişilik sofraya otururlar.Yemeklerini yerler.Zehra odasına ders çalışmak için tekrar gider.Annesi de el işi yapmaya koyulur.Çok geçmeden de Hami Bey eve gelir.
    -Bey ne oldu ,müdür ne dedi? Fatma Hanım ‘ın eli yüreğindeydi bunları söylerken .
    -Müdür Bey satışları artırmamı istiyor.Eğer artıramazsam beni de işten çıkaracakmış.
    - Ben de hep çıkışını verdi zannettim.İnşallah bu süre zarfında işlerin yoluna girer.
    -Sağol hanım , dualarını eksik etme. Bu yaştan sonra iş bulmak kolay değil ama … Ertesi gün Zehra okula gider. Ayşe:
    - Ali’den çay sözünü aldım Bugün çıkışta.
    -Zehra utanarak peki,der.
    Zehra’nın aklı bugünkü derslerde bir karış havada.Sürekli öğretmenlerinin ikazıyla kendine gelmektedir. O gün okulu bu şekilde geçirir. Okul çıkışı doğru eve gider. Dünkü kıyafetlerini giyinir,en güzel şekilde saçlarını da yaptıktan sonra Ayşe’yi arayarak hazır olduğunu bildirir. Heyecandan kalbi güm güm atan Zehra çok telaşlı bir halde aşağıya iner Ayşe’yi beklemek için .Bir süre sonra Ayşe gelir.
    - Ayy çok güzel olmuşsun , canım
    - Teşekkür erdim .Sen de çok güzelsin bir tanem .Ayşe , biri bizi görmesin hangi çay bahçesine götürüyorsun ? Ulu orta bir yer olmasın .Korkuyorum bizimkilerin kulağına giderse kötü olur.
    -Ben Ali’ye söyledim , sakin ol.
    Bir süre sonra çay bahçesine varırlar , merhabalaştıktan sonra otururlar .İlk söze Ali girer.Zehra’ya lafı fazla uzatmayacağım , sizi ilk gördüğümden beri aklımdan çıkmıyorsunuz .Sizin de bana aynı duyguları beslemeniz beni çok sevindirdi, dedi.Zehra utandı .Konuşmaya başladı.
    -Ayşe olmasaydı sizinle konuşmak imkansız olacaktı ben nedense çok çekinirim bu konularda utanırım, sıkılırım .Ancak şimdi utanmıyorum ben de aynı duyguları yaşadım ve yaşamaya devam ediyorum .İlk günkü heyecanı duyuyorum ,buna emin olabilirsiniz.Kısacası size aşık oldum .
    -Nasıl da benim duygularıma tercüman oluyorsunuz..Ben de sizi seviyorum .Yolda geçişirken beni sevmediğinizi düşünüyordum demek siz de ha .Ne kadar mesut oldum anlatamam .Ben az çok Ayşe Hanım’dan sizinle ilgili bilgileri aldım Adınız Zehra’ydı.Çok güzel .Gelen çayları içerler..Çok geç olmadan vedalaşırlar .Ali :
    - Mutlaka sizinle tekrar görüşelim .
    Zehra:
    - Peki Ali ,diyerek oradan ayrılırlar.
    Ali evin ortanca çocuğudur.Ailesi para sıkıntısı yüzünden onu okutamamıştır O da markete işe girmiştir.Hiç değilse aylık evin kirasını vermektedir.Bir ablası bir de küçük erkek kardeşi vardır.Ablası evli küçük kardeşi de okumaktadır daha. İlkokul ikideyken Ali babasını kaybeder.Annesi de evin mutfak masraflarını karşılamak için haftalık temizliğe gitmektedir.İşte temizliğe gittiği evlerden biri de Ayşelerin evidir. Çünkü Ayşe’nin annesi babası çalışmaktadır.Vakitleri olmadığından temizlikçi alırlar ayda iki kez .Ayşe bütün bunları Havva Hanım’dan bu şekilde öğrenir.Bir süre sonra Zehra eve varır. Kapıda annesi karşılar onu .Kızım nerelerdeydin merak ettim okuldan gelince haber vermeden nereye kayboldun? Hem bu ne hal?
    -Ayşe ,Ayşelerdeydim nerede olacağım . Yeni kıyafetlerimi götürdüm makyaj falan eğlence amaçlı yaptık anne. Diyerek durumu geçiştirmeye çalıştı. Fatma Hanım bu işte bir gariplik olduğunu anladı ;ama üstüne varmadı ne de olsa yakında kokusu çıkar diye düşündü. Zehra’nın derslerinden uzaklaşması, eskisi kadar ders çalışmaması annesinin gözünden kaçmaz .Ama şimdilik bir şey demez.
    Günler gelip geçer . Zehra derslerle sınavlarla kafayı yorarken pencereyi açar ve dışarıya bakar. Bir de kimi görse iyi. Bu Ali’ydi. Zehra’ya aşağıya inmesi için el işareti yapıyordu.Zehra bundan sonra gizli gizli Ali’yle buluşmaya gider .Bu aşk derin bir kök salmıştır kalplerine .Her ikisi de batar bu aşkın içine yavaş yavaş.Zehra ilk yarıyılda kırık notlar getirir eve.Anne ve babasından bir sürü azar işitir.Ama yapamıyor Ali’yi düşünmeden bu yüzden derslerine adapte olamıyordu .Duydukları laflar da hiç umrunda değildi.Bir gün yine Ali’yle buluştular.Ali , Zehra’ya evlenme teklifi etti.Zehra’nın ağzı kulaklarına vardı.Ne var ki bu evliliğe ailesinin izin vermeyeceğini biliyordu.Yine de denemeliydiler.Ali’ye gel beni iste , dedi .Ali durumu annesine bildirdi.Ertesi akşam bir buket çiçek ,bir paket çikolata yaptırarak Zehralara gittiler annesiyle ve ablasıyla. Zehra güzelce giyindi annesine haber vermedi ,haber verse kabul etmeyeceğini biliyordu çünkü.Fatma Hanım gelenleri görünce şoke oldu.Bu da neyin nesi ? Zehra ‘ya dönerek açıklama bekledi. Zehra:
    -Evet anne ben çağırdım .
