Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giresun Üniversitesi Türkçe Topluluğu

Türkiye'den erişim engeli nedeniyle yeni adresimiz: turkcetoplulugu.weebly.com

Nar Ağacı
Nazan Bekiroğlu
(%25 İndirimle)
Beyaz Türkler K.
Alev Alatlı
(%25 İndirimle)
turkcetoplulugu.weebly.com Topluluğumuzun yeni adresi
Kendini Açma
B. Çetinkaya

    HERŞEYE RAĞMEN

    avatar
    1001060066


    Mesaj Sayısı : 2
    Kayıt tarihi : 16/12/10

    HERŞEYE RAĞMEN Empty HERŞEYE RAĞMEN

    Mesaj  1001060066 Ptsi Ara. 20, 2010 7:52 am

    -Dalga geçer gibi.Sevmeyebilir,beni yıkan bu değil anne beni kandırmış olması Yine de yaşanmışların hatırına böyle konuşmamalıydı anne ne olursa olsun. Beni yıkan bu değil beni kandırması ben ona o kadar inanmışken benimle eğlenmesi.
    -Yavaş yavaş sözlerime geliyorsun kızım.Bak ,sen kendin söylüyorsun Farkına varmışsın annem .Olmayacak duaydı olmadı.Hadi daha fazla ağlamayı bırak, elini yüzünü yıka hatta bir dışarı çık temiz hava iyi gelir.Bir daha da üzüldüğünü ,ağladığını görmeyeyim.
    Zehra annesinin yardımıyla yataktan kalkar.Annesine dönerek:
    -Allah büyüktür .Elbet bir gün elime düşer de bu yaptıklarından utanır .Bir gün ona çektiğim acıların hesabını sormayı nasip eder, diyerek annesine sarılır.
    -Bak işte böyle.Dağ dağa kavuşmaz.İnsan insana kavuşurmuş ne diyeyim kader.
    -O günü iple çekeceğim.Çok yoruldum ,çok yıprandım Kendime defalarca söz verdim.Ayşe’ye de bundan böyle bir şey sormayacağım.Ali’ye çok kırıldım.Onu bu gün mümkün olsa silerdim kalbimden. Gözlerinden inci gibi yaşlar akıtarak söyledi son cümlesini. Yine de kalbinden onu hemen atamıyordu,aşk böyle bir şeydi sanırım.Bundan sonra derslerime sarılacağım.Hasretimi onlarla avutacağım.Amacım okumak ve başarmak.Herkes şahidim olsun ki en azından bu işi başaracağım.Ali gibi yenilmeyeceğim buna da.And içiyorum ki yapacağım .Benim kim olduğumu ,neler yapabileceğimi anlayacak herkes.
    Hedefine kilitlenmesi onun için yeterliydi .Zehra tuttuğunu koparan,azimli , bir kızdı.Bir zamanlar Zehra’yı ders çalışmaktan alıkoyan Ali şimdi onun için bir hırs olmuştu hayata tutunabilmesi için. Zehra’yı ders çalışmaya itmişti bu durum.
    -Sana inanıyorum ,kızım.Hem bak baban da işe girdi.Sana istediğin kitapları alacağım ,dershaneye vereceğim.Yeter ki oku benim güzel kızım .Beni o kadar sevindirdin ki arkandayım ..Eli işi bile yaparım bu kör gözlerimle senin için. Gün gelir devran döner demiş atalarımız.
    -Evet anne gün gelecek devran dönecek.Bir kez daha annesine sarılır Zehra.İyi ki varsın iyi ki annemsin.
    Zilin çalmasıyla ikisi de irkilir.Gelen üst kattaki komşu Durdane Hanım ‘dır. Durdane Hanım onları çaya çağırmıştır. Çok iyi bir komşudur aynı zamanda. Tam da zamanında gelmiştir aslında .Zehra’nın kafasını dağıtmaya ihtiyacı vardı zaten.Zehra üstüne başına çeki düzen verir. Annesi de evde olanlardan tabağa koyar. Evden çıkarlar anne kız beraber.
    Durdane Hanım dul bir kadındı .Genç yaşta kocasını kaybetmiş birisiydi.Çocuklarını evlendirmiş ,ev bark etmiş , kendisi de evde tek başına kalmıştı.Çok iyi bir insandır.İlk geldiklerinde Fatma Hanım’a çok yardım etmişti.Bu dünyada bir tarafta iyi insanlar diğer tarafta kötü insanlara rastlamak hiç de zor değildi.Dürdane Hanım çok güzel bir çay sofrası hazırlamıştı.Hem de sevecen , güler yüzlü bir kadındı.Muhabbetine doyum olmazdı.Zehra’nın moralinin bozuk olduğunu anlayınca onu eğlendirmek için elinden ne geliyorsa yaptı.Sonunda Zehra’yı eğlendirmeyi başarmıştı.Şimdi Zehra çok daha iyiydi.Fatma Hanım da bu duruma sevinmişti.Zehra:
    -Anneciğim istersen kalkalım,benim ders çalışmam gerekiyor. Bu aradaDurdane Teyze her şey çok güzeldi.Tekrar ellerine sağlık.
    -Peki kızım kalkalım.Durdaneciğim sen de gel buyur bize.Ellerine sağlık.
    Durdane Hanım :
    -Afiyet olsun ,ne demek her zaman beklerim .Hadi kızım sana da başarılar.Allah zihin açıklığı versin, derslerinde başarılı olman dileğiyle.
    -Çok teşekkür ederim Durdane Teyze. Dualarınızı eksik etmeyin.
    Eve vardıklarında Hami Bey, çoktan eve gelmişti.Fakat, kızıyla eşini merak etmedi az çok tahmin ediyordu üst kata çıktıklarını.Çünkü daha önce de gitmişlerdi oraya hem de kaç kez.Zehra babasını öptükten sonra odasına ders çalışmak için girdi.Fatma Hanım da eşine yemek hazırlamak için mutfağa gitti.Hami Beyde bu sırada televizyon izliyordu.Yemeği bu akşam sadece Hami Bey yedi.Çünkü eşiyle kızı çay sofrasından yeni kalkmışlardı.Bu durum hiç hoşuna gitmese de yani yalnız başına yemek yemek ; çünkü beraber yemek yemeyi tercih ederdi her zaman.
    Fatma Hanım:
    -Bey , kızımızda bir gayret var.Allah nazarlardan saklasın.Çok çalışıyor.Senden bir ricam olacak.
    Hami Bey:
    -Söyle hanım nedir rican?
    Fatma Hanım:
    -Kızı dershaneye versek ,sınavlara hazırlanması için faydalı olur.Sadece okulla olmaz bu iş.
    Hami Bey:
    -Olur, bakarız hanım sen rahat ol.En kısa zamanda dershaneye yazdırırım.Çalışma gayretinin olmasına da sevindim ayrıca.
    Fatma Hanım:
    -Babası kızın tıp fakültesi istiyor.
    Hami Bey:
    -Ooo Şimdi oldu işte.Hedef yüksekmiş.Başarır benim kızım , tabii o zaman dershane şart olur.
    Zehra çok geçmeden dershaneye yazılır. Babasını da dediği gibiydi gerçekten hedef büyük olunca…
    Zehra artık Bursa’yı ne ara ne de sorar.Ayşe’yle hiç iletişim kurmaz.Çünkü Ali’den haber almak istemez.Daha fazla canının sıkılmasını istemez.