    -Delirdin mi sen kızım ? Çabuk geri gönder gelenleri. Bak baban şimdi gelir.Gelirse çok fena olur . Birden başı dönen Fatma Hanım bayılır. Ali,annesi, Zehra müdahale etmeye çalışırlar. Tam bu sırada Hami Bey gelir.
    -Ne oluyor burada ,Fatma ?Fatma Hanım bir süre sonra ayılır.
    -Bey, kızını istemeye gelmişler .Vay başımıza gelenler
    -Ne, istemeye mi gelmişler?Ne diyorsun hanım . Hami Bey kendi derdine mi üzülsün yoksa başına gelen bu saçmalığa mı ? Küplere binen baba kızını odaya çağırır.
    -Kızım sen mi çağırdın onları? -Zehra sessiz kaldı , cevap veremedi. Tekrar içeri girdiler. Baba sinirlenerek Ali’nin annesi Havva Hanım’a döndü.
    - Bunlar cahil de be kadın sen de mi cahilsin .Kız daha okuyor , küçücük .Benim daha yeni haberim oldu baksanıza küçük hanım ve küçük beyler karalarını çoktan vermişler.Hemen terk edin evimi, çıkın gözüm görmesin sizi. Ali ve ailesi usulca evden yüzleri kızararak çıkarlar.Hami Bey şimdiye kadar Zehra’ya el kaldırmamıştır ; ama bu son olanlar iyice sabrını taşırmıştır. O gece Zehra ‘ya vurur. Zehra ağlayarak odasına kapanır. Fatma Hanım ise başının ağrısından uyuyamaz ne kadar hap içse de. Zehra sabaha kadar ağlar. Yanlış yaptığının farkına sonradan vardı ama çok geçti.Ailesinin bütün güvenini sarsmıştı. Ali ve ailesine de ayıp olmuştu.Ah Al,i dedi içinden nasıl uydum senin aklına ,rezil ettin beni. Aşk böyle bir şeydi insanın gözünü kör ediyormuş demek ki .Zamanlamanın yanlışlığı her iki taraf için de kötü sonuçlar doğurmuştu. Hami Bey de o gece eşinden farklı değildi hatta daha fazla kötüydü . Kızına hala inanamıyordu . Zehra’yı ne kadar yanlış tanımıştı oysaki .Aklına geldikçe tansiyonu çıkıyor , fenalaşıyordu . Ne yemek ne ekmek yemeye iştah kalmamıştı. O da sabaha kadar oturduğu koltukta tavana bakıp durdu, dertler uyutmuyordu maalesef.Ali ve ailesi de o gece hiç uyumadı .Anne Havva Hanım :
    -Oğlum , niye bize yalan söyledin? Ne hallere düşürdün beni adamdan utandım .Anne ben yalan söylemedim Zehra ailesine haber vermemiş . Aslında ailesi haklıydı. Zehra neden böyle yaptın ? diye aklından geçirdi.Olan olmuştu bir kere daha fazla üzülmeye gerek yok .Hami Bey, sessiz sakin bir adamdı aslında.Son zamanlarda iş stresi ve bir de böyle bir saçmalık karşısında başka ne şekilde davranabilirdi ki. Biricik kızları , güvendikleri Zehra güvenlerini sarsmıştı. Dayakla bile korkuttu ;ama zaman ne gösterirdi bilemiyordu.
    4 ay sonra
    Zehra bu süre zarfında Ali’yle hiç buluşmaz.Babasına da kızgınlığı hiç bitmez.Artık babasıyla dil ucuyla konuşuyor ,sınıfının en tembel kızlarından biri olmaya başlıyordu.Okuldaki öğretmenler kaç defa Fatma Hanım’ı uyarmışlardı.Zehra ‘ya ne oluyor, diyerek.Annesi olarak durumu anlattı ;ama kimse inanmak istemedi olanlara. Kıza nazar değmişti .
    Günler,geceler bu hasrete çare olmuyordu. Açılan yaralar kapanmıyor ,hasret bir çığ gibi içlerinde büyüyordu.Ne Ali’nin elinden bir şey geliyor ne de Zehra’nın elinden bir şey gelmiyordu. İmkansızlık işte şimdi başlamıştı. Ne zordu görüp de sevdiğinle beraber olamamak .Acıtıyordu, üzüyordu çünkü adı AŞK’tı.Zehra babasından korkusuna ne zamandan beri Ali’yle buluşamamıştı.Hami Bey artık Zehra’yı okula göndermemekle de tehdit etmeye başladı.Zehra ilk defa babasından bu kadar korkmuştu.Adam çıldırmış gibiydi.Bir taraftan iş stresi vardı tabii. Zaten işleri sarpa salmıştı.Satışlar artmıyor, bu durum müdürün gözünden kaçmıyordu.
    Müdür , Hami Bey’i 4 ayın sonunda yanına çağırdı. Satışlarda artışın olmadığını maalesef çıkışını vermek zorunda olduğunu bildirdi.Denildiği gibi Hami Bey işten çıkarılmıştı.Dünyası başına yıkılan Hami Bey muhasabeden parasını alarak fabrikadan ayrıldı. Yavaş ve düşünceli adımlarla eve doğru ilerledi. Hem gidiyor hem de düşünüyordu . İçinden:
    - Vay be , demek bu günleri de görecekmişim . Kaç senelik ekmek kapımızdan da olduk ya …Şimdi ne yaparım ben? Bu yaştan sonra nerede işe girerim . Hem bu zamanda iş bulmak kolay mı? Zile bastı. Kapıyı Fatma Hanım açtı. Bir terslik olduğunu anladı yüzünden eşinin.
    -Ne oldu bey söylesene , yoksa?
    - Evet hanım işten çıkarıldım.
    Bu sırada Zehra da odasından çıkar. Duyduklarına inanamaz. Anne , kızın başından aşağı kaynar su dökülür.Oldukları yerde donup kalırlar ve birden ikisi birlikte bu sefer dayanamayıp ağlamaya başlarlar. Ne olacaktı şimdi? Kendilerine değil, Hami Bey’e çok üzülmüşlerdi.Kolay mıydı bir ömür emek verip , ansızın kapının önüne atılmak .El işi böyle bir şeymiş demek ki.Bir anda , bir kerelik hata onca emeği nasıl göz ardı edebilirdi? Olacak iş değildi.Herkesin suratından düşen bin parça , ne konuşuldu ne de yemek yendi .Bu haber herkesin karnını doyurdu maalesef.Yeni bir gün yeni bir güneş onlar için şimdilik bir şey ifade etmiyordu, artık. Zehra da olanlara çok üzülmüştü .Kendisinin de can sıkıntısı yarattığının farkındaydı.Olanlara bakarak kendi payına düşeni fazlasıyla almıştı dün gece . Anne ve babasını üzgün görmek , ona şimdi daha fazla dokunmuştu.Bu olay kendisine çekidüzen vermeye itti.Onca olay olmuştu;ama bu seferki şok tedavisi gibi tesir etmişti Kendisini sorgulamaya başladı. Niye böyle davranıyordu, evet aşıktı hep aşık olarak kalacaktı;ama belki de ailesi haklıydı okuyordu.,bu yaptığı saçmalıktı. Okuyup, eline mesleğini alıp sonra da evlenebilirdi.Gerçekten aşk insanın gözünü kör ediyormuş,diye içinden geçirdi.Ailesini daha fazla yormaya gerek yoktu.Şimdi onlara destek olalıydı, köstek değil.Hayatında yeniden bir yol çizen Zehra artık kenarda kalmayı yeğliyordu.
    Sabah kalktıklarında ne kadar neşesiz bir kahvaltı olsa da Zehra anne ve babasına dönerek size bütün yaptıklarımdan ve yaşattıklarımdan dolayı özür dilerim , dedi.Bir de bu olay yüzünden canınızı sıktım .Buna hakkım yoktu, dedi.
    Hami Bey ve Fatma Hanım şaşırdılar. Bu derece gözleri dönmüş bir insan nasıl olmuştu da doğru yolu bulmuştu? Şartlar belki de Zehra’yı yola getiriyordu. Evin reisi Hami Bey burada daha fazla kalamayız, bu günden tezi yok iş bulmalıyım , dedi. Ayağa kalktı , İstanbul’daki amcasını aradı.Kendilerine ev bakması için .Ahmet amcası durumu anlamıştı tamam yeğenim diyerek telefonu kapattı. Taşınacaklarını anlayan Zehra’nın içine yeniden kurt düşer. Çayı boğazından zorla geçirir.Hami Bey :
    - Zehra sen de git arkadaşlarınla vedalaş belki bir daha göremezsin onları.
    -Baba niye hemen böyle bir kara verdin belki burada iş bulurdun? Ben şimdi nasıl ayrılırım arkadaşlarımdan ha?
    Sofranın başından beri dolan Zehra bunu duyar duymaz yıkıldı .Yani Ali’yi bir daha göremeyecek miydi? Sofranın başından ağzını kapayarak , göz yaşlarına boğulmuş bir şekilde odasına gider.Hüngür hüngür ağlamaya başlar. Yaşlar gözünde sel olan Zehra yatağına kapanır,yastığını gözyaşlarıyla ıslatır.Annesi odaya girmek ister babası da bırak hanım ağlasın içi boşalır, der. Ben onun derdini biliyorum .Bizim derdimiz ne küçük hanımın derdi ne görüyor musun hanım? Fatma Hanım da biliyordu kızının derdini ama anne işte ne yapsın kızı ağlayınca dayanamıyordu . Bir süre sonra Hami Bey evden çıkar. Kahvehanede arkadaşlarıyla buluşup ,göç işini ayarlamak için..Zehra babasının çıkmasını bekliyordu zaten. Üstüne hırkasını aldıktan sonra Ayşe’ye gideceğini söyledi .Fatma Hanım :
    -Peki kızım ,sen nasıl istersen, geç kalma sakın.
    Zehra yolda giderken Ali’ye rastladı, yüzüne bile bakamadı.Ali tuhaf oldu , içinden:
    -Ne oldu şimdi, ne yaptım ben bu kıza ya, dedi.Peşinden gidecekti sonradan vazgeçti nasıl olsa sonra sorarım dedi.Ali de işe yetişecekti zaten azar işitmemek için Zehra’nın peşine koşmadı. Zehra bugün sinirliydi. Gözü Ali falan görmüyordu şimdilik sadece Ayşe’yle konuşmalıydı.Ayşe’yi de gökte araken yerde bulmuş gibi evin bahçesinde buldu. Bir elinde çay diğer elinde kitap olan Ayşe Zehra’yı görünce ayağa kalktı.
    - Hoş geldin canım dedi.Zehra:
    -Ne hoşu Ayşe taşınıyoruz.
    -Nereye , ne oldu durup dururken ? Gel bir otur şöyle soluklan ,nefes nefese kalmışsın zaten .Ayşe bir bardak su getirir Zehra’ya .Al şunu içte anlat bakalım .