    Zehra bu yaz tatilinde program yapar, çok çalışır.Hedefine kilitlenir sadece.Diğer arkadaşlar ı denizde ,sağda ,solda eğlenirken o hep ders çalışır.Dershaneye gider, etütlere katılır, sorularını sorar.Öğretmenlerinden hem psikolojik destek hem de derslerde karşılaştığı problemler üzerine destek alır.Özellikle rehber öğretmenin takibi altındadır.Zehra da büyük bir ilerleme vardır.Her geçen gün çalışma azmi artar.Hedefine yaklaşıyor olmanın verdiği sevinç onu ders çalışmaya iter. Yazdan bir çok konuyu tekrar eder ,o konularla ilgili test kitaplarını bitirir.Son sınıfta bir çok işinin olacağını bilen Zehra yazdan çalışmayı bırakmaz.Artık bilinçlenmiştir.Eskiden yaptığı hatalara düşmemektedir.İpin ucunu bu sefer sıkı tutmuştur Zehra.
    Fatma Hanım da dershaneye gider kızının durumunu öğretmenlere sorar.Öğretmenler Zehra’dan gayet memnun olduklarını söylerler.Bu sene kazanacaklarına inandıkları öğrencilerden olduğunu eklerler.Anne Fatma Hanım çok memnun olur bu değerlendirmelerden.
    Bütün anneler gibi Fatma Hanım da Zehra’ya her türlü desteği verir.Hem maddi hem manevi bütün sorunlarında yanındadır.Kızına her zaman kazanacaksın, başaracaksın der. Çünkü sınav sürecinde motivasyon önemlidir.
    Yazın bu tempoyla geçirir zamanını Zehra.Okul başlayınca da aynı şekilde.Dershane sınavlarında bazen düşüşler bazen bazen yükselmeler olur başlarda; fakat Zehra yılmaz , eksiklerinin üzerine gider, onları öğrenmeye çalışır.Hem okul hem dershane zordur işi ; fakat azmin elinden hiçbir şey kaçmazmış.Gece gündüz çalışır.Çoğu zaman Fatma Hanım Zehra’yı kitapların üstünde uyuduğunu far edip , onu kaldırır yatağına yatırırdı.Kendisi de o yatana kadar yatmazdı.Odasına her türlü meyvesini ,kuru yemişini koyardı.Bazen korkuyordu kızının bu kadar çalışmasından.Yeter bu kadar çalışma diyordu; ama ne fayda.Zehra sabahları okula da gidiyordu..Dinlenmeye vakti bile yoktu.
    Sınav yılı çok çalışmıştı Zehra .Bu işe gerçekten gecesini gündüzünü vermişti.Tek bir hedefti gözlerinin gördüğü .İstanbul Tıp Fakültesi’ni kazanmak ve çok iyi bir doktor olmak.Ali’nin karşısına bu şekilde çıkmak.Çok istiyordu Zehra bir gün Ali’yle karşılaşmayı.Bir zamanlar onu reddeden , onu hiç sevmediğini ,gönül eğlendirdiğini söyleyen Ali’nin karşısına çıkmayı o kadar çok istiyordu ki.Sevgisine karşılık bulamasa da Ali’yi sevmişti, sevmeye devam edecekti;ama sınavlara hazırlanırken bu duygusunu bastırmak zorundaydı aksi takdirde derslerine adapte olamıyordu.Zehra’nın her derse oturuşunda duası şöyle olurdu:
    -Allahım , bana tıp fakültesini kazanmayı nasip et ,Ali’yi de benim karşıma çıkarmayı nasip et . Şeklinde dua ederdi.
    Onun için sınavı kazanmak bir çeşit intikam alma duygusunu perçinliyordu.Ali’nin karşısına çıkıp beni bir kalemde silmek kolay mıydı? Sözünü doktor önlüğü içinde yani bir şeyleri başarmış hem de çok iyi başarmış birirsi olarak çıkmak istiyordu. O yüzden istiyordu tıp fakültesini.Saygısı olacaktı insanlar arasında. Bir zamanlar sevgisine saygı göstermeyenler , bu durumda saygı göstermek zorunda kalacaklardı.Zehra’nın duyguları bu şekildeydi.
    Kış mevsimi geçer, sınavlar yaklaşır.Son iki ay ,bir ay derken sınav yaklaşır.Fatma Hanım ve Hami Bey kızlarını sınav sürecinde sürekli desteklemişlerdir.Özellikle annesi Zehra’ya başlarda olduğu gibi yemek ,temizlik gibi ev işleri yaptırmamıştır. Zaten babasının işe girmesiyle annesinin ev bütçesine katkıda bulunmasında oynadığı rolün etkisini azaltmıştır doğal olarak..Annesinin yükü hafifleyince Zehra’ya da pek bir iş kalmamıştır.Hem Fatma Hanım bilinçli bir anneydi.Bir sene dişini sıkması Zehra’ya çok şey kazandıracaktı.Baba Hami Bey ‘de öyleydi.Zehra’nın bir dediğini iki etmiyorlardı.Kızlarının bir sene evvel haliyle şimdiki hali arasında dağlar kadar fark vardı.Bu da çok sevindiriciydi.Zehra’yı takdir ediyorlardı sonunda kız eski haline , o başarılı öğrenci haline tekrar dönmüştü.Öğretmenlerden ve aileden beklenti çok yüksekti.Deneme sınavlarına giren Zehra sürekli puanlarını artırıyor, netlerini yükseltiyordu.Sınavların yükselişte olması Zehra’yı umutlandırıyordu.
    Evet , sınava hazırlık sürecinde bu şekilde duygular yaşanmıştı.Sınava en sonunda bir gün kalmıştı.Sınava bir gün kala Zehra’yı gezdirdiler, tozdurdular.Tabii Zehra ders çalışmayı son hafta bırakmıştı son gün de kafa dağıtmak için sakin bir yere piknik yapmaya gittiler, ailecek.Zehra son derece sakindi.Arkadaşları bayağı stres yapmışlardı;ama Zehra kazanacağı içine doğmuş gibi gayet sakindi.O gece sabaha kadar rahatça uyudu Sabah olunca Zehra kahvaltısını yaptı , anne ve babasını öptükten sonra ve onlarda başarı dileklerini aldıktan sonra tek başına sınava gitti.Ailesinin onunla beraber sınav yerine gitmesini istemedi.Zehra diğer öğrenciler gibi sınava gireceği yere tek başına gitti..Sınav 3 saatlik olacaktı .9.30 ‘da başlayacak olan sınav 12.30’da sona erecekti.Kaderleri bu kadar kısa bir sürede belli olacaktı ;ama yapacak bir şey yoktu.Sistem böyleydi. Fatma Hanım öğrenciler sınava girince dualar etti.Allah’tan Zehra için yardım diledi, namazlar kıldı.Yarım saat bir saat derken 3 saat doldu.Hami Bey de çok heyecanlıydı.Evde heyecanlı bekleyiş sürüyordu.Zehra’nın bir an önce eve dönmesini beklediler.
    Bu arada Zehra sınavdan çoktan çıkmıştı.Soruların çoğunu yapmıştı.İçinden bekle beni tıp fakültesi dedi.Mutluluktan evin yolunu nasıl geldiğini anlayamadı.Aklına bir fikir geldi anne ve babasına oyun yapacaktı . Nasıl mı?