    -Hiç sorma Ayşe , babamı işten çıkardılar.Babam da İstanbul’a göçü düşünüyor diyerek Ayşe’ye sarıldı.Ali’yi bir daha göremeyeceğim . Ağlamaktan gözleri şişen Zehra’nın tansiyonu düştü bir anda gözleri karardı. Ayşe Zehra’yı güçlükle tuttu .
    - Otur, arkadaşım Bu kadar üzülme . Bak ben de üzülüyorum o zaman . Ayşe , gelirken Ali’yi gördüm yüzüne bile bakamadım .Yüzümü görüyor musun? Hep şiş . Bu yüzden bakamadım ağlamaktan ne hale geldim
    .- Off Allahım , ben nasıl söylerim bunu şimdi Ali’ye. Ayşe :
    -Ben söylerim ,sen merak etme.
    Sen yine de bana bir kağıt kalem verir misin ? Ali’ye not yazayım bari karşılıklı vedalaşırsak ondan ayrılamam. Ayşe:
    -Hemen getiriyorum.Kağıdı çok geçmeden getirir. CANIM ALİ’YE
    Şu an hıçkırıklara boğulmuş ağlarken, gözyaşlarımla ıslanan her sözcükte içim kan ağlıyor. Yaşamak sensiz zor olsa da hatta mümkün olmasa da senden ayrılıyorum.Babamın işten çıkarılması bizi göçe zorladı.Sabah gözlerine bakamadım.İçindeki fırtınaları sana anlatamadım. Beni affet ne olur.Belki kader ikimizi bir gün bir yerde buluşturur, kim bilir. Küçük notunu küçük bir zarfa koydu. Ayşe’ye uzattı.Lütfen ulaştır canım ,dedi.Ayşe:
    - Şüphen olmasın, diyen Ayşe’ye sıkıca sarılarak oradan ayrılır.
    Zehra yalnızca Ali’ye değil okulundan , öğretmenlerin,arkadaşlarından ayrılacağına da üzülüyordu. Aşk acısı ,özlem acısı bir başka olacaktı zaman ilerledikçe .Şimdi bunları fark etmesi imkansızdı.
    Hami Bey ,Zehra eve varınca eve çoktan gelmişti.Anne ve babası oturmuş laflıyorlardı. Belli ki bir sonuca varılmıştı..Zehra’yı da yanlarına çağırdılar.İstanbul’a göç için kamyonun tutulduğunu Ahmet amcanın da oradan evi tuttuğu anlatıldı. Zehra
    -Peki ne zaman yola çıkıyoruz?
    -Yarın yola çıkacağız , dedi anne Fatma Hanım. Kızım sen de bugünden kitaplarını hazırla yarın karışıklığa gelmesin ,dedi.
    Hami Bey sabah kahvehaneye bu yüzden gitmişti daha çokta. Her şey yavaş yavaş ilerliyor, gidilen yol belirsiz, hayatın daha neler göstereceği de zamana kalmışken gün kararır, gün doğar ,hayat devam eder ve insan da bütün bunların sonucunda hem sevinç hem acı yaşarmış.
    Sabah oldu ,evi kaldırma işi başladı. Allahtan evde fazla eşya yoktu.O yüzden toparlanma işi kısa sürmüştü.Kırılacak eşyalar cam ,tabak, bardak , ayna vs. eşyalar özenle kolilere yerleştirildi. Giyecekler askılarıyla beraber bavullara konuldu.Beyaz eşya ve koltuklar da arabaya yerleştirildi. Sıra komşularla vedalaşmaya gelmişti. Son defa birbirlerine sarıldılar , herkesin gözü doldu. Karalar ailesi evdeki bomboş odalara son kez baktıktan sonra kapıyı çektiler. Apartmandaki herkes üzgündü, kaç yıldan beri kurulmuş bir dostluk vardı aralarında.Her iki taraf için de kolay olmadı bu ayrılık, kucaklaşmalar, ağlaşmalar…. Evden cenaze çıkar gibi bir havadaydı , herkes.Hami Bey komşularına dönüp , yine geliriz sizleri ziyaret etmek için üzülmeyin ,dedi.Fatma Hanım da kocasının sözlerini başını sallayarak onayladı .Allah izin verir de ölmezsek inşallah bir gün yine buluşuruz,dedi.Eşyalar kamyonla gidecekti onlar ise otobüsle İstanbul’a gideceklerdi. Kamyondan önce İstanbul’a varmalıydılar ki evi temizlesinler .Sonra da gelen eşyaları yerleştirebilsinler.Onun için otobüsle gideceklerdi. Kamyon evin önünden ayrıldı.Karalar ailesi de otogara kadar gitmek için taksi çağırmışlardı. Taksiyi beklemeye başladılar .Taksi az sonra geldi. Karalar ailesi son kez vedalaştıktan sonra taksiye bindiler.Arkalarından komşuları kova kova su döktüler. Tez gidip tez dönsünler diye.Biletler önceden alınmıştı. Biletlerin 3’ü de ortalardan alınmıştı.Fatma Hanım bu şekilde istemişti oturacakları yeri.Hami Bey de eşini kırmadı.Eşinin istediği yerden biletleri almıştı.