    Anne ve babası evin balkonunda gözleri yollarda Zehra’yı bekliyorlardı.Zehra’yı ilk far eden Fatma Hanım oldu.Hemen kapıyı açtı.Zehra somurtuyordu.,yapamadım diyordu.Gözlerinden yaş bile getirmeyi başarmıştı küçük hanım.Annesi bilmiyordu bu yaşların sevinç gözyaşları olduğunu.Birden anne ve babası Zehra’ya , o kadr umutla bekledikleri kızlarına onarak baktılar.Nasıl olur, niye yapamadın? dediler. Zehra kendisini zor tutuyordu :
    -Yapamadım işte , yapamadım Allah kahretsin.
    Fatma Hanım :
    -Dur kızım sakin ol ne oldu? Derken Zehra birden atılarak :
    - Sakin olamam anne sınavım çok iyi geçti diyerek ilk annesine sarılır daha sonra da babasına sarılır. Bekle beni tıp fakültesi diyerek bu sefer çığlık çığlığa söyledi.
    .Hami Bey :
    -Kızım yüreğimize indirecektin az kalsın .Ne yapıyorsun sen? Abenim deli kızım.Aferin demek yaptın Beklenen buydu zaten senden aferin.Fatma Hanım da defalarca kızını öptü:
    - Güzel ve zeki kızım benim .
    Zehra arkadaşlarını aradı.Onlardan sınavın iyi geçtiğine dair fikirler gelmemişti.Daha sonra sorular verildi.Zehra aynen düşündüğü gibi bir net çıkarmıştı.Bu netle İstanbul tıp olurdu. Şimdiden sevinmeye başlamıştı.Öğretmenleri de olur gözüyle bakıyordu. Daha sırada puanlar açıklanacak tercihler yapılacaktı.Herkes Zehra adına çok seviniyordu. Önce puanlar açıklanır ardından da tercihler yapılır .İlk tercihe Zehra İ stanbul Tıp Fakültesi’ni yazar.Zehra tercihler açıklanana kadar gezer , tozar, kitaplardan kurtulmuştur artık.Tatilin tadını çıkarmaya başlar.1hafta sonra tercihler açıklanır.Zehra internetten bakamaz tercih sonuçlarına, babası onun yerine bakar.Hami Bey de Zehra’nın kimlik numarasını girer ve karşısına İstanbul Tıp Fakültesi’ni kazandınız cümlesi gelir.Zehra ise babasının arkasında gözlerini kapatmış bir şekilde dua atmaktedir.Hami Bey hiç tepki vermeden oturduğu sandalyeden kalkar ve Zehra’yı kucakladığı gibi omzuna alır.Zehra neye uğradığını şaşırır.Hami Bey İstanbul Tıp Zehra diye bağırmaya başlar.Bu ses üzerine Fatma Hanım içeri gelir kulaklarına inanamz.Zehra ve ailesi bir rüyada gibidirler şimdi.Zehra babasına beni indir aşağı dese de ne fayda.Hami Bey o sevince Zehra’yı hiç bırakmaz.Neyse ki bir süre sonra Zehra’yı omzundan aşağı indirir.Fatma Hanım duygusal kadındır hemen gözyaşlarına boğulur kızına sarılır öper, koklar.Babası hala bağırmaktadır aynen maçlardaki amigolar gibi hatta sesi bile kısılır.Zehra desek büyük bir mutluluk içindedir sevinçten havalara uçar.Hala gerçek olduğuna inanamaz bir türlü.Sonunda başarmıştır.Her derse oturduğunda ettiği duaları kabul olmuştur sonunda en azaında ilki.İçinden şükürler olsun Allah’ım dediBana bu günleri de yaşattın.Sen çok büyüksün rabbim.
    Ev adeta inliyordu.Hami Bey’in sesinden yani bu sesi duyan konu komşu eve doluştu.Herkes ibretle Zehra’ya bakıyordu.Kız dedi , işitti, kazanacağım dediği yeri kazandı.Helal olsun sesleri yükseldi.Evde bayram havası yaşanıyordu.Telefonla tebrik edenlerin , eve gelip tebrik edenlerin ardı arkası kesilmedi. Öğretmenler de aradılar.Başarılarının devamını dilediler.Gururumuz Zehra sözleri hiç kesilmedi.
    Onca yaşadığı zorluğa ,onca sıkıntıya rağmen bir zamanlar ona çelme takan hayata çelme takma sırası Zehra’ya gelmişti.Zehra bu çelmeyi öyle bir takmıştı ki ne yaşadığı acılar artık ona zarar verebiliyor ne de Ali’nin yaşattıkları.Zehra başarmıştı, başarmış.İnanmıştı bir kere .Şimdi o kadar mutluydu ki değer verilmeye başlamıştı.Zehra bir zamanlar hem ailesine karşı mücadele vermiş hem de şimdi Ali’ye karşı mücadele veriyordu.Ali’ye rağmen tekrar silkinip kendine gelmesi ve bir şeyleri başarması çok önemliydi.Zehra onu yüreğine gömüp başarmıştı hem de .Ne kadar acıtsa da öyle olmuştu.
    İstanbul’da sevinç yaşanırken Bursa’da neler oluyor?
    Ayşe Zehra’yı son konuşmasında kandırmıştı.Ali’nin onu sevmediğini ,ondan nefret ettiğini hatta bir başka kızla kol kola yürürken gördüğünü söylemişti.Bütün bunlar yalandı.Ali’nin hiç sarf etmediği kelimeleri kullanmıştı Ayşe.Ali Zehra’nın arkasından ne kadar çok üzülmüştü oysaki.Fakat ne Ali’nin ne de Zehra’nın bu oyundan haberleri yoktu.Yıllarca Zehra Ali’ye, Ali’de aynı şekilde Zehra’ya kin duymuştu.Aslında Zehra’yı Ali değil en yakın arkadaşı Ayşe kırmış ve onu gerçekten yalan sözlerle kandırmıştı.Peki neden?
    Neden olacak Ali’yi Zehra’dan Zehra’yı da Ali’den soğutmasının temelinde Ali’ye aşık olması yani en yakın arkadaşının sevgilisine göz koyması yatmaktadır.Fakat bundan ne Ali’nin ne de Zehra’nın haberi yoktur.Kader ağları ikisinin başına örmeye başlamıştır bile.
    Ayşe Ali’den Zehraların İstanbul’a göç etmesinden sonra hoşlanmaya başlar; fakat bilmektedir Ali’nin Zehra’ya sonsuz aşkını.Bu aşkı bitirmenin tek yolu da her iki tarafa da yalan konuşmak ve aralarını bozmaktır .Bunu aklına koymuştur bir kere Zehra’nın Ayşe’ye olan güveni bu aşkın bitmesinde bir bakıma en büyük yardımcı olmuştur; çünkü Zehra Ayşe’nin her dediğine inanır. Karşılıklı güven her zaman geçerli olmuyormuş demek ki .İnsanlar anlaşılmaz, tanınmaz, güvenilmez oluyormuş ne yazık ki…
    Ayşe’nin tuzağı hem Ali’yi hem de Zehra’yı içine almıştı bir kere kimsenin kimsen haberi yoktu bile.Ayşe her şeyi bitirdi bu aşka istediği gibi hem de çok kısa bir sürede son vermeyi başarmıştı maalesef.Ayşe liseden sonra sınavı da kazanamamıştı zaten Ali de hala bekardı.Ona açıldı , aşık olduğunu söyledi.Ali başta şaşırsa da o da zamanla Ayşe’ye aşık oldu.Ali Zehra’dan soğumuştu bir kere. O yüzden Ayşe’nin çıkma teklifini reddetmedi. Bir süre birbirlerini tanımaya çalıştılar Evlenme teklifleri , söz ,nişan derken düğün tarihi alındı zavallı Zehra’nın hiçbir şeyden haberi yoktu.İyi ki de haberi olmamıştı .Yoksa bu sefer gerçekten kahrolur hatta psikolojisinde bozulmalar meydana gelebilirdi.Duymaması çok daha iyiydi yani.Ah Ali de bir bilseydi Zehra’yla onu ayıranı Ayşe olduğunu hiç evlenir miydi acaba o kızla ?Ali’nin annesi Havva Hanım elinden geldiği kadar düğünün eksiklerini tamamladı.Ayşe’ye eksik görüldü , ev tutuldu.Eşya alındı.Düğünün masraflarını gidermek hiç de kolay bir şey değildi hele ki kadın başına bütün bunları yapması.Ama Ali’si için canı fedaydı.Anne yüreği dayanamazdı oğluna her bir eksiğinin tam olmasını istiyordu.Ayşe’ye kanı pek ısınmamıştı;ama oğlu için buna da katlandı. Düğünleri bayağı kalabalık oldu .2 gün boyunca düğün yapıldı ve en sonunda Ayşe muradına ermişti. Zehra ve ailesinin düğünden haberleri olmamıştı .Memleketten böyle bir haber gelmemişti .Zehra da Ali’nin onu terk etitiğini Ayşe’den öğrendikten sonra onu bir daha aramamıştı İyi ki de arayıp sormamıştı.Belki de Ayşe’yi aradığında telefona Ali çıkacaktı.Ama neyse ki böyle bir şey yaşanmadı.Ayşe tuzak kurmuştu Zehra’ya arkadaş değil resmen düşmandı.Bunlardan haberi yoktu Zehra’nın Ah zavallı , kalbi temiz Zehra .
    İstanbul’da hayat her zamanki gibi soluk soluğaydı.Çoğunluk iş güçle uğraşmaktaydı.Zehra ‘da üniversiteye gidiyordu.Arkadaşları ve öğretmenleri çok iyiydi.Daha ilk yıldan stajlara başlamışlardı hatta ameliyatlara giriyorlar, nöbetler tutuyorlardı.Tam Zehra’ya göreydi.Zehra çok seviyordu bölümünü.Sınıfın en iyilerindendi.Zehra için hayat bundan sonra daha da keyifliydi.Çoğu insan istediği hedefe ulaşamazken o bu isteğini gerçekleştirmişti.Bu yüzden mutsuz olması için Ali dışında hiçbir nedeni yoktu.Okul gayet iyi gidiyordu.Anne ve babasının da keyfi yerindeydi.Yani şimdilik her şey yolundaydı.
    Bir eylül akşamında her zaman olduğu gibi Zehra dersten çıkmış eve gitmek için dolmuş durağına doğru ilerlemektedir.Arkasından birisi usulca yanına yaklaştı.Zehra biraz ürperdi ; çünkü gece olduğundan mağlum İstanbul korkutuyordu.Zehra arkasını döndü ve baktı ki sınıf arkadaşı Murat.Murat soluk soluğa kalmıştı Zehra’ya yetişmek için kaç akşamdan beri Zehra’ya bir türlü yetişememişti.Bir derdi vardı Murat’ın o derdi de Zehra’ydı.Murat çoktandır Zehra’yı seviyordu;fakat bir türlü açılamamıştı ona.Sevdiğini söyleyememişti Zehra’ya.Murat biraz da Ali’yi andırıyordu. Onun gibi yakışıklı bir delikanlıydı. Daha önce Zehra Ali’ye benzerliğini hiç fark etmemişti.Yakından görünce farkına vardı.Nefes nefese kalan Murat konuşmaya başladı:
    - İyi akşamlar Zehra.
    - Sana da iyi akşamlar Murat.
    Zehra eve dolmuşla gidiyordu. Murat da aynı dolmuşla kalacağı yurda gidiyordu. Daha önce Zehra’ya hiç
    yetişemeyen Murat bu sefer yetişmişti Zehra’ya .Çünkü Zehra dersten çıkar çıkmaz , hiç oyalanmadan evin yolunu tutardı.Aksi halde evdekiler telaşlanırdı. Neyse ki Murat bu akşam Zehra’ya yetişmişti.Murat :
    -Dolmuşla mı gideceksin? Zehra
    -Evet dolmuşla gideceğim.
    -Ben de dolmuşla gideceğim ne tesadüf. Durağa kadar beraber gidelim mi?
    -Tabii ki gelebilirsin.
    Zehra ile Murat dolmuş durağına beraber yürürler .Arabayı beklerler. Murat’ın sevdiği kız yanındadır ; fakat yüzüne bakıp ona sevdiğini söyleyemez.Murat’ın kalbinin ritmi bile değişmiştir, çok hızlı atmaktadır Zehra’nın yanında.Zehra’yı tanımaya çalışmaktadır aslında ; ama eli ayağı birbirine dolaşır.Söyleyeceği ya da soracağı şeyleri bile unutur , saçmalamaya başlar. Cümleleri karma karışık olur. Zehra durumu anlar. Ne de olsa tecrübelidir aşkta. Olabildiğince kendisinden , ailesinden bahseder onun merakını gidermeye çalışır.Murat ‘ın bir garip davrandığı halinden apaçık belli olmaktadır aslında ;çünkü Murat’ın Zehra’yla konuşurken boğazında dizilir kelimeler bir türlü konuşamaz , derdini anlatamaz.Bu zamanlarda murat’ı anlamak halden anlamayan için gerçekten zordu ; fakat Murat şanslıydı , onu anlayan birisiydi çünkü karşısındaki insan.
    Çocuk tutulmuştu bir kere.Zehra onun için diğer kızlardan çok farklıydı.Hem güzelliğiyle hem de davranışlarıyla Murat’ı etkilemişti Zehra.En kısa tabiriyle Murat Zehra’ya aşık olmuştur Murat’ın Zehra’nın yanına gelmesi onunla beraber dolmuşa binmek istemesi de bundan kaynaklanıyordu. Zehra’ya açılmak istemiş ; fakat bir türlü becerememişti.Murat yüz yüze olduğundan çekingen davranıyordu. O kadar istemişti oysaki sevdiğini söyleyebilmeyi; ama başaramamıştı.Bu plan da şimdilik pek bir işe yaramamıştı.Yol boyunca Zehra’yla hocalardan , arkadaşlardan , sınava hazırlanma süreçlerindeki hatıralardan bahsettiler.
    Murat günlerden beri hatta okulun başından beri Zehra’yı seviyordu.Zehra sınıfa girince bir garipleşiyor, ondan uzak olmaya dayanamıyordu.Her an onu düşünüyor her an onun yanında olmak istiyordu.Bu akşam bunu başarmıştı ;ama asıl lkonuya girememişti.İnşallah en kısa zamanda onu da yapacaktı.Aşkını ilan edecekti. O akşam dolmuşta böyle bir tanışma olur.Murat ‘a Zehra’nın yanındaki yarım saatlik yolculuk bile yetmiştir.Kim bilir ,onunla evlense nasıl mutlu ederdi . Zehra’dan telefon numarasını istedi Zehra’da verdi . Ne de olsa sınıf arkadaşıydı Murat onun. Zehra’yı.İçinden keşke böyle bir şey mümkün olabilse dedi.Zehra’nın donuk duruşu aslında geçmişe dair sıkıntılar yaşadığını gösteriyordu. Murat bunun farkındaydı.Zehra’nın hep bir yarım kalan yanının olduğunu hissediyordu ; fakat şimdi soramazdı ona bunu.