    Taksi garaja gelince hep birlikte taksiden indiler. Zehra’nın biraz başı ağrıyordu nedense.Taksici bavulları Hami Bey’in gösterdiği yere koydu.Daha sonra şoför parasını alarak oradan uzaklaştı.Kızıyla eşini otobüse bindiren Hami Bey yolculuk için simit,poğaça, içecek türü bir şeyler almak için otobüsten indi.Hem, sabah taşınma telaşına karınlarını doğru dürüst doyuramamışlardı.En azından açlıklarını yatıştırmak için hiç de fena olmazdı.Belki Zehra yedikçe başının ağrısı da giderdi. Hami Bey gerekli olan her şeyi aldıktan sonra otobüse geldi.Eşinin yanına oturdu. Eşiyle kızına aldıklarından verdi .Bir parça da kendisi yedi.Bu arada kamyon şoförüyle irtibat halindeydi. Bursa – İstanbul arası 2.5-3 saat kadardı hemen hemen ;ama bugün epey yorulmuşlardı o yüzden yolculuk gözlerinde büyüyordu. Otobüs birazdan harekete geçti. Yolculuk sırasında Zehra yediği yiyeceklerden olacak ki başının ağrısı geçmişti. Bunun da etkisiyle uyudu bir süre Zehra .Hami Bey’le eşide uyumadılar bu süre içinde dışarıyı seyrettiler.
    3 saatin sonunda otobüs o meşhur, dillere destan şehre yani İstanbul’a
    inmişti.Hami Bey kızını uyarttı.Geldiklerini söyledi. Zehra toparlanarak otobüsten ,anne ve babasının ardından indi.Çevreye şaşkın gözlerle baktı. Bir rüyadaydı sanki.Sabah nerde şimdi neredelerdi.Hayat insanı bazen rüzgarın önünde sürüklenen yaprak gibi sürüklüyordu bilinmeyen yerlere doğru.Bu ailelerden birisi de Karalar ailesiydi. Otobüsten indikten sonra hep beraber Ahmet amcayı beklemek için otogarın çevresinde bulunan banklara oturdular. Zehra biraz daha iyiydi, kendisine gelmişti.Yarım saat bekledikten sonra büyük amcayı aradılar.Ahmet amca meğerse trafiğe yakalanmış , o yüzden gecikmişti.Neyse ki çok geçmeden Ahmet amca otogara geldi.Yeğenine sarıldı. Geldiği taksiye onları bindirdi.Hami Bey taksideyken kamyon şoförünü tekrar aradı ,yarım saat sonra orada olacaklarını bildirdi.Eve vardıklarında kamyon onlardan önce eve varmıştı .İstedikleri gibi olmamıştı maalesef ;ama elden bir şey gelmiyordu artık.
    Kamyondaki eşyaları Ahmet amcanın ayarladığı kişiler eve çıkardılar. O yönden rahattılar.Fatma Hanım eve çıktığında evi gayet temiz bir şekilde buldu çünkü evi temizletmişti Ahmet amca .Fatma Hanım bu şekilde bir şeyle karşılaşmayı hiç düşünmemişti o yüzden çok mutlu oldu.Nasıl teşekkür edeceğini bilemedi. Amca ne kadar da iyi birisiymiş diye düşündü .Eşinin amcası olmasına rağmen ilk kez görmüştü. Eşyalar eve yerleştirildikten sonra bütün bunlar için Ahmet Amcaya teşekkür ettiler.
    Bu ev Bursa’daki evden pek farklı değildi hemen hemen aynı planda denilebilirdi. Ev kirasını karşılaştırırsak İstanbul daha pahalıydı , ne de olsa büyükşehirdi.Hami Bey’in bir an önce iş bulması gerekiyordu aksi takdirde bu evden de olabilirlerdi.Manzarayı karşılaştırmak bile hoş olmazdı özellikle Zehra Bursa’daki evin manzarasını çok özleyecekti.Buranın ayrıca havası da kirliydi yada şimdilik öyleydi şu anda görünen oydu.Karalar ailesi eşyaların yerleşmesiyle rahatladılar ,eve çıktılar. Gün boyunca yorulmuşlardı eve çıktıklarında uyudular..Hiçbir şey yapmasalar da yolculuk insanı yoruyordu. En iyi dinlenme uyumaktı galiba onlar da öyle yaptılar zaten ağızlarına bir lokma atamadan uyudular.
    O gece böylece geçmiş oldu.Sabah kalktıklarında hepsi kurt gibi acıkmışlardı .Evin reisi sabah markete gitti.Yarım kilo zeytin, peynir aldı ayrıca çay, ekmek aldı, kahvaltı için.Şimdilik bunlarla yetineceklerdi.Hami Bey eve vardı .Zile bastı , eşi Fatma Hanım kapıyı açtı.Zehra henüz uyanamamıştı.Sabah bir kalkmıştı ;ama tekrar gözü dalmıştı.Annesi sofrayı hazırladı. Tapteze bir çay ,sıcak ekmek ve yanındaki katıklar insanı daha çok acıktırıyordu.Zehra’nın da kalkmasıyla beraber kahvaltı yapmaya başladılar.Güzelce karınlarını doyurdular.Sonra da Hami Bey amcasının yanına gideceğini söyleyerek evden çıktı. Ardından Zehra annesine sofrayı kaldırmak için yardım etti.Fatma Hanım kızına okula kayıt için gitmeleri gerektiğini söyledi.Zehra kendinden geçmiş bir halde :
    Peki anne gidelim haftaya okula gitmeliyim ,dedi. Taşınma işi hafta sonu yapıldığı için Zehra bu süre içinde okula kayıt için gitmemişti.Sonradan Fatma Hanım kararını değiştirdi. Baban gelsin de kızım babanla git kayda, dedi.Benim evde işlerim var olmaz mı ? Zehra başta kıvrandı ;ama sonradan annesini anlayışla karşıladı annesini.Zehra , sofrayı kaldırdıktan sonra dışarıya bakmak için pencereyi açtı. Dışarıda hava çok güzeldi. Çocuklar da dışarıda top oynuyorlardı. O sırada dışarıdan bir simitçi geçti.Zehra birden irkildi .Ali’si geldi aklına ,birden başını önüne eğdi gözleri yaşla doldu .O gün geldi hatırına , Ali’yle karşılaştıkları gün .Şimdi ise nerde olduğu aklına geldi .Ali’den uzaktı hem de çok uzak , bazen mesafeler kısa olsa bile gönüle ağır geliyordu bu hasret.