    O gece arabadan ilk inen Zehra oldu. Zehra arabadan inerken Murat’a iyi akşamlar diledi.Tabii ki Murat da ona iyi akşamlar diledi.Daha sonra da Murat indi.Zehra arabadan indikten sonra onun iyi birisi olduğunu düşündü.Sadece biraz çekingen , konuşurken bir hata yaparım diye korkuyor belki de insanları incitmekten çok korkuyor olabilir , dedi.Sonra da her neyse dedi.
    Zehra eve vardı annesine babasına hallerini hatırlarını sordu .Bugün çok yorulmuştu ; ama yine de ders çalışacaktı.Odasına gitti üstünü değiştirdi eşofmanlarını giydi .Ardından mutfağa giderek annesinin pişirdiği nefis yemeklerden yemeye başladı.Yemekten sonra kendisine bir bardak çay doldurdu, yorgunluğunu alması için .Çay bardağıyla beraber odasına gitti.Çantasından kitapları çıkarırken Murat’tan bir mesaj geldiğini gördü .Allah Allah ne oldu ki acaba dedi.Mesajı okumaya başladı .Mesaj buram buram aşk kokuyordu resmen ; ama anlamıştım dedi Zehra bu çocuğun bir derdi vardı bu akşam .Yakında kokusu çıkar demeden kokular gelmeye başladı bile dedi.Kitaplarını aldı masanın üzerine Zehra mesajı 3-4 defa okudu, yanılmıyordu .Demek bana aşık olmuş demekle yetindi.Hem de bir zamanlar benim Ali’ye aşık olduğum gibi başlarda çekingen , yüzüne dahi bakamayan ilk görüşmeden sonra açılan , sonuç olarak aşık.Bir insanın aşkına karşılık bulamaması kadar kötü bir şey yoktu şu dünyada .Şimdilik bir şey hissetmiyordu Murat ‘a karşı desek yalan olurdu.Çünkü Murat , Ali’ye benziyordu , Zehra’nın çok sevdiği aşkına.Aşklarda bir taraf hep daha fazla severdi, bir taraf hep daha çok acı çekerdi.Zehra’da bir zamanlar bu duyguları dibine kadar yaşamış bir insan olarak Murat’ı çok iyi anlıyordu.O Ali’nin Zehra’ya yaptığı gibi Murat’a öyle yapmayacaktı .Değer verene değer verecekti.Aşk değer verildiğini hissetmekti aslında.Zehra bu düşüncelerden sonra çayından bir iki yudum aldı sonra da ders çalışmaya başladı.Tıp Fakültesinde okumak kolay değildi derslere günü gününe çalışmak gerekiyordu ne kadar yorgun olsa da .Murat rahat da bırakmıyordu bir taraftan mesajlar geliyor sürekli dikkatini dağıtıyordu.En sonunda telefonunu masanın üzerinden aldı yatağının üzerine bıraktı. Bu sırada bir mesaj daha geldi aslında o da heyecanlanıyordu; ama derslerine adapte olmasına engel oluyordu. Telefonu yatağının üzerine bıraktıktan sonra ders çalışmaya devam etti.Ertesi gün sorarım ben o Murat’a diyerek gülümsedi .Yavaş yavaş yumuşamaya başlamıştı Zehra ; çünkü onun da sevmeye sevilmeye hakkı vardı.Ali’den sonra hep başını yaslayacağı bir omuz aramıştı.Yaşadıklarını unutmak zorundaydı.Bu da hayatın gerçekleriydi .Hem madem Ali ondan vazgeçmişti yıllar önce şimdi de o vazgeçebilirdi.Niçin bütün yükü ben taşıyorum ki;?O benden çoktan vazgeçmişken ben ondan neden vazgeçemeyeyim ki? Dedi.
    Saat 8’de oturduğu dersin başından saat 12’de kalktı .Telefonunda başta 2 mesaj vardı .Ders çalışması bittikten sonra kitaplarını kaldırdı , çantasına yerleştirdi ve yatağının üzerine bıraktığı telefonunu eline aldı .Bir de bakar ki mesajlar yığılmış.Birden heyecan bastı doktor hanımı.Telefonunu çantasına koydu mesajları hiç okumadan mutfağa gitti , karnı acıkmıştı. Biraz atıştırdı , bir bardak da süt içti.Anne ve babası çoktan yatmışlardı. Dişlerini fırçaladıktan sonra yatmak için tekrar odasına gitti.Pijamalarını giydi .Yatağını açarken birden mesajlar geldi aklına onları okumamıştı daha, okumalıyım dedi az kalsın unutuyordum .Çekmecenin üzerindeki sarı gece lambasını yaktı telefonunu eline aldı mesajları okumaya başladı. Hepsi de buram buram aşk okuyordu.Dışarıda şeker gibi ılık bir hava vardı Yatağından kalkıp penceresini açtı efil efil esen rüzgarla mesajları okumaya devam etti bu aşk kokan yıldızlı sonbahar gecesinde.İyi geceler mesajları,sevgi , aşk mesajları doluydu.Gerçekten aşıktı bu çocuk Zehra’ya.Zehra uzun bir zamandan sonra ilk defa değer görmeye başlamıştı böylesine.Birden içi havadan mıdır aşktan mıdır bilinmez ama kıpır kıpır oldu.Murat bu akşam dolmuşta ne kadar çekingen de olsa , sevdiğinin yüzüne bakıp söyleyemese de Zehra’nın gönlünü mesajlarla almaya başlamıştı bile.Zehra’nın içine , kalbine ilk kıvılcımları düşürmüştü bu
    yıldızlı sonbahar gecesinde. Zehra’nın gözüne bu mesajlardan sonra uyku da girmiyordu.Oysaki eve geldiğinde ne kadar da yorgundu.Aşk kıvılcımları uykusunu kaçırmıştı doktor hanımın.Zor olsa da bir süre sonra uykuya daldı kıpır kıpır kalbiyle.
    Ertesi gün kalktı .Evde kimse yoktu ,annesi Fatma Hanım not bırakmıştı .Notta bankaya gideceği yazılıyordu.Babası da işe gitmişti.Elini yüzünü yıkadıktan sonra kahvaltısını bu sabah kendisi hazırladı.Uyanınca ilk akına gelen Murat oldu.15 dk da kahvaltısını yaptıktan sonra üstünü giymeye gitti.Bu gün diğer günlere oranla daha fazla dikkat etti giyimine.3-4 defa giyinip , çıkardı beğenmedi .Sonra kendisine yakıştırdığı güzel bir kıyafet giydi.Okula gitmek için evden çıktı.
    Fakülteye vardığında gözleri Murat’ı aramaya başladı.Sınıfa çıktı .Murat’ın sırası doluydu ;ama kendisi yoktu.Zehra sınıfa girdi o da çantasını ve kitaplarını sıraya bıraktı . Tam sınıftan çıkarken kapıda Murat’la karşılaştı.Murat dün akşam gönderdiği mesajlardan dolayı Zehra’nın tepki vereceğini düşündüğünden merhaba diyemedi. Zehra merhaba demek zorunda kaldı .Murat bunun üzerine rahatlayarak büyük bir mutlulukla merhaba dedi.Anlaşılan bu aşkta ilk adımı Zehra atacaktı.
    Doktor Murat onca sınavdan geçmiş bu kadar heyecanlanmamış ; fakat Zehra’yı görünce çok heyecanlanıyordu.Ne yapacağını şaşırıyordu.Zehra da bunun farkındaydı zaten.Aslında Murat ‘ın çekingenliği ona açılana kadardı .Sonrası kolaydı.Zehra’da ona karşı ilgi duymaya başlamıştı. Bu yüzden onunla arkadaşlık kurdu .Her akşam dönüşte aynı dolmuşa bindiler, hep aynı ortamda bulundular.Ayrıca Murat da Bursalıydı.Bursa’dan gelmişti İstanbul’a. Yani bir çok ortak yanları vardı.1.sınıf , 2.sınıf , vizeler ,sınavlar , stajlar derken birbirlerine iyice ısındılar.Bu aşk birbirlerine şimdiye kadar itiraf etmeseler de büyüyordu.Zehra güzel duygular yaşıyordu .Sanki şimdiye kadar büyük bir boşlukta yaşamıştı.. Murat ‘la tanıştıktan sonra hayatı daha anlamlı olmaya başlamıştı.
    Zehra ailesine söylememişti henüz bu işi.Zaten önce, söylese annesine söyleyecekti.Babasına diyemezdi.Her kız gibi annesiyle paylaşmalıydı; ama şimdi okuyorlardı. Okul bitince söylerim dedi .Bu düşüncesinde Murat’ın kararlı olması etkiliydi .Okul bitince Murat , yazın memlekete Bursa’ya gidiyordu.Böyle zamanlarda Zehra Murat’ı çok özlüyordu.Sürekli mesajlaşıyorlardı .Fatma Hanım’ın gözünden kaçmamıştı bu mesajlaşma işi ; ama şimdilik bir şey demedi.Yazlar özlemle geçiyordu Murat’la Zehra için.O yüzden üniversitenin açılmasını dört gözle bekliyorlardı.Murat, kendini aşmıştı artık önceden olduğu gibi sıkılıp , çekinmiyordu.Okul zamanı yedikleri , içtikleri ayrı gitmiyordu.Birbirlerine iyice alışmışlardı.Zaman o kadar çabuk ilerliyordu ki 4.sınıf bitmiş .5.sınıfa başlamışlardı.
    Bir gün Murat, Zehra’yı okul çıkışında her zamanki gittikleri pastaneye götürdü.Zehra’nın en sevdiği çilekli pastadan aldı .Kendisine de muzlu pasta söyledi.Pastalar geldi , yemeye başladılar.Hem yiyorlar hem de bir taraftan sohbet ediyorlardı.Murat , Zehra’ya bakarak:
    -Doktor hanım söyleyin bakalım , beni ne kadar çok seviyorsunuz?
    Bu soru karşısında şaşıran Zehra :
    -Nereden çıktı şimdi bu Murat ?
    Nerden çıktıysa çıktı .Soruma cevap alabilir miyim?
    -Bilmem, biraz seviyorum herhalde.
    Murat bu durum karşısında bozularak :
    -Biraz mı ?
    Zehra gülerek :
    -Hemen alınma .Tabii ki çok seviyorum .Hem de canımdan öte.Şimdi oldu mu Murat Bey ?
    -Olmadı.
    -Nedenmiş o?
    -Bir kere öpersen kabulüm .
    Zehra tekrar güldü
    -Burada öpemem ; ama dışarıda kimsenin görmediği bir yerde öpebilirim.
    -Peki , sözünde dur yoksa külahları değişiriz.
    Karşılıklı güldükten sonra pastalarını afiyetle yediler.Murat parayı ödedi, pastaneden çıktılar.Dışarıda Murat söyleyin küçük hanım borcunuzu nerde ödeyeceksiniz ?Zehra:
    -Deniz kenarına gidelim .Orada bir ihtimal öpebilirim .
    Murat , ters bir bakış attıktan sonra deniz kenarına gittiler.Oradaki yeşil renge boyanmış banklara oturdular.Zehra , Murat denize doğru bakarken yanağına bir öpücük kondurdu.Murat da Zehra’yı aynı şekilde öptü.Zehra’ya dönüp :
    -Hayatımın anlamı Zehra’m benimle evlenir misin ? dedi.
    Zehra , kalbi yerinden çıkacak kadar heyecanlandı.Bir ara ne diyeceğini bilemedi. Heyecandan sözcükler boğazına dizilmişti.Sonra birden sesi çıktı :
    -Tabii ki evet.
    Murat, Zehra’ya evlenme teklifi etmişti ; ama hala okuyorlardı.Okulun bitmesine bir sene vardı daha.Bu süre içinde ailelerine hiçbir şey söylemediler. Bir sene sonra ailelerine söylediler.Zehra ilk annesine söyledi.Annesi
    -Bu işler kısmet kızım .Önce sen doktorluk sınavlarına gir ardından bakarız .
    -Ben de öyle düşünüyorum , anne.Evlendikten sonra sınavları veremem
    -Hem kimmiş seni isteyen çocuk , nereliymiş ?
    -Bursalı anne.Adı Murat. Bizim sınıfta o da doktor
    Zehra doktor deyince hem de Bursalı olduğunu duyunca annesi ilk baştan sevindi.Bursa , memleketiydi ne de olsa .Tanımadığı , bilmediği yerler olsaydı ailelerin birbirlerini tanıması da zorlaşıyordu haliyle .Neyse ki Zehra ve Murat TUS sınavını başarıyla geçtiler..Sınavı kazandılar.Zehra beyin cerrahı olmuş .Ali de göz doktoru olmuştu.Zehra yeni mezun olmasına rağmen çok bilgiliydi.Hastalara teşhisi hemen koyabiliyordu.Zehra zamanla beyin cerrahisinde rakip tanımayan bir doktor haline geldi.Yabancı ülkeye gitti.Doktora yaptı , alanında uzmanlaştı.Alanında kendisini epeyce geliştirdi.Murat ise Zehra kadar kariyer yapamamıştı.Zehra alanında parmakla gösterilecek doktorlardan biri olmayı çok kısa bir süre de başarmıştı.
    Sıra evlenmeye gelmişti. Bu arada evlilik teklifinin üzerinden bayağı bir zaman geçmişti. Ailelerine haber verdiler.Murat’ın ailesi Bursa’dan İstanbul’a geldi.Zehra’yı istediler.Hami Bey ile Murat’ın babası Kazım Bey önceden tanışıyorlardı.Onlar da birbirlerini görünce çok şaşırdılar.Ne güzel bir tesadüf olmuştu. Fatma Hanım’la Selma Hanım da birbirlerine ısındılar.Zehra misafirlere kahve yaptı.Özellikle Murat’ın kahvesine tuz koydu .Zavallı Murat kahveyi içmek zorunda kaldı.Zehra’yla göz göze geldi.Zehra , alttan bakarak Murat’a güldü.Ama yine de kıyamıyordu ona .Mutfağa giderek bir bardak su getirdi .Murat Zehra’nın getirdiği suyu bir dikleyişte içti. Hami Bey isteme işi bitince :
    -Madem gençler anlaşmış. Bize pek bir şey düşmüyor.Hayırlı olsun hepimiz için .