    Zehra Ali’nin yüzünden son günlerde çok donuklaşmıştı.Onunla vedalaşmaması içine dokunuyordu ;ama yapamamıştı işte. Ali’ye ,sevdiğine gidiyorum diyememişti yüzüne bakarak.Her şey tek tek geçiyordu kalbinden bir film şeridi gibi .Birden annesinin çağırmasıyla pencereyi kapattı bir anda gerçeklerle yüzleşti .Artık İstanbul ‘daydı.Odasından çıkarak annesinin yanına gitti. Babasının geldiğini gördü lazım olan evrakları aldıktan sonra okulun yolunu tuttu.Zehra son sınıfa geçmişti artık.Okul eve yakındı .100 metre ya vardı ya yoktu evle mesafesi.Okula babasıyla giden Zehra kayıt işini hallettikten sonra eve geldi, babası da iş araştırmaya gitti.
    Bursa’da hava bugün güzeldi.Ali Zehra’nın notunu Ayşe’den aldı, şaşırarak. Zarfın içini açtı ,olanları tek tek okudu. Her şeyin farkına sonradan varan Ali kağıdı sımsıkı tuttu sinirinden elinde buruşturdu kağıdı .Ayşe olanlardan haberi olduğu için pek fazla diyecek bir şeyi yoktu aslında .Ne diyebilirdi ki Ali’ye.Ali olduğu yerde gözleri sabit bir noktaya takılmış halde dondu kaldı. Ağlayacak oldu ,gözyaşlarının akmasına izin vermedi . Kısık bir sesle Neden ? dedi sadece ben sana bu kadar aşıkken .Bir vedayı da mı benden çok gördün Zehra dedi. Şimdi daha iyi anlamıştı Zehra’nın o gün neden yüzüne bakmadığı .Ah Ali bilseydi peşinden koşmaz mıydı sevdiğinin bu kadar üzgün olduğunu bilse .Dünya başına yıkıldı Ali’nin diyecek sözü kalmamıştı artık.Ayşe’ye sen dedi neden söylemedin bana .Sen de mi unuttun Zehra gibi beni. Çok kırıldım sana Ayşe diyerek oradan ayrıldı.Ayşe ağzını açıp bir kelime edemedi.Zehra ‘nın kızmayacağını bilseydi yine bir şekilde Ali’ye söylerdi ;ama arkadaşına söz vermişti bir kere sözünden cayamazdı ,zaten öyle de yaptı.Ali ‘nin bütün bunlardan haberi yoktu çünkü.Öyle sonran konuşması kolaydı Zehra’nın ne halde olduğunu görmemişti.
    Zehra okuldan eve gelirken bir karar verdi.Derslerine çalışacak ve istediği fakülteyi kazanacaktı.Zehra tıp fakültesini kazanmayı istiyordu.Bunun için çok çalışmalıydı . Sayısal alan kolay değildi. Zehra’nın bu kararı vermesinde Ali’den uzaklaşması etkili olmuştu;fakat asıl etkili olan babasıydı. Kızına yolda senden okumanı ,geçmişe ait her şeyi silmeni istiyorum ,demişti. İşşizim kızım beni anla lütfen .Seni ne kadar zor şartlar altında okula gönderdiğimi bilemezsin.Bir baba olarak senden istediğim tek şey okuman ,hedeflediğin yerde olman .Sana bırakacak bir şeyim de yok ayrıca .Annenle ben öldükten sonra gözümüz açık gitmesin kızım ,dedi.Zehra bu cümlelerden çok etkilendi.Babasına sarıldı sanki içinde bir umut ışığı yanmıştı.1 seneden beri unuttuğu derslerine geri dönüş için çok hassa bir andı.Zehra bu konuşmalardan kendi payına düşeni almıştı.Birden hayal etti tıp fakültesini kazanıp Bursa’ya ziyarete gitmeyi.Ne güzel olur dedi .Zehra küllerinden doğanlardan mı oluyordu ne?

    Tıp fakültesini kazanmak zordu ; fakat imkansız değildi.İnşallah babası bir işe girerdi de ihtiyacı olan kitapları alabilirlerdi böylelikle.Her gün okula giden Zehra arkadaşlarına alışmış,sınıfını çok sevmişti. Öğretmenleri de iyi davranıyordu ve aynı zamanda bilgiliydiler.Bursa’dayken ara verdiği çalışmaya tekrar başlayan Zehra günden güne hedefine kilitleniyordu adeta.Çok daha fazlasını yapmak için kendisinde güç buluyordu.
    Hami Bey bir ay kadar iş aradı .İş çoktu ;ama ya aklına yatmıyor ya da sigortasız işler oluyordu maalesef.Bu yüzden sigortalı iş bulana kadar iş araştırmaya devam etti.Bu süre içinde hep cepten yediler, ev kirası ,elektirik ,su, mutfak masrafları vs. Fatma Hanım’ın altınlarını bozdurdular böylece parayı temin ettiler ve hayatlarını devam ettirdiler.