    Zehra’yı Murat’a vermişlerdi sonunda.Düğünü de çok beklemeden yaptılar. Zehra çok güzel bir gelin olmuş.Murat da çok yakışıklı bir damat olmuştu.İkisi de doktor ve birbirlerine çok yakışmışlardı. Düğünleri de çok güzel oldu.Konu komşu , akraba herkesi düğünlerine çağırdılar.Evlendikten iki sene sonra çocukları oldu.İlk çocukları erkekti.Adını Can koydular.Hem Zehra’nın ailesi hem de Murat’ın ailesi torunlarını çok seviyorlardı.Zehralar İstanbul’da oturuyorlardı.Zehra İstanbul Tıp Fakültesin’de görev yapıyor , Murat da özel bir hastanede doktorluk yapıyordu.
    Zehra’nın elinden her gün onlarca hasta geçiyordu.Ameliyatlar, ev işleri, çocuk derken Zehra epey yoruluyordu. Tabiri caizse nefes almaya vakti kalmıyordu .Murat da öyleydi. Bunu bildiği için ev işlerinde olsun , Can’ın bakımında olsun eşine yardım ediyordu. Gün boyunca anne ve babasını doğru dürüst göremeyen Can huzursuzlanıyordu.
    Can’ı Zehra’nın annesi Fatma Hanım bakıyordu. Fatma Hanım da yaşlanmıştı artık.Can ise hareketli bir çocuktu.Anneannesini çok yoruyordu.Arada Hami Bey el atsa da Fatma Hanım bu işin altından kalkamadı.Zehra bunun farkındaydı.Can’a bir bakıcı tuttu.Aslında baştan bakıcı tutacaktı ;ama annesi izin vermemişti.Sonunda razı oldu , torununu bakıcıya emanet etti.Ama yine de arada sırada torununu kontrole gidiyordu.Evleri birbirine yakındı.Torununu gözünden esirgiyordu mağlum şimdiki zamanda her şey oluyordu.Bakıcılar küçücük çocuklara dayak atıyorlardı.Neyse ki bakıcı iyi bir kadına benziyordu .O yüzden içi rahat etmişti biraz da olsa.Can da çok tatlı bir çocuktu.Büyüyünce babası gibi yakışıklı olacağı belliydi.Murat’ın anne ve babası da torunlarını çok seviyorlardı.Torun hasreti bir başka oluyordu.Tatillerde , bayramlarda torunlarının yanlarına geliyorlardı.
    İşte Zehra ve Murat’ın hayatları böyle yoğun bir tempoda geçiyordu her gün .Bir tarafta iş bir tarafta çocuk zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorlardı.Yine de birbirlerinden hiç aciz değillerdi. Evlilikleri her şeye rağmen çok iyi gidiyordu .Her iki ailede çocuklarına yardımcı oluyor , dar zamanlarında özellikle Can’ın bakılması konusunda yardımcı oluyorlardı.Murat ilk çocuklarının oğlan olmasına çok sevinmişti.Hep hayalinde ilk çocuğunun oğlan olmasını istemişti. Bir de Can Zehra’dan olunca , sevdiği kızdan daha da tatlı oluyordu, tıpkı annesi gibi.Selma Hanım’da gelininden gayet memnundu.Zehra’nın şimdiye kadar ne kendisine ne de eşi Kazım Bey’e karşı bir saygısızlığını görmemişti.Ayrıca oğullarının mutluluğu onları da mutlu ediyordu.
    Bursa’da neler oluyor ?
    Ali ,Ayşe’yle evleneli sekiz yıl olmuştu. Zehra’nın üniversiteye başladığı yıl evlenmişlerdi.Ayşe’den bir kızı bir de oğlu olmuştu Kızının adını Hasret , oğlunun adını da Samet koymuşlardı.Hasret adını aslında Ali Zehra’yı düşünerek vermişti .Tabii bundan Ayşe’nin haberi yoktu.Evliliklerinde her şey yolunda görünüyordu. Ali eskiden olduğu gibi yine markette çalışıyordu.Ev kirası , masraflarla beraber maaşı zar zor yetiyordu ailesine.Ayşe2nin ailesi olmasa bazen ay sonunu getiremeyecek duruma geliyorlardı.Ali’nin maaşı asgari ücretti.Çoğu zaman ucu ucuna yetiyordu para ; ama yine de ele muhtaç olmadan , Ayşe2nin ailesi tarafından gelen yardımlarla geçinip gidiyorlardı.
    Ali çok çalışıyordu .Elinden gelse ek iş bile yapmayı istiyordu , ailesini daha iyi geçindirebilmek için.Zaten çok çalışmasa markette onu şimdiye kadar durdurmazlardı.Çalışkan olduğu için orda tutunuyordu .Bazen gece vardiyasına bile kalıyordu.Ama bu kadar çalışmak Ali’ye iyi gelmemişti.Kimi zaman baş dönmesi oluyordu.Yine bir gün Ali markette çalışıyordu.Kamyonla gelen malları markete taşırken başı döndü , gözleri karadı , yere yığıldı. Bunu gören arkadaşları hemen ambulansı çağırdılar.Ambulans gelene kadar yüzüne su çarptılar ; fakat bilincini açamadılar. On dakika sonra ambulans geldi., tansiyonu ölçüldü ve gerekli diğer müdahaleler yapıldıktan sonra ambulansla beraber hastaneye götürüldü. Ali’nin yanına markette çalışan arkadaşı Mehmet de oturdu .Onunla beraber hastaneye gitti.
    Hastaneye vardıklarında acilde Ali ‘ye tahliller yapıldı ,Tahlilleri temiz çıkmıştı .Doktor bir de beyin tomografisi istedi.Çünkü bayılmalar ve birden gözün karaması orta kulak , beyin hatta tümör vakalarında rastlanıyordu.Tomografi sonuçları yarım saat sonra çıktı.Doktor filme baktı , tahminlerinden biriydi sonuç maalesef tümör. Beyinde tümör vardı.bayağı da büyüktü ve alınması gerekiyordu aksi takdirde hastayı kaybedebilirlerdi.Ameliyat şarttı.Ameliyat olmasa hem yaşamını sürdürmesinde zorluk yaşayacaktı hem de sonuç daha kötü olabilirdi.Doktor , hesaplamalarını yaptı.Durumun aciliyetinin farkındaydı ; fakat hastanın çok iyi bir doktora ameliyat olması gerektiğini de biliyordu.Lafı uzatmadan durumu Ali’ye anlattı. Ali beyninde tümör olduğunu duyunca çok korktu , arkadaşı Mehmet’le göz göze geldi. Doktor :
    -Korkmayın. İyi bir doktor bu tümörü rahatlıkla alır .Bunun için bir doktor biliyorum .Sizi oraya sevk edeceğim .
    Doktor, adresi ve göndereceği doktorun adını yazdı. Ali’yi İstanbul Tıp Fakülte’sine sevk etmişti .Hem de beyin cerrahı doktor Zehra Aksoy’a. Doktor konuşmaya devam etti :
    -Zehra Hanım bu konuda Türkiye’de sayılı kişilerdendir. Ona kendinizi emanet edin .Allahın izniyle ameliyatınızı gerçekleştirir.
    Bunları demesi kolaydı tabii.Ali hastalığına çok üzüldü. Doktorun da dediği gibi Ali’nin başka çaresi yoktu.Mecbur ameliyat olacaktı. Ali yola doğru hem Mehmet’le gidiyor hem de bunu Ayşe’ye nasıl söyleyeceğini düşünüyordu.Mehmet , Ali’den ayrılır işe gitmek için .Ali Mehmet’e her şey için teşekkür etti .Sevkli olduğunu gösteren belgeyi işyerine vermesi için Mehmet’e verdi.Daha sonra eve gitti.Kapıyı Ayşe açtı. Çocuklar babalarını görünce kapıya geldiler.Ayşe :
    -Hayırdır , Ali. Bu saatte gelmezdin .
    Ali her şeyi bir bir anlattı. Ayşe ağlamaya başladı.Annelerinin ağladığını gören çocuklarda ağlamaya başladı.Ali bu tümörün ameliyatla alınması gerektiğini hemen İstanbul’a gideceklerini söyledi. Ayşe çocuklardan büyüğünü annesine emanet etti.Küçüğünü de yanlarına almak zorunda kaldılar.Küçük olan çocuk Hasret’ti. Annesiz durmuyordu.Eğer onu bırakıp gitseler ortalığı yıkardı.Mecbur onu da yanlarına aldılar. Garaja gidip biletleri aldılar. Bursa –İstanbul otobüsüne bindiler.2,5 – 3 saat sonra İstanbul’a vardılar.Ayşe’nin Sevgi ablası orada yaşıyordu. İstanbul’a vardıklarında hava kararmıştı. Doğru Ayşe’nin ablasıgile gittiler.Geceyi orada geçirdiler.
    Ertesi sabah ekenden kalktılar.Kahvaltılarını yaptıktan sonra Sevgi ablasıyla beraber hastaneye gittiler.Hastane ile ev arasında bir de trafik eklenince iki saatlik yol oluşmuştu. Hasret de huzursuzlanmıştı.Sonunda hastaneye vardılar.
    Zehra da o gün evden oğlunu öptükten sonra çıkar. Arabasına binip hastaneye gider. Sabah 8’de mesaiye başlar.Ayşe’yle Ali hastaneye varana kadar onlarca hastaya bakar.Ali ile Ayşe hastaneye varınca saat 10’u gösterir.Hastane çok büyüktür.Her tarafta sedyeler ve hastalar.Sevgi abla hastaneye girmez .Yolu gösterir , onları dışarıda bekler.Ali de eşiyle beraber olacaklardan habersiz hastanenin merdivenlerini tek tek çıkarlar. İçerideki görevlilere Zehra Aksoy’un hangi katta olduğunu sorarlar.Görevliler de tarif ederler.Hastahane o kadar kalabalıktır ki iğne atsan yere düşmez.Doktor Zehra’nın odası altıncı kat sekiz numaralı odadır.Ali , eşi ve kızıyla birlikte asansöre binerler. Altıncı kata çıkarlar.3, 4, 5 derken 6 numaralı odayı bulurlar.Zehra içeride hastaları muayene etmektedir.Bir ara telefonu çalar ve odasının diğer bölmesine geçerek telefona bakar.Arayan eşidir.Daha sonra tekrar içeri hastalarının yanına gider. Gerekli bilgileri verdikten sonra ‘Geçmiş olsun ’ diyerek uğurlar. Hemşire sıradaki hastayı çağırır.Sıradaki hasta Ali’dir. Eşi ve kızıyla beraber odaya girerler. Zehra önündeki raporları incelerken tomografi sonuçlarını bir el uzatır:
    -Buyurun , doktor hanım.
    Zehra başını kaldırır bir de bakar ki bu Ali’dir.Bir zamanlar onu sevmediğini, ondan nefret ettiğini söyleyen Ali.Hem Zehra hem Ali birbirlerine bakarak donup kaldılar.Ayşe de sonradan fark etti , doktorun Zehra olduğunu.Hepsi şaşkınlık içindedir. Zehra’nın duası kabul olmuştur; fakat Ali’nin yanında bulunan Ayşe’den bir anlam çıkaramaz ve bir de yanlarında çocuk vardır tabii.Zehra her hastaya olduğu gibi , ne kadar zor bir durumda olsa da, meleğini yapmak zorundadır.Tomografiyi alır eline bakar. Ali’nin beyninde tümörü görür. Bursa ‘dan sevkli geldikleri de bellidir zaten . Ali ‘ye ve Ayşe’ye:
    -Hoş geldiniz.Ali, sen ha, Ali! Kader bizi buluşturdu yıllar sonra.Bir zamanlar seni sevmiyorum , senden nefret ediyorum , seni zaten hiç sevmemiştim diye haber gönderdiğin kız yok artık .Karşında okumuş ve doktor olmuş bir Zehra var.Aşık Zehra yok , acı çeken Zehra yok .
    Ali hastalığını falan unuttu :
    -Sen , ne diyorsun Zehra ? Ben hiç öyle bir şey der miyim? Sen gittikten sonra döktüğüm gözyaşlarını evdeki duvarların dili olsa da anlatsalar.Seni ne kadar çok sevdiğimi bir bir anlatsalar. Ne yazık ki bilemeyeceksin . Ne desem boş. Kim söyledi sana bunları ? Kim açtı aramızı?
    Tam bu sırada küçük Hasret annesine dönüp :
    -Anne , babamla doktor teyze neden kavga ediyorlar ? der.
    Zehra asıl ikinci darbeyi bu sözden sonra alır.
    -Demek evlendiniz ha. Eşine sor bakalım kim söylemiş bana bunları, kim açmış aramızı?
    Ali de kulaklarına inanamaz. Ayşe’nin suratı yere düşer .Utançtan kıpkırmızı olur.Foyası ortaya çıkar.Bu konuşmalardan sonra bütün mesele ortaya apaçık ortaya çıkar. İkisinin de güvenlerini sarsmıştır , Ayşe .Kimseye söyleyecek söz bırakmadı.Zehra şaşkınlıktan deliye döndü.Ayşe’nin bunu nasıl yaptığına , niçin yaptığına bir türlü anlam veremedi. En yakın arkadaşı onu sırtından vurmuştu .Ne diyebilirdi ki ?Zehra sabahleyin evden neşeyle çıkmıştı şimdi ise acılarla dolmuştu.Kolu , kanadı kırılmıştı.Bir zamanlar yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen Ayşe meğerse en büyük düşmanıymış .Zehra :
    -Çok yazık , Ayşe .Senin bu kadar da kalpsiz, insafsız olabileceğini düşünmemiştim. Şimdi çekil karşımdan !Bir daha da karşıma çıkma !Senin gibi bir arkadaş olmaz olsun.
    Ayşe odadan kızıyla beraber odadan çıkar.Yaptıklarından dolayı kimsenin yüzüne bakamaz.Zehra sonra Ali’ye dönüp:
    -Ben senin için çok acılar , çok gözyaşılar döktüm ; ama senin değil acı çekmene , tırnağının bir ucuna bile zarar gelmesini istemem.Sen benim ilk göz ağrımdın ve öyle kalacaksın .Bunu bilmeni isterim.Seni sevdiğim kadar kimseleri sevemedim … Şimdi canın bana emanet, bu sefer güvenebilirsin , ben sana hiç kıyar mıyım ?
    İkisi de gözyaşlarına boğuldular. Ali Zehra’ya sımsıkı sarıldı, , öptü , kokladı.Sadece:
    -Hakkını helal et , Zehra…
    Zehra hazırlıklar için ameliyathaneye haber verdi.Söz verdiği gibi beş saat süren operasyondan sonra canından çok sevdiği Ali’sini kurtardı.Şimdi içi huzurla dolmuştu….

      Forum Saati Cuma Mayıs 17, 2024 12:00 pm