    Fatma Hanım komşular iyi olduğundan çabucak alışmıştı İstanbul’a. Sağ olsun komşular geldikleri ilk günden beri ellerinden tutmuşlardı.Paylaşmayı bilmek ne güzeldi. Olanın olmayana vermesi,el uzatması, yardım etmesi buram buram kokan memleket hasretini biraz olsun durduruyordu.Fatma Hanım da eskisi gibi boş durmuyor dikiş nakış kursuna gidiyor ve yaptıklarını satıyordu.Hayat müşterekti.Aile bütçesine katkıda bulunmak hele ki böyle bir zamanda çok faydalı oluyordu.Hem Fatma Hanım ‘ın yaptıkları (işlemeler,danteller) vs. el işleri çok beğeniliyor ,günden güne müşterileri artıyordu. Kimi zaman verilen siparişleri yetiştirmekte zorluk bile çekiyordu. Gece gündüz başını kaldırmadan el işi yaptığı bile oluyordu. Ara sıra Zehra ev işlerinde annesine yardım ediyordu.Yoksa kadıncağız onca işle başa çıkamazdı.Hem Zehra ufak ufak yemek yapmayı da öğrenmeye başlamıştı. Derslerine de harıl harıl çalışıyordu bir yandan. Eskisine göre anne ve kızı daha üretken olmuşlardı.Hami Bey , işsiz olmasına rağmen arkasında onu destekleyen birilerinin olduğunu görünce rahat ediyordu.Zehra’nın düzelmiş olması başlı başına bir sevinç kaynağıydı zaten .Şimdilik Zehra Ali’yi düşünmüyordu.
    İstanbul’a geleli bir buçuk ay olmuştu.Hami Bey en sonunda kendine göre hem de sigortalı bir iş bulmuştu.Bu sefer de tekstil üzerine bir fabrikada çalışmaya başladı.Şimdi geçimleri daha iyi olacaktı, inşallah.Bu haberi ilk alan Zehra oldu.Zehra babasına annesine hemen söylememesini istedi.Babasına dışarıda bir yemek sırasında söyleyelim ,dedi.Babası iyi fikir kızım diyerek kabul etti Zehra’nın teklifini.Hami Bey:
    - Zehra ,sen annene bir şeyler uydur üzerini giymesini sağla.Ben de rezervasyon yaptırayım . Zehra sevinçten havalara uçtu Annesine misafirliğe gideceklerini , hazırlanmasını söyledi.Fatma Hanım : -Kızım kimmiş bu gideceğimiz yer ?dedi ;fakat yanıt alamadı.Üzerini giydi.Zehra da üzerini giymişti, çok güzel olmuştu.Fatma Hanım tekrar atılarak:
    -Kızım baban merak eder, haber verseydik bari.
    -Anne bana bırak babam da orada zaten dedikten sonra taksiye binerek restoranta giderler.
    Hami Bey restorantın içinde ayırttığı masada oturmaktadır.Bu arada Zehra’ya annesi de taksiden inerler.Hami Bey cam kenarında olduğundan taksiyi gördü.İçinden aferin Zehra dedi.Fatma Hanım yine dışarıda Zehra’yla cebelleşiyordu.
    -Kızım nerede ev? Hani neresi burası bizim ne işimiz var burada? Zehra :
    -Geldik işte anneciğim işte burası bu restoran. Hadi gel ,girelim Tam bu sırada Fatma Hanım eşini görür ve huysuzluk çıkarmayı bırakır.Fatma Hanım doğru eşinin yanına gider arkasından da kızı.Karı koca karşılıklı otururlar.Zehra da yanarlına oturur. Sıra müjdeyi vermeye gelmişti.Müjdeyi Zehra verecekti.Fatma Hanım bir şeyler olduğunu sezdi.Zehra konuya girdi.
    -Anneciğim sana bir müjdemiz var
    -Ne müjdesi kızım söyle çabuk kalbime indireceksin
    -Babam işe girmiş ,anne. Hem de önceki işinden daha fazla maaş alacakmış.
    Ooo… Sevinçler … Kucaklaşmalar..Fatma Hanım kızına ,eşine sarıldı.
    -Allah bana bugünleri de gösterdi diyerek sevinçten gözyaşı döktü.Ardından leziz yemekleri tatmaya başladılar. Hayatlarında ilk kez dışarıda yemek yiyorlardı.Bu muhteşem bir duyguydu hem de ne zamandan beri böyle eğlenmemişlerdi.Nasip bugüneymiş .Şimdi hepsi mutluydu.Bir güzel eğlendiler ,yemeklerini afiyetle yediler.Zehra içinden keşke Ali de bizimle bu masada olsaydı ,benim karşımda otursaydı diye geçirdi.Bir süre aklı ona takıldı ,derinlere daldı güçlükle toparlandı sonra.Anne ve babasına baktıkça neşesi yerine geliyordu.Ne kadar da mutlu olmuşlardı.Bir de tıp fakültesini kazansaydı o zaman hep restorantlarda yemek yiyebilirler ,en güzel kıyafetleri giyebilir ve her şeyiyle daha üstün imkanlara sahip olabilirlerdi.Ailesini mutlu ederdi hep, onlara para sıkıntısı çektirmezdi.Olacaktı inşallah, sadece sabır ve azim gerekiyordu sanırım.Nelerin üstesinden gelmemişti bunun da üstesinden gelebilirdi Zehra.Hayaller hayaller insanlar hayalleriyle yaşarlarmış zaten. Zehra tekrar gerçek hayata döndükten sonra babasının gidiyoruz lafıyla birden irkildi. Hami Bey hesabı ödedi.Daha sonra Zehra anne ve babasının koluna girerek restorandan ayrıldılar.Tekrar taksi çağırarak eve döndüler.
    Hepsi çok güzel bir gece yaşamışlardı .Hani felekten bir gece denir ya işte öyleydi.Zehra eve varır varmaz yattı.Hami bey eşine ben yatıyorum hanım .Yarın baştan geç kalmayalım işe dedi.Fatma Hanım hafiften gülümsedi.
    -İyi geceler bey Allah rahatlık versin ,dedi. Sonra Fatma Hanım abdestini alıp namazını kıldı.Allah’a şükretti ,dua etti .Çünkü Hami Bey’in işsizliğinde çok sıkıntı çekmişlerdi.
    Ertesi sabah Hami Bey ve eşi erkenden kalktılar.Fatma Hanım kahvaltıyı hazırlamıştı.Sanki çok zaman olmuş gibi hissetti Fatma Hanım eşini işe uğurlamayalı.Hami Bey’in artık bir işi vardı.Yatağından kalkıp elini yüzünü yıkadı.Kıyafetlerini giydi.Bir iki lokma bir şey yedikten sonra :
    -Hanım ben gidiyorum akşama görüşürüz
    Bu ses üzerine Zehra da uyandı.Zaten okul saati geliyordu. Oda kalktı üniformasını giydi. Fatma Hanım eşine dönerek:
    -İyi işler bey Akşama görüşürüz. Sonra birden gözleri Zehra’ya daldı.,ona bakarken.Zehra gülerek .
    -Ne o anne kızını yeni mi görüyorsun? - Yok be kızım çok güzelsin ,ne çabuk büyüdün .Kocaman kız olmuşsun.Zaman ne çabuk ilerliyor.Ben de gittikçe yaşlanıyorum. -
    -Olur mu hiç benim güzel annem .Sen her zaman gençsin ve genç kalacaksın.Hem kızlar anneye çekermiş o senin güzelliğin .Kim bilir gençken ne kadar güzelsindir?
    -Ah ah tabii ya Yüz güzelliğini boş ver kızım , sen oku hem biz güzel oldukta ne oldu?Güzellik pek işe yaramıyor.Okuyacaksın ki saygın olacak ,bunu sakın aklından çıkarma kızım.
    Evet haklıydı Zehra’nın annesin Zehra içinden sana söz veriyorum anne tıp fakültesini kazanacağım ,dedi.
    Annesine sarılır ve:
    -Canım annem sen merak etmelimden geleni yapacağım Hadi ben çıkıyorum geç kalacağım.
    Havalar gittikçe soğuyor.Zehra’nın okulu da devam ediyordu..Bir taraftan dershane de son hızla öğencileri sınava hazırlıyordu.Şehirde hava kirliliği meydana geliyordu sürekli olarak Zehra da böyle havalara hiç gelemiyor hemen hasta olabiliyordu
    -.Kim bilir Bursa ‘da havalar nasıldı? Ali ne yapıyordu şimdi? Ayşe’yi aradı.Ali’yi sordu.Halini hatrını sorduktan sonra notu iletip iletmediğini sordu.Ayşe:
    -Verdim evet.
    -Peki ne yaptı Ali ,çok üzüldü mü?
    -Yoo hiç üzülmedi,.zaten benim için önemsiz biri dedi
    -Gerçek mi bu söylediklerin?
    -Ben sana hiç yalan söyler miyim ?Çoktan unutmuş gitmiş seni geçende bir kızla kol kola yürürlerken gördüm.Hatta kızı öptü bile.
    -Zehra’nın elinden telefon kayıp düştü.Ağladı , ağladı. Odasına gitti kendisini karyolasına attı.
    -Allahım , neden ? Bir insana değer verdiğinizde o nasıl olur da sizden önce sevgisini yitirir?Hüngür hüngür ağladı.Gözyaşları yatağının üzerinde ıslak lekeler oluşturmuştu.
    Ali nasıl bana bunu yaparsın nasıl benden vazgeçersin ben seni o kadar çok seviyorken.Hiç mi doğru insan çıkmaz karşıma ? Hep mi yaralar alır seven yürek.Tabii sevmek kolaydır, değerini bilmeyene hele de karşılığını aşlamayınca insan boğulur kalır bu aşkın içinde, hatıralar arasında.Fatma Hanım kızının sesini duyar duymaz kapıya yaklaşır, durumu az çok tahmin eder. İçinden:
    -Ah kızım değmez ,değmez der.Aç kapıyı Zehra,seninle konuşmama gerek.Zehra:
    -Anne lütfen beni yalnız bırak,böyle daha iyiyim .
    -Olmaz bir tanem ,aç kapıyı.Paylaşmazsan sorunların azalmaz hem anne kız dertleşmiş oluruz.,he nesrin?Ben senin annen değil miyim?Hatta arkadaşınım be kızım.Hadi bir tanem aç şu kapıyı.
    Zehra usulca yatağından doğrulur ve kapıyı açar.Gözleri ağlamaktan yorulmuş bir halde.Annesine sarılır
    -A,Al ,Ali anne beni sevmiyormuş artık.Beni hiç sevmemiş zaten Benden nefret ediyormuş anne .
    - Tamam kızım . Üzülme artık yapma böyle.Hşş, tamam bir tanem böyle yaparsan ben daha üzülüyorum ama
    Fatma Hanım bir taraftan da kızının gözyaşlarını sildi.
    -Gel otur kızım. Ben de bilirim sevmeyi sevilmeyi, aşık olmayı senin yaşlarında ben de bu duyguları yaşadım .Ali’yle aranızda ne oldu, kim ne dedi bilmiyorum ; ama bildiğim tek şey şu: Oda hayatta hiç kimseye hak ettiğinden fazla değer vermeyeceksin.Erkeler böyledir işte .Bu gün bu dalda yarın başka bir dalda.Sana değer vermeyen için niye üzülüyorsun ki?Evet ,bunu kabullenmen zor.İlerde beni daha iyi anlayacaksın.Annem haklıymış, diyeceksin.Evlenecek , bir eşin olacak ,çocukların olacak geriye dönüp baktığında bunları hatırlamayacaksın bile. Bu işin ta başından yanlış olduğunu defalarca söyledik küçük hanım ;fakat aldırmadınız.Derslerni bile etkiledi.Bunu benden daha iyi biliyorsun.

      Forum Saati C.tesi Nis. 27, 2024 4:59 am